KOMİSYON KONUŞMASI

ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Sayın Başkan, Değerli Komisyon üyeleri, Sayın Bakan, değerli bürokratlar, basınımızın değerli emekçileri, çalışanları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben de ilk önce bir önceki Milletvekilimiz Heval Bey'in bitirdiği yerden başlayayım. Bugün Çorlu tren kazasının 5'inci yılı; içeride tek bir tutuklu yok, beş sene sonra sadece bir kişi bir buçuk aylığına tutuklandı ve ondan sonra da salıverildi. O dönemin TCDD Genel Müdürü İsa Apaydın sizin döneminizde -daha doğrusu, Genel Müdürlükten ayrıldıktan sonra-kurduğu şirketle ulaşım ihalelerinden tam 1,6 milyarlık ihale aldı ve bu ihalelerin hepsi kayıtlı. Şimdi, adaletten bahsediyoruz, hepimizin içini yakan bir tren kazası var ve bu tren kazasının sorumluları beş yıldan beri herhangi bir cezayla karşılaşmıyor yani mutlaka bir sorumlusu var bu işin; bir kişiyi alıyorsunuz, bir buçuk ay içeride kalıyor, beş sene sonra salıveriliyor ve ondan sonra o dönemin Genel Müdürü şirket kuruyor, ulaşım ihalelerinden -Genel Müdürlükten ayrıldıktan sonra- 1,6 milyarlık ihale kazanıyor. Ya, bu hangi vicdana sığar, Allah aşkına hangi vicdana sığar? Bu, birincisi.

İkincisi, hepimizin içini yakan deprem. Depremde hepimiz sorumlu vatandaşlar gibi oradaydık, siyaseten hiçbir şey gözetmeden oradaydık. Ondan sonrasında da orada, daha öncesinde, deprem olması durumunda çok rahatlıkla kullanılabileceğini, mobil ağların hiçbir şekilde zarar görmeyeceğini söyleyen bir şirket vardı, bir telekomünikasyon şirketi vardı ve ben de o telekomünikasyon şirketinin abonesiydim; o deprem bölgesinde, o en fazla iletişime, haberleşmeye ihtiyacımız olan dönemde, bu şirket, bunun kampanyasını yapmasına rağmen tam anlamıyla çöktü. Bizim en çok ihtiyacımız olduğu dönemde, Türkiye'nin en fazla abonesi olan mobil operatör ağı birçok vatandaşımızın maalesef ölümüne yol açtı; bununla ilgili de hiçbir şey yapılmadı. Demek ki bu şirket, o kampanyayla hepimizi; sizi, bizi kandırmış; bununla ilgili de hiçbir şey yapılmadı. Dolayısıyla bu 2 tane konu hakikaten çok hassas konular. Bizler en azından sorumluların artık beş sene geçtikten sonra Çorlu tren kazasında cezalandırılmasını ya da en azından ödüllendirilmemesini istiyoruz.

Şimdi, sunuma gelelim: Bakın, heyecan verici bir sunum yaptınız, yirmi yıl içerisinde de çok doğru ulaştırma projelerine de imza attınız. Bizler doğru olanı alkışlıyoruz, yanlış yapılanı da eleştiriyoruz. Şimdi, baktığınız zaman demir yolu ulaşımının öneminden bahsettiniz, biz de destekliyoruz ve burada da özellikle daha güvenli, daha ucuz ve bizim sanayimiz için çok daha önemli olan demir yolu ulaşım yatırımlarından bahsettiniz, destekliyoruz. Fakat hep aynı şey oluyor, dün de Aile Bakanlığında da aynı şey oldu, bütçe ile sizin konuşmanız birbirine uyumlu değil. Bakın, demir yolu ulaşımı için ayrılan ödenek teklifinin millî gelir içerisindeki payı giderek düşüyor.

Bilgi ve iletişim çağındayız, bilgi ve iletişimin de payı hızlı bir şekilde düşüyor. Dolayısıyla hep şöyle bir şey oluyor, Sayın Bakanım, bu, sizin Bakanlığınıza özgü olan bir şey değil, sizler burada heyecan verici projelerden bahsediyorsunuz sonra bizler de, ben iktisatçı olduğum için bütçede ilgili kalemlere bakıyorum, bir bakıyorum ki iki üç sene içerisinde pay düşmüş. E, nasıl olacak bu?

Şimdi, buradan sizin sunumunuzda da değindiğiniz bir noktaya gelmek istiyorum, Sayın Aksu da bundan bahsetti: Önümüzdeki dönem Türkiye için çok büyük fırsatlar var ve bizim lojistik altyapımızı iyileştirmemiz gerekiyor, çok net. Şimdi, peki, lojistik alanında neredeyiz? 2012-2022, kaynak Dünya Bankası. Bakın, fiyat rekabeti dışında bütün alanlarda, Sayın Bakanım, geriye gitmişiz. Şimdi, AK PARTİ'li arkadaşlarla bizim pek anlaşamadığımız nokta şu: Yıllar içerisindeki iyileşmelerde, doğal olarak onlar bunu pozitif bir şey olarak görüyorlar, biz de görüyoruz fakat önemli olan nokta, bu yıllar içerisinde diğer ülkeler neler yapmış? Bizim rekabet ettiğimiz ülkeler neler yapmış? İşte, ona baktığınız zaman tablo daha iyi ortaya çıkıyor. Bakın burada, alanlara, mesela siz sunumunuzda bahsetmişsiniz "gümrükleme sürecinin etkinliği" son on sene içerisinde tam 19 sıra geriye düşmüşüz. "Ticaret ve ulaşımda ilgili altyapının kalitesi" 17 sıra geriye düşmüşüz. Yani sizler bu yatırımları yaparken diğer ülkeler de yapıyorlar ve diğer ülkeler anladığım kadarıyla daha akıllı yatırımlar yapıyorlar ki bizler bu alanlarda, uluslararası kıyaslamalarda bu yatırımları yapmamıza rağmen geriye düşüyoruz.

Şimdi, bu neden önemli? Bakın, bizim hem 2024 bütçe gerekçesine baktığımızda hem de Dünya Bankası endeksine baktığımızda şunu görüyoruz: "Öyle bir sıçrama yapacağız ki 10 sıra birden yükseleceğiz lojistik performans sıralamasında önümüzdeki iki yılda." Şimdi, bakın, son on sene içerisinde geriye gitmişiz. Artı, ayrılan ödenek azalıyor ve 2024 bütçe gerekçesinde yer alan tahmin ve aynı zamanda hedefe baktığımız zaman da 10 sıra yükseleceğiz. Peki, bu nasıl olacak? Şimdi, "Bu nasıl olacak?" sorusunu bizler daha öncesinde kalkınma planında Sayın Cevdet Yılmaz'a sorduk, ilgili bakanlıklara sorduk, hep şöyle temel bir problemle karşılaşıyoruz Sayın Bakanım: Sizler burada hedeflerden bahsediyorsunuz, bu hedefler hepimizin de benimsediği hedefler. Fakat biz, bütçeye baktığımız zaman özellikle çok yıllı bütçelemeye baktığımız zaman burada nasıl bu sıçramayı gerçekleştireceğimizi bir türlü göremiyoruz. Yani o bakımdan da bizler doğal olarak, muhalefet olarak bunu bir iyi niyet manzumesi olarak okuyoruz. Çünkü hem sıralamada geriye düşmüşüz lojistik performansında hem ödeneğimiz azalıyor ve aynı zamanda diyoruz ki "Önümüzdeki üç yılda 10 sıra birden yükseleceğiz." Nasıl? Orayı karıştırma, 10 sıra birden yükseleceğiz. Doğal olarak biz de o zaman bunu soruyoruz.

Şimdi, birkaç tane önemli nokta var burada: Bizim, önümüzde çok önemli bir fırsat var, işte Orta Kuşak Projesi. Orta Kuşak'ta mesela Pire Limanı'nın kapasitesi doldu, Türkiye çok büyük bir potansiyel sağlıyor, o yüzden bizim yapmamız gereken şeylerden bir tanesi bu taşımacılıkta çok daha iyi bir yere gitmemiz gerekiyor. Ama Cumhuriyet Halk Partisinin değerli milletvekilinin de söylediği gibi, biz bu ana limanlardaki Düzenli Hat Taşımacılığı Bağlantı Endeksi'nde bizim istediğimiz yerde değiliz. Dolayısıyla ben bütçeye baktığım zaman buna yeterli ödenek sağlanmadığını da görüyorum. O yüzden, benim size naçizane tavsiyem Orta Yol Projesi'ndeki o Orta Kuşak'ta, özellikle bizim bu bağlantı performansını iyileştirmemiz için çok daha fazla yatırım yapmamız gerekiyor; kaynaklarınızı, azalacak olan kaynaklarınızı bu çerçevede değerlendirebilirsiniz. Hava yolu taşımacılığındakini ben bir başarı olarak görüyorum ama aynı şeyi biz demir yolu alanında da göstermeliyiz. Bakın, sağ tarafta Almanya, Polonya, Çekya ve Türkiye'nin demir yoluyla taşınan mallarına baktık, Türkiye bu ülkelerin oldukça gerisinde, Almanya ve Polonya'nın çok daha fazla gerisinde, dolayısıyla bunun da daha fazla yatırıma ihtiyacı var.

Şimdi, benden önceki konuşmacılar internet konusundan bahsetmedi ama oysa bu çok önemli bir konu. İnternet hızı konusunda neredeyiz? Tabii, burada önemli bir kaynak var "Speedtest.net" uluslararası alanda bilinen bir kaynaktır. Şimdi, mobil internetin ortalama medya indirme hızı neymiş? Arkadaşlar, Türkiye Uganda'ın gerisinde, Etiyopya'nın bir sıra üstünde Ekim 2023 itibarıyla yani kasımda önemli bir değişme olmadıysa bizim mobil internet hızımız şu anda dünyada 72'nci sırada. Sabit geniş bant internet medya indirme hızına baktığımız zamansa 109'uncu sıradayız Kongo bizden üstte, Gabon'un 2 sıra üstündeyiz. Dolayısıyla burada, önümüzdeki dönemin özellikle sanayi alanında, hizmet sektörü alanında bu internet indirme hızı olmazsa olmazdır. Yani bizim her tarafı hem fiber ağlarla örmemiz hem de bu hızı artırmamız gerekiyor oysa şu anda -maalesef çok üzülerek söylüyorum- az gelişmiş Afrika ülkeleriyle neredeyse aynı ligdeyiz. Mesela önümüzdeki dönemde "dijital göçebe" kavramını tartışacağız, İstanbul'daki sektörlerin başka illere girmesi için neler yapılması gerektiğini tartışacağız. Bunun olmazsa olmazlarından bir tanesi internet hızının iyileştirilmesidir, oysa baktığımız zaman şu andaki olduğumuz lig ortada. Şimdi, başka bir nokta daha var fiber penetrasyon, 100 kişi başına internet aboneliğinde Türkiye yükseliyor, bu güzel fakat dünyadan daha hızlı yükselmiyor, dolayısıyla bizim abone sayımızı artırmamız gerekiyor. Önemli olan noktalardan bir tanesi bizim ağırlığı, iktisadi ağırlığı İstanbul'dan almamız ya da büyükşehirlerden almamız, aynı zamanda da sosyal yaşam kalitesini her ile eşit bir şekilde yaymamız için ne yapmamız gerekiyor? Bu fiber aboneliğini 100 kişi başına, yüz hane başına düşen fiber aboneliğini birbirine yakınlaştırmamız lazım oysa arada uçurumlar var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hocam, toparlayın.

Buyurun.

ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Bakın, şimdi, Kayseri, Ankara, İstanbul, Tekirdağ, İzmir gibi yerlere baktığınız zaman bunlar sanayinin, hizmet sektörünün zaten Türkiye'de lokomotif illeri, orada da istenilen düzeyde değiliz ama özellikle Ağrı, Zonguldak, Karaman, Sinop, Muş gibi şehirlere baktığınız zaman çok düşük bir hız var. İşte, biz aynı zamanda hep eşitsizlikten bahsediyoruz, fırsat eşitsizliğinden, gelir eşitsizliğinden bahsediyoruz; bizim bunu burada da hemen, bir an önce ortadan kaldırmamız gerekiyor.

Son olarak, tekrar aynı slayta döneceğim, işin özeti şuydu: Bakın, ulaştırma ve altyapı yatırımlarını sizler artıracağınızdan bahsetmişsiniz fakat bunun, ulaştırma altyapı bütçesinin millî gelire oranı demir yolu ulaşımı gibi alanlarda, bilgi, iletişim ve teknoloji gibi alanlarda düşük.

Son olarak da bir şeyden daha bahsetmek lazım, PTT. Bu PTT konusu önemli, bizler hep şunu söylemiştik PTT alanında...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Bitiriyorum Sayın Muş.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.

ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Ben Varlık Fonuna karşı değilim, Cumhurbaşkanlığı bütçesinde de bu Varlık Fonuyla ilgili konuşacağız. Eğer siz PTT'yi bir Deutsche Post durumuna getirecek olursanız o zaman Varlık Fonu bence burada faydalı olabilir ama PTT'yi Varlık Fonu içerisinde sadece varlıkları olan bir şirket olarak görecek olursanız o zaman bu anlamlı değil. O yüzden, benim son söz olarak diyeceğim şey şu: Yarın bu Varlık Fonunu tartışacağız ama PTT bizim için önemli, biz buradan bir Deutsche Postu nasıl çıkartabiliriz ona kafa yormamız lazım, PTT'nin taşınmazlarını satmaya kafa yormamamız lazım diyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim.