| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) ve Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 25 .01.2016 |
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, Komisyonumuzun değerli üyeleri, değerli basın mensupları, değerli bürokrat arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
2016 bütçemizin hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Tabii, biz ek bütçeden önce geçici bütçeyle ilgili konuşurken Sayın Bakana da, Sayın Sayıştay Başkan Yardımcısına da hatırlatmıştık, gündemimiz kesin hesap ve genel bütçe üzerine görüşme. Kesin hesapta yine Sayıştay raporlarıyla ilgili hususlar olmadan görüşme şansımız yok. Şimdi baktım bize kaç tane rapor gelmiş diye, 200 civarında rapor -adı "rapor" olan raporlar- gelmiş. Tabii, burada sadece 200 tane kamu idareleriyle ilgili var ama onun dışında belediyeler var, özel idareler var, şirketler var, üniversiteler var, hepsi var.
Öncelikle, bütçe hakkı açısından, Sayın Başkana da söyledik ama aracı olmadı; "Bize bu raporların düzgün gelmesi gerekir." dedik. Genel uygunluk bildirimi, dış denetim raporlarına baktığımız zaman orada da Sayıştay raporlarının nasıl kuşa çevrildiğini maalesef yine görüyoruz. Bu olmadığı zaman bizim bütçe hakkımız maalesef engellenmiş oluyor, denetim hakkımız engellenmiş oluyor. Üstüne üstlük yine arada Sayıştay Kanunu'yla ilgili başka düzenlemeler de araya sıkıştırılarak denetimden kaçırılmaya çalışılan yeni şirketler söz konusu oluyor.
Şimdi, bu nasıl bir demokrasi anlayışıdır, ben bunu anlamakta zorlanıyorum. Gerçi biraz daha -Anayasa çıkınca- demokrasiye yöneltilmiş, daha yönlendirilmiş bir demokrasi olacağını Sayın Başbakan söylüyor ancak herhâlde yenisinden sonra o kadar olabilecek diye düşünüyor. Açıkçası bunu baştan tespit etmek istiyorum çünkü biz genel anlamda konuşacaklarımızı sonra bakanlıklarla ilgili bütçelerde de konuşabileceğiz.
Örnek, şimdi, baştan bakıyoruz, en temel şey, genel uygunluk bildirimi. Her seferinde aynı şeylerle devam ediyoruz. Yine, 9 milyara düşmüştü 2013'te, 2012'de 15'ti, şimdi yeniden 14,2 milyar. Maalesef ödenek üstü gider yine devam ediyor.
Şimdi, arkadaşlar, bütçenin büyüklüğüne de bakarsanız şu anda yeni bütçe değil ama 2014 bütçesiyle onu mukayese etmemiz lazım, yine 15 milyarlık ödenek üstü gider. Tabii, burada, Bütçe Kanunu'nda sınırsız yetki verdiğimiz için, Sayın Bakan oradan alıyor, oraya aktar, buraya döndür... Bütçenin maddelerinde görüşeceğiz, kendisine yedek ödeneklerle ve aktarmalarla ilgili yetki alıyor ama bunu da belli sınırlar içerisinde veriyoruz.
İsterseniz, burada birçok şey var konuşulabilecek ama, ben size birkaç tanesini hatırlatayım ki neden bahsettiğimi belki arkadaşlarımız... Komisyonda çok yeni üye arkadaşlarımız var, "Ya, Mehmet Hoca gene bir şey söylüyor." diye bakarlar, geçmişten söylediğimiz için, "Bakalım." derken ben bunu Sayıştayın genel uygunluk bildiriminde yaptığı tespitin içinden okuyacağım size, kendim söylemiyorum. Bir sürü düzenleme var bununla ilgili, 5018 sayılı Kanun'un 20'nci maddesinde var, yine yüklenmeyle ilgili 26'ncı maddesinde var. Bir tane "ödenek üstü harcama" diye 70'inci maddesi var, oradaki bir paragrafını okuyayım: "Kamu zararı oluşturmamakla birlikte bütçelere, ayrıntılı harcama programlarına, serbest bırakma oranlarına aykırı olarak veya ödenek gönderme belgelerindeki ödenek miktarını aşan harcama talimatı veren harcama yetkililerine, her türlü aylık, ödenek, zam ve tazminat dahil yapılan bir aylık net ödemeler toplamının iki katı tutarına kadar para cezası verilir."
Ben Sayın Bakana soruyorum: Millî Eğitim Bakanına verilmiş bir ceza var mı, maaş kesme gibi, para isteme gibi veya burada diğer kurumlar da var, acaba bununla ilgili bir işlem yapıldı mı? Her seferinde, bir defa da değil bir de, tekrar ediyor, sürekli olarak demek ki... Şimdi Sayın Bakan bir sürü gerekçe söyleyecek ama kanunda böyle yazıyor ve Sayıştay bunu tespit etmiş. Artı, burada, yine, 20'nci maddenin (g) bendinde, 19'uncu maddede yine görüşmelerle ilgili, ek bütçeyle ilgili birçok düzenleme yapılmış ama sonuç olarak şunu söylüyor Sayıştayın raporu: "Görüleceği üzere 5018 sayılı Kanun'un 'ödeneklerin kullanılması' başlıklı 20'nci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde yer alan, genel veya kısmi seferberlik, savaş ilanı veya Bakanlar Kurulu kararıyla zorunlu askerî hazırlıkların yapıldığı olağanüstü hâllerde Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bütçeleriyle sınırlı olmak üzere getirilen istisna hükmü dışında ödenek üstü gider yapılmasına cevaz veren bir hüküm bulunmamaktadır." Sayıştayın raporundan okuyorum arkadaşlar. Size de geldi ama belki vaktiniz olmamıştır çünkü biz de ancak bakabiliyoruz.
"2014 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın tamamlayıcı ödenekle ilgili 4'üncü maddesinin 3'üncü fıkrasını etkileyen ve genel bütçeli idareler için 14 milyar 179 milyon -yani eski parayla 14,2 katrilyon- özel bütçeli idareler için 370 bin Türk lirası olmak üzere..." demiş, basit bir şey o, "...ödenek üstü tutar için 5018 sayılı Kanun'un yukarıda yer verilen 26, 20, 31 ve 70'inci maddeleri gereği tamamlayıcı ödenek verilip verilmemesi hususu Türkiye Büyük Millet Meclisinin takdirindedir." Size söylüyor arkadaşlar, değerli üyeler.
Sayın Başkan, "Türkiye Büyük Millet Meclisinin takdirindedir." demek, ey Komisyon, bunu inceleyen Komisyon, siz ne diyorsunuz? Yasaya uymayan şekilde ödenek harcanmış.
Şimdi, bunlar illegal. Biz burada daha önce de söylediğim gibi kanun kılıfı dikeceğiz yine. Peki, bunların bilgilerinin hepsinin bize önceden gelmesi gerekmez mi? Gerekir. Biz sadece ne verdik, biliyor musunuz, bunlarla ilgili? Öğretmen kadrolarıyla ilgili ekstra verdik, onları zaten veriyoruz. Şimdi, bizim verdiğimiz ayrı, bakın. Yani buradan verdiğimiz kadroyla ilgili zaten bütçede değişiklik yaptık, verirken onları, personel giderlerini aktardık ama her seferinde genel bir şeye döndü bu maalesef yani ne kadar bütçesiz gittiğimizin bir göstergesidir ve bunlar var ya, her sene aynı cümleler Sayıştay raporunda tekrar ediliyor; geçen senekinde de vardı -yanımda mukayese olarak getirdim, hepsine baktım- aynı cümleler benzer şekilde miktarları değişmekle beraber burada devam ediyordu.
Peki, nasıl olacak? Burada şöyle diyor ondan sonra da -bize hem yetki sunuyor Sayıştay, işin garabetini de söyleyeyim de- 2014 yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın Genel Uygunluk Bildirimi'yle ilgili görüş kısmının bir cümlesini okuyorum yine: "Şekle uygun olarak hazırlandığı, muhasebe kayıtları esas olarak cetvellerin oluşturulduğu, bir yıllık uygulama sonuçlarını karşılaştırmalı olarak gösteren değerlendirmeleri içeren gerekçelerin bulunduğu anlaşılmıştır ve Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nda gösterilen tutarların kabulünün uygun olacağı." Ya, hem bir taraftan bana yetki veriyorsun, Sayıştay bize diyor ki "Bu kadar ödenek üstü harcama var." sonra da diyor ki "Her şey uygun; kabul edin." Ya, o zaman o tespiti niye yapıyorsunuz; birincisi bu.
Sayın Bakanım, bunlara bir önlem alınması gerekiyor bu genel uygunluk bildirimiyle ilgili ve raporlarla ilgili, özellikle de bütçe disiplini açısından siz hep söylüyorsunuz ya, mali disiplin açısından ve Plan ve Bütçe Komisyonunun bu hakları açısından bu konunun savunulması gerekiyor.
Bizi ilgilendiren diğer şey -hızlı bir şekilde geçmek istiyorum- Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu. Artık tamamına zaten bakma şansımız olmadığı için, daha doğrusu birkaç tanesine baktık hepsinde sadece bir görüş, aynen demin söylediğim gibi "Düzenlemelere uygundur, söylenecek bir şey yoktur." diyor.
Şimdi, peki ben buradan birkaç tanesine, utangaç bir şekilde yazdıkları birkaç maddeye değinmek istiyorum değerli arkadaşlar, yani bazılarını biraz kibar yazmışlar, bazılarını açık etmişler satır aralarına bakmazsak bunları göremiyoruz.
Mesela burada Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu'nda kamu idarelerine ilişkin genel konular var, iç kontrol standartlarına uymayan, önemli değil, kontrole ilişkin tespitler yani "önemli değil" derken vaktim yok, ben birkaç tane çarpıcı örnek vermek için öyle söylüyorum.
Örnek; 1,2,3'üncü madde, sayfa 11: "Yenileme Alanlarında Yer Alan Hazine Taşınmazlarının Devri ve Hazine Paylarının Tahsilatı İşlemlerinde Mevzuata Aykırı Uygulamalarda Bulunulması" Bakın, başlığı dinlediniz mi? Bir daha söylüyorum: "mevzuata aykırı işlem" Şimdi örnek vereceğim: Peki, bunlar varken nasıl oluyor da bana "Sen onay ver." diyor anlamıyorum. Devam edeceğim: "Hazineye ait tahsisli, ön izin ve irtifak hakkı verilmiş taşınmazların projeyi yürüten belediyeye devri; Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu Kararı ile gerçekleştirilmektedir. Bu kapsamda devri yapılıp beş yıl içinde devir amacına uygun bir projeye konu edilmeyen veya amacı dışında kullanılan taşınmazların tekrar Hazine adına tescil edilmesi gerekmektedir." Bir de gelirle ilgili projelerden -kısa geçiyorum- geri kalan kısmının yüzde 50'sinin de Hazineye aktarılması gerekiyor. Hazineye ait taşınmazlar, devir işlemleri; arkadaşlar biliyor ben şimdi sonucunu söyleyeceğim Sayın Bakanım.
Peki, şimdi bunu söylemiş, neden söylemiş? Arkasından devam ediyor "Denetimler sonucunda -iç denetim sonucunu söyleyeyim- belediyelerin bir kısmında 5366 sayılı Kanun kapsamında belediyelere devredilen taşınmazların yönetimi ve gelirlerin tahsiliyle ilgili mevzuata aykırı aşağıda yer alan hususlar tespit edilmiştir:
Bu Kanun kapsamında yenileme alanı ilan edilen bölgelerde yer alan Hazine taşınmazlarının devredilmesi için sit alanı veya koruma alanında kaldığına dair tescil işlemi olması ve yenileme projelerinin ilgili kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulunca karara bağlanması gerektiği hâlde bu kapsamda olmayan taşınmazlar belediyelere devredilmiştir."
Ey Sayıştay, arkadaşlar, arkadakiler, öndekiler, Sayın Bakan, hangi belediyeler bundan faydalanmış? Niye burada belediyeyi bize yazmıyorsunuz? Devam ediyor alttaki madde "Yenileme alanı kapsamında olan ve belediyelere devredilen Hazine taşınmazlarının mevzuat hükümlerine ve devir amacına uygun kullanılmadığı Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilmesine rağmen, bu taşınmazlar belediyelerin mülkiyetinde kalmış, Maliye Bakanlığı adına tapuda tescilleri yapılmamıştır."
Niye yapmıyorsunuz Sayın Bakanım, hangi belediyeler var? Siyasi baskı mı var? Bunların kaç tanesi hangi partiden, nedir bir görelim. Bu nasıl bir denetim raporudur arkadaşlar? Peki, toplamda ne kadarlık bir arazi var, ne kadarlık gelir kaybı yaşanmış, ne kadarını size devretmemişler? Böyle rapor olur mu? Biz söylediğimiz zaman da bakıyorsunuz, el kaldırıyorsunuz. Yani bakın size söyleyeyim, öbür tarafta hemen yazıyor: İşine gelen yerde nasıl ayrıntı yazmış, bir sonraki maddede Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na aykırı uygulamaları hemen yazmış. "Kamu bütçesinden Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Merkez Bankası, bilmem ne bakanlık..." Niye belediyeleri yazmıyorsun kurumları yazıyorsun da Sayıştay? Daha doğrusu "yazmıyorsun" demeyelim. Ey Genel Kurul, Sayıştay Başkanı, niye bunları kuşa çeviriyorsun? Bunların hepsi raporda var.
Devam edelim, gelir ve tahakkuk tahsilata ilişkin hususlar var. Şimdi sizi ilgilendiren kısımlara gelelim. Burada birtakım tespitler yapmış "Denetimler sonucunda, aşağıda örnekleri verilen bazı kamu idarelerinin kurum gelirlerinin tahakkuk kaydını oluşturarak mali tablolarında takip etmedikleri, tahakkuk ettirdikleri gelirlerin ise tahsilinde sorunlar yaşandığı görülmüştür." Tespit bu. Örneğe bakıyorum, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı demiş -gidiyor gidiyor, gidiyor- "... cezanın sorumlusu ve ait olduğu yıl ile ilişkilendirilmeden bildirilmektedir. Gerekli bilgi aktarımının sağlanamaması nedeniyle..." Neden? Şimdi, burada cezaların tahsilatından Maliye Bakanlığı sorumlu tutulmuş. Sizinle olduğu için söylüyorum, nasıl oluyor da bilgi aktaramıyorsunuz Çevre Bakanlığına Sayın Bakanım? Bu teknoloji çağında, her şeyi, vergi dairesini otomasyona geçirdiğiniz bir ortamda, Gelir İdaresinin otomasyona geçtiği bir ortamda kestiğiniz cezalarla ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığına nasıl bilgi aktaramıyorsunuz? İdari para cezalarının yeterli biçimde takibi yapılamamaktaymış, bunun da nedeni Maliyenin yeterli bilgi vermemesiymiş. "Cezanın kim tarafından ödendiği de, zaman aşımına uğramak üzere olan cezaların durumu izlenememektedir." Nasıl yani? Birilerinin cezaları zaman aşımına mı uğratılıyor o zaman? Kime ceza kesildi de neyi izleyemiyorsunuz bu çağda?
Değerli arkadaşlar, size söylüyorum, dokunduğumuz anda her şeyin olduğu, daha önce burada MERNİS sistemini, bilmem neyi konuştuğumuz "uçuyoruz, uzaya çıkıyoruz" diye konuştuğumuz bir çağda veriler Maliye Bakanlığından Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gidemiyor. Allah'ın işine bak, birilerinin cezaları zaman aşımına...
Aynı şekilde, Gelir İdaresinin uzlaşma konusundaki rakamlarını ben size daha önce vermiştim, hatta aşağıda kurum da söyleyerek vermiştim hatırlarsanız. Nasıl oluyor? Yani bu işler, birilerinin cezaları nasıl affedilir, nasıl görmezden gelinir, böyle bir çağda böyle bir şey olabilir mi?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Olmaz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Biz bir gram bir şey ödemediğimiz zaman pat diye hemen hesabımızdan kesiliyor veya adam geliyor aboneliği kesiyor; gecikmeye bile tahammülü yok.
Onun için, bu konuların nasıl olduğunu bize aktarmanız lazım. Ne kadar bir şey olmuş bu çağda onu merak ediyorum.
Öbür taraftan, yine Devlet Su İşleriyle ilgili gelir, tahakkuk ve tahsilatıyla ilgili tespit var: "... önemli bir kısmı sözleşme ve protokole dayalı olmasına karşın gerekli tahakkuk kayıtlarının yapılmadığı, sadece tahsilatları yapıldığı anda gerçekleştiği; kurumun gelirleri ve tahsilatlarının takip edilemediği." diyor. Ee, böyle bir şey olabilir mi? Yani hakikaten bu tespitler...
Yine aynı şekilde Karayollarıyla ilgili, biz şimdi düzenleme yapmıştık biliyorsunuz "Bu kesilen cezalarla ilgili kayıt tutulamıyor." diyor. Ya, olur mu? Yani kasaya giren her şeyin bir kaydı -içimizde bir sürü muhasebeci arkadaşımız var- en basitinden karşılıklı bir hesap yapılır, borç-alacak kaydı yapılır. Bir tarafa kayıt, öbür tarafa nereden geldi peki? Aynen bu bizim net hata ve noksan kaleminde dışarıdan gelen sıcak paranın hesaba girmesi gibi "Vallahi geldi ama kaynağı belli değil." Ya, böyle bir şey olur mu? Yani hâlen daha bu çağda...
Ben şunun için bu örnekleri veriyorum: Burada örnek veriyorsun da ey Sayıştay Genel Kurulu -bakın, raporculara söylemiyorum, onlar yazıyor- niye belediyelerde örnek vermiyorsun, niye cezalarda örnek vermiyorsun onu söylüyorum.
Yine "Telefon, İnternet, elektrik, doğal gaz alımlarının ihalesiz gerçekleştirilmesi" diyor bazı kamu idarelerinin. Hangileri ihalesiz yapmış Sayın Bakanım? En azından onu söylesin. Devam ediyor 1/6 maddesi, arkadaşlar biliyordur, Sayıştaycılar not alıyordur; size getirirler. Size siyasi olarak şunu soruyorum, Sayıştay denetçilerine değil: Sayıştay Başkanı ve Rapor Değerlendirme Kuruluna bunlar böyle giderse her seferinde kuşa çevrilirse böyle gelir. Diyor ki işte "Kamu idarelerinin bilmem nesinde ihale yoluyla temin etmedikleri" Hangi kamu idareleri? Ne kadarlık bir miktar? Ben nereden bileceğim de denetleyeceğim bunu? Böyle bir şey olabilir mi?
Sayın Başkanım, yani burada üfürmüş. Farklı fiyatlar nedeniyle kamu idareleri talep ettikleri hizmetleri rekabet şartlarından faydalanarak temin etmemişler; özeti bu. Peki, burada ne kadarlık ihale var? Hangi kamu idareleri yapmamış? Böyle bir şey olur mu? Veya en azından kaç tane var ya, bir onu görelim yani. Böyle, raporlar, biraz maalesef çok şey geliyor.
Şimdi, arkasından, ikinci bölümde genel ve özel bütçeli kamu idarelerine ilişkin konular var. Enteresan bir şey var; ikinci bölüm bu -gene aynı rapordan bahsediyorum- "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından kullanılan özel hesaplar..." Yazmış, güzel... Yani "Türk lirası mevduat hesaplarında, açılan hesaplarda, döviz hesaplarında, bilmem nerede muhtelif tutarlarda nakit bulunduğu..." Böyle bir rapor olur mu ya? Ne olacak yani zaten toplamını yazsan, hangi hesapta olduğunu, biz gidip bankadan şey mi araştıracağız? Yani ne kadarlık bir kaynak bu hesaplarda tutulup bütçe dışı harcanıyor, bizim bunu bilme hakkımız yok mu? Bu raporu bana niye gönderdin Sayıştay?
Sayın Başkan, böyle rapor olur mu? Ne kadar peki? Yok. Özel hesaplarda adam kafasına göre para harcıyor.
Maliye Bakanı, size de soruyoruz Sayın Bakanım. Sizin bilginizin dışında bütçe dışı fonlar kullanılıyor demektir. Yani işte, bakanlıklarla ilgili yazıyor burada "Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı..." Çok enteresan; burada yıllardır konuşulan bir şey var, burada da özel hesap var, tabii, yine, en barizi de burası, sizlerin dikkatine sunuyorum değerli arkadaşlar, iktidar partisine mensup milletvekili arkadaşlarımın tekrar dikkatine sunuyorum. At yarışlarının düzenlenmesiyle ilgili Jokey Kulübüne yetki verilmiş, güzel. Burada, yarış gelirinin bir önceki yılın gelirinden fazla olması hâlinde yüzde 40'ının Bakanlıkça açılacak özel hesaba aktarılacağı bildirilmiş. Yani bu özel hesaptan kastedilen de "Gidin, bunu kafanıza göre harcayın" hesabı değil. Aynen bunu diyor işte, kibarca yazmış arkadaşlar da paragrafları kısalttıkları için aradakini biz artık cımbızla çekmek zorunda kalıyoruz. "2014 yılı için hesaplanan tutar 2015 yılında Bakanlık özel hesabına Türkiye Jokey Kulübünce yatırılmış -güzel- 2014 yılında özel hesaptan harcama da yapılmıştır." Kibarlığa bakın. Ya, ne harcaması kardeşim? Kaç para yapmış, kim yapmış? Böyle bir şey olur mu? Yani bari hiç yazmasaydınız da burada bunu görmeseydik arkadaşlar. Ben, şimdi, arkadaki maddeden bakarak yaklaşık rakamı size söyleyeyim, devam ediyor çünkü. "Sözleşmenin içerisinde muayyen şartlar" diye bir kelime varmış. Sayıştay diyor ki: "Bunu yeniden belirleyin, nasıl olur, ne biter?" diye kibarca öyle yazmış, daha doğrusu kibar kısmını alıp buraya koymuşlar. Şöyle söyleyelim: 2013 yılında 2 milyar 930 milyon, 2014 yılında 3 milyar 310 milyon. Yani yaklaşık 400 milyonluk bir fark, artış var, yüzde 40'ını alırsanız da 160 milyonluk bir özel hesapta para. Şimdi, bu 160 milyonun neresi hesaplandı? Bunu ben hesaplayarak buluyorum ha, onlar söylemiyor, arkadaki bir maddeden yıllık gelirine bakarak söylüyorum. 160 milyon nereye, kim harcadı, özel hesaptan ne kadar harcandı, 10 milyon mu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET GÜNAL (Antalya) - 160 milyonun tamamını mı kullandı ey Sayıştay?
BAŞKAN - Sayın Günal, ilave süre veriyorum, buyurun.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Toparlıyorum Başkanım. Gerisini sonra konuşacağım da bu Sayıştay burada konuşulsun diye özellikle söylüyorum çünkü kesin hesap kısmını...
Değerli arkadaşlarım, böyle bir şey olmaz. Evet, kanunda belirtilen muayyen şartlar uygulanabilir ama buraya ne yazdıysa Sayıştay, denetçi raporunda hangi miktar yazıyorsa bize bunu gönder ey Sayıştay.
Sayın Başkan, Sayın Bakan, buna aracı olun, böyle rapor olmaz ya. Yani yazmış, aradan cımbızlamışlar, "2014 yılında -bir daha söylüyorum- özel hesaptan harcama da yapılmıştır." Ya, böyle bir şey olabilir mi? Ben anlayamıyorum arkadaşlar. Ne olur yani zaten sen onun sorumlusunu buluyorsun, bana söylesen ne olur, söylemesen ne olur. İşte, arka sayfada yazmışsın, oradan bakınca bir şekilde hesaplayabiliyoruz. Niye öyle olmuş? Oradaki sonuçtan bir arkadaş da işgüzarlık yapıp paragrafı çıkarınca arkada miktar kalmış, hesaplarsan da yüzde 40'ı yaklaşık bulunuyor, anlatabiliyor muyum? Her yıl fazlasını özel hesaba aktarıyorsun. Ee, bunun da bir harcama yöntemi... Belki doğru yere harcanmıştır, o ayrı konu ama böyle sakladığınız zaman, o zaman bizim kafamızda "Bu paralar nereye gitti?" diye... Sayın Bakan geldiğinde oraya da soracağız.
Enteresan bir şey daha var. Sayın Başkan, birazcık müsamahanıza sığınarak onu söyleyip kapatacağım, diğer ekonomik konulara sonra değineceğim.
Mahalli idarelere ilişkin konular var, üçüncü bölüm. 188 tane belediye denetlenmiş. Yani mahalli idarelerle ilgili bize Sayıştay rapor sunmuyor, İçişleri Bakanlığının bir raporu var, o Mahalli İdareler genel raporundan ne bulabilirsek, onu da her zaman vermiyorlar, kendimiz alıyoruz, bakıyoruz, ediyoruz, istiyoruz, öyle geliyor. Tam 188 tane belediye var. Yani belediyelerle ilgili kısım, arkadaşlar tamamı 10 sayfa yok, 7-8 sayfalık bir şey var, o da zaten tanımlarla ilgili, konularla ilgili. 188 belediyenin denetim sonucunu Sayıştay 7-8 sayfada özetlemiş, onun da içinde genel tespitler var. 24 tane belediye şirketi var -arkadaşlara şöyle göstereyim- belediye şirketlerine borç verilmesi ve şirketlerdeki payla ilgili yarım sayfalık bir düzenleme var. 24 tane, büyükşehir belediyesinin şirketleriyle ilgili denetimin bize sunulan sonucu yarım sayfa bile yok, bir sayfa yok yani. 24 tane belediye... Diyor ki: "Büyükşehir Belediye Kanunu'nda belediyenin giderleri arasında borç vermesiyle ilgili herhangi bir gider kalemi yer almamaktadır, sadece bağlı kuruluşlarla zaman zaman para alışverişi yapabilirler -gidişe göre- Başkan buna yetkilidir." Peki, bu durumda, bakmışlar, "Belediye şirketlerine borç verdiği..." Bakın, şunu söylüyor, bu cümle de bu kadar "Denetimler sonucunda -Sayın Başkanım cümle bu- bazı büyükşehir belediyelerinin bütçelerinden belediye şirketlerine borç verildiği tespit edilmiştir." Ne derler? Buyur buradan yak! Yahu, kaç belediye, kaç para vermiş, ya, tek tek hepsi yazmasan da hiç olmazsa bana toplam borcun yetkisiz olarak miktarını söyle ya. Anladık yani Melih Gökçek'i kayırıyorsunuz, anladık da, gerisi ne? Onu biliyoruz zaten, onun milyarlarca borcu da var harcı da var, oradan oraya aktarıp duruyor. Peki, gerisi ne, bu belediyeler kim?
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - ANFA Güvenlik...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ne kadarlık bir şey devredilmiş? Ya, diyor ki: "Sermaye payları izlenmiyor." Böyle bir şey olabilir mi? Oraya para koyuyorsun belediye olarak, ne verdin, ne aldın, kaydında gözükmüyor.
BAŞKAN - Sayıştaycılar notlarını alıyorlardır herhâlde.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani bu Sayıştaycılarla ilgili... Sayıştaycıların raporunda hepsi var, Genel Kurulun ve Başkanın bilgisi dâhilinde kuşa çevrildiği zaman, Rapor Değerlendirme Kurulu bunu yapıyor. Gidin, bakın, denetçi raporunda arkadaşlar biliyor olduğunu, var ki buraya özet yazıyorlar ama bir daha kuşa çevirip, bir daha kuşa çevirince... Ben sizin bilginize sunuyorum. Bütçe hakkı bizim, Sayıştaycılara söylemiyorum, hepimizin, sizin. Bakın, verdikleri bilgi bu kadar, cümle de bu arkadaş. 24 tane belediye şirketi var ekinde. 188 tane belediye var denetlenen.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Mehmet Bey, oraya yazılmasının sebebi, yarın öbür gün "Biz yazdık." deyip sorumluluktan kurtulmak.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Evet, ama yok işte yani. Ben de bu kadarını söylüyorum.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - "Efendim, biz yazdık, Meclisi bilgilendirdik..."
BAŞKAN - Sayın Erdoğdu, müsaade edin, Sayın Günal bitirsin, size de söz vereceğim.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sonuç itibarıyla, Sayın Bakan, değerli arkadaşlar; sizlerin insafına, vicdanına sunuyorum. Eğer bu rapor rapor diyorsanız... Hele hele gelen raporlardan birkaç tanesini ben size geçici bütçe konuşurken göstermiştim, taze gelmişti. Aynen, benzer şekilde, "Efendim, işte, sadece mali açıdan biz bir şey yaptık, gerisi bizi bağlamıyor, uygundur." diyorlar. Dolayısıyla biz bu Sayıştay raporlarıyla denetimin yapılabileceğini düşünmüyoruz. Buradan size aksettirmiştim; Sayın Başkana da söyledim, Sayıştay Başkan Yardımcımız da buradaydı, bu şekliyle genel bütçeyi görüşemeyeceğimizi söylemiştim. Ben 2014 kesin hesabıyla ilgili bu görüşmelerin yersiz olduğunu, dayanaktan yoksun olduğunu -o rakamların bize birkaç tane örneğini verdim, diğer kurumlarla ilgili de yeri geldikçe söylerim ama- bu şekliyle bu bütçenin görüşülmesinin sakat olduğunu, Meclisin bütçe hakkının engellendiğini, burada da hâlen daha Sayıştaya üçüncü, dördüncü darbe planından sonra maddelerle bazı kurumları kaçırmaya çalışan Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmetinin sorumlu olduğunu söylüyorum.
Bütçeyle ilgili değerlendirmelere daha sonra kurumlarda gireceğim, öncelikle kesin hesap çünkü sonra kimse dikkate almıyor, sayın bakanlar da Sayın Sayıştay da. Arada bütün kurumlara geliyor ama söz verilmediği zaman herhangi bir açıklama yapılamıyor. Onun için yeniden tutanaklara girmesini ve hem Başkanlık olarak hem de sizin Bakanlığınızı ilgilendiren gelirle ilgili hususların denetimi, giderle ilgili hususların denetimi olduğu için baştan kayıtlara geçmesini ve bu konuda ivedilikle bize tamamlayıcı bilgilerin Sayıştay tarafından gönderilmesinin teminini sizden talep ediyoruz. Sizin aracılığınızla da Meclis Başkanından, bizim adımıza yaptıkları için, Meclis Başkanlığından da bu konuda aracı olarak bu Sayıştay raporlarının daha en azından ayrıntı olmasa bile genel bilgiler içerecek şekilde, kamu zararı ve gider kaybına ilişkin hususların bizlere bildirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Tekrar teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.