Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 22 .11.2023 |
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Teşekkürler.
Sayın Bakan, biz sabahtan beri burada kadına yönelik şiddetin Türkiye'deki yaygınlığını; kadın olmanın, kadınların özne olmasını, toplumsal cinsiyete duyarlılığın nasıl olması gerektiğini ve buna benzer birçok hususu ifade ederken kadınları yeniden "analık" üzerinden tarif eden bir siyasal aklın devam etmemesi, Bakanlığın tesir etkisi altında ne kadar kaldığı konusunda toplumun da bizlerin de şüphesi var; bunun aksini göstermeniz için de önünüzde uzun bir dönem var.
Biz burada bu görüşmeleri yapıyorken bugün bile kaç kadın şiddet görüyor, kaç kadın ölümle burun buruna geliyor; kaç kadın işsiz; adliyelerde kaç kadının katliamıyla, taciziyle, istismarıyla ilgili kaç dava görülüyor; kaç çocuk istismar tehdidi altında? Bunlarla ilgili bilginiz var mı? Bunlarla ilgili, şu anı anlama noktasında bile bir ruh ve hissiyat gerekir. Bunlar birer rakam ya da sizlerin verdikleri birer rakam bugün, yarın ya da ileride bizlerin de muhalefetin de toplumun, halkın yanında olan siyasetin de sorumluluğu ama en çok da yirmi bir yıldır iktidarda olan sizlerin sorumluluğundadır. Sizler bu sorumluluğu yerine getirirken halka, sivil toplum kuruluşlarına ve en çok da kadınlara kulağınızı kapatıyorsunuz.
Tek bir örnekle açıklayacağım bunu: 2012'de 6284 sayılı Yasa'nın 20'nci maddesinin (2)'nci fıkrası tartışıldığında, sadece Bakanlığa değil sivil toplumlara da kuruluşlara, vakıflara, kadın derneklerine de müdahillik talebinin eklenmesine dönük taleplere kulaklarınızı tıkadınız. Bugün görülen istismar, cinsel saldırı, kadın katliamı davalarının hemen hemen hepsinde müdahilsiniz. Buna ilişkin ne kadar bir rakam var, ne kadarı hangi durumda; bununla ilgili bir veri, istatistik paylaşmadınız. Ancak bir avukat olarak tecrübe ettiğimi size ifade etmek isterim: Sizlerin müdahil olduğunuz dosyalarda, olayların gerçekleştiği yerlerdeki kadın hakları merkezlerinin, çocuk hakları merkezlerinin, kadın derneklerinin müdahillikleri reddediliyor; sadece Bakanlığınızın içerisinde yer aldığı davalarda yer alan avukatlar, sadece kâğıt üstünde davaları takip ediyor. Bu dosyalarla ilgili, sizlerin övünerek ifade ettiğiniz bu maddenin uygulama biçimi; aslında Bakanlığa "evet", sivil topluma, kadın derneklerine "hayır". Ancak en çok da bu şiddetin engellenmesine dönük, ta en başından bugüne kadar, en büyük mücadeleyi aralıksız bir biçimde sürdüren de bu kadınlar. Orada, davada temsil etmese bile, o gün orada mağdurun yanında, topluma karşı bu şiddetin engellenmesine dönük her türlü mücadeleyi yürütenler, bugün kabul edilmeyen dernekler, platformlar ve kadın hareketleridir.
Bir örnek vereceğim size, özellikle cinsel istismar davalarını da sormak istiyorum size: Ailelerin, çocukların şikâyetlerini geri çektiği davalarda, Bakanlık avukatları ne kadar aktif avukatlık yapmaktadır? Bu dosyalara sadece kâğıt üstünde verilen dilekçeler dışında, dosyanın kovuşturma aşamasında ilerlemesi için ne kadar aktif bir avukatlık yürütmektedir? Benim bilhassa temsilciliğini yaptığım bir dosyada, Bakanlık temsiliyetini yapan avukata: "Lütfen, ne olur, bu dosyayı takip edin, bu dosyanın bu şekilde kapatılmasına izin vermeyin." talebime söylediği şey şu oldu, tıpkı Opuz davasında ifade edildiği gibi: "Bizler burada var olan şiddet ve istismarın aynı zamanda hem sorumlusu hem de caydırıcı politikaları yürütmesi gereken bir makam olarak, aynı zamanda yargılamada neyi nasıl söyleyeceğimiz arasında bir çelişki içerisindeyiz." Bunu, savunması noktasında, özellikle cinsel istismar dosyalarında, müdahilliğe izin verilmeyen kurumlar dışında, yalnız bırakılan o dosyaların birçoğunun beraatle sonuçlandığını biz biliyoruz. Sizlere soruyorum: Benzer dosyalardaki dosyaların akıbetiyle ilgili bir çeteleniz, Bakanlığın hukuk hizmetlerinin bir çalışması var mıdır? Var olan avukat sayılarının yetersizliği bir kenara, takip edilen dosyalardaki bilhassa iddianame ve mütalaa sonrası Bakanlığın sunduğu yazılı savunmalar var mı? Sadece duruşmaya girip "Buradayım." "Katılıyorum." "Eksik hususlar tamamlansın." dışında, yazılı savunma verilen dosya, gerçekten bir örnek varsa duymak istiyorum.
Opuz davasını biz örnek veriyoruz; orada, gerçek anlamda... Hâlâ Bakanlar Komitesinde izleme süreci devam ediyor. En son bir eylem planı sunuldu o dosyaya ve orada bile şunun altı çizildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Uysal Aslan, lütfen toparlayın.
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Türkiye'deki genel ve ayrımcı dilin pasifliğini, yargının kadına şiddet dosyalarında ya da benzer dosyalarda, kasıtlı olmasa bile, adli pasiflik olarak ifade etti. Nedir adli pasiflik? Bugün şikâyete gidilen Emniyetten tutalım, soruşturmanın başlangıcından dosyanın Yargıtayda onanmasına kadar sürecin tamamında, dosyalarda, gerçek anlamda, kadını suçlayan, kadını yargılayan değil olayın gerçek failini ortaya çıkarabilecek bir aktiflikte yer almaması ve bu, sadece mahkemeler için değil Emniyetten tutalım Yargıtay aşamasına kadar verilen bir süreç. Sizler bu izleme sürecinde bunlara ilişkin birçok reform yaptığınızı iddia ediyorsunuz ancak hâlâ yüzlerce, binlerce dosya devam ediyor; hâlâ hem Şırnak'ta hem Manisa'da hem İstanbul'da hem Ankara'da hem Karadeniz'de, Türkiye'nin dört bir yanında kadına şiddet, kadın istismar dosyaları, çocuk istismar dosyalarında beraat kararları veriliyor, düşme kararları veriliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)