KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, değerli bürokrat arkadaşlarım, saygıdeğer basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben normalde Genel Kurulda hem Alparslan Türkeş'i hem DPT'yi rahmetle anıyordum ama Sayın Temizel'in sözleri üzerine bugün de DPT'yi rahmetle bir daha analım, öyle olması gerekti. Artık Genel Kuruldaki nöbeti Erhan Bey'e devrederim herhâlde, ben diğer kuruluşları konuşurum. Asli sahibi olarak arkadaşımız intikal etti. Ama bunu niye söyledim? Tam sizin ilk giriş cümlenizde Sayın Bakanım, "Kalkınma Bakanlığı DPT'nin birikimi üzerine kuruldu." dediniz.

Vallahi, "birikim" deyince benim aklıma mirasyedi geliyor yani biraz o mirasa tam sahip çıkılmıyor. Yani hayır, Sayın Bakan söyledi de "DPT'nin birikimi üzerine" deyince ben artık onu mirasyedi aklıma geldi açıkçası Sayın Bakanım, kusura bakmayın. DPT'nin mirası çoktu, malı mülkü o anlamda beşeri sermayesi, geleneği hepsi çoktu ama maalesef sıradan bir Bakanlık hâline getirildi. Önce biz sadece adı geldi diye iyimser bir şekilde Sayın Temizel'in dediği gibi baktık ama hakikaten de demek ki Bakanlık yapılma amacı da oymuş. Yavaş yavaş siyasileşti ve her şeyi doğru bildiğini söyleyen, kafa tutan uzmanların yerine ufacık bir şey yaptığı zaman siyasi baskıyla karşılaşan bir kurum hâline geldi. Onu da niye söylüyorum?

Şimdi, Sayın Bakanın konuşmasında, kendi şeyimi şöyle okurken, bir taraftan baktım, "Öncelikli Dönüşüm Programı" en önce söylemiş. Koyu başladığı yer "beş yıllık kalkınma planları, uzun vadeli perspektif planlar" şunlar bunlar, diyor ki: "Özel programlar hayata geçirmekte ve uygulamayı etkin bir şekilde izlemekte ve değerlendirmektedir." Ben şimdi merak ediyorum, hangisi uygulandı da hangisini değerlendirdiniz, izlediniz, diye soracağım. Niye? 25 öncelikli dönüşüm programı için hazırlanan eylem planları toplamda 1.248 eylem. Bana söyler misiniz 1.248 eylemden kaç tanesi gerçekleşti, kaçıyla ilgili başladınız, kaçını hâlâ planlıyorsunuz. Niye öyle söylüyorum? "35 kamu kuruluşu..." bunların hepsini yazdınız, güzel. Arkasından devam ediyor: "2016 yılında da -oraya özellikle ben vurgu yapıyorum- öncelikli dönüşüm programının uygulanması etkin bir şekilde takip edilecek." Ya, uygulama yok ki siz hâlen daha 64'üncü Hükûmetin eylem programında bir buçuk sene önce yazdığınız eylem planındakileri tekrar yazıyorsunuz. 25 tane dönüşüm programını hâlâ koyuyorsunuz. O 25 tane dönüşüm programı tam üç sene oldu Sayın Bakanım. Kalkınma planı çıkalı üç sene olmadı mı arkadaşlar? Ben mi yanlış hatırlıyorum? 2013'ün baharında burada kabul etmedik mi? 2014, 2015, 2016.

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Eylem planında 2015'te yayımlandı. O eylem planında...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Bakanım, ben ne söylediğimi biliyorum. Size şimdi sıra geliyor, sırayla söyleyeceğim. Çıkarırım, şimdi tek tek okurum, hepsi hafızamda da var.

ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, o da bir kusur zaten.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır, yok, şimdi. 25 tane dönüşüm programının altında 1.200 küsur tane şey üç yıl geçer de uygulamayı hâlen daha siz bize bunu peyderpey peyderpey eylem planı 1, eylem planı 2, eylem planı 3 değil. Artık geçin eyleme bırakın planı diyorum bütün bakanlara. Eyleme geçin bırakın plan yapmayı ya.

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - 174 eylemimiz gerçekleşti.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Bakanım, tek tek söylerseniz 1.248 tane eylemi siz daha geçen sene yeniden açıkladınız seçim öncesi milletin gözünü boyamak için. Gerçekleşenleri sayın, biliyoruz. 174 tanede asıl olan sizin öncelik verdiğiniz sektörlerle ilgili olan, yapısal reformlarla ilgili olan kaç tane gerçekleşti? E, yani şimdi makroihtiyati tedbirler, onları bunları bize kısa vadedeki şeyleri tedbir diye söylemeyin, onu kastetmediğimi biliyorsunuz. Planlama deyince o bizim işimiz, Merkez Bankası olarak o makroihtiyati tedbirleri, kısa kısa yapılan şeyleri buna koymayacaksınız. Sizinkisi beş yıllık plan içerisinde önceliklere göre gerçekleştirilmesi gereken hususlar. E, yani burada onun olması için bir uygulama olacak ki izleyeceğiz, değerlendireceğiz. Şimdi, bize onların hangisinin hangi aşamada olduğunun bir listesini verirseniz biz biraz daha size bunları söylerken... "Kararlılıkla sürdürülecektir." diyoruz. Her birinde "Kararlılıkla sürdürülecektir." Ya, "Kararlılıkla" yazıyorsunuz, itirazımız yok, içeriğine de itirazımız yok bakın, ha, ufak tefek revizyonlar isteriz "İtirazımız yok." derken ama özü itibarıyla söylenenler bu memleketin gerçekleri, yapılması gerekenler. Daha önce de söyledim yani özellikle de sizi referans veriyorum bakanlara da yatırım programında, yıllık programda, kalkınma planında yer alanların yapısını yapın alnınızdan öpeyim diyorum, bir şey demiyorum. Bakın, oraya koyduğunuzun yarısını yapın takdir edeceğim, yarısını. 1.248'de 500'ü geçin geriye sözümü alır özür dilerim ama 500 derken simdi dediğim gibi oraya koyduğunuz basit şeyler, başlattık ayrı bir şey, neticelendirdik ayrı bir şey. En önemli olanları siz zaten buraya yazmışsınız, sektörler belli, şimdi ben onu yeniden okuyarak vakit kaybetmeyeyim, hepimiz biliyoruz. Onun gereğini yapalım. Şimdi, on üç yıllık iktidar hâlen daha "Yapısal önlem lazım." deniyor. Bunu anlamıyorum yani.

İBRAHİM MUSTAFA TURHAN (İzmir) - Sonradan çıktı ihtiyaç.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır, her sene söyleniyor. İhtiyaç hep var, her seferinde de söyleniyor, biz de "Doğru, destek olalım." diyoruz ama oraya girdiğimiz zaman bir anda bir popülizm geliyor "Orasına ellemeyelim, bunu geciktirelim..."

İBRAHİM MUSTAFA TURHAN (İzmir) - Muhalefetten...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Şimdi geleceğim, geleceğim Sayın Turhan, dur, yani bu girizgâh yani geliyorum oraya dur, merak etme. Hani, Sayın Bakanın girişinden başlayarak buradan karışmasın, atlamayayım diye öyle gidiyorum.

HAMZA DAĞ (İzmir) - Girişi yedi dakika sürdü. Maşallah.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hamza, sen sahadaydın, arada olanlardan haberin yok, dur biraz, dinle, ben anlatırım şimdi. Şimdi, bugün öyle, burası Kalkınma Bakanlığı ve yani artık birazcık bugün pozitif ayrımcılığa ihtiyacımız var.

SPK'da da İbrahim'e müsaade edeceğiz yani, orada biraz ellemiyoruz çok konuşsun diye.

Sayın Bakanım, hakikaten, şimdi işin şey tarafı. Varsayımlar, hedefler güzel, ona itirazımız yok ama bunun gereğini yapmamız lazım, hep birlikte yapalım diyorum. Sayın Başbakan yardımcılarına da söyledim, ne gerekiyorsa gelin bir an önce burada ortak bir... Plan ve Bütçe Komisyonu bunun uzmanı veya gerekirse Meclis tüzel kişiliği içerisinde Anayasa Komisyonu gibi bir komisyon kuralım. Çıkması gereken yapısal önlemleri bir getirin; kalan ne, olan ne, hangisi ne kadar sürede çıkar? Neyse, biz de yapıcı bir muhalefet anlayışı içerisinde bunları çıkaralım diyoruz, geciktiğimiz için öyle söylüyoruz. Siz de diyorsunuz: "Bir an önce buralara geçelim, yenilikçiliği, AR-GE'yi teşvik edelim." Evet, sizin de söylediğiniz gibi, AR-GE yapılarıyla ilgili kanunu hep birlikte burada gittik, komisyonda sizinle de önce tartıştık, bütün bakanlarımız da sağ olsun hızlandırdık, çıktı ama eksik, daha eksiğimiz var, onları da tamamlamamız lazım. Böyle şeyleri hemen hızlı bir şekilde çıkarabiliriz. Ha, teknik ayrıntısında itirazlarımız olabilir ama bunları çıkarmak kolay. Ama şimdi, yine siz görevlerle ilgili burada devam ediyorsunuz, hepsinde... Yani, verimlilik nasıl olacak? Ya, verimlilik güzel de üretimi artıramıyoruz ki verimlilik kısmına... Yani bir taraftan üretime, yatırıma doğru bir şey yapacağız ki kamu yatırımların gidişatı belli, özel sektör yatırımlarına dayadık tasarrufu artıralım diyoruz, vatandaşın gelir düzeyi düşük. Hep söylüyorum yani tasarruf gelirin bir fonksiyon. Gelirimiz artmadan...

İBRAHİM MUSTAFA TURHAN (İzmir) - Tartışmalı bir konu.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır, hayır. Ya onu seninle ayrı entelektüel tartışırız. Ya benim param olmadan sana ne parası yatıracağım İbrahim, git sen borsada ne yaparsan yap. Biz öyle kumara para yatıracak kadar paramız yok ki, sen borsacısın.

İBRAHİM MUSTAFA TURHAN (İzmir) - Bak şimdi, sataşmadan söz istiyorum Sayın Başkan.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Senin kâğıtlarına para yatıracak hâlimiz yok.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Borsaya "kumar" derseniz orada anlaşamayız ama.

BAŞKAN - Sayın Günal siz devam edin.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Önce birazcık cebimiz para görecek ki ihtiyaçlarımızı karşılayacağız ondan sonra BES'e mi yatıralım, bankaya mı yatıralım yoksa borsaya mı yatıralım, önce cebimiz bir para görmesi lazım, onu söylüyorum. Vatandaşın da cebi para görmeden tasarruf yapamaz. Tüketime de alıştırılmış bir vatandaş var. Evet, verimliliğin artırılması, program güzel ama bir taraftan yeni üretim alanları yapmazsak zaten mevcudun verimliliğini belli bir noktada zaten onu kendileri, firmalar zorluyor teşvikleri de yeniden gözden geçireceğiz. Yeni bir sanayi stratejisiyle ve sektörel dar bölgeli teşvik sistemiyle üretim ekonomisine bir geçersek onları yavaş yavaş yaparız. Öncelikli sektörlerde de sizin burada söylediklerinizin hepsi aşağı yukarı işte, savunması, sağlık, ilaç, uzay, havacılık bunlar Türkiye'nin ve dünyanın gerçekleri öncelik vermemiz gereken sektörler.

Sağlık deyince burada önemli bir şey daha var. Sizin konuşmanızın içerisinde "Bakanlığımın önemli görevlerinden birisi de kamu yatırımlarının planlanması ve yatırımlara kaynak tahsisidir. Bu çerçeve yıllık yatırım programlarını hazırlamakta, uygulamayı izlemekte, değerlendirmekte. Kamu-özel iş birliği projelerinin karar süreçlerini koordine etmekteyiz." Önceki yıllarda da söyledim. Siz hâlâ burada ve eylem planının içinde kamu-özel ortaklığıyla ilgili...

BAŞKAN - Süreyi uzatıyorum, pozitif ayrımcılıkla biraz uzun veriyorum, lütfen süre içinde kalırsanız.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Çok teşekkür ederim, sağ olun Sayın Başkanım.

Burası çok önemli, bu kaynak planlaması açısından. Daha önce de özü itibarıyla tartıştığımız konulardı ama hâlen daha hem eylem planında hem de burada Sayın Bakan da bunlarla ilgili mevzuat çalışması yapılacağını söylüyor ve ben enteresan şekilde hâlen daha sizi galiba Sağlık Bakanlığının yaptığı projelerden ya tam arkadaşların haberi yok ya da burada bir koordinasyonsuzluk var diye düşünüyorum, kanun çıkarken de burada olan arkadaşlara sormuştuk, 17 tanesi yap-kirala-devret yani şehir hastaneleriyle ilgili. Buradan okuyorum Sayın Soluk, buradan okuyorum da daha devamı var, daha o kafa sallayacağın yer yeni gelecek daha. Ya, Sayın Bakanın söylediklerinden okuyorum, geri kalanı burada, 17 tane yap-kirala-devret de...

İBRAHİM MUSTAFA TURHAN (İzmir) - Teknik konuşurken bile laf atıyorsun Sayın Günal.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yok, ben hepsini takip ediyorum, Habib Bey'in onaylamalarını önemsiyorum, o bürokrat olarak düzgün bir arkadaşımız yani isabetli ve tarafsız, bazıları gibi taraflı yapmıyor, siyasi yapmıyor, adı mevzu bahis değil.

HAMZA DAĞ (İzmir) - Özellikle sataşmadan söz istiyorum.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Şimdi, isim söylemedim ki sataşma olmasın diye.

Dinlerseniz hakikaten haklı olduğumu ve ne kadar bir kaynak israfı olduğunu size de geçen Sağlık Bakanlığında anlatamadım. Sayın Bakanın söylediğine tamamıyla katılıyorum, katılmadığım için değil ama o da biliyor ki 2008 miydi Sayın Bakanım ilk hazırladığımız şey, arkadaşlar burada, Kamu Özel Ortaklığı Başkanımız da burada, o taslak elimizde kadük kaldı, hiç kimse bizi dinlemedi. Bakanlık olduk, yazık oldu derken onu diyorum. Biz DPT olsaydık o kanun şimdiye kadar çıkmış olurdu yani DPT olsaydık derken, eski gücümüz olsaydı kurum olarak kalkıp da Sağlık Bakanlığı kafasına göre, Turizm Bakanlığı bilmem kime göre, "Yok bilmem adada şunu yapalım, modada bunu yapalım." diye herkes kafasına göre öyle yap-işlet-devret, yap-kirala-devret yapamazdı, sizin aldığınız YPK kararlarını kimse delemezdi. Deldiler, çıkaramadınız yani kusura bakmayın bunu tartışmak zorundayız çünkü ben sordum, niye tartışıyorum? Sayın Bakana sordum, hem proje hâlinde devam eden var hem yatırımına başlanacak olan var. Sayın Düzyol burada şahittir, Sayın Dağdaş'ı da çağırdık Kanun çıkarken. Şimdi, tekrar soruyorum: "Bizim sağlıkta yatak hedefimiz kaç." dedim. Sayın Düzyol dedi ki: "On binde 30, ulaşırsak yani işte hasta başına hedefimiz." Şu anda kaç dedik: "On binde 26." Dün gibi hatırlıyorum, hiç unutmadım. Peki, dedim Sağlık Bakanlığı Müsteşarımıza, önce toplam şu andaki yatak kapasitemiz ne? 120 küsur bin. Kaç, dedim bu nedir? Mevcut mu, hepsi mi, işletmeye alınmış olan mı, yatırımı devam eden mi diye de sordum. "Şu anda işler durumda olan." Peki, teşekkür ettim, sonra açtım yatırım programını, Cüneyd Bey'e sordum: Yani bizim anlayacağımız tabirle bu on binde 30'u bulmamız için kaç yatak ihtiyacımız var? "25 bin" dedi. Yatırım programındakileri topladım, 2013, 2014, 20015'te bitecekler 27 bin yapıyordu Sayın Bakanım. On binde 30'u o anda yatırım programınızdaki Sağlık Bakanlığının bütçemizden yaptığı yatırımlarla karşılar durumdaydık. Yok yani ben söyleyeyim de onun için.

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Nitelikli yatak...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Bakanım, söyleyeceğim, orayı söyleyeceğim ama rakamlarda hani bir yanlışlığım varsa arkadaşlar hafızam beni yanıltıyor olabilir. O şartlarda yatak sayısı "nitelikli" diyorsunuz da şimdi ben o zaman daha siyasi ve de ağır konuşabilirim. Devam eden ve yapılmakta olan yatırım niteliksiz olabilir mi şu anda? Yani hastane yapıyoruz, bana şimdi sağlık yatırımlarını programdan çıkarttırmayın.

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Doğru söylüyorsunuz.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani şimdi, şu anda yaptırdığımız YPK kararı şunu söylüyor Sayın Bakan. YPK kararında onun 5 tanesi için "Yeni yatak kapasitesi yaratmadan yapın." diyor.

BAŞKAN - Sayın Günal, ek süre veriyorum, lütfen toparlar mısınız?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.

Bu önemli olduğu için Sayın Bakanın üzerinde durması için aslında onların elini kuvvetlendirmek için söylüyorum da, onlar eleştiriyorum zannediyor. Bakanlar Kurulunda Sayın Günal böyle diyor diye gidin, söyleyin. Sağlık Bakanına deyin, bir sürü ona da söyledik, burada kavga ettik. Yani ciddi tartıştık çünkü şimdi devam eden var, hâlâ proje aşamasında olan var. Diyoruz ki: Bir olanlara bir uygula, görelim, dünyada bunun maliyetli olduğu söyleniyor. Şimdi yeni yaptıklarımız daha ucuza mal oluyorsa zaten yatak kapasitemizi doldurduysak memleketin bu kadar ihtiyacı varken yatak sınıfımızı üç yıldızdan dört yıldıza çıkartmak için 25-30 milyar dolara niye girelim Sayın Bakanım? Önümüzdeki yirmi beş yılı ipotek ediyor, ya hiç olmazsa şu olanları bir bitirin, başlayan var, yenilerini niye başlatıyorsunuz, böyle olur mu? Güya kaynak planı, nasıl planlıyoruz o zaman, sağlığa ayırdığımız para ne kadar, eğitim ne olacak, savunma ne olacak, güvenlik, diğer şeyler ne olacak? Yani onun için söylüyorum. açıkçası bu konularda işte DPT'nin DPT olmasının önemi...

BAŞKAN - Sayın Günal, toparlayabilir misiniz?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Başkanım bitiriyorum, bitiriyorum, toparladım, bu önemli olduğu için biraz şey oldu ama.

DPT'nin siyasileşmeden doğru olanları gidip çatır çatır Bakanlar Kurulunda, YPK'da söylemesinin önemi burada ortaya çıkıyor. Siz de biliyorsunuz kanayan yaramız olduğunu yani üç tane ayrı bakanlık kendi kafasına göre yap-işlet-devret, yap-işlet, yap-kirala-devret diye model ortaya koyar mı? Söyledim burada, Sağlık Bakanlığının harcama yetkilisi yetkisiz olarak para harcadı burada, bu iş için yapan kişi Kamu Özel Ortaklığı Başkanı. Bakanlığın yapısı 2011'de değişti, 2011'de KHK'yla değişti, adam sıradan bir daire başkanı oldu, Sağlık Yatırımları Genel Müdüründen aşağıya harcama yetkilisi olma şansı yok, Maliyeciler, Sayıştaycılar ne dediğimi biliyorlar. O adam hem harcama yetkilisi olarak hem ihale yetkilisi olarak hepsine imza attı arkadaşlar, ben bir şey söylüyorum size ya, böyle sağlık ihalesi mi olur? Burada söyledim, Bakanın önünde söyledim ya. Yani şimdi hepsini söylemiyorum, söylediklerime itiraz etmeyin, sizi desteklemek için.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Günal, dördüncü kez ek süre veriyorum.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bitti Başkanım.

Bunun tek elden yapılması lazım, Kalkınma Bakanlığının o fonksiyonlarını kaybetmeden yeniden bu yatırımların koordinasyonunu, kaynakların tahsisini, koyduğumuz yerde, uzay, havacılık için bir ajans kurulacak deniliyor, ilaçla ilgili, sağlıkla ilgili en fazla harcama transferi yaptığımız yerler buralar, buralara doğru kaynak aktaralım ki, yahu onu oraya vereceğimize o parayla Türk ilaç sektörünü canlandırırız, yerine ilaç sanayiyi kurarız Sayın Bakanım, onu söylüyorum. Yatağımız azıcık dört yıldız olacağına üç yıldız olsun. Kaç para harcıyoruz antibiyotiklerle ilgili geçen araştırma vardı işte. "Biraz düzeldi falan." dedi Bakan. Ne kadar? Sağlıkla ilgili transferimiz, açığımız her sene 50 milyardan fazla neredeyse para etmiyor muyuz, transfer yani gidiyor. İlyas arkada biliyor, iki tarafını da bildiği için yani kaç para olduğunu da bizden daha iyi bilir, ezbere bilir. Şimdi, bunu azaltmak için buraları kontrol etmemiz lazım diyorum. Yoksa size tam tersine elinizi güçlendirmek için söylüyorum. İnşallah, DPT yeniden olma şansımız şu anda yok ama en azından fonksiyonel olarak onları biraz daha kontrol edelim, kaynak tahsisi açısından bunları daha önemli buluyorum. Bir de biz fazla siyasileşmeyelim yani analizleri yaparken de daha teknik olalım, daha uzmanca olalım, özellikle bir iki bakanlıktan bunu daha çok istirham ediyoruz.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Yoruldun, yoruldun.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yok ya, sabaha kadar konuşsam konuşurum da bir şey yok da. Şimdi zaten ana konular belli gerisini daha Erhan Bey burada, o devam eder.

Bütçeniz hayırlı olsun, ülkemizin kalkınmasına inşallah daha fazla katkıda bulunmanıza yarar ve biz de bunları daha az konuşuruz. Hep birlikte bunları konuşmaya değil de demin söylediğim yapısal reformları gerçekleştirmeye yoğunlaşırız. Kısır çekişmelerden, kayıkçı kavgalarından kurtulur sorunların çözümüne odaklanırız diyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.