| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) ve Sayıştay tezkereleri a) Adalet Bakanlığı b) Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu c) Türkiye Adalet Akademisi ç) Anayasa Mahkemesi d) Yargıtay e) Danıştay f) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu g) Kalkınma Bakanlığı h) Türkiye İstatistik Kurumu ı) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı i) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı j) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı k) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 15 .02.2016 |
AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Değerli Bakanım, değerli milletvekili arkadaşlarım ve misafir olarak kabul ettiğimiz değerli bürokrat arkadaşlar, değerli basın emekçileri; hepiniz hoş geldiniz. Hepinize -gece olmadı hâlâ- iyi bir akşam diliyorum.
Şimdi, açık söylemek gerekirse Sayın Bakan, günlerden beri danışman arkadaşlarla birlikte Sayıştay denetim raporları üzerinde çalışma yürütüyoruz. Çünkü, iki buçuk aydır hiçbir arkadaşla birlikte gözümüzü açamadık. Torba yasalar, geçici bütçe, merkezi yönetim bütçesi derken, danışman arkadaşların katkılarıyla hazırlanmış -gerçekten onlara da teşekkür ediyorum- değerli bilgileri paylaşmaktan ziyade bölgenin bir insanı olarak ben daha çok GAP, DAP ekseninde hani politikalarınızın neye tekabül ettiğini... Çünkü, bakın, kitapçığa dercetmiş olduğunuz rakamları emin olun nereden baktığınıza bağlı olarak aynı rakamları çok olumluya yorumlayabileceğiniz gibi, eleştirel gözle baktığınızda çok olumsuz sonuçlar da çıkarabilirsiniz. Ben Sayın Başkana bundan yaklaşık on gün önce şunu söylemiştim: "Ya kitapçıklar herhâlde bugün çıkmıyordur. Bize üç gün önceden verin, biz de kendimize göre belli hazırlıklar yapalım." Çünkü, sizde zaman baskısı altında çok hızlı okuyarak bazı rakamları geçmek durumunda kaldınız ama bizim elimize onda başlayan bu toplantıdan birkaç dakika önce geçmiş oluyor. Böyle olunca...
Sayıştayın, özellikle 2014 denetim raporuna ilişkin Bakanlığınıza dair bazı eksikliklere dikkat çekmek istiyorum. Sayıştay şunu söylüyor Sayın Bakan: "2013 yılı Sayıştay denetim raporuyla tespit edilip izlemeye alınan ve aşağıda ayrıntıları belirtilen hususlarla ilgili olarak idarenin 2014 yılı içerisinde herhangi bir düzeltici işlem tesis etmediği görülmüştür." Nedir bunlar? "SODES kapsamında valiliklerce açılan özel hesaplarda belirli bir dönemde kullanılmamış olan ve mevduat olarak bekleyen tutarlar Kalkınma Bakanlığınca anlık ve doğru olarak izlenememektedir." Sayıştay söylüyor ve diyor ki: "Hâlbuki, 2013 SODES Uygulama Usul ve Esasları'nın 9'uncu maddesinin (4)'üncü fıkrası gereğince, valiliklerin SODES BİS aracılığıyla aralık, nisan, ağustos ayı sonunda ödenek bakiyelerini Bakanlığa bildirme yükümlülükleri bulunmaktadır." Bunları eskiden beri bu sürecin içerisinde bürokrat, siyasetçi olarak bulunan, Bakan olarak bulunan biri olarak siz daha iyi biliyorsunuz. Yine Sayıştay raporunda tespit edilen bulguya göre "Bakanlığın valiliklere aktardığı bütçeler kontrol edilememekte, bu konuda ciddi bir denetimsizlik yaşanmaktadır."
Yine, Sayın Bakan, yasal dayanak olmadığı hâlde -protokollerle ilgili- diğer kurumlara kaynak aktarılması, Bakanlığınızdan diğer kurumlara kaynak aktarılması. GAP Bölge Kalkınma İdaresi tarafından yasal dayanak olmaksızın protokol yapılarak diğer kurumlara kaynak aktarıldığı tespit edilmiştir.
Ben daha fazla zamanımı bunlara harcamaksızın özellikle GAP ve DAP'la ilgili bazı hususlara dikkat çekmek istiyorum.
Bakın, Sayın Bakan, çok eski bir Devlet Planlama Teşkilatı teknokratı, bürokratı olduğunuz için bilirsiniz. 1989'dan beri her hükûmetin ana seçim yatırımlarından biri GAP Eylem Planı ama her hükûmetin. Şimdi, biz özellikle diğer hükûmetleri geçerek, bakın, çok iyi hatırlıyorum o zaman da yaptığım çalışmalara dair bu verileri kullanmak üzere takip etmiştim, 26 Mayıs 2008 günü siz vekildiniz, Diyarbakır Ziya Gökalp Spor Salonuna bütün Bakanlar Kuruluyla birlikte dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan özellikle GAP Eylem Planını açıklamak üzere geldi. Değerli arkadaşlar yaptığı konuşma şu: "Yeni bir milat, yeni bir dönüm noktası yaşıyoruz. Bu bir proje değil, bir rapor, bir dosya değil. Takvimi belli, somut, müşahhas olarak tanımlanmış, kaynağı temin edilmiş bir eylem planıdır." ve 26 milyar lira ödenek ayrılarak 2008-2012 yılları arasında tamamlanacak olan GAP Eylem Planı'yla bölgede tamamen sulama kanallarının devreye gireceği ve sulama politikalarının, projelerinin tamamlanacağını o gün için ifade ediyor Sayın Bakan. Bize bu eylem planları, master planları artık çok çok tanıdık geliyor. 1990'lı yıllarda mütemadiyen açıklandı, 2008'de açıklandı, 2012'de bitmedi. Olabilir, planlamalar tutmuyor olabilir.
Şimdi, Sayın Bakan, bir yıl önce 8 Mart 2015 günü Başbakan Ahmet Davutoğlu -siz de artık yedi yıl önceki gibi sadece vekil değil, bu Bakanlığın başındasınız- aynen on gün önce açıkladığı master planı gibi, Mardin'de şunu söylüyor: "Bu bir Türkiye projesidir ve yirmi altı yıldır ertelenen -hani, 2015'te 1989'dan alarak söylüyor- bu proje, iktidarımız tarafından artık ters yüz ediliyor." Ve sulama, kentleşme, ekonomik gelişme, yaşam kalitesinin artırılmasına dair bayağı bir cümle söylüyor. Ama, Sayın Başbakan şunu unutuyor: Söz konusu yirmi altı yılın tam yarısı, on üç yılı kendi iktidarları. Bakın, 1989-2002. Çünkü, Sayın Bakan, ender bir şekilde, 2002'yi milat olarak koyup 2002 öncesi, sonrası ayırdına gitmeyen bakanlardan biri oldunuz. Üç haftadır biz burada gelen bütün bakan arkadaşlarımızdan... 2002 öncesi, 2002 sonrası; cahiliye dönemiydi, arkaik bir dönemi yaşıyorduk, 2002'den sonra her şey değişti. Ama, bakın, Başbakan bir yıl önce yirmi altı yılı mahkûm ediyor ama bu yirmi altı yılın on üç yılının da kendi iktidarları döneminde olduğunu ifade etmiyor. Herhâlde Başbakan da kendi Başbakanlığından başlatıyor süreci çünkü kendisi ondan önceki on üç yılda Başbakan değildi.
Şimdi, devam edelim Sayın Bakan. Mardin'de yaptığı açıklamayla Başbakan bu projenin 2012'de tamamlanması gerektiğini belirtmeden 2018'e uzatıldığını söylüyor geçen yıl Mardin'de söylediği üzere. Kaldı ki geçen yıl ayakları daha fazla yere basan bir eylem planı açıklıyordu. On gün öncekinde -kusuruma bakmayın ama hiçbir şey yok, her şey soyut- 10 madde sıraladı, 10 maddenin karşılığında somut olarak "Bütçesi bu, sınırı bu, başlangıç noktası bu." diye belirttiği hiçbir şey yoktu. Ve öyle bir algı uyandırıldı ki Sayın Bakan, bölgeyi iyi bilirsiniz, sanki bölge Türkiye'nin üzerinde bir yük, kambur. Yok, yok, ben toplumsal algıyı söylüyorum, sizin ifade ettiğiniz herhangi bir hususa dikkat çekmiyorum Sayın Bakan.
Bakın, ben de söyleyeyim: 1990'lı yıllarda tamamlanan ve uzun bir süredir... İşte, siz yüzde 85 dediniz sulama kanallarının tamamlanma oranını, asla buna katılmam mümkün değil. Çünkü, ben de bunları çok çalıştım Sayın Bakan.
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Ana kanalları söylüyoruz.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Tamam. Ama, bunların tümüyle sulanabilirliği öngörülen topraklara, arazilere yetişmesi mümkün değil.
1990'lı yıllarda tamamlanmış barajların, Sayın Bakan, maliyeti 54 milyar TL. Sizin, belki de en beğendim, benim de kullanabileceğim 31'inci sayfada bugün hızlı geçtiğiniz hususları söyleyeyim, şimdiye kadar benim rakamlarımla örtüşüyor. O 54 milyara mal edilen barajlardan 412 milyar kilovatsaat elektrik üretildi. Siz 24 milyar dolar demişsiniz, ben de buraya 82 milyar TL elde edildi... Bakın, daha şimdiden zaten çıkardı, artı, yılda ortalama 10 milyar TL bu barajlar ülke ekonomisine katkı sunuyor. Öyle kambur falan değil bölge. Çünkü, hep enerji boyutuna ağırlık verildi Sayın Bakan, sulama boyutu hep ötelendi sizin de iktidarınızın ilk on iki yılında olduğu üzere. Çünkü, Bakanlığınızın kuruluş felsefesi, bölgeler arası eşitsizliği minimize etmektir. Ama, gerek Doğu Anadolu gerekse Güneydoğu Anadolu için bölgesel eşitsizliği bu projeler üzerinden giderebilmenin yolu enerjiye daha fazla yatırım yapmaktan ziyade, açığa çıkmış barajlardan sulamaya daha fazla yatırım yapmaktı. Şunu söyleyelim: Şimdiden maliyetin 30 milyar lira üstünde; maliyetini çıkarmış, 30 milyar lira ek kaynak yaratmış bütçeye ve her yıl 10 milyar lira daha fazla artı kaynak getiriyor.
Şimdi, bakın, Sayın Başbakanın geçen yıl açıkladığı "Dört yıl içinde tamamlanacak." dediği, 40 milyar lira daha kazandıracak, ortalama yılda 10 milyar. Şimdi, düşünüler yatırım ise önümüzdeki dört yıl için Sayın Bakan, 26 milyar TL. Yanılıyorsam düzeltebilirsiniz. Şimdi, buradan hareketle, bir coğrafyacı olarak söyleyeyim, master tezini Dicle ve Kralkızı Barajlarındaki havzanın jeomorfolojisinde, doktora tezini ise Hasankeyf Ilısu bağlamında hazırlamış birisi olarak söylüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
(Oturum Başkanlığına Kâtip Emine Nur Günay geçti)
BAŞKAN - Ek süre veriyorum Sayın Yıldırım.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, Sayın Bakan, barajlar ömürlüdür, hiçbir kontrendikasyon olmasa bile, hiçbir doğal afetle karşılaşmasa bile, her şey kitaba yazıldığı gibi tıkırında işlese bile bir barajın ömrü elli yıldır. Şimdi, özellikle dikkatinizi şuraya çekmek istiyorum Sayın Bakan: Atatürk Barajı tamamlanalı yirmi dört yıl oldu. Su tutuldu yirmi dört yıldan beri. Kıralkızı ile Dicle Barajı'nın ise on dokuz, yirmi yıl oldu ama Bismil ovası hâlâ tam sulanamıyor. Şimdi, düşünün, barajların hiçbir sorun olmasa bile ömürlerinin yarısı tamamlandı, burada büyük bir projelendirme hatasının olduğunu görüyoruz. Belki de eş zamanlı olarak sulama kanalları ile baraj inşaatı yürümeliydi su tutulmaya başlandığı anda. Madem hani sulama üzerinden bölgesel eşitsizlik giderilecekti. Su tutulmaya başlandığı andan itibaren tarımda bundan istifade edilsin. Bu da yok. Yarısı gitti. Ve şu anda biz büyük bir değer biçerek, temennilerimizin de öngörülen süre içerisinde gerçekleşeceği hususundaki umudumun zayıflığını da bir yana bırakarak söylüyorum: Keşke 2018'de tamamlansa, hani, 2012'den de vazgeçtik.
Peki, bu yapılanlar içerisinde Sayın Bakan, işsizliğin en fazla olduğu 5 il hâlâ bu DAP ve GAP içerisinde, istihdamın en az olduğu 5 il -saymıyorum, zamanımız sınırlı diye- yine bu bölgelerde. Devam edelim, gelinen nokta itibarıyla Sayın Bakan, bölgede gayri safi millî yurt içi hasıladan kişi başına düşen 4.000-4.500 dolar arası. Türkiye ortalaması 9.500 dolar. Bakın, eşitsizlik azalmıyor, makas kapanmıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Ek süre veriyorum. Toparlayabilir misiniz.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Tamam, toparlayacağım Sayın Başkan.
Enerjiden direkt istihdam azdır, enerjinin çalışanı azdır. Bunu şunun için söylüyorum: Şu kitapçıklara yazdıklarımızla Sayın Bakan, bu rakamların dili ile sosyal, toplumsal, ekonomik yaşamın dili çok farklı mecralarda seyrediyor. Keşke hep buradaki niyetlerimiz takvimine uygun bir şekilde tamamlanmış olsa. Bunu sadece GAP ve DAP için demiyorum, DOKAP için, KOP için de keşke böyle olsa çünkü ülkenin 81 ilinde birbirine yakın sosyal refah düzeyinin yakalanmış olması, ülkede bir bütün olarak toplumsal barışa da hizmet eder. Bakın, hedeflerinin tutturulmadığı 2008-2012 arasında, öyle bugünkü gibi her şeyin arkasına sığındığınız hendek ve barikat da yoktu o zaman. Hatta o 8 Mart 2015'te Başbakanın Mardin konuşmasında iki yılda kısmi göreli olarak sağlanmış bir rahatlama dönemini yaşadı bölge. Engelleyici hiçbir faktör yoktu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AHMET YILDIRIM (Muş) - Buna rağmen ilerleme sağlanamadı.
BAŞKAN - Toparlar mısınız.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Toparlıyorum.
Son olarak şunu söyleyeyim: Bir de Sayın Bakan, gerçekten, bu SEGE verileri 2011'de hazırlandı, neden o günden beri güncellenmiyor? Ama, ben de açıklanmadıkça hep şuna yoruyorum Sayın Bakan: Demek ki Bakanlığın kuruluş felsefesi buradaki makası daraltmakken herhâlde SEGE açıklanırsa çok fazla bir şeyin değişmediği açığa çıkmış olacak. Ya değilse beş yıldır neden güncellenmedi?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Yapısal veriler belli vadeler içinde güncelleniyor. Bu yıl yapacağız inşallah.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Peki, Sayın Bakan, TÜİK neden illere göre verileri güncellemiyor? Ulaşamıyoruz biz bunlara. Yani, bu konuda özellikle illerin gelişmişlik indeksiyle ilgili, ekonomik göstergelerle ilgili sağlıklı verilere ulaşamayışımızı tekrar dikkatinize sunarak bütçenizin özellikle ülkemizin bölgesel eşitsizliğini gidermeye hizmet edecek şekilde size ve ülkeye hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Teşekkür ederim.