ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, bütçenizin geneli üzerinde grup sözcümüz Sayın Türeli, Sayın Günaydın gerekli değerlendirmeleri, eleştirileri yaptılar, ben de tekrara girmemek adına birkaç hususun altını çizmek istiyorum.

Sayın Bakan, sabahki sunumunuzda özellikle ulusal su seferberliği ilan ettiğinizi söylediniz, ben de tam bu noktadan sizin Bakanlığınızın dikkatlerini Atatürk Barajı'na çekmek istiyorum. Atatürk Barajı'nda ciddi bir tehlike var, tehlike çanları çalıyor. Adıyaman'ın depremden kaynaklı bütün inşaat malzemesi, bütün atıklar Atatürk Barajı'nın hemen yakınındaki bir dere yatağına istiflendi, orada ayrıştırma çalışmaları yapılıyor, dolayısıyla inşaat atıklarındaki asbest başta olmak üzere bütün kimyasal, biyolojik tüm atıklar yağmurla birlikte Atatürk Barajı'na akacak ve belki de Türkiye tarihinin en büyük çevre felaketiyle karşı karşıya kalacak. Bakanlığınızı bu konuda acilen tedbir almaya davet ediyorum. Bu konuda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına, ilgili tüm yerlere soru önergeleri sunduk, gerekli taleplerde bulunduk, bu saate kadar bir tedbir alınmadı, umarım sizler bu konuda duyarlı olursunuz.

Adıyaman, Atatürk Barajı'na ev sahipliği yapan bir kent, Atatürk Barajı'na çok büyük fedakârlıklar yapıp Atatürk Barajı'nın suyundan faydalanmayan, topraklarının yüzde 80'inde kuru tarım yapan bir kent. Yıllardır çiftçilerimiz suya bakıyor, su bize bakıyor, sudan bir türlü faydalanamadık. AK PARTİ iktidarları her seçim öncesi Adıyaman'daki sulama projeleriyle ilgili sözler verdiler, vaatler verdiler ancak bunlar bir türlü bitirilemedi; örneğin Koçali Barajı, örneğin Çetintepe Barajı, örneğin Gömükan Barajı. Bu barajlardaki çalışmalar kaplumbağa hızıyla ilerliyor, Adıyaman çiftçisi suya hasret, topraklarımız suya hasret bekliyor. Bakınız, 6 Şubat depreminde suyu görmeden vefat eden binlerce çiftçimiz oldu. Bu hasretin son bulmasını istiyoruz Sayın Bakan. Bu bütçeden artık Adıyaman'daki sulama projelerine kaynak aktarılmasını sizlerden bekliyoruz.

Bir de Sayın Bakan, Koçali Barajı'nın göl havzasındaki köylerimiz var. Bu köyler depremden de etkilendiler, bir türlü kamulaştırma çalışmaları yapılmadı. Eğer vatandaşlarımızın arazilerini, evlerini kamulaştırırsanız belki hem depremin mağduriyetini gidermiş olursunuz hem de bakanlıklar arasındaki koordinasyondan kaynaklı mağduriyetleri önlemiş olursunuz. Bağlıca, Gökçay, Koçali ve Doğanlı köylerimizin bir an evvel kamulaştırmalarının yapılmasını sizden bekliyoruz.

Bunun dışında, Adıyaman'da özellikle Bebek 1, Bebek 2 Sulama Projeleri de yıllardır söyleniyor ancak bir türlü kaynak aktarılmadı. Bu konuda da eğer bu bütçeden kaynak aktarırsanız depremin de yaralarını birazcık sarmış olursunuz.

Sayın Bakan, Adıyaman bir tarım kenti, tütünün de başkenti. Sarmalık tütün konusunda geçen dönemlerde Plan ve Bütçe Komisyonunda ve Genel Kurulda gerçekten çok yoğun mesailer yaptık ama bir türlü bu yerli sarmalık tütünle ilgili mesele çözülmedi Sayın Bakan. Elma ile armutlar aynı torbaya konuldu, yapılan yönetmelik yanlış olduğu için sorun çözülemiyor. Kooperatif modeli getirildi, bu modelle de bu işin çözülme imkânı yok. Ben buna ilişkin ayrıntılı bir raporu size sunacağım eğer randevu verirseniz. Sebebi şu: Bu yönetmelikte yerli tütün ile yabancı tütünler aynı kefede değerlendiriliyor ve kooperatifler de büyük şirketlerle aynı statüde değerlendiriliyor. Dolayısıyla kooperatiflerin bu mevcut düzende büyük sigara şirketleriyle veya sarmalık üretimi yapan şirketlerle mücadele etmesi, rekabet etmesi imkânsız yani tabir yerindeyse ölü doğdular. Dolayısıyla bu konuda yeni bir stratejiye, yeni bir çalışmaya ihtiyaç var. Ayrıca, bu konuda, şu anda, özellikle, sarmalık tütündeki hapis cezaları yürürlükte; bu, büyük bir mağduriyet yaratıyor. Bu mağduriyetin giderilmesi için de, tabii ki, Meclis olarak biz, yasa tekliflerini sunduk, daha önce Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak sunduk, yine sunacağız. Bu hapis cezası tamamen saçma bir şey Sayın Bakan. Yani düşünün, millî ve yerli olarak bu topraklarda üretilen bir ürüne siz hapis cezası getiriyorsunuz, sonra da "millî ve yerli iktidar" diyorsunuz. Kaçakçı muamelesi görüyor insanlar, yani Sayın Bakan, siz çok iyi biliyorsunuz, kaçak olabilmesi için yurt dışından Türkiye'ye yasa dışı yollarla gelmiş olması gerekir. Ama bu toprakların tanığı, bu toprakların binlerce yıllık geçmişine tanıklık eden, binlerce insanın ekmeğine kaçakçılık muamelesi ve kaçak muamelesi yapılıyor. Bu, ülkemiz için ayıp. Cumhuriyetin 2'nci yüzyılında gerçekten, gelin, hep beraber ülkemizi, tütün yöneticimizi bu ayıptan kurtaralım diyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Tutdere, buyurun, bir dakika ilave veriyorum.

ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Bakan, bunun dışında, Adıyaman, yıllardır biz hep söyledik, bu IPARD kapsamına bir türlü alınmadı. Bu konuda sizlerden destek bekliyoruz; tarım iliyiz, deprem iliyiz; bu konuda bir çalışma yaparsanız yaraları sarmış olursunuz.

Bunun dışında, Sayın Bakanım, tabii ki bizim Adıyaman'da özellikle göletlerimiz var; Pınaryayla Göleti, Kuşakkaya Göleti de bu konuda sizlerden ödenek bekliyor, destek bekliyor, bu konuda da desteğinizi bekliyoruz.

Adıyaman'ın bir de tarımda kullanılan elektrikte desteklenen iller arasına alınmasını bekliyoruz. Çevre illerimizin tamamı bundan faydalanıyor, ne hikmetse Adıyaman bu konuda bir türlü AK PARTİ iktidarı tarafından görülmedi. AK PARTİ oyu alıyor ama desteği Adıyamanlıya vermiyor. İnşallah bu kötü durumu siz kırarsınız, Adıyaman'ı tarımda kullanılan elektriğin desteklendiği iller arasına alırsınız, çiftçilerimizin de en azından bir talebini karşılamış olursunuz.

Ben, bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.