Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a)Millî Savunma Bakanlığı b)Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 16 .11.2023 |
MÜHİP KANKO (Kocaeli) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Bakan ve Millî Savunma Bakanlığımızın asker ve sivil değerli bürokratları; hepiniz hoş geldiniz.
Silahlı Kuvvetlerimiz bizler için çok önemli bir kurum. Cumhuriyetin kuruluş aşamasından tutun da bulunduğumuz coğrafyadaki tüm tehditlere karşı, mücadelelere karşı çok önemli görevler üstlenmiş durumda. O nedenledir ki bazı önemli gördüğüm konulara değinmek istiyorum.
Bildiğiniz üzere ASELSAN, TAI, HAVELSAN gibi savunma sanayisindeki şirketlerimizin önemli projelerinde çalışan onlarca mühendis bulunmakta. Bu mühendislerimiz neden yurt dışına gidiyor? Bu beyin göçünün sebebi nedir? Bu mühendislerimizi neden ülkemizde tutamıyoruz? Bu göçün arkasında yabancı istihbaratların parmağı mı var yoksa bu kurumlardaki Menzil ve Adıyaman gibi farklı cemaat yapılanmalarının mühendislerimiz üzerinde oluşturduğu baskılardan mı kaçıyorlar?
Sözleşmeli erlerin durumu var. Sözleşmeli er uygulamasının başladığı 2011 yılında sözleşme süresinin kısalığı ve tazminat oranının düşük olması nedeniyle başvuru sağlanamayınca yeni bir düzenleme yapılmıştı. Buna göre, yedi hizmet yılını dolduran sözleşmeli erlerden nitelik belgesi olumlu olanlar kamu kurum ve kuruluşlarına memur kadrolarıyla atanabileceklerdi ama bununla ilgili makamımıza yüzlerce şikâyet geliyor, hiçbir kurum bunları almıyor. Yedi hizmet yılı dolan çok sayıda sözleşmeli erin kamu kurum ve kuruluşlarına atanmak için beklediğini ama henüz resmî bir açıklama yapılmadığı için bunların oldukça güç durumda kaldıklarını söylemek istiyorum. Sözleşmeli erlere yasal olarak verilen kadro hiçbir türlü hayata geçirilmedi, yedi hizmet yılı dolan çok sayıda sözleşmeli erin kamu kurum ve kuruluşuna atanmak için beklediği ancak henüz resmî bir açıklamanın yapılmadığı bu süreçte İçişleri Bakanlığı bekçi alımlarında sözleşmeli erlere öncelik vererek yedi yıl silah ve askerî eğitim almış deneyimli ve hazır personeli değerlendirmelidir. Bu konuda binlerce mağdur var, insanların hayatlarıyla, gelecekleriyle oynuyorsunuz; bu konuda gerekli adımların bir an önce atılması gerekiyor.
Gelelim bedelli askerlik yapanlara. Özellikle deprem bölgesinde olmak üzere ülkemizde sıkça görülen felaketlere yönelik olarak afetlerin öncesinde ve sonrasında yapılacak doğru davranışlarla ilgili deprem kuşağındaki illerde bedelli askerlik yapan kişilere ve hatta bütün askerlere AFAD uzmanlığı eğitimi verilmesi muhtemel depremlere gerekli hazırlıkların yapılmasına büyük katkı sağlayacaktır.
Bakaya kalan gençlerin askerlik durumları var. Öncelikle bir sorum olacak, güncel veriler itibarıyla yoklama kaçağı olan ne kadar kişi var? Doğal olarak, yoklama kaçağı durumuna düşen gençlerin tecil hakkı, bedelli hakkı, üniversiteye kayıt hakkı kalmıyor. Birçok gencimizin, ailesinin ve kendi haya-tını idame ettirmek için çalışmak zorunda olduğu gerçeği göz önünde bulundurularak yaşanan on binlerce mağduriyetin ortadan kaldırılması hususunda asker kaçağı du-rumuna düşen ve bakaya kalan gençlerle ilgili bir düzenlemenin yapılması gereklilik arz etmektedir. Bu gençler kaçak muamelesini hak etmiyorlar, hepsi vatanını seviyor; bunlara bir şans verilmesi gerekiyor.
Millî Savunma bütçesine dikkat çekmek istiyorum. 2016'da 26 milyar liralık bir bütçe varken 2023'te bu 182 milyara çıkmış ve 2024'te ise 440 milyara çıkmış. Sayın Bakana sormak istiyorum: Bütçedeki bu muazzam artışı hangi temel gerekçelere bağlıyorsunuz?
Bir de asıl ben kendim tıp doktoru olduğum için bununla ilgili olarak bir şeyler söylemek istiyorum. Değerli arkadaşlar, ülkemizde ve birçok ülkede tıp eğitiminin te-meli askerî tabipler tarafından oluşturulmuştur. Gülhane Eğitim ve Araştırma Hasta-nesi veya eski adıyla GATA, 1898 yılında İstanbul'da kurulmuş olup günümüzde Etlik Keçiören'de Askerî Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak devam etmekteydi, ta ki 15 Temmuz hain darbe girişimine kadar. Bu tarihten sonra askerî hastanelerin hepsi kapatılmış, Sağlık Bakanlığına devredilmiştir. Oysa askerî hastaneler stratejik anlamda çok önemlidir; savaş durumları için kurulmuştur, askerî tabipliğin tanımı tamamen farklıdır. Çatışma alanında veya askerî hastanede bulunan askerî doktorlar, personel düşman unsurlarıyla çatışmakta olan askerler için en büyük psikolojik destektir çünkü çatışma alanında bulunan asker bilir ki şehit olmadığı takdirde hemen yanındaki askerî doktor kendisine müdahale edebilecek ve onu en kısa zamanda bir hastaneye götürerek askerî doktor olan bir harp cerrahisi uzmanına teslim edecektir. Askerî doktor, sadece klasik tıp eğitimi alan bir insan değildir; tıp eğitiminin yanı sıra savaş koşullarındaki tıp eğitimi, askerî psikoloji, savaş psikolojisi, askerî yönetim konularında da eğitim alarak donanımlı hâle gelir. Cephede ağır yaralanan askerler için dakikaların bile önemli olduğu düşünüldüğünde yaralıya kimin, nasıl ve hangi koşullarda müdahale edeceğini, hasta naklinin nasıl yapılacağını, yolda olabilecek sıkıntılarda neler yapılabileceğini en iyi askerî doktorlar ve personel bilir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - İlave bir dakika daha verdim.
MUHİP KANKO (Kocaeli) - Askerî doktorlar, çatışma ya da savaş koşullarında gerektiğinde silah kullanma ya da gerektiğinde başka bir komutanın yerine birliklere komuta etme yeteneğine sahiptir. Sivil doktorları bugün askerimizin yaşamakta olduğu çatışma alanlarına gönderemeyeceğiniz gibi her an başınıza gelebilecek bir geri-lim zamanında da bu sağlık çalışanlarını cepheye gönderemezsiniz. Askerî cerrahi ve savaş cerrahisi ayrı bir deneyim, başlı başına bilgi ve beceri gerektirmektedir. Bu nedenle bu askerî hastaneler bir an önce açılmalı ve Millî Savunma Bakanlığına devredilmelidir.
Saygılar sunuyorum.