KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, öncelikle hoş geldiniz. Komisyonumuzun önceki Başkanı sıfatıyla aramızda şimdi Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak bulunmanızdan dolayı da ayrıca sizlere başarılar diliyorum.

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, burada 2024 yılı bütçesini görüştük. "Bütçe" deyince tabii akla rakamlar, para; bunlar gelir, malum. Buraya siz ve bakanlar geldi, kendi bakanlık bütçeleriyle ilgili 2022 yılındaki yapılan harcamaları, 2024'teki hedeflerini hep beraber konuştuk. Yani, bütçe, bir tarafta aslında para mevzusu ancak aslında bütçe hakkı var olan paranın nasıl kullanılacağının siyasetidir. Bununla birlikte, bütçe hakkı, bu bütçeyi hangi amaçlarla kullandığınız ve bir taraftan da devleti oluşturan kurumların hepimizin vergileriyle oluşan bütçeyi yani parayı kullanırken nasıl kullandığı, herkese eşit mi kullandığı, adil mi olduğu, aslında esas olarak bunların değerlendirilmesidir.

Ben şöyle kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum: İktidarınız döneminde, AKP iktidarı döneminde ve bilhassa son dönemlerde aslında ülkenin tadı kaçtı Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım yani ülkenin tadını kaçırdınız. Şöyle ki toplumda huzur, iç huzur, efendim, insanların yüzünün gülmesi, mutluluk, bunlar eksildi yani dayanışma kültürümüz kalmadı, aile içinde bile -geçen Aile Bakanı buradaydı- aile büyüklerine sahip çıkmanın, aile büyüğünün çocuklarının yanında kalma oranının dahi iktidarınız döneminde git gide azaldığı günler yaşıyoruz. Yani kısacası artık genel hayat içerisinde ciddi sıkıntılar var. İşte, bu neden kaynaklanıyor? Bunu, iktidarın yarattığı ayrımcılıktan, kendini iktidar karşısında yalnız gören vatandaştan, ayrımcılığa uğrayan vatandaştan, siyaseten başka partiye mensup belediyeye kadar uygulanan farklı tutum ve davranışlar bugünlere getirdi.

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, bakın, bugünkü sunum kitapçığınızdan da devam edeyim. Sunum kitapçığınızda Diyanet İşleri Başkanlığıyla ilgili şöyle bir cümleniz var; "İslam dininin doğru anlaşılmasına katkı sağlamak ve din konusunda toplumu aydınlatmak üzere kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı..." diye de başlıyor; evet, gerçekten Atatürk döneminde bu amaçla kurulmuş bir Diyanet var ama devamındaki cümleye katılmamız mümkün değil, bakın "...çalışmalarıyla ülkemizin birlik ve beraberliğine, insanlığın barış ve huzuruna destek olmak..." Ya, Diyanetin bugün, böyle bir misyonu kalmadı Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız. Bakın, siyasete bulaşmış bir Diyanet İşleri Başkanı var, seçim döneminde siyasete yön vermeye çalışan, siyasi otoriteymiş gibi fetvalar vermeye çalışan bir Diyanet İşleri Başkanı var ve de seçim döneminde, efendim, camilerde siyasete bulaşan imamlar var, müezzinler var. Bakın, bunlar böyle devam ettiği müddetçe iktidara destek olmayan, iktidardan olmayan insanlar burada bile ayrışacak yani bu bakış açısı bile toplumu ayırmaya yarıyor, yetiyor bile.

İşte, TRT, İletişim Başkanlığı var. İletişim Başkanlığı hepimizin vergileriyle oluşan bir devlet kurumu ama AKP'nin siyasi borazanı; AKP'li olmayanlara karşı, diğer partilere karşı da siyasi bir trol hâlinde faaliyet gösteren bir kurum hâlinde. Yani, bunları yaşadıkça bizim, bütün toplumun iktidara ve devlete karşı bakış açısı gerçekten farklı.

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, siz ilk geldiğinizde ve Millî Eğitim Bakanı da yine geldiğinde bir konu iletmiştim. Yani, bu bütçe görüşmelerinin faydası veya sonucu var mı yok mu, buradan ölçebileceğiz. Şimdi hem size ilettim hem de Millî Eğitim Bakanına; Antalya ili Kepez ilçesinde 15 bin nüfusa sahip Antalya'nın en büyük mahallelerinden biri olan Karşıyaka Mahallesi'nin bin civarında öğrencisi var ve buraya bir ilköğretim okulu zorunluluğu var, çocuklar çevre yollarından başka mahallelerdeki okullara gidiyor dedim size de Millî Eğitim Bakanına da; gelen cevaba bakın: "2023 Yılı Yatırım Programı kapsamında Antalya ili Kepez ilçesi Karşıyaka Mahallesi'nde anaokulu yapımı devam etmektedir." Ya, anaokulunun yapıldığını zaten biz söyledik, buraya ilkokul lazım. "Karşıyaka Mahallesi ilkokul yapımı işinin 2024 Yılı İl Yatırım Programı'na alınması teklif edilmiş olup bütçe imkânları dâhilinde değerlendirilecektir." Burada bir ilkokulun yapımına dahi hep beraber sözümüz geçmiyor, söyleyeyim yani bu kadar görüşmenin hiçbir faydası olmadığını bu gelen cevaptan görebiliyoruz.

Yine -her ne kadar yapamayacağınızı bilsem de- şunu da gelen bir talep üzerine iletmek istiyorum, gerçekten bir başka sorun: Antalya ili Kepez ilçesi -ki neredeyse bu mahalle belediyelik oldu olalı AKP'li belediyeler tarafından yönetilir- Yavuz Selim Mahallesi'nde Mahalle Muhtarının geçen hafta isyanı vardı "Terk edilmiş bir mahalle vaziyetindeyiz." diye. "Okul yeri var, okul yok; sağlık ocağı yeri var, sağlık ocağı yok; sosyal tesis yerimiz var, sosyal tesisimiz yok." diye yokları sıralamışlar. Şimdi, Karşıyaka Mahallesi'ne ve ilaveten de Kepez Yavuz Selim Mahallesi'ne acilen ilköğretim okulu yapılmasında fayda olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız, Antalya'da yaşanan ciddi bir mağduriyetten bahsetmek istiyorum: Antalya ili, Muratpaşa ilçesi Kızılarık ve Yeşildere Mahallelerinde yaşanan önemli bir sorun var; 1947 yılında başlayıp altmış yıl süren bir kadastro davası 2007 yılında Vakıflar İdaresi lehine sonuçlandı. Bunun neticesinde de bu mahallelerde yaşayan 1.500 civarında mahalle sakini Vakıflar tarafından evlerinden atılma tehlikesiyle karşı karşıya bulunmakta. Bizim Antalya Muratpaşa ve Kepez ilçe sınırlarını belirleyen ana cadde var; bu ana cadde açılırken, çevre yolu açılırken Kızılarık'ın bir kısmı Muratpaşa tarafında, bir kısmı Kepez tarafında kaldı. Yıllar önce yani bundan bir süre önce Kepez bölgesinde kalan vatandaşların sorunları siyaseten orada çözüldü, hazine ile Vakıfların takasıyla birlikte Belediyenin de devreye girmesiyle 4706 sayılı Kanun çerçevesinde bu sorun çözüldü.

Şimdi, 1.500 vatandaşımız Vakıfların tahliye tebligatıyla geçtiğimiz aylarda huzursuz edildi, rahatsız edildi. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız, her ne kadar Vakıflar idaresi geçici olarak bu süreci durdurduğuna dair bir açıklama yapmış gibi olsa da -bakın, gibi diyorum çünkü çözüme dönük bir açıklama değil aslında, sadece ertelemeye dönük bir sonuç doğurmakta- bu bölge yaklaşık yüz elli yıllık bir yerleşim bölgesidir, Antalya'nın en eski yerleşim bölgelerinden biridir, burada 22 bine ulaşan bir nüfus var ve bölgemiz de gerçekten hassas bir bölge.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun, bitirin.

CAVİT ARI (Antalya) - Bitiriyorum Başkanım.

Şöyle söyleyeyim: Vatandaşımız 2009 yılından beri bir anlamda mülk edinmiş gibi niyetle yaşadığı bu bölgede kiracı durumuna sokulmuş vaziyette. İfade ettiğim gibi, yüz elli yıldır yaşadıkları bu topraklardan atılma tehlikesiyle karşı karşıya kaldılar. Çözüm olarak, özellikle Türkmen, Alevi ve Tahtacı vatandaşlarımızın bulunduğu bu bölgede 4706 sayılı Yasa'nın Muratpaşa Belediyesi için de uygulanması, hazine ve Vakıflar takas yöntemiyle Belediyenin de aracı kılınarak bu yasa çerçevesinde uygun arazilerle takasın sağlanması gerekmekte.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Toparlayalım.

CAVİT ARI (Antalya) - Belediye bu konuda daha önce defalarca girişimlerde bulundu ancak afaki yüksek rakamlarla, Belediyeden çok yüksek bedellerle takas talebinde bulunulduğu için ve altında da siyaset yattığı için bu süreç çözülemedi. Antalya Kızılarık ve Yeşildere Mahallesi sakinleri ve bu bölgede diğer mahallelerde bu sorunu yaşayan vatandaşlar adına bu konunun çözümü için adım atılması gerektiğini ifade ediyorum ve teşekkür ediyorum.