SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Evet, yani önemli bir konu bu emeklilerin meselesi, asgari ücret meselesi. Fakat geçen gün burada yine bahsettik; Cumhurbaşkanı Yardımcısı önümüzdeki dönem enflasyonla mücadelede emeklilerden ve emekçilerden fedakârlık bekliyor. Fedakârlık yapacak bir kesimden değil, ciddi anlamda mağdur olmuş bir kesimden bahsediyoruz. "Türkiye'de emekli sayısı çok." diye bir argümanınız var, bunu sık sık dile getiriyorsunuz. Hayır, Türkiye'de emekli sayısı çok falan değil; Türkiye'deki nüfusa baktığımızda, çalışma yaşındaki nüfusa baktığımızda emekli sayısında öyle bir çokluk ya da sosyal güvenlik sistemi üzerinde baskı yaratacak bir nüfus söz konusu değil.

Bir de, bir konu daha önemli. Emeklilerin durumunu düzeltmeye yönelik ya da herhangi bir iyileştirmeye yönelik bir adım atıldığında asla seyyanen olmamalı. Bu seyyanen meseleleri, seyyanen yapılan zamlar aslında tamamen bir aldatmaca. Bakın, temmuz ayında aylıklara 8 bin lira seyyanen bir zam yapılmıştı, şimdi baktığınızda o 8 bin liranın yüzde 40'a yakını enflasyon tarafından, aslında satın alma gücü anlamında erimiş gitmiş. Şimdi, en az emekli maaşına da biliyorsunuz 5.500'dü, bir kereye mahsus bir 7.500 uygulaması yapıldı ama gelin görün ki emekliye yapılan zamda bir de baktık ki 7.500 lira alanlar maaşlarında hiçbir değişiklikle karşılaşmadı. Neden? İşte, uygulanan bu seyyanen anlayıştan kaynaklanan bir durumdu. Burada asgari ücretin belirlenmesi meselesi de var tabii ama en az asgari ücret düzeyinde olacak şekilde en az emekli maaşının tespiti belki de bir başlangıç olabilir çünkü zaman içinde gördük ki emeklilerin büyük bir kısmı asgari ücretin altında maaş alacak bir duruma sürüklendi. Bu da Türkiye'deki en temel meselelerden biri olan yoksulluğun nasıl bir boyuta ulaştığını bize gösteriyor.