Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı b) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu c) Karayolları Genel Müdürlüğü ç) Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü d) Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri AŞ (HEAŞ) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 23 .11.2023 |
HÜSEYİN OLAN (Bitlis) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli hazırun; Ulaştırma Bakanlığı sermaye açısından katma değeri en yüksek alandır. Sermayeye can suyu taşıyan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı usulsüzlüğün en fazla meydana geldiği kurumlardan biridir. Makine ve Kimya Endüstrisi KİT statüsündeyken bir gecede anonim şirket yapılmıştır, oradaki memurlar ya aylık ücretli belirli süreli hizmet sözleşmesini imzalamaya zorlandı ya da başka kurumlara -tabiri yerindeyse- sürülmüştür, aynısı Devlet Demiryollarında da yapılmak istenmektedir.
Yüz altmış beş yıllık bir kurum olan Devlet Demiryollarının malları bir ganimet gibi alınıp satılmakta ve çalınmaktadır. Devlet Demiryolları kendi uhdesinde olan Ankara Gar alanındaki şirketlere aylık 50 bin TL kira ödemektedir, maalesef ev sahibi olan Devlet Demiryolları kiracı durumuna getirilmiştir. Devlet Demiryollarına ait Ankara Gar havzası Sağlık Bakanının vakıf üniversitesi Medipole devredilmiştir. Kadrolar niteliksiz insanlarla doldurulmaktadır. Özellikle 2019 yerel seçimleri sonrası işsiz kalan siyasi torpilliler Devlet Demiryollarının üst kadrolarına yerleştirilmiştir. Örneğin, Abdullah Özcanlı. Peki, kimdir bu Abdullah Özcanlı? Eski İstanbul Büyükşehir Belediyesinde mezbaha personeli olan ilahiyat fakültesi mezunu Abdullah Özcanlı, 2019'da Devlet Demiryolları Destek Hizmetlerine açıktan memur olarak atanmıştır, sonrasında Trafik ve İstasyonlar Daire Başkanı olmuştur. İktidar bu kurumlara istedikleri insanları alıp istedikleri insanları sürgün etmektedirler. Bunca tren kazasına, bunca ölüme ek olarak yüz altmış beş yıllık bir kurumun her yönden iflas ettirilmesinin nedeni, iş yapması gereken Devlet Demiryolları kadroları yerine, 2019 yerel seçimleri sonrası kuruma niteliksiz, vasıfsız, siyasi torpilli olan insanların doldurulmasından kaynaklanmaktadır.
"Halkın cebinden para çıkmayacak." diye yapılan yap-işlet-devret modeli âdeta bir soygun hâline gelmiştir. Halkın cebinden sadece dolaylı olarak değil doğrudan da para çalındığının en bariz örneğini sizlerle paylaşalım. Bu su, hepimizin bildiği H?O; bu, marketlerde 5 TL'ye satılıyor. Bu da su, bu da H?O, bu da devlet havalimanlarında 35 liraya hatta kimi yerlerde 70 liraya satılmaktadır.
Limanlar özelleştirilmektedir, Dalaman Limanı YDA'ya verilmiştir, YDA da imtiyaz haklarının yüzde 60'ını 140 milyon avro karşılığında İspanyol bir şirkete bırakmak için anlaşma imzalamıştır, bu durumda YDA bir çivi çakmadan milyonlarca liralık vurgun yapacaktır. Haydarpaşa Limanı'nda 30 gemi için yeterli alan olmasına rağmen Galataport gibi dar bir alana gemiler sıkıştırılmaktadır.
Yine, Kürt illerinde sivil havacılık tamamen tükenmiş durumdadır. Hava kontrol askeriye ve sivil havacılıkla çift kollu yürütülmektedir. Bu çift başlılık yüzünden 2000 yılında Diyarbakır'da uçak kazası meydana gelmiş ve 70 kişi yaşamını yitirmiştir. Bölgedeki tüm havaalanları askeriyenin kontrolündedir. Devlet Hava Meydanları İşletmesi İnsan Kaynakları Dairesi Başkanı Çiğdem Güvenç, laborant kardeşi Mehmet Okan'ı hiçbir yeterliliği olmamasına rağmen memur sıfatıyla Urfa Havalimanı'na aldırmıştır. Bu kişi, Devlet Hava Meydanlarında üç yıldır yasaların çevresinden dolanılarak kayırılan 250 yandaştan sadece birisidir. Kurumun içi boşaltılmaktadır, arazileri satılmaktadır; vasıfsız, niteliksiz yöneticilerle kurum zarara uğratılmaktadır.
Son olarak, seçim bölgem Bitlis'te yıllardır bitmeyen yollardan söz edeyim. Bitlis-Baykan kara yolu 2002'de Bayındırlık ve İskan Bakanı olan rahmetli Zeki Ergezen tarafından başlatılmış ve yirmi bir yıldır bitirilememiştir. Bu yol, aynı zamanda uluslararası bir yoldur; İran, Azerbaycan ve Gürcistan'a gitmektedir ancak ne hikmetse iktidar tarafından ilgi gösterilmediğinden bitirilememektedir. Eski yolun dar ve virajlı olmasından ötürü her yıl onlarca ölümlü kaza yaşanmaktadır. Yirmi bir yıldır bölümler hâlinde yapılarak kısmen hayata geçirilse de özellikle Narlıdere bölgesi yıllardır süren viyadük ve tünel çalışmaları nedeniyle tamamlanamamıştır. Tatvan Çevre Yolu'na gelirsek, Karayolları Genel Müdürlüğü uzun yıllardır gündemde olan Tatvan Çevre Yolu'nun 2021 yılında bitirileceğini söylemesine rağmen aradan geçen iki yıldır ciddi bir mesafe katedilmemiştir, şehirlerarası yol olmasından dolayı Tatvan şehir merkezinin trafiğini olumsuz yönde etkilemektedir; çalışmaların bu şekilde devam etmesi hâlinde daha uzun yıllar bu yolun bitirilmesi mümkün değildir. Bu yolun bir an önce bitirilmesi ve Tatvan şehir içi trafiğinin rahatlatılması gerekmektedir.
Saygılar sunuyorum.