KOMİSYON KONUŞMASI

NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Sayın Bakan, sevgili bürokratlar; bugün, hepinizi, birçok alanda uzman ve sorumlu kişileri bir arada görünce soracak, konuşacak veya iletecek birçok konu çıkıyor başlı başına içerisinden.

Ben aynı zamanda İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesiyim, göreve ilk başladığımızda Sayın Bakandan bir randevu talebimiz olmuştu -kendisi umarım dinliyordur beni- ancak şu ana kadar bu randevularımıza herhangi bir dönüş alabilmiş değiliz.

Bugün bu kadar kısa bir sürede sizlere birçok konuda soru iletmem ya da açıklama yapmam mümkün değil; tam da bu nedenle, Anayasa'nın bizlere vermiş olduğu Meclis denetim yöntemini, soru önergelerini kullanıyoruz ancak şu ana kadar İmralı'da Sayın Öcalan ve 3 mahpusun mutlak tutukluluk hâlleri, hasta mahpuslar, cezaevlerinde Kürtçenin yasaklanması, keyfî şekilde sevklerin reddi, cezaevinde tutulan anne ve çocukların koşulları, cezaevlerindeki kötü muameleler ve idare ve gözlem kurulunun hukuka aykırı ve keyfî kararlarıyla ilgili sadece şahsımın verdiği 23 ayrı önergeye, yine, grubumuza ait 200'den fazla soru önergesine Adalet Bakanlığından hâlâ tek bir cevap alabilmiş değiliz. Bu soru önergelerini vermemizin tam da bugün burada tartıştığımız noktalardaki etkisi hem Anayasa'nın bizlere vermiş olduğu denetimi gerçekleştirmek hem de kamuoyuna ve seçildiğimiz insanlara karşı bir sorumluluğumuz.

Söyleyecek birçok konu var ancak biz burada -benden önceki milletvekillerinin de ifade etmiş olduğu- Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine karşı sorumluluğu ve bağlayıcılığıyla alakalı... Maalesef bugün Türkiye'de Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi arasında bir yargı krizinin, "darbe teşebbüsü" olarak ifade edilen bir sürecin öncesinde örülen süreçler, iç hukuktaki hukuksuzluklar, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı sorunları ama aynı zamanda Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına karşı olan sorumluluğu... Bugün burada ifade ettiğimiz basın özgürlüğü, yaşam hakkı ihlalleri, cezaevlerindeki süreçler, mevzuatımızın sözleşme standartlarına aykırılığı, kadına karşı şiddet ve Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'yla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarını denetleyen Bakanlar Komitesinin önündeki 11 ayrı başlıkta Türkiye'nin denetim süreci hâlâ devam etmekte. Bu denetim süreçlerinden 2 tanesini örnek vereceğim sizlere. Bir tanesi Işıkırık davası, 2017'de verilen bir karar; bugün hâlâ yürürlükte olan TCK 220/6'ya atıfla TCK 314/3 ve 2'nin yani örgüt üyesi olmamakla beraber örgüt adına suç işleme suçunun yasal olarak yapısal kanuni düzenlemenin engel olduğuna ve ihlaline dair karar. Bu karar hâlâ uygulanmıyor ve bu kararla ilgili Anayasa Mahkemesine yapılan başvurularda 2021 Hazirandaki Hamit Yakut kararı pilot karar olarak seçildi ve var olan ihlalin yasamadan kaynaklandığını... Bir kanuni değişiklik için bizlere, Meclise gönderildi bu karar ve sorumluluğu sizlerde ancak aradan iki yıldan fazla süre geçmesine rağmen, öngörülebilir ve belirli olmadığına karar verilen bu mevzuat hükmüyle ilgili Adalet Komisyonunda tek bir hazırlık olmadığı hâlde Bakanlığınızın, Adalet Bakanlığının Komiteye vermiş olduğu cevaplarda ilgili cezaya dair kaç kişi...

Bakan Bey, lütfen dikkatle dinler misiniz, gerçekten size sesleniyorum.

ADALET BAKANI YILMAZ TUNÇ - Dinliyorum, dinliyorum.

NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Buna ilişkin tek bir karar değişikliği yok ve Bakanlar Komitesine verdiğiniz cevaplarda ilgili kararın gereğinin yerine getirildiğine dair bir atıf var ancak aynı tutum, aynı karar; yine, biraz önce ifade edilen, 2014 yılında Sayın Öcalan hakkında verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının yine yasamadan yani yasal bir engellemeden kaynaklı olarak işkence yasağına aykırı olduğu cevabı... Aradan sekiz yıl geçti, Bakanlar Komitesinin önünde 2015 Temmuzda verilmiş olan bir eylem planı var "Türkiye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının işkence olmasına dönük nasıl bir değişiklik yapacak?" diye. Bugün burada siyasiler "AİHM kararlarını tanımıyoruz, siyasi kararlardır ve siyasi kararlara siyasi cevaplar verilir..." Ya da esip gürlemenin gerçek anlamda politik ve diplomatik bir karşılığının olmadığını biz görüyoruz. Bu kararla ilgili içe dönük, siyasi, hamasi söylemler söylenirken Bakanlar Komitesine verilen cevapta ilgili kararın tercüme edildiğine, bu kararın Anayasa, Yargıtay, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne gönderildiğine, bu kararın yerine getirildiğine ve buna dönük denetimlerin devam ettiğine dair bir cevabınız var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - İlave bir dakika süre veriyorum, toparlayın lütfen.

NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Yine, Komite, bu kararla ilgili, Aralık 2021 oturumunda sizlere, Türkiye'ye sorular sordu "Türkiye'de kaç tane ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası var ve kaç yıldır cezaevindeler? Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının değişimiyle ilgili nasıl bir değişiklik yerine getirilecektir?" diye. Bunlara cevap vermediniz, verdiğiniz cevapta ise "ilgili hükmün gereğinin yerine getirildiğine" şeklinde cevap verildi ancak bugün yüzlerce kişi Türkiye cezaevlerinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanmakta, yine, bu cezanın vermiş olduğu ağır infaz koşulları altında kalmaktadır.

Yine, bir sayın hatip söyledi, cenazeye katılmayla ilgili... Yine, Güler ve Uğur Türkiye kararı var, 2014 tarihli; cenaze törenine katılmanın dinî ve manevi bir durum olduğuna, din ve vicdan özgürlüğünü ihlal ettiğine ve bu konuda keyfî ve gerekçeli bir biçimde TMK 7/2'nin öngörülebilir olmadığına dönük karar varken bugün sizlerin sorumluluğunuzda ama AİHM kararlarının gereğini yerine getirip getirmemek...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)