KOMİSYON KONUŞMASI

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Evet, şimdi, demir yolları önemli bir şey ve gerçekten Türkiye'de demir yolu alanındaki yatırımların daha da artırılması gerekiyor fakat bunu doğru projelendirmeyle yapmak gerekiyor.

Şimdi, burada karşımıza gelen bu madde bize şunu söylüyor: Yani doğru projelendirilmemiş, finansmanıyla doğru projelendirilmemiş ki böyle bir durum karşımıza çıkıyor. Şimdi, bunu nasıl telafi edeceğiz diye... Bunun doğru projelendirilmesi, tabii, şu değil yani bunu kârlı bir işletme hâline getirmek değil, demir yolları zarar edebilir. Burada önemli olan kamu yararıdır, burada önemli olan ulaşım stratejisinin belirlenen hedeflere ulaşmasıdır. İşte, yük taşımacılığından yolcu taşımacılığına kadar burada kamuyu gözetme ve bu anlamıyla da belli zarara katlanılması söz konusu olabilir ki bu tam da bizim kamuya addettiğimiz önemle ilgili bir şey. Biz buna itiraz etmeyiz ama burada itiraz ettiğimiz şey şu: Bu projelendirme aklı yanlış bir projelendirme aklı. Mesela, Türkiye'de demir yollarının rehabilitasyonu, belli alanlara demir yollarının açılması, yolcu ve yük taşımacılığının bu alana daha fazla kaydırılması önemli bir projeksiyondur. Ama bizde ne oluyor? Özellikle seçim zamanları olsun ya da iktidarın marifetlerini sergilemek adına ortaya koymuş olduğu bir hızlı trencilik... Orası gerçekten hızlı mı, o da ayrı bir tartışma konusu. Şimdi Ankara- İstanbul arası hızlı trene binseniz, ben arabayla daha çabuk gidiyorum, bunun nesi hızlı, dünyanın hiçbir yerinde yok ama demek ki yanlış bir projelendirme var. Esas çözmemiz gereken meseleleri doğru bir yerden çözsek belki de bu türden proje maliyetlerine, bu türden ek yüklere katlanmamış olacağız. Gerçek anlamda bir demir yolu ve bununla ilgili bir ulaşım stratejisinin üretilmesine ihtiyaç var. Aksi hâlde bu tür yükler önümüzdeki dönemde çok daha artarak karşımıza çıkacak. Ulaştırma Bakanlığını biz burada dinlerken aslında hâlâ Ulaştırma Bakanlığının aklı, biraz daha böyle hızlı trencilik üzerine geliyor ve burada tabii aklımıza şu geliyor; AKP iktidarlarından çok net bildiğimiz bir şey: Acaba bunun arkasında yatan özelleştirmeye yönelik bir çalışma mı var? Yani "Belli alanlarda Devlet Demiryollarını kârlı bir statüye geçirmek, borçlarından kurtarmak ve sonra da işte bu iktisadi krizi, sıkışmışlığı aşmak için geçmişte yapıldığı gibi yeni bir özelleştirme furyasıyla karşılaşacağız ve bunun içinde Devlet Demiryolları da var mı?" kuşkusu da aklımıza düşüyor. Bunu da belirtmek istedim.