Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a)Kültür ve Turizm Bakanlığı b)Radyo ve Televizyon Üst Kurulu c)Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ç)Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü d)Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı e)Vakıflar Genel Müdürlüğü f)Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı g)Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ğ)Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu h)Atatürk Araştırma Merkezi ı)Atatürk Kültür Merkezi i)Türk Dil Kurumu j)Türk Tarih Kurumu k)Kapadokya Alan Başkanlığı l)Uludağ Alan Başkanlığı m)Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 15 .11.2023 |
CEM AVŞAR (Tekirdağ) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, kıymetli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben, son söz olarak, bu bütçenin içerisinde yer alan Alevi-Bektaşi Başkanlığıyla alakalı birkaç kelam etmek istiyorum. Açıkçası bu tarihimizde Alevilik denildiğinde gökyüzüne bakılan, yokmuş gibi davranılan bir süreçten bugün resmî olarak bir Bakanlığın bütçesine girmiş olması açısından gerçekten tarihî bir olay. Tabii, Alevi kelimesinin bu metne yazılması da çok kolay olmadı; işte, bin yıllık, beş yüz yıllık, içinde büyük acılar, derin yaralar, büyük mücadeleler barındıran bu toprakların bir konusu. Bu sebeple bu meselenin artısını da eksisini de doğrusunu da yanlışını da bir sürece, bir siyasi partiye bağlamak doğru olmaz.
Bakın, ben Cem Vakfında Yönetim Kurulu üyeliği, Genel Başkan Yardımcılığı görevleri yaptım geçmişte. Alevilerin kamusal hakları noktasında, Türkiye'de hukuki sürecin tüketilmesinden yani 2005 yılında Başbakanlığın böyle bir kaynak aktarımında "Yapamayız." demesinden ve Yargıtayın bu kararı onamasından sonra gelen 2010 yılındaki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sürecinde de Strazburg'da görülen mahkemeleri yakından takip etmiş bir milletvekiliyim; gerek AK PARTİ hükûmetlerinin gerekse geçmiş hükûmetlerde bu meseleye yaklaşımları, girişimleri, süreçleri bilen, kısmen içerisinde olan veya büyüklerinden dinlemiş birisiyim.
Bakın, taleplerin hepsi aslında anayasal talepler. Nedir bu talepler? Bir, kamuda ayrımcılığa uğramamak yani köyü, meşrebi, mensubu olduğu mezhebin sorulmaması. İki, cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi. Üç, her birimizin seksen dört milyonda 1 hissesi olan Türkiye Cumhuriyeti hissesinden inancı yaşatmak ve cemevleri adına eşit pay almak. Bu işin Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlanması, 250 milyon TL gibi bir bütçeye sahip iken 2025 yılında da 164 milyonluk bir bütçeye düşürülmesi -bu arada bütün bütçeler içerisinde düşen tek bütçe bu kurumun bütçesi- en hafif tabiriyle söylüyorum yani meselenin etrafından dolaşmaktır. Bakın, böyle dev bir meselenin, milyonları ilgilendiren bir inanç meselesinin, bu toprakların meselesinin zaten Turizm Bakanlığına bağlanması yine ilk düğmenin yanlış iliklenmesine yol açacaktır. Bakanlık, turizmi mi geliştirsin, kültürü mü tanıtsın, yoksa bir eli değmişken Alevilik meselesini mi halletsin, bu konuya mı çözüm bulsun? Kaldı ki bu bir inanç meselesidir, kültür meselesi değildir.
Bakın, bu konu bizim her söze Alevi'siyle Sünni'siyle başladığımız noktada bize bir samimiyet turnusolüdür. Biz ya o sözün altını dolduracağız, hakkını vereceğiz ya da telaffuz etmeyeceğiz. Üstelik, milletin, vatandaşın bu konuyla alakalı bir sorunu da yok, sadece eyleme geçme noktasında, hakkını teslim etme noktasında Hükûmetin etrafından dolanması var. Sözün özü, bu iş yıllardır, önüne gelen duvarlara rağmen belli bir aşamaya, belli bir noktaya gelmiştir ve bu hepimizin meselesidir. Bu konu, bu açıdan yeniden ele alınmalı, bir inanç meselesi olarak değerlendirilmeli, ihtiyacı olan gerekli kurumun altına bağlanmalı ve bütçesi de ona göre ayarlanmalıdır.
Teşekkür ederim.