Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya ve Samsun Milletvekili Ersan Aksu ile 120 Milletvekilinin Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1812) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 29 .11.2023 |
ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, teşekkür ederim.
Aslında daha önceki uygulamadan farklı bir şey gelmiyor, sadece ifade tarzları değişiyor; bir ek göstergeye vurgu yapıyor. Daha önce "3000'in 3 katı" diyordu, 3000'in 3 katı 9000; burada "Maksimum 9000 ve altı" diye inisiyatif alanını bırakıyor.
Şimdi, Sayın Ağbaba uzun zamandır CHP kongresiyle meşgul olduğu için Komisyona çok gelip gidemedi; biraz dili şişmiş gördüğüm kadarıyla, burada biraz konuşmak, anlatmak, sürekli döndürmek istiyor mevzuları.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ama sen çok başka konuşuyorsun.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Biz Ağbaba'yı severiz. İncitmek için söylemiyorum, karşılıklı bir şey olsun diye bir tespit olarak söylüyorum bunu.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Değişim size de iyi gelecek Sayın Yegin.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi şu polemiğe girmek istemem: "Siz tertemiz yönetiyorsunuz her yeri, bizim yönettiğimiz yerlerde problem var" algısı; bence bunlar siyasetin lüzumsuz tartışmaları. Çünkü her birimizin oturup teferruatıyla, her yönüyle incelediğimiz zaman "Aa, bu böyle miymiş?" diye düzeltme ihtiyacı hissedeceğimiz hususlar olabilir. Ki zira, zaten zamanında olmuş ki Cumhurbaşkanımız bununla ilgili bir düzenleme yaptırmış ve artık sadece tek yerden veya maksimum belli bir limitten alınabilecek bir huzur hakkı sınırı getirilmiş, bir tavan getirilmiş. Şimdi bu tavan da maksimum -bugün çarptığımız zaman- 16 bine, 17 bine, 18 bine -yuvarlama rakam- 20 bine geliyor diyelim. Bu rakamı dönüp kendi belediyelerinize baktığınız zaman da mesela orada...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya bu...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Yok, bir şey söyleyeceğim.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bu mazeret mi Allah aşkına?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Mazeret değil. Sen yanlış yapıyorsun diye yanlış yapma hakkı bizde var anlamında söylemiyorum, bu anlamda söylemiyorum.
VELİ AĞBABA (Ankara) - Sizden öğrenmiştir onlar da, bizim belediyeler de sizden öğrenmiştir.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Yok, öyle değil; bizimkiler daha önce sizden öğrenmişlerdir. Niye? daha önce siz yapıyordunuz bunu.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya, nereden öğrenecekler? Yirmi beş yıldır İstanbul'u yönetmemişiz. Bizimkiler fakir fukara, bilmezler.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Ağbaba, lütfen...
Toparlarsanız...
ORHAN YEGİN (Ankara) - İfade etmek istediğim şu: Şimdi, bakın, belediye şirketlerine damadını, kızını, kardeşini, yeğenini genel müdür yapan, yönetim kurulu üyesi yapan belediyeleriniz var; geçelim o kısmı.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Allah, Allah!
ORHAN YEGİN (Ankara) - Maksadım size vurmak değil; geçtim, geldim şuraya.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Kim yapıyorsa yanlış yapıyor.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Maksadım vurmak değil, bir tespit olarak söylüyorum.
İki: Bu insanlar yönetim kurulu üyesi atanırken "Sadece onlara gelir olsun, bunlara çok para verilsin." diye anlatıyoruz ya, öyle değil.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Değil. Abdülkadir Aksu'yu atadınız, bankacılığı da biliyor adam.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Lâ ilâhe illallah; mübarek, dur, iki kelam edelim.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya da eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, bankacı adam.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Burada maksat o insanlara daha fazla gelir vermek değil.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Parayı biliyorlar, seviyorlar, bankayla tek ilişkileri o.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Ağbaba, lütfen...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bankada ne işleri var Allah aşkına? Hamza Yerlikaya... Sizin gibi parayı seviyordu, başka bildiği bir şey yok. Adamı da yıprattınız.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Bazen kurumların karar alma kapasitelerini güçlendirmek, bazen kurumların yönetim kurullarını konuyla ilgili spesifik olarak yahut da iradeyle ilgili güçlendirmek maksadıyla da oralara yönetim kurulu atarsınız. Mesela kurulu tanımlarsınız, dersiniz ki... "Bu -burada kanunlar yapıyoruz- yönetim kurulu şu bakanlığın bakan yardımcısı, şu bakanlığın bakan yardımcısı, şuranın genel müdürü, şuranın daire başkanlarından oluşur." diye kanunda tanımlar yapıyoruz. Şimdi, kanunda adamı yönetim kurulu üyesi olarak tanımlamışız. Ne yapacak? "Ben gitmem." mi diyecek? Mecbur gidecek. Böyle birçok yönetim kuruluna giden bürokratlar var. Onlar da gittiği zaman kanun diyor ki burada: "Kardeşim, belki kanun gereği, belki kanun dışında irade gereği birden fazla yönetime atanmış olabilirsin ama alacağın bir tane, sınırın maksimum bu." Bunu bu çerçevede görmek lazım. Aklınıza hep para geliyor, aklınıza hep birilerine bir şeyleri peşkeş çekmek geliyor. Burada öyle bir şey yok, rahat olun.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Teşekkür ederim.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Tabii, biz art niyetliyiz.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, son cümlem...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Allah için, hiçbir şey yok.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Sayın Ağbaba, bakın, yanlışlık varsa bunlarla ilgilenelim ya. Sayın Ağbaba, beni suçlayarak sorunu çözemezsin.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya, ben seni suçlamıyorum. Senin de içine sinmiyor, vicdanlı bir insana benziyorsun sen.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Ya, Müslüman, bir dur ya.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Yegin, toparlayın.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Beraber bir şeye el atarsak çözebiliriz. Beni suçlayarak hiçbir şeyi çözemezsin, ya bana iftira altmış olursun sadece ya beni gömmüş olursun.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bak...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Tamam, son cümlemi söylüyorum.
Başkanım, daha önce burada biz bir torba kanun verdiğimizde kamuoyunda "KHK kanunları" olarak bilinen 3 madde vardı. Onlardan biri mahkeme kararıyla bir şirketin terörle ilişkili olduğuna ilişkin bir tespit olursa buraya kayyum atanması söz konusuydu. Biz o kanunda bu kayyumların TMSF tarafından atanması maddesini getirmiştik. Buna da "OHAL kanunları" diye ortalığı inletmişti muhalefet. Hâlbuki bence -entelektüel tartışmalar da vardı o dönem- bu hep böyle olmalı yani böyle bir karar veriliyorsa buranın kayyumunu mutlaka TMSF atamalı. Şimdi, o zaman burada dendi ki: "Her şirkete adam atıyorsunuz; bir adamı 20 şirkete atamışsınız, maaş alıyor."
VELİ AĞBABA (Malatya) - Resul Kurt burada bak, alınacak.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Ya, Müslüman, bir dur ya, bir dur. Veli Ağabey, lütfen...
Hâlbuki o zaman burada dedik ki: "Bir tane örnek verin. Yani TMSF'nin atadığı bir yönetici maaşının dışında 20-30-50 şirkete kayyum atanmışsa sadece birinden yönetim kurulu aylığı alıyor, onun dışında ikinci aldığını ispat edin, burada sizden özür dileyip Genel Kurulda da özür dileyeceğiz." "Var, var, var. Söylersek mahcup olursunuz." dediler. "Ya, Allah aşkına söyleyin, mahcup edin bizi dedik." "Var, söylersem ayıp olur." dediler. "Ya, söyleyin, tutanaklara geçsin." dedik, söyleyemediler. Onların bildiği ne biliyor musun Başkanım?
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Toparlayalım.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Son cümlem.
Az önce TMSF dedim ya, terörün dışında da kayyum atıyor şirketlere iflastan dolayı, başka şeylerden dolayı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ORHAN YEGİN (Ankara) - Özür dilerim Başkanım.
Orada hâkim bir ilde tanıdığı muhasebeciyi, güvendiği bir avukatı, bilirkişiyi onlarca şirkete kayyum atıyor ve o adamlar, evet, onlarca şirketten ücret alıyor. Siz onlar ile bunları karıştırıyorsunuz. Onlar da cüzi rakamlar ama bunları karıştırıyorsunuz; yapmayın, yazık etmeyin, hakka girmeyin Sayın Ağbaba. Ölüm var, sen de öte tarafa gideceksin, sen burada kalıcı değilsin, hakka girme. Allah sana hayırlı, uzun ömür versin.