KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Bakan, sunumunuzu dikkatle dinledim, çok sayıda düzeltilmesi gereken veri var. Cumhurbaşkanlığı gerekçe ve programları ile verileriniz çelişiyor. TÜİK verilerine göre 2022 yılında sığır mevcudu 17 milyon 876 bin baş iken siz sunumunuzda diyorsunuz ki: "Hayvan varlığını büyükbaşta yüzde 68 artırdık; 16 milyon 667 bine çıkardık." 2022 yılında küçükbaş hayvan varlığı da 58 milyon 448 bin baş iken siz sunumunuzda küçükbaş hayvan varlığını yüzde 67 artışla 53 milyon 274 bine çıkardığınızı belirtiyorsunuz. Kelime oyunlarına ne gerek var, hayvan varlığımız düşmeye devam ediyor. Bu yılın ilk dokuz ayında sığır eti ithalatı yüzde 799 artmış ve eylülde ithalata ödenen 126 milyon 800 bin dolar. "Kaba yem ihtiyacını karşılama oranı yüzde 92." diyorsunuz, süt yeminin 50 kilosu 500 lirayı geçti, gidiyor; yem fiyatlarını baskılamıyorsunuz, sübvanse etmiyorsunuz. Sanayici hem yemi satan hem sütü alan; sütü ucuza alıyor, yemi pahalı satıyor. İthal yeme muhtaç durumdayız, döviz artınca da yem zıplıyor. Çiğ süt fiyatlarını ise olabildiğince baskılıyorsunuz. Yem ithal, aşı ithal ve de veteriner işleri genel müdürlüğü dahi yok. Et üretimi 2022 yılında 2 milyon 191 bin tondu. Bu süreçte dişi inekler, gebe inekler, düveler kesime gitti; seyrettiniz. Göreceli et fiyatı düştü, küçük, aile tipi işletmelerde hayvan varlığı tükendi, ülkemizde hayvancılık sorunlu duruma geldi. Et üretiminde gelecek yılların verilerinde tehlike çanları çalıyor. Kırsalda 1 ile 10 arası hayvan varlığı olan artık bu işten çekiliyor.

Bakın, Cumhurbaşkanlığı bütçe gerekçesinde "2023 yılında planlanan kırmızı et üretimi 1 milyon 945 bin ton." yazıyor. Gerçekleşme 1 milyon 827 ton olarak öngörülüyor. 2024 hedefi 1 milyon 727 bin ton, 2025 tahmini 1 milyon 764 bin ton, 2026 tahmini ise 1 milyon 788 bin ton. Nüfus artışına göre varlığımız o anlamda geriliyor. Et üretimi, nüfusa göre sorun olmaya devam ediyor. Çözümü ise, ithal edip kimden ithal ettiğinizi sorduğumuzda söylemediğiniz vurgun ve talan sürecinin devamına olanak tanıyorsunuz. Ülkenin en büyük para birimi 200 lirayla 1 kilo et alınmıyor. Ankara Çubuk'ta 1 kilo et dana kıyma 350 lira, kuşbaşı 370 lira, antrikot 540 lira; İncek'te kıyma 440 lira, kuşbaşı 480 lira, antrikot 640 lira. Emekli maaşı 7.500 lirayla 21 kilo kıyma alınıyor; kira, su, elektrik, diğer gıdalardan ve giyim kuşamdan vazgeçerse. Ekmeğin kilosu 35 liradan 135 liraya kadar değişiyor, simidin tanesi 13 liraya erdiği yerde tarımda başarıdan değil, tarımda tepe takla gidişten söz etmek olası. Yirmi yıldır tarım sayımı yapılmayan ülkede yirmi yıl sonra planlamadan söz etmeniz de yirmi yılın boşa geçtiğinin bir itirafıdır.

21 üründe arz açığı olduğunu, soruma Bakan Bey yanıt olarak vermişti. Bitkisel ürünlerin üretim miktarına baktığımızda, yine Cumhurbaşkanlığı verilerine göre 2023 yılında 130 milyon ton, 2024 yılında 130 milyon 200 bin ton, 2026 yılı tahmini de 130 milyon 600 bin ton olarak yer alıyor. Nüfus artışına göre demek ki burada da sorunumuz devam ediyor.

2023 yılında fasulye üretimi TÜİK'e göre mayıs ayında 270 bin ton öngörüldü, ekimde 242 bin tona indi çünkü iklim sorunlarından fasulye sorunlu bir sürece evrildi.

Bu yıl TMO'nun tarihinde alım rekoru kırdığını belirtiyorsunuz; tüccar piyasayı düşük tuttu, fark ödemesiyle 9.250 lira alım fiyatı çiftçiye cazip geldi, TMO'ya gitti. TMO'nun depoları dolu çünkü ithal ürünle depoyu doldurmuş, randevu sistemini bilerek çalıştırmadı, bilahare TMO 10 milyon 500 bin ton da buğday almış. Ancak yine 2024 Yılı Cumhurbaşkanlığı Programı'nda TMO'nun buğday alım rakamı 3,5 milyon ton olarak yazıyor. Şimdi, 10,5 milyon ton bu yıl buğday alan TMO, Cumhurbaşkanlığına göre gelecek yıl 3,5 milyon ton alacaksa o zaman taban fiyatı mı düşük tutacaksınız yoksa alım mı yapmayacaksınız? Bu bir soru işareti. Çünkü Türkiye'nin 20 milyon 500 bin ton buğday üretimi varsa nasıl oluyor da Cumhurbaşkanlığı Programı'nda TMO'nun buğday alım hedefi 3,5 milyon ton olarak yazılı biçimde sunuluyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Gürer, toparlayın lütfen.

İlave bir dakika süre veriyorum.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Bunun yanı sıra, Türkiye'de son yirmi yılda, otuz yılda "Sanayi ve turizmde ilerleyin, tarım ürünü ithal edin." dediler, ona uyuyorsunuz ama ülkeye yazık ediyorsunuz. Bu sizin sorumluluğunuz değil, bugüne kadar uygulanan politikaların geneli.

Sunumda orman alanlarıyla ilgili verileri de paylaşayım Sayın Bakan: "2002 yılında 20 milyon hektar, 2022 yılında 23 milyon 200 bin hektar orman alanına ulaştık." diyorsunuz, hatta "Orman varlığını artıran nadir ülkelerdeniz." diyorsunuz. AKP döneminde 540 bin hektar orman alanı maden, otoyol, enerji amaçlı tüketilmiş. Orman artışı ise kelime oyunuyla ve teknolojiden yararlanmayla ilgili. 2015 yılında Kars Kağızman'da -arkadaşımız da dedi ama- 1 hektar olan orman alanı 2021 yılında 12 bin hektar oluyor çünkü orada teknolojiyle, unutulan ormanları saptıyorsunuz, onları Türkiye genelinde kayıt altına alıp "Orman alanı arttı." diyorsunuz.

50 yaşında, 100 yaşında...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum Sayın Gürer.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Son cümlem Başkanım, şunu bitiriyorum; bu ülke için faydalı.

ABDURRAHMAH TUTDERE (Adıyaman) - Ömer ağabeye süre verin, tarıma çok hizmeti var.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye değerli arkadaşlar.

Sayın Gürer, Komisyon Başkanlık Divanı ilave bir dakika daha verme kararı aldı.

Buyurun.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Şimdi orman alanı böyle artıyor ama başka bir şey daha var: Güdül Orman İşletme Şefliği plan ünite tablosunda 1996 yılı orman alanı toplam 11.630 hektar orman toprağı, 13.498 hektar da orman alanı görünüyor. 2006 yılından sonra yapılan amenajman planında bunun tamamı orman alanı gösteriliyor, bozuk orman alanı var sayılarak orman varlığı artırılıyor. "Taşlık", "ziraat" gibi rumuzlu ifade edilen verilerin arkasında, "bozuk sarı çam", "bozuk çam" ya da "orman toprağı" ifadelerinde rumuz değiştiriliyor, onlar da orman varlığına ekleniyor. Bu sizi yanıltmasın, var olanın saptanmasından öte orman varlığı sınırlı ölçüde artıyor. Bunlar gibi verilerle oynanmasın.

Bir cümle daha... Bakın, bugün ne diyemediniz? "Avrupa'da hayvan varlığında, büyükbaş, küçükbaş hayvan varlığında 1'inciyiz." ya da "Dünyada 3'üncüyüz." Niye diyemediniz? Geçen Bakana dedik ki: Domuzu saymazsanız öyle, domuzu sayarsanız...