KOMİSYON KONUŞMASI

ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Teşekkürler Başkanım.

Sayın Bakan, Sayın Başkan; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, sabahki sunumunuzu gerçekten dikkatlice dinledim; özellikle demokrasi, hukukun üstünlüğü, temel haklar ve özgürlükler konusunda çok ciddi şeyler söylediniz, iddialar ortaya koydunuz ancak uygulamaya baktığımızda sizin bu söylediklerinizin hayat bulmasının gerçekten imkânsız olduğu bir Türkiye'de yaşadığımızı gördük. Geçen dönem Parlamentoda gerek "yargı reformları" adı altında gerek "İnsan Hakları Eylem Planı" adı altında 7 paketten bahsettiniz ve bu 7 paket de kanunlaştı ancak uygulamada görüyoruz ki Türkiye'deki adalet özlemi, milyonların adalet özlemi bir türlü giderilemiyor.

Bütün hukukçular şunu çok iyi bilir ki en iyi kanun en iyi uygulamada hayat bulur. Şimdi, özellikle bu son on gündür içinde bulunduğumuz, Türkiye'mizin içinde bulunduğu bir yargı krizi var ve bu yargı krizi de Türkiye'de aslında yargıda yaşadığımız sorunların mevzuattan kaynaklı değil, uygulayıcılardan kaynaklı olduğunu bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Belki benden önceki konuşmacılar da söylemiştir, bugün ülkemizde yürürlükte olan Anayasa'yı açıkça çiğneyen, yok sayan bir yüksek yargı kararıyla bütün Türkiye çalkalanıyor. Özellikle 3. Ceza Dairesinin gerçekten Türkiye'deki bütün hukuk sistemini yok sayan kararı hukuk sistemimizi, adalete olan güveni tekrar tartışılır hâle getirdi. Bu tartışmayla birlikte aslında gözler sizdeydi. Biz, hatta AK PARTİ'ye yakın hukukçular, kamuoyu, bütün sağduyulu kesimler, sizden Adalet Bakanı olarak çok sağduyulu bir açıklama bekliyorduk. Mesela siz Anayasa'ya ve anayasal kurumlara saygı çerçevesinde bir açıklama yapabilirdiniz. Bu konuda bizleri hayrete düşürdünüz. Söz konusu kararın iki yüksek mahkeme arasındaki bir uyuşmazlıktan kaynaklandığını, görüş ayrılığından kaynaklandığını ifade etmeniz gerçekten başta ben olmak üzere Türkiye'deki birçok hukukçuyu hayrete düşürmüştür. Siz Adalet Bakanısınız, işiniz zor; Türkiye'de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmadığı, Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmadığı, nüfusunun büyük bir kısmının adalet özlemiyle tutuştuğu bir ülkede Adalet Bakanı olmak zor. Bu tür açıklamalar da işinizi daha da zorlaştırıyor. Ben size ve ekibinize çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Türkiye'nin en temel ihtiyacı hukuktur, adalettir, demokrasidir; hepimiz bunun farkındayız, bunun bilincindeyiz.

Sayın Bakan, tabii, Adalet Bakanlığı olarak... Ben kendi seçim bölgemle ilgili de birkaç şey söylemek istiyorum. Seçim sürecinde özellikle deprem illerinde çok sayıda dosya var, şu anda savcılıklarda işler kilitlenmiş durumda. Adıyaman'dan bir örnek vereyim: Binlerce dosya savcılıklarda bekliyor. Savcılıklar bilirkişi incelemesi için Karadeniz Teknik Üniversitesine dosyaları gönderiyorlar, Karadeniz Teknik Üniversitesinde dosyalar bekliyor, şu ana kadar raporu dönen dosya sayısı çok az ve binlerce dosya burada bekliyor. Bu konuda bir tıkanma var. Bu tıkanmanın giderilmesi gerekiyor; savcılıkların işi hızlandırması lazım. Etkin soruşturma konusunda çalışma yapılması gerekiyor. Bu konuda sizlere de iş düşüyor.

Yine Adıyaman'da Çelikhan Adliyemiz AK PARTİ hükûmetleri tarafından kapatıldı. Biz, yıllardır, yolunu yaparsınız, belki adalete erişim bu şekilde hızlanır diye düşünüyorduk ama yolu da yapmadı AK PARTİ Hükûmeti. Kapanan bu adliyelerin açılması konusunda nasıl bir yöntem izleyeceksiniz? Vatandaşlar gerçekten adalete erişim konusunda ciddi sorun yaşıyorlar. Biz Çelikhan Adliyesinin yeniden açılmasını bekliyoruz; eğer bu konuda bir çalışma yaparsanız memnun oluruz. Tabii, Besni Adliyemiz yıkılmıştı, sabahki sunumunuzda ihale çalışmalarının yapıldığını söylediniz; ben bu konuda da size teşekkür ediyorum, inşallah kısa sürede Besni'deki adliyemizi yapar ve oradaki avukatlarımızın, halkımızın ihtiyaçlarını karşılamış oluruz.

Sayın Bakan, aslında bu yargı krizine tekrar dönmek istiyorum. Şimdi ne olacak, bu işin sonucu ne olacak? Bakınız, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Kurulda eylem yapıyor, Genel Kurulu milletvekillerimiz terk etmiyor; bu işin sonucu ne olacak? Sizin bu konuda bir Adalet Bakanı olarak gerçekten Türkiye'nin önünü açıcı bir çalışma yapmanız veya bu konuda bir açıklama yapmanız gerekiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Tutdere, toparlayın lütfen.

Buyurun.

ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Toparlayacağım.

Sayın Bakan, hepimiz çok iyi biliyoruz, aslında bu işin başında yanlışa sevk eden 13. Ağır Ceza Mahkemesinin kararı oldu; normalde CMK'ye göre yeniden yargılamayı yapmakla görevli olan 13. Ağır Ceza Mahkemesidir. 13. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimleri gerçekten kanuna aykırı şekilde bir karar vererek topu Yargıtayın kucağına attılar ve ondan sonra da böyle bir çalışma oldu. Yok hükmündedir 13. Ağır Ceza Mahkemesinin kararı. 13. Ağır Ceza Mahkemesinin bu konuda yok hükmünde olan kararından dönerek bir karar vermesi Türkiye'deki bu krizin aşılmasına katkı sağlayacaktır. Tabii ki siz Bakan olarak "Biz yargıya talimat veremeyiz." diyebilirsiniz ama biz şunu çok iyi biliyoruz ki sizin beyanlarınız ve açıklamalarınız bu konuda yol gösterici olacaktır. Bu konuda milletimiz ve halkımız sizden de etkin rol almanızı ve inisiyatif almanızı bekliyor.

Ben bütçenizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Teşekkür ediyorum.