KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli bürokratlar, değerli milletvekilleri ve basın mensupları; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Hukuk devleti ilkesi özgürlükçü, çoğulcu, çağdaş demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur. Hukuk devleti hukukun üstünlüğünün yaşama geçirildiği, yönetimde keyfîliğin önlendiği, devletin hukuka bağlı olduğu, yargının bağımsız niteliğiyle siyasal baskı ve karışmalardan etkilenmeden çalıştığı, hukuk kurallarının herkese eşit uygulandığı, hak ve özgürlüklerin güvenceye alındığı, bireylere hukuk güvenliğinin sağlandığı bir sistemi ifade eder. Tabii bu saydıklarımızın gerçekleşebilmesinin temel kuralı da yine Anayasa'mızda da sayıldığı şekliyle yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığıyla sağlanabilir. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı yani adil, eşit ve şaibesiz bir yargı esasen herkese lazım olan bir olgudur. Yargı herkese lazımdır, gün gelecek bugün yargı üzerinde etkisi olanların da en çok ihtiyacının olacağı konu bağımsız ve tarafsız yargı olacaktır. Herkesin o bağımsız ve tarafsız yargıya bir gün ihtiyacı olabilir. O nedenle bugünkü iktidar ilelebet kendisinin iktidarda kalacağını varsayarak uzun bir süredir kendi yargısını yaratma peşindedir. Bugün Anadolu'da nereye giderseniz gidin artık adliyelerde siyasetin etkisinden öyle ya da böyle bir şekilde etkilenen maalesef ki yargı mensuplarıyla karşı karşıyayız, özellikle iktidarın uygulamalarıyla ilgili almış olduğu kamuoyunu ilgilendiren birçok davada karar verirken o hâkim veya iddianame düzenleyecekse o savcı veya takipsizlik kararı verecekse savcı maalesef özgür iradesiyle karar veremez duruma geldi. Yani bir savcı takipsizlik kararı verirken "Acaba ne denir? Buradan ertesi gün gönderilir miyim?" kaygısını duyuyor ise, bir hâkim siyasi iktidarla da bağlantılı ya da iktidarın temsilcileriyle bağlantılı bir davada bir karar verirken "Yarın benimle ilgili ne yapılır, nereye gönderilirim?" diye eğer aklından bir soru işareti geçiyor ise işte yargının tarafsız ve bağımsızlığından söz edemeyiz.

Sayın Bakan, geçtiğimiz dönemlerde hâkim, savcı alımlarında -yazılı sınav sonuçlarına göre- mülakatlarda elenen çok sayıda başarılı gencimizin olduğunu siz de biliyorsunuz, evet, siz de biliyorsunuz. Yanınızda oturan Sayın Bakan Yardımcısı "İstanbul Hukuk mezunuyum." diye başladı, evet, ben de İstanbul Hukuk mezunu olarak şunu söylemek istiyorum: Yakın tarihlerde İstanbul Hukuk gibi, Ankara Hukuk gibi Türkiye'nin sayılı üniversitelerinden mezun olmuş ve yazılı sınavlarda 85 puan gibi iyi bir puan almış gençlerin torpili olmadığı için elendiği, torpil yarışında daha önde olan, 55-60 puan seviyesinde olan gençlerin hâkim, savcı yapıldığı günleri maalesef ki yaşadık.

Bakın, bugün AKP'nin yaratmaya çalıştığı bir yargısı olabilir, tekrar söylüyorum: İktidarın "Başarılıyız." diye övünebileceği birkaç konu belki vardır, olabilir ancak "Hukukun üstünlüğünü sağladık, ülkede şaibesiz, herkesin güvendiği bir yargı oluşturduk." diyemiyorsa bu iktidar başarısızdır.

Ben hep söylüyorum, efendim, kötü ekonomi vardır, gün gelir belki düzeltirsiniz ama yargıyı bir kere batırdınız mı geri bunun çıkartılması çok kolay olmaz. İşte, arkadaşlarımız saydı, yargıyla ilgili, değişik kesimlerin yargı üzerindeki etkisinden bahsetti.

Ben daha önceki Bakanlık görüşmelerinde de söyledim. Bakın, 2010 referandumunda biz "hayır" oyu kullanmak için kapı kapı dolaştık, "hayır" dedik ama ne oldu? "Evet" diyen arkadaşların yarattığı o tabloyla 2016 süreci gelişti. O gün söyledik, bakın, sizin bu "evet"lerinizle yargı bir grubun ve bir siyasetin etkisine girecek dedik. Sizler -siyasetçileri kastediyorum, salonda bulunan bürokrat arkadaşlarımızı tenzih ederek konuşuyorum- "evet" oyu verebilmek için çırpındınız ve 2016 sürecinin müsebbibi oldunuz. 2017 ve sonraki Anayasa değişikliği; 2017'de apar topar bir Anayasa değişikliğine gittiniz ve bunun sonucunda yüksek yargıya ve HSK'ye ve yine, Yüksek Seçim Kuruluna, seçim koşullarına etki yaptınız.

Bugün gelinen noktada, Anayasa Mahkemesine üye seçiminden tutun... Yani yakın tarihte İçişleri Bakanlığında siyasi kimliğiyle görev yapmış Bakan Yardımcısı, Sayıştay üzerinden hülle yöntemiyle üye yapıldı. Yargıtayda belki de daha bir koltuğa on dakika oturmadan, bir dosyanın kapağını açmadan Yargıtay üyesi yapılıp Yargıtay kontenjanından Anayasa Mahkemesine üye yapılan kişiler var. Siz, şimdi bunlarla mı adaleti sağlayacaksınız, bunlarla mı yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını sağlayacaksınız?

Bakın, Sayın Bakan, bu konulardaki uygulamalarınız devam ettiği müddetçe hukuka olan güveni yok etmeye devam edeceksiniz. Tekrar tekrar söylüyorum; en temel konu, adliyelerin güzelleştirilmesi değildir. Ben yirmi sekiz sene aktif avukatlık yaptım ve sizin başlangıçta tanımlamaya çalıştığınız o eski adliyelerde, o daktilo seslerinin olduğu adliyelerde yetiştim ve o günleri görmeyle de gurur duyuyorum. Belki o daktilo sesleri vardı o adliyede ama tarafsız ve başarılı bir yargının da o dönemlerde olduğunu söyleyebilirim. Sadece adliye binası yapmak da yetmez, içinin adaletle doldurulması gerekir. Evet, bugünün gelişen koşulları içerisinde yargı mensuplarının, hâkimin, savcının, adliye çalışanının ve ayrılmaz bir parçası olan avukatların en iyi binaları, en iyi çalışma ortamlarını hak ettiğine inananlardan birisiyim. Bu konuda en küçük tereddüdümüz yok. Daha iyisi olsun isteriz ama o adliye binalarının içinde tarafsız ve bağımsız, adil, verilen kararların özellikle "Siyasi mi?" diye tartışılmadığı bir yargı sisteminin olması her şeyden daha değerli ve önemlidir. Teknolojinin kullanılmış olması, yargının iyi işlemesi anlamına gelmez, sadece sistemin hızlı işlemesini sağlar. Bugün gelişen koşullar içerisinde gerçekten teknolojik imkânların kullanılması ihtiyaçtır, bu doğrudur ama o kararı veren hâkimin savcının adil karar vermesi hepsinden daha önemlidir.

Burada yapılan konuşmaların bir kısmında yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı ve siyasetin üzerindeki etkisi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı, toparlayın.

Bir dakika ekliyorum.

CAVİT ARI (Antalya) - Bitiriyorum, bitiriyorum. Sürem daraldı.

Ben hukuk eğitimiyle ilgili olan konunun çok önemli olduğundan bahsetmek istiyorum. Sayın Bakanın vermiş olduğu sayılar var; 48 devlet, 38 vakıf, 86... Bu sayılara yurt dışı, özellikle Kıbrıs'taki fakülteler dâhil mi değil mi? Hemen hızlıca onu sorayım. Çünkü verilen sayılarla şöyle bir şey söylemek mümkün: Dört yılda yaklaşık 100 bin daha mezun vereceğiz, böylelikle hukukçu mezun toplamı 280 bine ulaşacak. Mezun vermek hüner değil, bu mezunların iş alanlarının genişletilmesi için çalışma yapmak gerekir. Özellikle avukatların iş alanları giderek daraltıldı, o da iktidarınızın birçok uygulamalarıyla gerçekleşti. Bu mezunların iş alanlarının genişletilmesi temel esastır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.

CAVİT ARI (Antalya) - Bitiriyorum Sayın Başkan. Ben bir avukat olarak bu Komisyondaki...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı, bunların hepsi hukukçu, bütün milletvekilleri hukukçu.

CAVİT ARI (Antalya) - Cumhuriyet Halk Partisi Grubundaki...

Bir dakika daha söz talep ediyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı, mesele söz değil, mesele bir dakika değil ama herkese aynı uygulamayı yapıyorum.

CAVİT ARI (Antalya) - Başkan, hemen bitiriyorum.

Bir de bakın, yargı paketleriniz var Sayın Bakanım. Bu yargı paketleri içerisinde adliye çalışanları ve infaz koruma memurlarıyla ilgili sağlıklı bir düzenleme bugüne kadar yapılmadı, bu da ihtiyaç. Son soru, daha doğrusu son sözüm, size bir soru şeklinde olacak Sayın Bakan: "Kanun hükmü" size ne ifade ediyor, hatırlıyor musunuz? Kanun hükmü. "Kanun Hükmü" bir filmin ismi. Kanun Hükmü filmini izlediniz mi? Kanun Hükmü filmini izleyip izlemediğinizi sormak istiyorum çünkü sizin tarafınızdan yapılan bir açıklama var. "Altın Portakal Film Festivali'nde terör örgütünün propagandasının yapılmasına müsaade edilemez." şeklinde bir açıklamanızla ve yine Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı marifetiyle...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı, teşekkür ediyorum Sayın Arı.

CAVİT ARI (Antalya) - ...Antalya'da 60'ncısı düzenlenecek olan Altın Portakal Film Festivali'nin iptaline yol açtınız.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı... Sayın Arı...

CAVİT ARI (Antalya) - Bu filmi izlediniz mi, izlemediniz mi? Size sormak istiyorum.

Teşekkür ediyorum.