RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Sayın Erdem, arkadaşımız, hatibimiz konuştu, düşüncelerini belirtti; katılırsınız ya da katılmazsınız ama söylediği şeyler doğru şeyler.

ORHAN YEGİN (Ankara) - O da düşüncesini belirtti.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Tamam, anladım ama cevaben söyledi.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Türeli...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Cevaben söylemeseydi buradaki konuşma kalacaktı.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Türeli, siz de söz istiyorsunuz, size de veriyoruz.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Buradaki yöntem usul...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hayır, hayır...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Tamam, hayır; ben de onun üzerine...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Türeli, söz vereceğim size. Bir düzelteme yapayım.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Yapın.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bizim arkadaşlar konuşunca siz de istiyorsunuz bazen, sadece sözcülere söz veriyorum, size de veriyorum.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Tabii, tabii, tabii.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Erdem de istedi verdim, size de verdim.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Tamam, hayır işte, söyledi, ben de karşısında söylüyorum yani arkadaşımız söyledi. Son seçimde neler yaşandığını bütün Türkiye biliyor, herkesin gözü önünde cereyan etti. Bunlara ilişkin düşüncelerini söyledi yani burada oturup da böyle bir "öğrenilmiş çaresizlik" gibi bunlara gerek yok; bu konuşmalar hoş konuşmalar değil, gerek yok. Hatibimiz kendi düşüncelerini belirtti, belirtecek tabii; burada bütçe üzerine konuşmayacağız da nerede konuşacağız bunları? Budur yani.

(Uğultular)