Komisyon Adı | : | DİJİTAL MECRALAR KOMİSYONU |
Konu | : | TikTok Temsilcisi Emir Gelen'in, TikTok'un Türkiye'nin ekonomik ve toplumsal gelişimi için nasıl kullanılabileceği, gerçekleştirdikleri projeler, platformun güvenliği için yapılanlar ve TikTok'un Türkiye'deki faaliyetleri hakkında sunumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 07 .12.2023 |
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; gazeteci arkadaşlara görüntü alma yasağı geldiğini, o nedenle çıktıklarını söylediler, onun için sordum sorumu; olmadığını söylediniz, teşekkür ederim.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Arkadaşlara öyle bir şeyimiz yok. Siz kıdemli büyüğümüzsünüz.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Tabii, tabii, biliyorum, ben de ona şaşırdım. "Ajanstan gelen şey niçin..." diye...
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Yani haberlere yetişmek isteyebilirler.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Yok, onlar sorun değil yani sizden bir şey olmadığını öğrendikten sonra rahatladım.
Hoş geldiniz. Emir, yaşlanmışsın. Biz Emir Bey'i geçen sefer daha genç, yakışıklı, böyle daha şey... Bir de biz Emir'i AB'den de sorumlu bölgeden bekliyorduk. Türkiye'yi giderek bu uluslararası şirketlerin Afrika ve Orta Doğu'ya sıkıştırma konusundaki çabalarını hoş karşılamıyoruz. Yani biz Türkiye'yi Avrupa Birliğinde görmek istiyoruz, Avrupa Birliği klasmanında görmek istiyoruz, Afrika ve Orta Doğu'ya sıkıştırılmış bir Türkiye temsilinden rahatsızız. Yani seni yaşlandıran şeyin bu olmadığını biliyorum ama iyi yani, gene de burada, bu mevkide bulunmandan hoşlanıyoruz, diğer arkadaşlarımız açısından da aynı ama Türkiye'ye uygulanan muameleyi kabul etmiyoruz. Şirketlerin Avrupa'dan koparılmış, Afrika'ya ve Orta Doğu'ya yaslanmış bir Türkiye bakış açısını benimsemiyoruz. Biz Avrupa Birliğinin bir parçasıyız, temel hedefimiz odur, oraya doğru ilerleyen bir Türkiye'nin geriye doğru çekilmesini şirketlerde kabul etmiyoruz. Şirketinize iletirseniz sizi Avrupa temsilcisi de yapsın, talebimiz bu.
İkinci olarak, biz, bizim seçmen tabanımız telefonlarımızı yıktı, santraller kilitlendi "TikTok kapatılmasın, TikTok devam etsin çünkü bu TikTok'tan en çok Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Cumhurbaşkanı yararlanıyor, 601 bin takipçisi var, 10 milyon 200 bin de beğenisi var." diyorlar. Sonra -bizim eski Genel Başkanımız- "Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun 792 bin takipçisi var, 12 milyon 2 de beğenisi var TikTok'ta." diyorlar. CHP'nin 171.500 yüz kişi takipçisi var TikTok'ta, 1,6 milyon beğenisi var, İYİ Partinin 14.700... 176.900 de beğenisi var. Siyasetin kullandığı bir mecra. Mecraların nasıl kullanıldığı, tabii içerik üreticisini denetlemek bu yeni dünya düzeninde çok mümkün değil ama işte filtreler, şunlar bunlar, biz bunların artırılmasını istiyoruz. Ama asıl istediğimiz şey, Türkiye ofisinizin daha çok, bütün illeri kapsayacak ve anında müdahale edecek bir kurulum organizasyonuna ulaşması. Biz size geçen sefer de sormuştuk, siz "Türkçe bilenlerin sayısı çok." dediniz ama biz ofislerinizin Türkiye geneline yaygınlaşmış, en az 7 bölgede, illerde açılan ofislerinizin, müdahaleye anında, şikâyetlere, anında yanıt verecek bir yeterliliğe ulaşmasını istiyoruz. Ama ne yazık ki bugün sunumunuzdan da gördük ki bu çalışma yeterliliğine ulaşmamışsınız. Yani yasaklamak, filtreleme ya da kapatmak... "Sizi kapatırsak kurtulmuş oluruz..." Hani demiş ya Millî Eğitim Bakanı "Bu okullar olmasa Millî Eğitimi yönetmek çok iyi olur." Siz olmasanız sosyal medyayı yönetmek belki biraz daha rahat olabilir ama sorun sizin varlığınız içerisinde, sizin olumlu etkilerinizden yararlanarak bir sonuca ulaşmak istiyoruz. Elbette ki çocuklarımızı korumak konusunda bizim sizden beklentilerimiz var ama çocuklarımızı televizyondaki zararlı etkiden de koruyamadık; kadın programları, evlilik programları, izdivaç programları... Toplumumuzun başka kesimlerinde de kültürel bir yozlaşma var, çürüme var. Enflasyonun yüzde 127 olduğu, yüzde 180 olduğu ülkelerde en önce ahlak tükenir, eğer bir ahlak örgüsü içinde bakacaksak. O tükenişin sebebi TikTok değil, o tükenişin sebebi kötü iradedir, kötü yönetimdir. Kötü idare ettiğiniz zaman, kötü yönettiğiniz zaman doğal sonuçlar vardır. Türkiye yüzde 200'leri aşan enflasyon dönemlerini de gördü 80 öncesinde; o zaman da çok felaket durumdaydık, bugün de çok felaket durumdayız.
"Depremde dezenformasyonla mücadele için hemen İletişim Başkanlığına gittik; anlaştık, uzlaştık, her şeyi kaldırdık." Neyi kaldırdınız? "Gelmiyorlar!" "Araç yok!" "İmdat, beni kurtarın!" diyen insanların feryatlarını mı kaldırdınız? Ne yaptınız orada? Niye hemen İletişim Başkanlığına koştunuz? Organizasyonunuz varsa, sistem çalışıyorsa Hatay'da insanlar feryat figan depremde yardım bekliyorsa onların sesini niye kaldırdınız? Neyi kaldırıyorsunuz? Neyi kaldırdığınızla ilgili... Bakın, arkadaşlar, neyi kaldırdığınızla ilgili bir şey söylemeden bu yasakçı tutumu ortaya koymayın. Biz size sorarız: Neyi kaldırdınız kardeşim? İletişim Başkanlığı talimat verdi, interneti kestiler. Hangi yasal gerekçeyle? Niçin kapattınız interneti? İnsanlar feryat ediyor, yıkıntının altından bağırıyor. Hatay sokaklarında, diğer kentlerde gezerken insanlığımdan utandım. Onların kime oy verdikleri vermedikleri önemli değil, insanlar yardım istiyorlar; bunun politik bir bakış açısı yok. Yardım isteyen herkese ulaşacağız. Amaç ne? Araç ne? İnternet. "İnterneti kapattım. TikTok'tan kaldırdım." Neyi kaldırdınız? Niye kaldırıyorsunuz? Bu tür konularda lütfen açıklama yapın. Bu tür yaklaşımla geldiğiniz zaman, o zaman olmaz.
30 milyon insan tarafından takip ediliyorsunuz. 30 milyon insan tarafından takip edilen bir yapının dijital telif uygulaması konusunda bize bir şey söylemesi lazım yani "Biz katılımcılarımıza şunu veriyoruz, ürün satışından şunu elde ediyoruz, bu elde ettiğimizi de şöyle paylaştırıyoruz." Hakikaten sizin dışınızda hiç kimse buraya gelip vergisini söylemedi ama bu bizim sorunumuz. Başkanımız Maliye Bakanlığına sordu geçmiş dönemde de çeşitli yanıtlar aldı bundan önceki dönemlerde. Biz şimdi soruyoruz ve diyoruz ki: Bu dijital telif konusunda ne düşünüyorsunuz? Dijital telif yasasının dışında, ürün satışından ne kadar kazanım elde ediyorsunuz ve bundan elde ettiğinizden ne kadar vergi veriyorsunuz? Yani Türkiye Cumhuriyeti'nin yasalarının hükmettiği hangi alanlarda para kazanıyorsunuz, vergi veriyorsunuz? Elbette ki kazanın, ne kadar kazanırsanız o kadar kazanın ama vergisini vermek zorundasınız. Eğer bir açık varsa bizim buradaki temel ödevlerimizden bir tanesi o açığı kapatmaktır, o açığı kapatarak vergi alınmasını sağlamaktır.
Yeni yatırımlar yapmak istediğinizi söylediniz. Bunların hangi alanlarda olacağı, ne kadar büyümeyi kapsayacağı, neler yapacağınız konusunda bilgi verirseniz mutlu oluruz çünkü bu, bizim açımızdan, Türkiye'deki işsizlikle, enflasyonla mücadeledir, ekonomiye katkıdır; biz bundan mutluluk duyarız.
Yapay zekâ kullanımları yani algoritmanız konusunda da bilgi verin çünkü bizim temel sorunumuz algoritmanın nasıl planlandığı, algoritma yoluyla insanların nasıl yönlendirildiği ve bu yönlendirmeden sizin sosyal olarak, kültürel olarak, ticari olarak ne elde ettiğinizdir. Biz bununla ilgili sizden bilgi isteriz.
Tekrar bu yasaklar konusuna değinmek isterim. Biz daha çıkmadan kapatıyoruz. Neyi kapatıyorsunuz? Niye kapatıyorsunuz? Şiddet, elbette ama verdiğiniz rakamlar korkunç, yasakladığınız şeylerin oranı dehşet. Yani biz daha kaynağındayken boğuyoruz. Neyi boğmak istiyorsunuz? Mesela, bir çocuk kendisine uygulanan şiddeti anlatmak istiyor, 14 yaşında, geçti TikTok'un karşısına, vücudundaki morlukları gösteriyor; onu mu kapatıyorsunuz? Algoritmanız neyi nasıl algılıyor? Yani mağdur ile suçluyu, doğru ile yanlışı, güzel ile çirkini, iyi ile kötüyü birbirinden nasıl ayırt ediyorsunuz? "Ben yasakladım, TikTok'u kapattım, interneti kapattım." Öyle bir dünya yok. Ama sizin bu Komisyona... Biz savcı değiliz, yargıç değiliz, sizi burada yargılamıyoruz, herhangi bir şeyimiz yok ama biz yasa yapıcılar olarak toplumun çeşitli kötülüklerden korunması amacıyla sizinle iş birliği yapmak isteriz, biz yasalarımızı ona göre düzenlemek isteriz. Çocukların üstün menfaati, ailelerin üstün menfaati, onların hak ve çıkarlarının savunulması... Diyelim 14 yaşında bir çocuk sizin ticari bölümünüze girdi, ne kadar harcama yapabilir? Elindeki kartla ilgili bir sorgulamanız var mı? Bankalarla bir anlaşmanız var mı? Burada bir harcama yaparken banka aileye, ebeveyne "Bak, kartından şöyle bir harcama yapıldı." diye soruyor mu? Oyunlar, oyunlarla ilgili denetimler... Yani bu denetimleri nasıl yaptığınızı bilmek isteriz. Benim de 9 yaşında bir canavarım var, şuraya bıraktım mı tavandayken yakalamazsam bir daha elime geçmesi mümkün değil. O bir montaj programı öğrenmek istiyor. "Niçin?" diye sorduğumda "Bu çok iyi." diyor, TikTok için hazırlık yapıyor yani çekecek, kesecek, biçecek, yapacak. Biz şimdi bunu denetlemeye çalışıyoruz.
Hanımefendinin sorduğu sorunun peşine takılmak isterim; tamam, biz aile sorumluluklarımızı yerine getirelim ama elimizden kaçtığında siz nerede yakalıyorsunuz? Yani 14 yaşındaki çocuğum TikTok'a girdiğinde, sizin ticari bölümünüzden 1 milyon liralık harcama yaparsa siz de buna "harcasın" diyor musunuz? Bunun engeli var mı? Bu duvarlar nerede örülüyor? Ya, ben o 1 milyon lirayı ödeyemem, Güneş ağabey harcayabilir ama ben babası olarak onu ödeyemem. TikTok hacze mi gelecek bana? Nasıl bir uzlaşı, nasıl bir yol, yöntem, hangi engellemelerle bunun üzerinden gideceğiz?
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Çok önemli bir konu Başkanım bu.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Şimdi çocuklar hacker oluyorlar ama bunu TikTok'tan öğreniyorlar, diğer internet mecrasından öğreniyorlar. Yaş gruplarına göre algoritmanız onun neyi öğrenmek istediğini, ne yapmaya çalıştığını belirli aralıklarla ailelere, o bilgisayarlara bir mesajla gönderiyor mu mesela? "Çocuğunuz şöyle bir programı öğrenmek istiyor. Çocuğunuz şu noktadaki şiddet içeren oyuna dâhil olmak istiyor." Sorun ebeveynin denetimi, okulların denetimi, eğitimi, öğretimi, bunların hepsi tamam ama siz artık sorumlu bir kuruluşsunuz. Biz sizin devamınızı gelecek için çok önemli görüyoruz. Sizin yarattığınız platformdan faydalanıyoruz, daha çok faydalanmak istiyoruz ama burada karşılıklı sorumlulukların da yerine getirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Yani bir çocuk rüştünü ispat etmeden sizde ticari faaliyette bulunduğunda, cinsellikle ilgili öğrenmek istediğinde... Şimdi, çocuk cinselliği bir ihtiyaç olarak doğası gereği hissediyor; anne-babayla belki konuşamıyor, öğretmenlerle konuşamıyor. Alamadığı bu eğitimi sizden almaya kalktığında siz onun karşısına bir dehşetengiz açıklık mı sunuyorsunuz, yoksa belirli bariyerlerle bir noktaya doğru yönlendirip onun eğitimine ne tür bir katkı sunuyorsunuz? Bunlar sizin algoritmanız içinde var mı? Algoritmalar genellikle yolunacak kaz gibi görüyor bizi. Kapitalist dünyanın yarattığı yeni çıkar ilişkisinde duygularımızdan para kazanmak, her şeyden para kazanmak üzerine bir sistem var. Biz bu sistemin aşılmasını istiyoruz. Bunun için de algoritmanızın neleri barındırdığı, bu sorunları nasıl aşacağı konusunda bize bir bilgi vermenizi rica edeceğim.
Çocukların duygu durumlarının, onların hissettiklerinin hangi aşamalarda aileye bildirilmesi gerektiği konusunda bir uyarı sisteminizin olması lazım. Örneğin, ben internete girdiğimde intiharı öven, intiharın aslında insan için bir kurtuluş olduğunu söyleyen şeyler de görüyorum, bomba yapımını da görüyorum, ailenin kötü bir şey olduğunu söyleyen bir dizi şeyle de karşılaşıyorum. Benim süzgecim onlarla ilgili herhangi bir rahatsızlık yaratmadan onu aşmaya yetiyor ama 18 yaşındaki bir gencin ya da 15 yaşındaki bir gencin bu tür psikolojik etkilerden korunması amacıyla algoritmanızda ne var? Yani ben girdim, çok da meşhur, şiirlerini de çok sevdiğim pek çok insanın erken yaşta dünyayı terk etme üzerine çok duygusal, çok etkileyici metinleri var, bunları okuyorum; intiharın daha güzel bir şey, ölümün daha güzel olduğunu anlatan çok edebî metinler var, onları okuyorum. Bunları bir çocuk okuduğunda, bunlara ulaştığında onunla ilgili aileye bir geri bildiriminiz var mı? Bu noktalarda sizin algoritmanız ne söylüyor?
Dezenformasyonla mücadele sizin göreviniz değil. Ben bunu duyduğuma çok üzüldüm yani TikTok'un görevi Türkiye'deki dezenformasyonla mücadele değil. Biz bir hukuk devletiyiz. Siz böyle bir görevi yürütme organının çeşitli daireleriyle, genel müdürlükleriyle, başkanlıklarıyla yapamazsınız. Biz burada günlerce tartıştık, dezenformasyonla mücadele Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkilendirdiği mahkemelerimiz aracılığıyla olmaktadır, biz araya hiçbir kurum koymadık. Elbette ki kurumlar denetlerler, gözlerler, ülkemiz için çıkarına uygun olacak şekilde savcılıklara suç duyurusunda bulunurlar, mahkemelere başvururlar, polise başvururlar; onların kurallarını da burada koyduk. Neyin suç olması gerektiğine karar verecek olan şey hukuktur. Kendinizi Türkiye'de hukukun yerine koyamazsınız. İdareye koşup "Beni yasakla. Aman, ben bak bunları yasaklıyorum." falan diyemezsiniz. İdareyle ilişkinizi, yürütmeyle ilişkinizi hukukla ilişkinizden ayırmanız gerekir; eğer ayırmıyorsanız Türkiye'nin hukuk devleti ilkesine müdahale ediyorsunuz demektir. Bu sizin hakkınız da değil, haddiniz de değil; bizim de hakkımız değil, haddimiz değil. Yasayı yapıyoruz, uymakla mükellefiz. Eğer siz kendinizi yasayı uygulayacak insanlarla değil de idareyle, yürütmeyle yan yana getiriyorsanız bu oligarşik devlettir; biz oligarşik devlete karşıyız, oligarşik bürokrasiye karşıyız. Bürokrasi sınırını bilecek, yasama sınırını bilecek, hukuk sınırını bilecek. Kimsenin imparatorluğuna, kimsenin diktatörlüğüne, tek adamlığına izin vermeyiz, hukuk devleti burası. Buradan çıkardık yasayı birlikte, mücadele ettik, kavga ettik.
Toparlıyorum Başkanım, bitireceğim.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Çünkü çok söz isteyen arkadaş var, konu çok.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Hemen bitiriyorum.
TikTok'u ben geçen sene söylemiştim, siz geldiğinizde -sen daha yakışıklıyken, çökmemişken, aklar düşmemişken sakalına ve saçına- ilk defa izleyeceğim, bakacağım demiştim çünkü Amerika'da stratejik olarak sizinle mücadele için kurulmuş bir güvenlik duvarı var.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Tuncay Başkanım, sizin TikTok hesabınız var mı?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Var, açtırdım.
OKAN KONURALP (Ankara) - Tutanaklara göre geçen sene de sormuş aynı soruyu "Yok." demişsin.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Açtırdım Başkanım, bayağı da izleyicim var. TikTok'a da bakıyorum yani, zararlı etkisini de görüyorum, yararlı taraflarını da görüyorum.
Stratejik olarak güvenlik duvarını... Yani sizinle mücadele eden bir Amerikan devleti var. Oradaki kaygılar, kuşkular, bakış açıları, rekabet, uluslararası ticaretin getirdiği şeyler dışında. Şimdi, sizin, bizim ülkemizden kazandığınız paralarla ilgili olarak "bu şeffaflıkta" dediğiniz şey dörtte 1 şeffaflık uyguluyorsunuz. O söylediğiniz rakamlar burada kazandığınız rakamlar değil, burada ödediğiniz dijital vergi zorunluluğu, kazandığınızdan ödediğinizi bilmiyoruz. Eğer bize ticari faaliyetlerinizden ne kazandığınızı, bunun ne kadarını vergilendirebildiğimizi söylerseniz biz de sizin kazançlarınızla ilgili bizim açıklarımız nerede onu öğrenmek isteriz.
Teşekkür ederim Başkanım.