Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a)Millî Savunma Bakanlığı b)Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 16 .11.2023 |
SÜMEYYE BOZ (Muş) - Sayın Başkan, değerli üyeler; cumhuriyetin 100'üncü yılında Kürt sorununda çözümsüzlük derinleşirken Millî Savunma Bakanlığının bütçesini görüşüyoruz. Ki bu da daha önce ifade ettiğimiz gibi merkezî bütçenin yüzde 10'una tekabül ediyor. Savunma ve güvenliğe ayrılan bütçenin nasıl bir ekonomik maliyeti olduğundan, savaşta ısrar etmenin nasıl bir bedeli olduğundan vekillerimiz bahsetti. Böyle yakıcı bir konu ki hükûmetler gelip geçti, hepsi de "Terörü bitireceğiz." diye diye bir halkla mücadele etti. On binlerce faili meçhul yaşandı, on binlerce yurttaş yerinden edildi.
"Bu ülkede kimseye zulüm olmamıştır." diyenler aslında buradaki örneğe bakabilirler: Muş Vartinis olayından bahsedeceğim. Muş Vartinis'te askerler tarafından bir ailenin yakılması olayı bu sorunun yakıcılığını göstermekte. Çünkü Bakanlığınıza bağlı askerlerin, bir ailenin yakılarak yaşamını yitirmesine sebep olan canilerin kırmızı bültenle aranmalarına rağmen, emekli maaşı aldığını duyuyoruz. Hâlâ bile konuşurken, bu olayı hatırlarken tüylerimiz diken diken oluyor. Bakanlığa soruyoruz: Bu davanın faillerini açığa çıkarmaya yönelik herhangi bir girişiminiz oldu mu yoksa bunu da yine zaman aşımına mı terk edeceksiniz?
Bundan neden bahsediyoruz? Çünkü bu zihniyetin sürücüleri ve sürdürücüleri karşımızda çünkü bu zihniyet hâlâ devam ediyor. Eğer devam etmeseydi bugün bu caniler yakalanmış olurdu; devam etmeseydi, bugün dava zaman aşımıyla karşı karşıya kalmazdı. Vartinis'te 7'si çocuk, 2'si yetişkin 9 kişi katledildi. Böyle baktığımızda aslında Vartinis katliamı bir çocuk katliamıdır da.
Cumhuriyetin 100'üncü yılında, Şark Islahat Planı'ndan umumi müfettişliklere, mecburi iskân kanunlarından OHAL ve kayyumlara kadar ortaya çıkan tablo ne ise, zırhlı araçların meydana getirdiği, sebep olduğu ölümlerin tablosu da aynıdır. 2008 yılından bu yana zırhlı araçların karıştığı en az 93 olay meydana geldi. Bu olaylarda 52 yurttaş yaralandı, toplam 44 yurttaş yaşamını yitirdi; ölenlerin neredeyse yarısı çocuktu. Bu da özel savaş politikalarının, kürdistanda yürütüldüğünü göstermiş oluyor.
VEYSAL TİPİOĞLU (Kocaeli) - "Kürdistan" dedi.
SÜMEYYE BOZ (Muş) - Burada savaşın maliyetinin ekonomik yükünden bahsettik, evet, ancak güvenliğe ayırdığınız savaşın ve bu yönündeki maliyetini ölçemezsiniz. İnsan canının bedelini hiçbir ekonomi veya bütçeyle açıklayamazsınız. "Göz bebeğimizdir." dedikleriniz çocukları katletti; katliam yaptı, farkında mısınız? Bitlis'in Ahlat ilçesine bağlı Sanayi Mahallesi'nde, Malazgirt'te düzenlenen "Zafer Kutlamaları" adlı etkinlikten dönen ve içerisinde Erzurum 3'üncü Ordu Komutanının olduğu, 25 SH 249 plakalı aracın çarptığı 10 yaşındaki Eyüp Kırtay yaşamını yitirmişti. Erzurum 3'üncü Ordu Komutanı hakkında işlem yaptınız mı yoksa üniforma giyenler suçtan muaf mı? Bunun cevabını vermek zorundasınız çünkü Kürt çocuklarının kanı zırhlı araçlarınızda. "Çocuklara yönelik savaş suçu işleniyor, insanlık suçu işleniyor." diyoruz, başta çocuklar olmak üzere tüm yurttaşların canına kasteden, sokaklarda ölüm saçan uygulamalar devam ediyor. Şimdi, sadece zırhlı araçlarla da değil, bu politikalar sınır dışında da devam ediyor.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Silahlı Kuvvetlerimiz kastediliyor burada; askerimiz, polisimiz kastediliyor. Yani subliminal mesajlarla askeri karalamaya yönelik hareketleri kesinlikle reddediyoruz.
SÜMEYYE BOZ (Muş) - "Bu çocuğu hatırladınız mı?" diyeceğim, resmini arkadaşlar birazdan gösterecekler size. Bu çocuk İsrail katliamında "İsrail'in kimyasal silah kullanması sonucunda yaralanan çocuk." olarak lanse edilmişti ancak sonrasında Rojava'daki görüntüler, 2019'a ait olan görüntüler olduğu anlaşılmıştı. Uluslararası kurumlarca neredeyse savaş suçu olduğu dile getiriliyor ancak kamuoyuna herhangi bir bilgi Bakanlık tarafından ne yazık ki paylaşılmıyor.
6 Şubat depreminden bu yana federe Kürdistan bölgesinde 224 kez fosfor içerikli toplar, yasaklı bombalar, kimyasal silahlar kullanıldığı konuşuluyor. Uluslararası Nükleer Savaşa Karşı Hekimler Birliği, kimyasal ve yasaklı silahlar kullanıma dair raporunda Zap, Metina, Avaşin alanlarında kimyasal silah kullanıldığını belirtmişti. Bu kurum adına bir rapor kaleme alan Doktor Josef Savari ve Doktor Jan Van Aaken raporunda "TSK'nin bir mağara yakınında gaz pompalama cihazı hazırlığında görüldüğü görüntülere yer vermişti." deniyor. Ayrıca aynı kurum Türkiye'nin Kimyasal Silahlar Sözleşmesi'nin olası ihlalleri konusunda bazı kanıtlara ulaştığını duyurmuştu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SÜMEYYE BOZ (Muş) - Toparlıyorum.
Bu kanıtlara dair inceleme başlatıldı mı? Şimdi uluslararası arenada tüm bunlar tartışılıyorken sizin hiçbir şey yapmadan "Öyle bir şey yoktur." demeniz aslında hiçbir şey olmadığı anlamına gelmez. Dünya barış ve istikrarına katkı sunmak istiyorsanız kimyasal silah kullanımının tarafsız kurumlarca araştırılmasının önü açılmalı. Ancak tarafsız ve bağımsız heyetlerin araştırma yapması ve kamuoyunu bilgilendirmesi gerektiğini söyleyenler sırf bunu söylediği için tutuklandı, yargılandı. Ama biliyoruz ki asıl yargılanması gerekenler savaş suçu işleyenlerdir, insanlığa karşı suç işleyenlerdir: Bülent Karaoğlu'dur; 5 yaşındaki Efe Tektekin'i zırhlı araçla katledenlerdir; Efe'yi suçlu gösterenlerdir ve katile beraat verenlerdir.