KOMİSYON KONUŞMASI

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

AKP'lilerin on dakikada bitiremediği hizmetlere ben de buradan devam edeyim, bir on dakika da o hizmetlerinizi ben anlatayım. En büyük hizmetlerinizden bir tanesi de şu fotoğrafta görünüyor; burası Batman, üç gün önce olan sel felaketinden sonraki fotoğrafı. Bu sizlerin eseri, bunu ifade edeyim. Batman'da yaşanan selde 4 insan yaşamını yitirdi. Batmanlılar şunu ifade ediyor: "Bu kader değil altyapı eksikliği." diyorlar. Birçok kentte gördüğümüz tablo maalesef bu. Batman'da gidip iktidarınızı öveceğinize, kuru müjdeler vereceğinize keşke ulaşım ve altyapı sorunlarına ciddi, kalıcı çözümler bulabilseydiniz. Bunu yapmadığınız gibi bir de HEDEP belediyelerine kayyumlar atıyorsunuz. Kayyumların kentlerimizi nasıl çökerttiği 2022 yılı Sayıştay raporlarına da yansıdı. Onca bulgu ve tespit zaten nasıl bir yolsuzluk, hırsızlık içerisinde olunduğunu açık bir şekilde ortaya koyuyor.

Sayın Bakan, değerli bürokratlar, basın emekçileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Dün AKP iktidarı akşama kadar kadın politikaları, kadın istihdamı noktasında kendini öve öve bitiremedi ama maalesef, dünkü Bakanlık hariç gördüğümüz manzara burada hep aynı. Gerçekten merak ediyorum, bakanlık ya da bakan yardımcılığı işi yapabilecek hiç mi kadın arkadaşımız yok? Sizin kadın istihdamınız ne kadar Bakanlık bünyesinde, onu da merak ediyorum.

Diğer konuya geçelim. Modern ekonomik döngünün, çağdaş bir yaşamın gerçekleşmesine hizmet etmesi gereken önemli bir Bakanlığın bütçesini görüşüyoruz. Sayın Bakan da sunumunda yapılan köprülerden, yollardan ve viyadüklerden çokça bahsetti. Elbette, doğal alanlar katledilmeden toplumun yararına yapılan her şeye bizim de itirazımız yok ama bunların hangi bedellerle, hangi usullerle yapıldığı, bunların topluma maliyeti üzerinde konuşmak zorundayız. Normal şartlarda ulaştırma ve altyapı bir kamusal yatırım biçimi; tabii, yirmi bir yıllık AKP iktidarının icraatlarına baktığımızda bunun böyle ilerlemediğini de çok net bir şekilde görebiliyoruz çünkü ulaştırma ve altyapı eksenli yapılan birçok çalışmanın birilerinin zenginleşmesine hizmet eden bir sermaye birikimi modeli hâline geldiği gerçekliği söz konusu. Eskiden halk arasında bir deyim vardı Sayın Bakan "Ödediğiniz vergiler size yol, su, elektrik olarak geri dönecek." deniliyordu. Bugün AKP iktidarı vergi topluyor ama zaten bununla yaptığını söylediği hizmetten yararlanmak için de bir daha ücret talep ediyor insanlardan. Hatta bazı yurttaşlar belki de hayatlarında hiçbir zaman kullanamayacağı hazine garantili köprü veya tünele ücret ödemek zorunda bırakılabiliyor; açıkçası, temel itiraz noktamız tam da burasıdır.

Bunun yanında, ülkede bölgeler arası yatırım eşitsizliği üzerine de değinmek istiyorum. Karşı taraftan şimdi itirazlar yükselecek ama biz sözümüzü yine sakınmayacağız. Nasıl ki hamasi nutuklarla "Her bir kilometrekaresi..."yle başlayan cümleler kuruluyorsa ekonomik ve sosyal politikalarda da bunun bir tutarlılığının olması gerekiyor. Bugün siyasi iktidarın kendince belirlediği bazı mega projeler var, bunların ne kadarının çok gerekli olduğu, topluma ne kadar fayda sağlayacağı açıkçası tartışma konusu. Diğer bir nokta: "Mega" veya "ultra" denilen bütün yatırımların ülkenin bir köşesinde toplanması Sayın Bakan. Mesela, kaç yıldır tartışılan bir mega proje var, Kanal İstanbul; devasa bir maliyet isteyen bir proje. Aciliyeti var mıydı? Hayır. Çok mu gerekliydi? Hayır. Buraya verilecek parayla ülkenin birçok kronik sorunu aslında çözülebilirdi, bölgeler arası gelişmişlik farkını ortadan kaldırmak amacıyla da kullanılabilirdi. Bakın, bugün şehirler arası ulaşımda bölgeler arası eşitsizlikler ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Kürt coğrafyası başta olmak üzere birçok kentte metro ve hafif raylı sistemler gibi toplu taşıma yöntemleri yok. Sizin şuraya bıraktığınız maketler bile yok bizim oralarda Sayın Bakan. Dolayısıyla dezavantajlı bölgelerin sorunlarına pansuman yaparak sorunlara çözüm üretemezsiniz. Topografyası engebeli, ulaşım imkânları kısıtlı ve sosyoekonomik açıdan zayıf olan kentlerimiz var. Elbette şunu yaptık, bunu yaptık diyeceksiniz ama bölgeler arasında dengeli bir yatırım programı söz konusu değil.

Bugün yolcu ve yük taşımacılığında en çok kullanılan ulaşım yöntemi kara yolu. Yirmi bir yılda siyasi iktidarın yaptıkları bir lütuf değil, toplumu minnet duygusuna zorlamanın da bir anlamı yok. Şöyle bir araştırdığımızda, birçok ilde yollarla ilgili projeler yarım kalmış durumda, bunu en çok da Kürt kentlerinde görmekteyiz. Açıkçası, bunun bir politika olduğuna yönelik toplumda da ciddi bir kanaat söz konusu. Şöyle bir karşılaştırma yapmak istiyorum, sabahki hatibimiz de ifade etti ama üstünde tekrar durmak istiyorum: Trabzon'u ele alalım, mesela sizin memleketinizi; nüfusu 800 bin, yirmi bir yılda yapılan ulaştırma ve erişim yatırımları tutarı...

(Uğultular)

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Sesim zaten bugün sıkıntılı, orada siz konuşunca gerçekten daha fazla yükseltmek zorunda kalıyorum ve bu beni zorluyor.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Herkes duyuyor, bir sıkıntı yok.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Sayyiğit, devam edelim.

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Şöyle bir karşılaştırma yapmak istiyorum Sayın Bakan: Yirmi bir yılda yapılan ulaştırma ve erişim yatırımları 77 milyar 137 milyon 808 bin 719 lira. Bir de seçim bölgem Van'a bakalım, nüfusu 1 milyon 200 bin olan bir kentten bahsediyoruz, yirmi bir yılda aldığı ulaştırma ve erişim yatırım toplamı 37 milyar 271 milyon 838 bin 496 lira yani yarısı kadar. Rize'ye bakalım bir de, nüfusu 350 bin, yirmi bir yılda aldığı ulaştırma ve erişim yatırımı tam olarak 72 milyar 993 milyon 550 bin 548 lira. Buna mukabil 1 milyon 800 bin nüfuslu Diyarbakır'ın yirmi bir yılda bu kapsamda aldığı yatırım tutarı ise sadece 32 milyar 82 milyon 936 bin 993 lira. Sayın Bakan, değerli hazırun; sizce de bu işte bir dengesizlik yok mu? Bizim kentlerde de yollar, tüneller yapılıyor elbette, bunu da ifade edelim ama bitmeyen yollar da yapılıyor. Şırnak'ta, Siirt'te, Van'da, Bitlis'te, Batman'da ve birçok kentte başlanıp yarıda bırakılmış yol çalışmaları var. Mesela, bir kültür ve politika merkezi olan Diyarbakır neden 2023-2035 Otoyol Ağı Projesi içerisinde yer almıyor Sayın Bakan? Bakın, Tatvan-Bitlis arasındaki yolun yapımına 1993 yılında başlanmış ama hâlâ bitmiş değil. Yine, Siirt-Eruh yolu, başlama tarihi 1998 ama nasipse 2024'te bitirilmesi planlanıyor. Bingöl-Erzurum yolunda bitmeyen yol çalışmaları, on yıldır açılmayan tüneller söz konusu. Aynı yol hikâyesi Ağrı-Hamur-Tutak-Patnos yolunda, Cizre-Silopi arası uluslararası yolda ve Van Çevre Yolu'nda da var. Açıkçası, sadece kara yolu ulaşımında değil hava yolu ulaşımında da bir çifte standart söz konusu çünkü kentlerin ekonomisi zaten zayıf, işsizlik had safhada, bununla birlikte uçak sefer sayıları az ve biletler çok pahalı Sayın Bakan.

Seçim bölgem Van'ın maruz bırakıldığı ayrımcılığı da özellikle ifade etmek istiyorum, rakamları üst üste koyup bir yatırım toplamı çıkarabilirsiniz ama bu durum Van'da kangrene dönüşen çevre yolu sorununu ortadan kaldırmıyor Sayın Bakan. Van, nüfusu 1 milyonun üzerinde bir büyükşehir, Muş, Ağrı, Hakkâri ve Bitlis için de bir çekim merkezi yani serhat bölgesinin başkenti; aynı zamanda İran sınırında, tam bir Orta Doğu ticari pazarının ortasında ama AKP iktidarı, on üç yıldır Van'da çevre yolunu bitirmedi, Vanlıları bir çevre yolundan mahrum bıraktı, 30 büyükşehirde kamulaştırma usulüyle çevre yolları yaptı ama hiçbir yerde yapmadığını yaparak çevre yolunun önüne bir takoz gibi 18'inci maddeyi koydu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da birkaç yıl önce "müjde" diyerek yapıyoruz şeklinde konuştu fakat bir sonuç yok ortada. Bugün çevre yolunun hâlen yapılmamasından dolayı kamyon, tır gibi büyük araçlar şehir içi trafiğine giriyor, zaten bir keşmekeş hâlindeki trafik sorunu bununla birlikte daha da büyüyor. Söz konusu yolun toplam uzunluğu sadece 41 kilometre Sayın Bakan. Her yıl kışa doğru birkaç kepçeyi görüyoruz ama onlar da "Kış koşulları bastırdı." diyerek çekip gidiyorlar. Peki, neden yapılmıyor bu çevre yolu? Bunun Van Büyükşehir Belediyesine atanan kayyumlarla, onların getirdiği parkomat sistemiyle bir ilgisi var mı, yok mu; bunu da sormak istiyorum buradan size. Bunu şu nedenle soruyorum: Kayyumdan önce trafik sorununu çözmek için DBP Belediyemiz güzel bir katlı otopark yapmıştı ama kayyum geldiğinde bitmiş binayı AVM'ye dönüştürmek istedi, katlı otopark binası AVM de olamadı yani halk deyimiyle mundar oldu. "Trafik ve ulaşım sorununa çözüm" diye de âdeta halkı haraca bağlarcasına Van'ın her köşesinde parkomat uygulaması başlatıldı. Dolayısıyla kentimizde sorunların çözülmesinin önünde duran, çözümün önüne takoz koyan bir şebeke var. Van'da bir rant mekanizması kuran bu kliğin hesaplarının bozulması için çevre yolu bizler açısından çok önemli. Bu sebeple bir cevap bekliyoruz Sayın Bakan; Van'da çevre yolu yapılacak mı, yapılmayacak mı? Van halkı on üç yıl bekledi, daha kaç yıl beklemesi gerekiyor?

Bir diğer sorun: Van, uçak sefer sayıları ve astronomik bilet fiyatları konusunda da cezalandırılan bir kent. Yurttaşlar yakın tarihli uçak bileti bulamazken bazen çevre illere gitmek zorunda kalıyorlar, yaşlı ve hasta insanlar yirmi beş-otuz saat süren otobüs yolculuğuna mahkûm ediliyor. Sayın Bakan, Van halkı için hava yolu bir lüks değil tamamıyla bir zorunluluk çünkü İstanbul, Ankara, İzmir gibi merkezlere fazlasıyla uzak bir yer. Cenazelerini Van'a götüremeyen insanlarımız var, hastasını nakledemeyenler var, akrabasının taziyesine gidemeyen yurttaşlarımız var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun, tamamlayın.

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Neden 2019'da günlük 20'nin üzerinde uçak seferi varken bugün 10-11 civarında? 2020 yılında Bakanlığınız buna gerekçe olarak "Boeing 737 MAX uçaklarında yaşanan sorunlar ve siparişlerin gelmemesi." diye cevap vermiş, üzerinden üç yıl geçti, bu uçaklar niye hâlâ gelmiyor? Van'da işsizlik de yoksulluk da ciddi boyutlarda olmasına rağmen bilet fiyatları da astronomik düzeylerde. Bir uçak biletine 4 bin lira vermek insanlarımız için çok büyük bir para Sayın Bakan. Ben de bu konuda yanıtlamanız için soru önergesi verdim geçen aylarda. İlettiğimiz sorulara yönelik bir çözüm ortaya koymak yerine topu hava yolu şirketlerine atmışsınız, "serbest piyasa koşulları" diyorsunuz ama sosyal devlet olma yükümlülüğünüz yok mu Sayın Bakan? Bakanlığınız yurttaşı serbest piyasa koşullarına yem etmemeli. Dolayısıyla Van halkı adına yaşanan sorunları buradan size iletirken aynı zamanda bir çözüm beklediğimizi de ısrarla ifade etmek istiyorum çünkü sosyal medyada da TT olduğu şekliyle Van uçamıyor.

Teşekkür ederim.