KOMİSYON KONUŞMASI

ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Evet, teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, Değerli Komisyon üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, özellikle ülkemizin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, Anayasa'mız ve Çocuk Koruma Kanunu, Bakanlığımıza ve devletimize aileyi ve çocukları koruma konusunda birtakım sorumluluklar yüklüyor. Türkiye'deki fotoğrafa baktığımızda aslında başta Bakanlığınız olmak üzere bu konuda devletin yetersiz kaldığını kadına yönelik, çocuklara yönelik şiddetin, istismarın bir türlü önlenemediğini üzülerek görmekteyiz, bu konuda gerçekten ciddi çalışmaların yapılması gerekiyor.

Benim, özellikle sabahki sunumunuzda Sayın Bakan, bir avukat olarak dikkatimi çekti -19'uncu sayfada- 81 ilde 350 avukatla kadın, çocuk ve her türlü dosyaları takip ettiğinizi söylediniz. Gerçekten bu kadar yoğun istismarın, şiddetin, kadın cinayetlerinin işlendiği bir yerde 350 kişilik avukat grubuyla, ordusuyla sizin bu hak aramayı sonuna kadar götürmeniz imkânsız gibi görünüyor. Bir kere bu bütçeden avukat kadronuzu güçlendirmeniz gerekiyor çünkü dosyalar uzun sürüyor ve çoğu zaman uygulamada Bakanlığınız gelip bir müdahale dilekçesi veriyor, ondan sonra da dosyayı takip etmiyor ve bu nedenle de çok sayıda hak ihlali yaşanıyor ve Bakanlığınızın haberi olmuyor. Benim size önerim, Bakanlık bünyesinde çalışacak avukat sayısını artırırsanız aileyi ve çocukların korunması konusunda daha etkin bir mücadele vermiş olursunuz.

Bunun dışında Sayın Bakan, Urfa'da bir olay gerçekleşmişti, belki sizin de bilginiz vardır. 14 yaşındaki bir çocuk, Abdülbaki Dakak bir kaçak kursta yaşamını yitirmişti. Tabii, olay adliyeye intikal etti, biz İnsan Hakları Komisyonu olarak takip etmiştik. Bu konuyla ilgili Bakanlığınızın takibi devam ediyor mu, dosyayla ilgili süreç nedir? Bu konuyla ilgili biraz bilgilendirme yaparsanız sevinirim.

Bunun dışında Sayın Bakan, ben deprem ilinin bir milletvekiliyim. Siz de takdir edersiniz ki deprem illerinde özellikle insanların yaşamış olduğu travma nedeniyle öfke kontrolü konusunda, stres bozuklukları başta olmak üzere birtakım rahatsızlıklar yaşanıyor, bu da aile içi şiddeti körüklüyor, çocuklara yönelik, kadınlara ilişkin şiddeti körüklüyor. Bu durumda Bakanlığınızın deprem illerinde, özellikle psikososyal destek anlamında personel sayısını artırması gerekiyor. Şu anda personeliniz var, gerçekten iyi çalışan arkadaşlar da var, onlara ben huzurunuzda teşekkür ediyorum ama -bir gerçeklik- personel eksikliği var. Siz bunu ek ders karşılığındaki personelle gidermeye çalışıyorsunuz veya diğer illerden bu bölgelere takviye personel getiriyorsunuz, bu da etkin bir desteği sağlama konusunda yetersiz kalıyor. Bu nedenle deprem illerine psikolog, sosyal çalışmacı, çocuk gelişimci yani bu branşlarda atama yapmanız gerekiyor, eğer bu bölgelerde etkin bir mücadele vermek istiyorsanız bu eksikleri gidermeniz gerekiyor.

Bunun dışında Sayın Bakan, özellikle deprem illerinde şu anda zor şartlarda personeliniz görev yapıyor yani bunun gerçekten hakkını teslim etmek lazım, deprem sırasında ve sonrasında çok denk geldim ben sahada. Bu personelin maaşları gerçekten diğer bölgelerde çalışanlarla aynı, dolayısıyla deprem illerinde sizin Bakanlığınızın bünyesindeki çalışacak insanları birazcık daha cezbedecek ve oraya yönlendirecek birtakım tedbirler alınması gerekiyor, ücretlerinin iyileştirilmesi gerekiyor. Mesela bir öneri olarak söyleyeyim, tabii, başka bir ad altında da bir ücret iyileştirilmesi yapılabilir: O bölgede çalışan sizin Bakanlık personelinin mesela maaşlarından vergi alınmayabilir; bu, belli bir süre burada çalışan Bakanlık personelinizin daha iyi şartlarda çalışmasının yolunu açabilir. Daha önce AFAD tarafından 900 lira verilecekti, bu verilmedi, bunu da söylemiş olayım. Bu da bu şekilde, sizin bilginiz olsun.

Sizin Bakanlığınızla ilgili de Bakanlık çalışanlarıyla ilgili de bize ulaşan birtakım sorunlar var, bunları da size aktarmak isterim. Özellikle sizin Bakanlığınız bünyesinde işte öğretmenler var, sosyal çalışmacılar var ve benzeri kadrolarda çalışanlar var. Millî Eğitim, biliyorsunuz, öğretmenlik ve uzman öğretmenlik, başöğretmenlik müessesesi getirdi. Bu durumda başöğretmenler, uzman öğretmenler, aynı işi yapan sizin diğer personelinizden daha fazla maaş almaya başladılar, dolayısıyla burada çalışma barışını bozan bir ücret adaletsizliği ortaya çıktı, bunu da giderirseniz çok iyi olur.

Sayın Bakan, yine deprem illerinde çok sayıda yardıma muhtaç çocuk ortaya çıkmış durumda, mesela benim ilimde yaklaşık 750-800 tane çocuk var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Tutdere, toparlayın lütfen.

ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Bu konuda yani koruyucu aile desteği artık enflasyon karşısında pul olmuş durumda; bunu da artırırsanız belki çocukları korumak daha kolay olacak.

Bunun dışında Sayın Bakan, seçim bölgem Adıyaman'la ilgili birkaç talepte de bulunacağım. Adıyaman'da Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi ve Çocuk Evleri Koordinasyon Merkezi depremde yıkıldı. Siz buranın bir an evvel yapılması konusunda çalışma başlatırsanız çok iyi olur. Kadın sığınmaevi orta hasarlı, şu anda rehabilitasyon merkezinde hizmet veriyorlar, bu da çok doğru değil, bir an evvel bu eksikliğin de giderilmesi gerekiyor.

Bir de Adıyaman'da ve deprem illerinde yine şöyle bir şey var: Çoğu yaşlı insan evlatlarını, yakınlarını kaybetti, onlara bakacak kimse kalmıyor. Bu bölgelerde yaşlı bakım merkezlerinin yapılması aciliyet arz ediyor çünkü bu durumda -gerçekten biz çevremizden de görüyoruz- hiç kimsesi kalmayan insanların devletin şefkatine ihtiyaçları var, bu konuda da çalışma yaparsanız çok memnun olurum.

Sürem kalmadığı için şimdilik sözlerimi tamamlıyorum.

Bütçenizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.