Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Adıyaman Milletvekili Resul Kurt ve Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız ile 46 Milletvekilinin İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1918) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 18 .01.2024 |
CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli bürokratlar; öncelikle hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Yeni yılın ilk Komisyon toplantısı, hepimize kolaylıklar diliyorum.
3 Ocak tarihinde emeklilerle ilgili bir açıklama yapıldı. Bu açıklamada TÜİK'in aralık ayında yıllık enflasyonu yüzde 64,77 olarak açıkladığı enflasyon üzerinden emekli ve memur zamlarının belirlenmesinde gösterge olarak kullanılacak olan yılın ikinci yarısındaki enflasyon oranının yüzde 37,57 olarak hesaplandığını biliyoruz. Tabii, TÜİK özellikle memurların, emeklilerin maaşlarının açıklanacağı dönemlerde enflasyon oranlarını hep bu şekilde açıklar. Buradan TÜİK ve TÜİK'i idare eden iktidarı memurlara ve emeklilere şikâyet ediyoruz. Piyasa koşullarını hepimiz biliyoruz, yaşıyoruz. Sokaktaki enflasyon ne? Sokağa çıktığımızda, bir ürün almaya gittiğimizde, alışverişe gittiğimizde, bir ihtiyacımızı karşılamaya çalıştığımızda enflasyonun ne yüzde 64,77 olduğunu ne de yılın ikinci yarısında ifade edilen şekilde yüzde 37,57 olmadığını vatandaşımız yaşayarak görüyor. Bu tamamen bir kandırmaca. Neden? Enflasyon düşük çıksın, maaşlar düşük artırılsın. TÜİK'in siyasi iradeye, iktidara siyaseten katkı koyarak enflasyon yutturmacalarını bir taraftan sergilediği gibi, bir taraftan da işte böyle emekliye, memura zarar veren çalışmaları var. Şimdi, ben emekliye, memura soruyorum: Sizin yaşadığınız gerçek enflasyon bu mu? Mümkün değil. Yani gönül ister ki keşke böyle olsaydı ama maalesef şu an yaşadığımız, sokakta, çarşıda, pazarda hep birlikte yaşadığımız enflasyon böyle değil. İşte, bu oranlar üzerinden, 3 Ocak tarihinde bu oranlar kullanılarak emeklilere... Yani şöyle söyleyeyim: SSK ve BAĞ-KUR emeklilerine önce yüzde 37,57 oranında artış öngörüldü, memur emeklilerine ve memur maaşlarına ise yüzde 49,3 oranında artış yapıldı. Ha, bunlar yeterli mi? Değil. Ama ne yaşandı bu ülkede, ne yaşanıyor? Aynı pazara çıkan, aynı çarşıya giden, aynı mağazaya, aynı markete giden emekliler arasında bir ayrım yapıldı. Şimdi, memur ve memur emeklisinin gittiği, alışveriş yaptığı mağazalar, marketler, pazar, çarşı farklı da SSK, BAĞ-KUR emeklilerinin alışveriş yaptığı yer ayrı mı? Şimdi, değerli arkadaşlar, herkes aynı şekilde bu hayat pahalılığından etkilenmekte.
İşte, şimdi, kamuoyunda oluşan bu tepkileri aslında siyasi bir oyuna çeviren iktidarla karşı karşıyayız. Neden mi? Şimdi, bu açıklamalar, bu zam açıklamaları 3 Ocak tarihinde yapıldı. Bundan iki gün önce Sayın Cumhurbaşkanı tarafından, iktidar adına... Efendim, işte, aynen cümle şöyle: "Nispeten daha düşük artış alan SSK ve BAĞ-KUR emeklisi aylıklarına ilave yüzde 5 daha artış yapacağımızın müjdesini buradan vermek istiyorum." demiş Sayın Cumhurbaşkanı; bakın, müjdeymiş bu. Şimdi, on gün önce bu durum öngörülmedi mi? Ha, şimdi, ne oldu? Efendim, işte, "Cumhurbaşkanı devreye girdi de yüzde 5 daha artış oldu." tiyatrosudur bu yani yüzde 37'ye itiraz eden emekliye tabiri caizse biraz daha sus payı niteliğinde bir artışla tamamen bir kandırmaca oynanmakta. E, neden baştan bu artışı yapmadınız, neden baştan iki grup emeklinin maaş artışlarını aynı oranda yapmadınız? Ne anlamı vardı bu işin veya şimdi, neden yüzde 5? Niye yüzde 49,5'a aynı şekilde eşitlemiyorsunuz? Bunları sormak lazım. Yani burada bir anlamda siyasete evrilen bir artış oranını görmekteyiz. Yani bu oranların -şunu söyleyeyim, bakın- gerek asgari ücret artışlarında gerekse bu emekli maaş artışlarında yeterli olmadığını hepimiz biliyoruz, öyle ki ilan edilen artışın çalışanın, emeklinin daha cebine girmeden eridiğini hepimiz biliyoruz.
Bu salonda, Plan ve Bütçe Salonu'nda defalarca konuşulan konuların başında bu en düşük emekli maaşının artırılması konusu gelir. Geçtiğimiz yıllarda iktidar çok düşük rakamlarla, işte, bu tekliflerini getirir, biz de burada uğraşırız, mücadele ederiz ve bazen de artırmak durumunda kalırlardı. Bizim en düşük emekli maaşıyla ilgili en önemli tezimiz ve mutlaka hayata geçirilmesini istediğimiz, beklediğimiz konu en düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesinde olmasıdır; bunu hep ifade ettik, ifade etmeye de devam edeceğiz çünkü bugün 7.500 TL, işte iktidar tarafından 10 bin TL olacağı ifade edilmekte, bu oranın da bu artışın da yine emekli maaşlarına gelen, getirilen artış oranının çok altında kaldığını zaten biliyoruz. Ama emekli sayısı itibarıyla baktığımızda, çok daha fazla bir kesimi ihtiva eden en düşük emekli aylığı alanların, bugün o da destekle 7.500 TL alanların maaşlarının şimdi 10 bin TL'ye çıkarılmış olsa bile sorunlarını çözmeye yaramayacak bir ücret olduğunu hep birlikte görüyoruz ve bu anlamda da zaten, işte, artan maliyetler, her şeyin fiyatının her gün artması; işte, benzin, mazot; işte, en başta kiralar, bugün, emeklinin gerçekten can çekişir hâlde olduğunun açık göstergeleri. Bu anlamda da en düşük emekli aylığının 10 bin TL olması yeterli değildir. Emeklinin, bununla, bırakın 2024 emeklilik yılını bu şekilde yaşamasını, hayatını bu koşullarda idame ettirmesinin çok zor olduğu bir dönemi yaşadığımızı söylemek istiyorum. En düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesinde olması ve her yıl geldiğinde de böyle işte, "Ne oranda artırılsın? Kaç para olsun?" polemiklerinden çıkarılması gerekir, bir standarda bağlanması gerekir ve işte her dönem böyle gelince "Kaça çıkacak? Kaç para olacak?" söylemleri de bir kenara artık itilmiş olur.
Kısa özet: Bu düzenlemede, getirilen teklifte çalışanlar için olumlu şeyler olduğunu, birkaç düzenlemede olumlu şey olduğunu görüyoruz. Zaten bizim bütün temennimiz, başta çalışanlar olmak üzere, emeklilerin ihtiyaçlarının doğru şekilde karşılanması, onların sorunlarının giderilmesi. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak yıllardır hep bunun mücadelesini verdik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.
CAVİT ARI (Antalya) - Bitiriyorum Başkanım.
Asgari ücretten ve asgari ücrete kadar -en azından- elde edilen gelirden verginin kaldırılmasından emeklilere dinî bayramlarda 2 ikramiyenin verilmesine kadar çok sayıda -şimdi zamanım daraldı- düzenlemenin hep Cumhuriyet Halk Partisinin zorlamasıyla, seçim vaatleriyle getirilen düzenlemeler olduğunu emeklilerimiz zaten biliyor. Biz emeklimize, çalışanımıza yapılacak her düzenlemede sonuna kadar varız ama kaynaklarımızın iktidar tarafından israf edileceğine çalışana ve emekliye verilmesi gerektiğini de buradan bir kez daha ifade ederek sözlerimi tamamlamak istiyorum.
Teşekkür ederim.