Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 22 .11.2023 |
MEHMET MUSTAFA GÜRBAN (Gaziantep) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, değerli hazırun; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sosyal hizmet merkezlerinin sorumlu olduğu hizmetleri hizmete erişim kolaylığı esasıyla bir arada ve de gerektiğinde diğer kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve gönüllülerle iş birliği içinde sunması beklenmektedir. Bu nedenle, sosyal hizmet merkezi hizmetleri söz konusu olduğunda diğer kurum ve kuruluşlarla yürütülecek iş birliklerinin önemi bir kere daha anlaşılmaktadır.
(Uğultular)
MEHMET MUSTAFA GÜRBAN (Gaziantep) - Başkan, ben sesimi duymuyorum.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye Sayın Gürban.
Değerli arkadaşlar, uğultudan söylediğini Sayın Gürban da duymuyor değerli arkadaşlar. Lütfen her bir milletvekiline asgari nezaketi gösterelim, kendi aramızda konuşmayalım. Bürokrat arkadaşlarımızı da sükûnete davet ediyorum; arzu ederlerse dışarıda yerlerimiz var, bir müzakere yapacaklarsa orada yapabilirler.
Şimdi, değerli arkadaşlar, böyle en az üç buçuk dört saat sürer bu konuşmalar, sonra Bakanın konuşması var, oylama var; dolayısıyla biz yine geceyi buluruz. O açıdan sizlerden istirhamım, lütfen hassasiyet gösterelim, bir an önce her milletvekili görüşlerini buraya yansıtma imkânına kavuşsun.
Değerli arkadaşlar, süre beş dakikadır; zaruri olması hâlinde bir dakika vereceğim ama kesinlikle uzatmayacağım sonrasında.
Teşekkür ediyorum.
Sayın Gürban, sürenizi ekleyeceğim, devam edin lütfen.
MEHMET MUSTAFA GÜRBAN (Gaziantep) - Bu bakış açısıyla, sosyal hizmet merkezlerinin bünyesinde yürütülen hizmetlerde öncelikle ilgili bakanlıkların ve ardından yerel yönetimlerin, üniversitelerin ve sivil toplum kuruluşlarının hizmet süreçlerine daha aktif katkı vermesi noktasında merkezî düzeyde gerekli koordinasyon çalışmalarının yürütülmesi gerekmektedir.
Sosyal hizmet merkezlerinde beklenildiği gibi sürdürülemeyen bazı iş ve işlemlerin olduğu ve mevcut hizmetlerin geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğu açıktır. Cumhuriyetimizin 100'üncü kuruluş yıl dönümünde ülkemizin her alanda olduğu gibi sosyal hizmet alanında da kaliteli hizmet anlayışına ve sunumuna büyük ihtiyaç vardır. Sosyal hizmet alanında kalitenin sağlanması cüretkâr bir hedef gibi görünebilir ancak bu alanda faaliyet yürüten sosyal hizmet kuruluşları ve görev yapan meslek elemanları daha azına razı olamaz. Ülkemizde, cumhuriyetin 2'inci yüzyılına girildiği bu yeni dönemde etik kuralları, eşitliğe bağlılıkları ve becerileri sayesinde birden fazla sistem ve topluluk düzeyinde müdahale edebilen yetkin ve azimli meslek elemanları sosyal hizmet kuruluşlarında kaliteyi geliştirmek için en ideal kesimdir. Bu bakış açısıyla sosyal hizmet merkezlerinde görev yapan meslek elemanlarının sorumlu oldukları hizmetleri bu anlayış temelinde yürütmesi ve bu anlayışı içselleştirmesi sağlanmalıdır.
Şiddetin bireysel sebepleri ve etkilerinin yanı sıra toplumsal sebep ve etkileri meseleye çok boyutlu bir şekilde bakılmasını şart koşmaktadır. Bu husus da şiddet olgusuyla mücadelede hukuki araçların yanı sıra hukuk dışı araçların da devreye sokulmasını gerektirmektedir. 6284 sayılı Kanun'un 15'inci maddesinde düzenlenen destek hizmetleri buna cevaz veren hükümleri içermektedir. Söz konusu hizmetler şiddetin sosyal, ekonomik ve kültürel sebeplerinde etki yaratmak, şiddet uygulayanın farkındalığını artırıp tutumlarını değiştirmek ve şiddet göreni güçlendirmek adına dönüştürücü birtakım araçlar sunmaktadır. Hâkimler, koruyucu ve önleyici tedbirler verirken beraberinde söz konusu destekleyici araçlara da başvurabilir. Öte yandan, 15'inci maddede sıralanan destek hizmetleri şiddet önleme ve izleme merkezi koordinasyonluğunca yürütülecektir. Dolayısıyla şiddet önleme ve izleme merkezlerinin yapısı ve personelinin niteliği söz konusu hizmetleri üstlenmesi ve bu hizmetlerin gereği gibi yerine getirilmesi bakımından önemlidir.
Şiddet önleme ve izleme merkezlerinin güçlendirilmesi, sunulan hizmetlerin kalitesini de artıracaktır. Bu doğrultuda, şiddet önleme ve izleme merkezlerinde uygulanan programların aksayan yönlerinin tespit edilerek iyileştirilmesi gerekmektedir. Zira, aksak işleyen bir program şiddet mağdurlarını koruyamadığı gibi, topluma şiddete yönelik yanlış mesajlar verilmesine de yol açabilir.
Ülkemizde kadına yönelik şiddet her geçen gün artarak devam etmektedir. Bu sorunun ele alınması ve çözümü için birçok çalışma yapılmaktadır. Ancak toplumsal bilincin artması için popüler kültür ürünleri de önemli bir araç olabilir. Ülkemizde üretilen dizilerin kadına yönelik erkek şiddetinin ele alınma biçimleri ve kadın karakterlerin şiddetle mücadele yöntemleri üzerine odaklanarak toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddet sorununa ilişkin farkındalık yaratmayı amaçlaması gerekmektedir. Dizilerin kadın karakterlerinin şiddetle mücadele etme biçimlerinde güçlü bir kadın dayanışmasının önemini vurgulaması ve izleyicilere ilham vermesi gerekmektedir. Kadınların güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği için diziler önemli bir örnek teşkil etmektedir. Ayrıca, dizideki kadın karakterlerin mücadele yöntemleri feminist bir perspektiften ele alındığında kadınların güçlenmesine yönelik olumlu bir etki yaratarak toplumsal cinsiyet eşitliği için bir rol model oluşturabilir. Kadın karakterlerin şiddetle mücadele etmek için kendi güçlerini keşfetmesi kadınların toplumsal cinsiyet rollerinin dışına çıkarak kendi hayatlarına yön vermesini sağlamaktadır.
Toplumda meydana gelen sosyopolitik olaylarla ilgili üretilen kültür-sanat ürünlerinde ele alınan konular arasında bir paralellik olduğu, bir toplumda gündem olan problemlerin dizilerde kendine yer bulduğu görülmektedir. Ülkemizde kadına yönelik şiddet sorunu toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlenmesi konularında daha fazla farkındalık yaratılması gereken önemli bir sorundur. Bu sorunun ele alınması için diziler gibi popüler kültür ürünleri de önemli araçlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bazı dizilerde ise kadına yönelik şiddetin farklı biçimlerinin yoğun olarak yer aldığı, uygulanan şiddetin de gelenekler içinde meşrulaştırıldığı görülmüştür. Gelenekler kapsamında meşrulaştırılan kadına yönelik şiddetin reyting elde etmek ve izleyicinin ilgisini çekmek için bir araç olarak inşa edildiği oldukça açıktır. Bazı dizilerin gerçek yaşamdan uyarlanmış olması ve gelenekler çerçevesinde yoğun olarak kadına yönelik şiddetin yer alması sonucu şiddetin normalleştirildiği görülmektedir. Böylece şiddet sıradan gösterilerek gündelik hayatın bir parçası hâline getirilmektedir.
Toplumlarda bir halk sağlığı sorunu olan şiddetin önemli bir boyutunu oluşturan ısrarlı takip, kasıtlı işlenen bir suçtur. Bireylerin kişilik ve yaşam haklarına karşı işlenen bu suç bireylerde sosyoekonomik, psikolojik, fiziksel ve benzeri olumsuzluklar yaratmakta, onların yaşam kalitesini düşürmektedir. Sebebi her ne olursa olsun gerçekleştirilen takip eylemlerinin mağdur üzerinde bir şiddete dönüşmeden önlenmesi ve takipçiye müdahale edilip kontrol altına alınması elzem bir durumdur.
Bir şiddet biçimi olan takibin toplumda mağdurlar yaratmaması adına, takip konusunda alanındaki profesyonellerinin verdiği eğitimlerle, medyada yer alacak olan kamu spotlarıyla kamuoyu, özellikle de kadın ve kız çocukları bilgilendirilmeli, bu konuda farkındalık yaratılarak sosyal ya da profesyonel desteklerin alınması sağlanmalıdır. Israrlı takibin taraflarından biri olan takipçilere sadece hukuksal anlamda ceza vermekle yetinilmemeli, aynı zamanda onların rehabilitasyonları uygun profesyoneller tarafından sağlanmalıdır çünkü suçun tekrarı bu durumlarda karşılaşılan diğer en önemli sorunlardan birini teşkil etmektedir.
Israrlı takip sorununun çözümünde bilimsel çalışmalara yer verilmeli, alanında farklı disiplinlerin çalışması sağlanmalıdır çünkü yapılan çalışmalar nedenlerin ve bu nedenlere yönelik çözüm önerilerinin ortaya konulmasında oldukça etkin rol oynamaktadır. Örneğin, ısrarlı takibin nedenleri, takipçilerin kimler olduğu, takipçilerin hangi yöntemleri kullandığı gibi faktörlerin ortaya konulması, ortaya konulan bu verilerin toplumdaki ilgili kurumlar tarafından dikkate alınması ve bu doğrultuda önleme, müdahale etme, rehabilite etme gibi konularda adımlar atılması çözümleri de beraberinde getirecektir.
Sonuç olarak, ısrarlı takibin birçok nedeni, sayısız mağduru vardır. Dolayısıyla bu nedenlerin belirlenmesi ve zamanında gerekli müdahalelerin yapılması risk altındaki kadınları şiddetin bir türü olan ısrarlı takipten ve onun zararlı sonuçlarından koruyacaktır.
Kahramanmaraş depremi sonrasında, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının faaliyetlerinde psikososyal destek alanında kurumsal akreditasyon sağlanması için psikososyal destek çalışma grubuna ait yerel düzeyde eylem planlarının oluşturulduğu ancak ayni bağış depo yönetimi ve dağıtım hizmet grubuna yönelik eylem planlarının henüz oluşturulmadığı görülmüştür. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının görev alanları çerçevesinde kurumsal afet müdahale planlarının geliştirilmesi gerekmektedir. Özellikle risk altındaki gruplara yönelik ve özel ihtiyaç sahibi bireylere yönelik daha detaylı planlamaların yapılması gerekmektedir. Bununla birlikte, özel ihtiyaç sahibi grupların ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik, bu alanda çalışan sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yapmak oldukça önemlidir. Büyük ölçekli afetler ortaya çıktığında daha sistematik müdahalelere ihtiyaç duyulduğu açıktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Gürban, toparlayın, ilave süre veriyorum.
MEHMET MUSTAFA GÜRBAN (Gaziantep) - Ayrıca, Türkiye Afet Müdahale Planı'nda belirtilen çözüm ortaklarıyla iş birliği yapma konusunda eksikliklerin olduğu görülmekte, özellikle yerel yönetimler ve STK'lerle iş birliğinin geliştirilmesi gerekmektedir. Refakatsiz çocuklarla ilgili yürütülecek işlemlerde diğer kamu kurumlarıyla ortak bir kriz masası oluşturulması, depremden etkilenen vatandaşların ihtiyaçlarının belirlenmesi ve kaynaklara yönlendirilmesi için STK'lerle daha fazla iş birliği yapılması gerekmektedir.
Ayni yardımların dağıtımı konusunda koordinasyonun geliştirilmesi için stratejik dağıtım noktaları önceden belirlenmeli ve dağıtım merkezlerinden uzak noktalarda da ileri dağıtım merkezlerinin oluşturulması konusunda planlamalar yapılmalıdır. Afetten etkilenen vatandaşlarımızın bütününe psikososyal destek hizmetlerin ulaştırılması adına daha fazla psikososyal hizmet birimleri oluşturulmalıdır. Ayrıca, kentlerden uzakta barınan vatandaşların ihtiyaçlarının ivedilikle giderilmesi için mobil sosyal hizmet araçlarının da artırılması gerektiği kanaatindeyim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET MUSTAFA GÜRBAN (Gaziantep) - Az bir şey kaldı ama...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.
MEHMET MUSTAFA GÜRBAN (Gaziantep) - Afet sürecinde krize müdahalenin etkili bir şekilde yürütülmesi adına ilgili bakanlıkların, tüm sosyal politika ve yerel aktörlerin etkin bir iletişim ağına sahip olması büyük önem arz ettiğinden koordinasyonun sağlanması, belirtilen tüm aktörlerin personellerine afet öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılacak çalışmalar için eğitimler verilmelidir.
Afetlerde sosyal hizmet müdahalesinin afet sonrası dönemde de sürdürülmesi gerekmektedir. Bu anlamda, kısa dönemde bir-üç aylık, üç-altı aylık ve bir yıllık gibi süreçlerde basamaklandırılmış bir sosyal iyileştirilme planına ihtiyaç duyulduğu aşikârdır. Bu planlar kapsamında, gündelik hayata dönmeyi kolaylaştıracak hizmetlerin yanında, bireysel ve toplumsal baş etme kapasitelerini artırmak için psikoeğitimlerin yanında iş kaybı yaşayan bireyler için istihdam alanı oluşturulması ve meslek edindirme kurslarının, ailenin ekonomik kapasitesini güçlendirebilecek uygulamaların da planlanması oldukça önemlidir.
Teşekkür ederim Başkanım.