Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Cumhurbaşkanlığı b) Millî İstihbarat Teşkilatı c)Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ç) Diyanet İşleri Başkanlığı d) Devlet Arşivleri Başkanlığı e) Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı f) Strateji ve Bütçe Başkanlığı g) İletişim Başkanlığı ğ) Savunma Sanayii Başkanlığı h) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ı) Yatırım Ofisi Başkanlığı i) Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı j) Finans Ofisi Başkanlığı k) İnsan Kaynakları Ofisi Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 24 .11.2023 |
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, Değerli Cumhurbaşkanı Yardımcısı, kıymetli arkadaşlar; aslında sizi çok rahatsız etmek istiyorum, lokmaları boğazınıza dizmek istiyorum çünkü demokrasi varmış gibi "-mış" gibi yaparak kaçıncı bütçeyi daha buradan geçireceğimiz konusunda birbirimizle yarışıyoruz ama bu bütçe ne halkın ne Türkiye'nin ne sizin hayallerinizin hiçbirini gerçekleştirmeyecek. Vergi cehenneminde her yurttaşın gırtlağına basarak aldığımız kuruşlarla beraber sadece çürüyen, kokuşan bir düzeni besliyoruz o kadar. Bu ülkenin taşına toprağına
âşık, bu ülke için her şeyi yapmaya hazır bir yurttaş olarak söylüyorum; bunun sürdürülebilirliği yoktur. Önümüzdeki seçimde İletişim Başkanlığındaki arkadaşların veya sizlerin her birisinin PKK liderleriyle görüntülerini yayınlayacağız, her birinizin PKK'yla ortak olduğunu söyleyeceğiz. Buna kampanya der misiniz? Sayın Adalet Bakanı, böyle kampanya olur mu? Yaparsak ne dersiniz? Sayın Adalet Komisyonu Başkanı, ne dersiniz? Haksızlık olur değil mi?
ABDULLAH GÜLER (Sivas) - Kime diyorsunuz efendim?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Soruyorum efendim, soruyorum; Grup Başkan Vekilimize, eski Adalet Bakanımıza, eski Başkanımıza söylüyorum.
ABDULLAH GÜLER (Sivas) - O zaman, eski Adalet Komisyonu Başkanımıza...
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Evet.
Olur mu sayın bürokratlar, İletişim Başkanlığındaki arkadaşlar? Hepinizin görüntüsünü koyacağız; "Bunlar PKK'lı." diyeceğiz, "Bunlar PKK'yla iş birliği yapıyorlar." diyeceğiz, "Bunlar terör örgütünün çocukları." diyeceğiz. Olur mu? Olmazsa bize niye yapıyorsunuz? Neden yaptınız? Hani dezenformasyonla mücadele edecektiniz, hani bunları engelleyecektiniz? Kazanmak için her yol mübahsa; onurları, insan haysiyetini ayaklar altına alacaksak yok olsun o iktidar, yıkılsın bu gök kubbe onun üstüne. İnsanı tutacak ahlak yoksa o zaman herkes her şeyi yapmakta serbesttir. Nasıl yaptınız bunu bu ülkenin bütçesinden? Neden itiraz etmediniz? "Bunu nasıl yapıyorsunuz? Bu yapılamaz." niye demediniz? Biz PKK'lı mıyız? Biz FETÖ'cü müyüz? Biz hangi terör örgütüyle yan yana gelebiliriz? Daha dün yargılıyordunuz "Ergenekon" diye; "Niye Türk Bayrağı sallıyorsun?" diye soruyordu Fetullahçı yargıç. Şimdi PKK'lı olduk öyle mi? Hepinize PKK yaftası yapıştırırsak, hepinizin görüntülerini koyarsak ne yapacaksınız? O zaman da adliyeniz mi devreye girecek, polisleriniz mi gelecek? Lanet olsun bu düzene, yıkılsın bu düzen! Oligarşinin emrine giren siyasete lanet olsun, kahrolsun oligarşi! Tekrar bağırıyorum: Kahrolsun oligarşi! Bunu hazırlayanlar, buna izin verenler, bunun finansmanını sağlayanlar suçlusunuz, günü geldiğinde yargılanacaksınız. İnsanların haysiyetleriyle, onurlarıyla, insanların yaşamlarıyla bu kadar çabuk oynayamazsınız, hiçbir seçim buna değmez ve biz size bunun hesabını soracağız; söz veriyoruz, halkımıza söz veriyoruz.
Bir vergi cennetine çevirdiniz; Ruslar için, yabancılar için bir vergi cenneti ama Türkler için bir vergi cehennemi. Her bir lokma, her bir ekmek tanesi bu vergi cehenneminde vatandaşlarımız için bir yük, bir ağırlık. "Bununla ne kadar sürdürebiliriz?" sorusunun yanıtı, bununla sürdürülemez.
Savunma Sanayii Başkanımız -hayırlı olsun- yeni görevine geldi, bir de vakfın üyesiymiş galiba, değerli kardeşim de söyledi. Bu vakıflar, dernekler, cemaatler, tarikatlar falan filan... Motor nerede, motor? Motor nerede? Tank var, motor yok!
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Niye bağırıyorsun?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Sen böyle ahlak dersi mi vereceksin bana? Sana ne!
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ne diyorsun be!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Motor nerede, motor? Uçağın motoru nerede, tankın motoru nerede?
AHMET KILIÇ (Bursa) - Ayıp, ayıp!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Ayıp, sizin yaptığınız şey! Hadi!
İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Ya, ne ayıbı! Dünyanın en ağır laflarını işitirken yemeğini yiyorsun ya! Ayıp olan hangisidir?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar...
Sayın Alp...
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Motor nerede? Motoru soruyorum, nerede motor? Nerede motor? Motoru soruyorum.
Rahatsız olun arkadaşlar, rahatsız olun. Bütün bu süreçleri her biriniz nasıl şerefli yurttaşsanız, nasıl onurlu bir yurttaşsanız, nasıl buraya gelmiş, bu ülkenin değerli bir yurttaşıysanız bizim de öyle olduğumuzu kabul ederek tamamlamak zorundasınız. Kim istiyorsa gönderin hukuk müşavirinizi, avukatınızı, mali müşavirinizi; vekaletname vereceğim, gitsin baksın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Özkan, süreniz doldu. Bir dakika süre vereceğim, toparlayın sözlerinizi.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Apaçık söylüyorum: Siz, neden bu milletin bütçesinden danışman sayısını, aldığı parayı, diğer şeyleri kaçırıyorsunuz; neden? Bu yoksul halkın bütçesinden siz bunları nasıl kaçırırsınız, nasıl kaçırırsınız bunları? Niye söylemiyorsunuz burada? Niye bizim bu projelerin finansman kaynakları açıklanmıyor, neden?
Rahatsız olun arkadaşlar! Demokrasicilik oynamaya gerek yok, ne adaletin terazisi ne bütçenin terazisi; çürümüş bir düzenin dökülmekte olan evrakımetrukesini konuşuyoruz burada. Ben onun için diyorum ki: Hep beraber, her birimizin ahlakına, namusuna, onuruna saygı göstererek bu süreçleri tamamlamazsak eğer bunun sonunda ülkenin gideceği bir yer yoktur. Bu oligarşik düzeni yaratanlar, bu oligarşinin emrine girenler hesap verirler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Özkan, süreniz doldu.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Neden mi, onu da söyleyeyim: Eğer İletişim Başkanlığında bunu yapanları cezalandırmazsanız bizim iktidarımızda sizin için yaparlar. Bize de haram, size de haram olsun!