HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar, değerli basın; Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden bu kadar sert tartışmalar yaşandıktan sonra Diyanet konusuna girmek doğru mu bilmiyorum ama ben de hazırlığımı bu konuda yapmıştım.

Şimdi, Cumhurbaşkanlığı bütçesinin sunuşunun bir yerinde Diyanetle ilgili olarak denmiş ki: "Diyanet İşleri Başkanlığı ülkemizin birlik ve beraberliğine, insanlığın barış ve huzuruna destek olmaktadır." Oysa baktığımızda, her yıl olduğu gibi bu sene de bütçeden aslan payını alan ve uygulamalarıyla tepkilerin odağında olan Diyanet her nedense cuma hutbelerinde ulusal gün ve bayramlara yer vermediği gibi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve aynı zamanda Diyanetin de kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e, 10 Kasıma denk gelen -85'inci ölüm yıl dönümü- hutbesinde de yer vermemiştir. Oysa Sayın Diyanet İşleri Başkanı sadece toplumdaki Sünni anlayışın temsilcisi imiş gibi konuşmakta, davranmaktadır. Toplumdaki diğer inanç gruplarını yok saymaktadır. Diğer inanç gruplarına mensup...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ayrımcılık yapıyorsunuz, çok tehlikeli bir şey bu.

ALİYE TİMİSİ ERSEVER (Ankara) - O tehlikeyi siz yapıyorsunuz.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Çok tehlikeli.

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Siz yapıyorsunuz! Bırakın da konuşalım! Siz konuşurken bir şey olmuyor!

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Çok tehlikeli, çok tehlikeli.

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Konuşmama karışmayın! Bu benim konuşmam, sonra cevap verirsiniz!

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Bakın, çok tehlikeli.

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Karışmayın benim konuşmama! Karışmayın benim konuşmama!

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Otur oturduğun yere, otur!

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Sonra cevap verirsin! Saygısızlık yapıyorsun! Bu benim konuşma hakkım! Ne müdahale ediyorsun benim konuşma hakkıma!

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Otur! Şuraya bak ya!

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Konuşma! Senden mi izin alacağım konuşurken, otururken! Bu ne saygısızlık!

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Saygısız sensin!

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Ben de milletvekiliyim, sen de milletvekilisin!

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Saygısız sensin!

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Saygısız sensin! Bırak, konuşmama karışma!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar...

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Siz sabahtan beri burada hikâye okuyorsunuz, sanki dünyanın en gelişmiş ülkesiymişiz gibi hikâye anlatıyorsunuz, masal anlatıyorsunuz; ondan sonra biz sesimizi çıkarmayalım öyle mi!

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET KILIÇ (Bursa) - Hikâyeyi siz anlatırsınız!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar...

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Bırakın, konuşmamı tamamlayayım, sonra cevabını verirsin.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, müsaade edelim...

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Evet, diğer inanç gruplarını yok saymaktadır...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hasan Bey, bir dakika durun; mikrofonunuz kapalı, bir saniye.

Değerli arkadaşlar, biraz sabırla hareket edelim ya, 8 kişi kaldı; 8 kişi sonra bitiriyoruz. Bir daha 2024'te buluşacağız, az kaldı. Kazasız belasız şu 2023'ü bir atlatalım.

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Diyanet İşleri Başkanı Sayın...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye, durun Hasan Bey; söyleyin, milletvekilisiniz, eleştireceksiniz, denetim hakkınız var. Dolayısıyla hepimiz milletvekiliyiz, sorun yok. Kendi işimizi çözeceğiz.

İlave süre vereceğim, bir sakinleşelim arkadaşlar, problem yok.

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Teşekkür ederim.

HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) - Başkanım, bir de millet izliyor şimdi; buradaki ortamı izleyince geriliyorlar. (CHP sıralarından "izleyemiyor" sesleri)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyoruz.

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Siz geriyorsunuz, bırakın da konuşalım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Yahu, tamam Hasan Bey.

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Her zaman siz mi konuşacaksınız ya?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hasan Bey, yahu durun; siz de onlara laf atıyordunuz.

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Tamam efendim.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bak, oradan Sayın Alp laf atıyordu.

Bir durun arkadaşlar.

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Tamam Sayın Başkanım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun lütfen.

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş toplumdaki diğer inanç gruplarını yok saymaktadır. Diğer inançlara mensup vatandaşlardan alınan vergilerle maaş alan Sayın Ali Erbaş bu maaşı, kullandığı olanakları ve milyon dolarlık makam aracını acaba helal saymakta mıdır?

Diğer taraftan, Sayın Ali Erbaş, Türkiye Cumhuriyeti'nin, başında oturduğu kurumun kurucusu Atatürk'e saygısızlıkta ve nankörlükte sınır tanımamaktadır.

Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinde geçtiğimiz yıla oranla yüzde 151 artış öngörülürken acaba işçiye ve memura da aynı oranda zam yapacak mısınız?

Bir başka konu, bütçeyle ilgili Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısını, iktidar milletvekillerini dinlediğimizde kendimizi İsviçre'de sanıyoruz. Oysa Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının rakamlarına göre ülkemizde sosyal yardım alan hane sayısı siz iktidara geldiğinizde, 2002 yılında 1 milyon iken 2015'te 3 milyon, 2023'te ise 4,5 milyona ulaşmıştır. Bu rakamlar sizin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınızın bütçesindeki rakamlardır. Şimdi, kalkınma hikâyelerinize uyuyor mu? Ülkede yoksulluk yok derken, ülkede aç yok derken, kendi Bakanlığınızın bütçesinde belirtildiği gibi, 2002'de iktidara geldiğinizde 1 milyon olan yardım alan hane sayısı 4,5 milyona çıkmışsa bu kalkınma mıdır? Bu nedenle de burada iktidar politikalarını dile getirirken bizim gibi eleştiren muhalefet milletvekillerinin sözünü kesmeye çalışıyorsunuz.

Peki, şimdi tasarruftan bahsediyorsunuz. Şimdi, Cumhurbaşkanlığı makamındaki araç sayısı 268 iken bu tasarruf genelgesinden sonra 9 tane tekrar zırhlı araç alınmış, Mercedes S 600, 80 milyon lira karşılığında. Sayın Cumhurbaşkanlığı yetkilileri kendi hazırlayıp imzaladıkları tasarruf genelgesine rağmen ve 268 aracın üzerine her biri milyonlarca lira olan 80 milyon değerinde 9 tane zırhlı araç almışlardır. Bu, tasarruf genelgesine uymak mıdır? İnsanlar açken hâlâ benim memleketim Gaziantep'te -biraz önce gelen telefonda- Şahinbey ilçesi Doğanca köyünde enkazın kaldırılmadığını söylüyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Öztürkmen, buyurun, ilave bir dakika daha veriyorum.

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, Gaziantep'teki İslâhiye ve Nurdağı'nda hâlen kaldırılmayan enkazlar var. Hâlen insanlarımız şu anda, orada kış günü su akıtan, içinde bir türlü oturulması mümkün olmayan konteynerlerde öğrenciler ders yapmaktadırlar. Bu mu sizin kalkınma planlarınız, bu mu sizin kalkınma hikâyeleriniz? Benim bölgem olan Barak'ta 2019 yılında Barak bölgesinin ihtiyacı olan sulama projesi gündemden, plandan çıkarılmış; Barak bölgesi kuraklıktan ziraat yapamıyor, tarım yapamıyor, ne fıstık yetişiyor ne de zeytin yetişiyor.

Sayın Başkanı, değerli milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.