HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, değerli bürokratlar; şimdiye kadar konuşan arkadaşlarımız Türkiye'de hukuk devleti değil kanun devleti bile olmadığımızı yeterli örneklerle açıkladılar. Ben konuya bir başka açıdan yaklaşmak istiyorum. YÖK'ün en son açıkladığı verilere göre bu sene hukuk fakültelerine ayrılan kontenjan 15.644 ve eğer yanlış saymadıysam, öğrenci alan hukuk fakültesi sayısı 55 devlet, 48 vakıf olmak üzere 103, bazı üniversitelerin burslu bölümleri de sayıldığında bölüm sayısı 113. Vakıf üniversitelerinin 9'u Kıbrıs'ta bulunuyor. AK PARTİ'nin iktidara geldiği 2002 yılında avukat sayısı 46.552 iken o sene Türkiye'nin nüfusu 65 milyondu, şimdi kaba bir hesapla 1.396 kişiye 1 avukat düşerken bugün nüfusumuzun 85 milyonu aşmış olduğu göz önüne aldığında, avukat sayısının da 178 bin civarında olduğunu göz önüne alırsak her 477 kişiye 1 avukat düşüyor. 3 Kasım 2002 seçimleri yapılırken Türkiye'deki hukuk fakültesi sayısı 20'ydi, şimdi 113. Anayasa Mahkemesinin 15 üyesinden 8'i hukuk fakültesi mezunu değil, yüzdeye vurursak yüzde 53,3 ediyor. Danıştay açısından konuşacak olursak daha somut, Danıştaydaki 116 üyenin 79'unun hukuk fakültesi mezunu olmadığı söyleniyor, orana vurursak bu da yüzde 68,10 ediyor. Her 10 Danıştay üyesinden neredeyse 7'si hukuk fakültesi mezunu değilmiş. Bir de bunun yanı sıra dekanları hukukçu olmayan fakülteler var, sayısı 22. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Hukuk Fakültesi; Mustafa Alişarlı, mesleği veteriner. Bursa Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi; Mehmet Yüce, mesleği maliye. Doğuş Üniversitesi Hukuk Fakültesi; mesleği ingilizce öğretmenliği. Gaziantep Üniversitesi Hukuk Fakültesi Emine Koban, mesleği maliye. İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi; Abdulkadir Baharçiçek, mesleği kamu yönetimi. İzmir Bakırçay Üniversitesi Hukuk Fakültesi; Mustafa Bektaş, mesleği tıp. İzmir Demokrasi Üniversitesi Hukuk Fakültesi; Cevdet Alptekin Kayalı, mesleği işletme. İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi; Çiğdem Kentmen Çin, siyasal bilgiler. Kırklareli Üniversitesi Hukuk Fakültesi; Neziha Musaoğlu, Fransızca dili ve edebiyatı. Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi; Abdulkadir Şenkal, çalışma ekonomisi. Karatay Üniversitesi Hukuk Fakültesi; Bayram Sade, mesleği ziraat mühendisliği. Necmettin Erbakan Üniversitesi Hukuk Fakültesi; Zekeriya Mızırak, iktisat. On Dokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi; Hasan Tahsin Keçeligil, mesleği tıp. Pamukkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi; İbrahim Organ, mesleği maliye. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Hukuk Fakültesi; Şevket Topal, mesleği ilahiyat. Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesi; Haluk Songur, mesleği ilahiyat. Trabzon Üniversitesi Hukuk Fakültesi; Emin Aşıkkutlu, mesleği ilahiyat. Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi; Fethi Güngör, mesleği ilahiyat. Yozgat Bozok Üniversitesi Hukuk Fakültesi; Ahmet Karadağ, mesleği kimya. Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi; Yunus Yoldaş, mesleği siyaset bilimi. Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi; Mehmet Başalan, mesleği veteriner.

Şimdi, Sayın Bakana, buradaki değerli milletvekillerine ve o fakültede dekanlık yapan, öğretim üyeliği yapan kişilere sormak gerekiyor: Sizin çocuklarınız olsa bu hukuk fakültelerine gönderir misiniz? Bu nedenle ülkemizdeki hukukun ne seviyelerde, ne derecede olduğu da böylece anlaşılmış oluyor. Üniversitelerde yeterli öğretim görevlisi yoksa neden bu kadar hukuk fakültesi açılır? Bir de bu sene kontenjan açılmayan, öğrenci almayan hukuk fakülteleri de var, bu da 4 tane. Eğer yeterli seviyede eğitimli, hukuk fakültesine dekan olacak öğretim görevlisi yoksa, bazı fakültelerde de avukatların öğretim görevliliği yaptığı göz önüne alınırsa neden bir bina kiralayan hukuk fakültesi açıyor?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sözlerinizi toparlamak için bir dakika ilave veriyorum.

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Örneğin, o öğrenci almayan hukuk fakültelerinde dekan var, diğer idari görevliler var; onlar maaşlarını alıyor ama öğrenci yok. Bu da hukukun ülkemizde ne hâle geldiğinin bir başka göstergesi.

Teşekkür ederim Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli bürokratlar, değerli milletvekilleri.