KOMİSYON KONUŞMASI

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Evet, burada Türkiye Varlık Fonunun denetim raporlarını görüşmek üzere toplandık. Tabii, bu önemli bir şey, sonuç itibarıyla var olan bir fon, kanununa göre de TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna geliyor ve orada denetleniyor; kanunun o konudaki hükmü çok açık ve net.

Her zaman Parlamentonun üstünlüğünü, Parlamentonun yürütme üzerindeki denetiminin ne kadar önemli olduğunu konuştuk ama bakın, Can Atalay, seçilmiş milletvekili, bugün biliyorsunuz Meclis kararıyla milletvekilliği düşürüldü; bunu hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Eğer egemenlik kayıtsız şartsız milletinse seçilmiş olan -yani sonuç itibarıyla seçime girdi- bir kişinin milletvekilliğinden düşürülmesini hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Üstüne üstlük Anayasa madde 153'te Anayasa Mahkemesi kararlarının herkesi bağladığı çok açıkken böyle bir şeyin yapılması çok açık ve net olarak Parlamentoya yapılmış, siyasi sisteme yapılmış bir darbedir. Burada baktığımız zaman da yargının, Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi arasındaki bir uyuşmazlık üzerinden, çekişme, anlaşmazlık üzerinden... Ki biz bunu konuştuğumuz zaman burada bu krizi çözmesi gereken -bu, bir hukuk krizi, devlet krizi ve siyasi bir kriz- bir hakem pozisyonuna giren bir iktidarın tutumunu hiçbir şekilde anlamıyoruz, anlamadık, anlamayacağız. Bu anlamda da bunun ne kadar yanlış olduğunu, son derece yanlış olduğunu yeniden ifade etmek istiyoruz. Yapılması gereken, Parlamentonun seçilmiş milletvekiline sahip çıkmasıydı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Şimdi, diğer taraftan, 6741 sayılı Kanun'un 6'ncı maddesi net "Denetim" başlıklı; diyor ki: "Şirket, Şirket tarafından kurulacak diğer şirketler, Türkiye Varlık Fonu ve Türkiye Varlık Fonu bünyesinde kurulacak alt fonların bir önceki yıla ait mali tabloları ile faaliyetleri, her yıl ekim ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından, birinci ve ikinci fıkralar kapsamında hazırlanan ve Cumhurbaşkanlığı tarafından gönderilen denetim raporları üzerinden görüşülerek denetlenir."

Bir kere, normal şartlar altında ekim ayında gelmesi gerekirken, hadi, ekimin sonunda da gelebileceğini düşündüğümüzde, kasım, aralık, ocak, doksan günlük -üç aylık- bir gecikme var; daha önceki yıllarda da gene benzer bir gecikme var. Neden böyle bir gecikme var? Eğer bir sorun varsa, raporların hazırlanması süreci içinde zamana ilişkin bir kısım kısıtlar varsa, yetişmiyorsa raporlar o konuda gerekli cevapları almak isterim. O zaman gerekirse bir kanun değişikliği yapılır, buna ilişkin yeniden bir hukuki norm konulur ortaya. Yani burada ekim ayı var fakat ekim ayında görüşmüyoruz, şubatın başında görüşüyoruz; birincisi bu.

İkincisi: Bakın, Cumhurbaşkanlığı tezkeresi 26 Ocakta gelmiş, bize 29 Ocakta dağıtıldı; bugün 1 Şubat, iki buçuk gün. Önümüzde raporlar var; ekleriyle birlikte binlerce sayfa süren, binlerce sayfalık bir raporu, raporları -kurumlar var içinde -bizim iki buçuk günde nasıl inceleyip burada bunun geneli üzerine nasıl konuşmamız ve oradaki denetleme yetkisini, denetim yetkisini kullanmamız bekleniyor? Sayın Başkan, böyle bir şey olabilir mi?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Yani arkadaşlar, İç Tüzük'te kırk sekiz saat; ben beklemişim.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Sayın Başkan, bakın, siz karıştırıyorsunuz.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Yani İç Tüzük'e göre hareket ediyorum.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bütçeye bakın, baktığımız zaman 300 milyar dolarlık bir büyüklüğü olan...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Tüzük'e göre hareket ediyorum.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - İzin verin, bitireyim.

300 milyar dolarlık büyüklüğü var. Burada bütçe öncesinde de bütçede de planda da öncesinde sunuldu, ondan sonra bir hafta zaman verildi, ondan sonra yeniden görüştük.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Burada zaman falan yok; ne zaman inceleyeceğiz, ne zaman bakacağız arkadaşlar biz? Yani böyle gayriciddi bir iş olur mu?

Diğer taraftan, şimdi, baktık arkadaşlarımıza; Genel Müdür var, Yönetim Kurulu üyesi de aynı zamanda. Bakın, şunu açık ve net olarak söyleyeyim: Biz teknik bir denetim yapmıyoruz, teknik bir denetim yapmak başka bir şey, sonuçta biz, biliyorsunuz, bütçeyle beraber kesin hesap kanun tekliflerini de görüşüyoruz; orada da biz, Sayıştayın hazırladığı raporlar üzerinden hareket ederek bir denetim yapıyoruz. Bizim yaptığımız teknik bir denetim değil ama bizim yaptığımız hukuki, ekonomik ve siyasi bir denetim. Hukuki kapsamda, fonun yapısı, işleyişi; bu konulara ilişkin Parlamento olarak görüşlerimizi söylüyoruz. Ekonomik... Çünkü kaynakların kullanımıyla ilgili, nerelere kullanıldığını konuşacağız. Ve hepsinden önemlisi, siyasi... Biz siyasetçileriz; Fonun bu mevcut yapısının devlet organizasyonu, devlet sistemi içinde nerede olduğunu, nereye oturduğunu konuşuyoruz, bunları soracağız ama esas itibarıyla böyle bir denetim yaptığımız zaman bizim burada karşımızda bürokrat arkadaşların değil, Yönetim Kurulu üyelerinin bulunması gerekiyordu. Bütçeleri görüşürken ilgili Bakanlar, Bakan Yardımcıları, tüm kadrolarıyla birlikte buradaydı; bugün neden yoklar?

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün bir sunuş yapılır, o sunuşu alalım, bize bir süre verin önümüzdeki şey için, biz de bunun üzerinde yeniden çalışalım. Bu, eğer laf olsun diye yani -amiyane tabirle- "İşi kulpuna uyduralım." türü bir şey değilse, gerçekten bunun üzerine konuşacaksak, fikirlerimiz alınacaksa ve bunlar da sonuç itibarıyla önemli olacaksa hem Fonun işleyişi hem de bu mevcut yapının ne şekilde devam edeceği konusunda, o zaman bunu belli bir süre sonra yeniden görüşelim ve aynı zamanda, görüştüğümüz zaman Yönetim Kurulu üyeleri de burada hazır bulunsun.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bizim yapacağımız siyasi değerlendirmelerin aynı şekilde Yönetim Kurulu üyeleri tarafından cevaplandırılması gerekiyor. Bunların usul üzerine önemli şeyler olduğunu düşünüyorum; bunu değerlendirelim, burada sunuşu alalım. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada sunuşu alalım, ondan sonra önümüzdeki ay... Yani ekim ayında gelmesi gereken şey şubatta gelmiş. Üç dört gün daha olur, onun üzerine biz yeniden, tekrar bakalım, çalışalım çünkü söyleyeceklerimiz de var, esasa ilişkin söyleyeceklerimiz de var ama bu kadar kısa zamanda ancak bir kısmına bakabildik. Yani ekleriyle birlikte binlerce sayfa raporları nasıl incelememiz bekleniyor? Yani siz "Kırk sekiz saat." derken herhangi bir kanun görüşmesi yapıyor gibi diyorsunuz. Bakın, içinde bunun 30 tane şirket var yani Türkiye'nin en büyük şirketleri bunun içinde bulunuyor. Hepsi ayrı, alanları ayrı, sektörleri ayrı, bunların hepsi ayrı. Yani sonuç itibarıyla, bağımsız denetim raporları ve sonra da kamu denetçileri tarafından denetlenmiş, bakılmış, raporlar hazırlanmış.

Evet, bu konudaki düşüncemiz budur. Bugün sunuşu alalım, ondan sonra, dediğim gibi, önümüzdeki hafta içinde olabilir, o sürede onun üzerine gerekli hazırlıkları biz yapalım çünkü bu önemli, bunu önemsiyoruz. Bu, laf olsun diye, sembolik bir denetim değil. Bu, eğer gerçek bir denetimse, o zaman bu denetimi Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu işin gerçekten de özüne ve ruhuna uygun biçimde kullanmalı diye düşünüyorum. Aynı şekilde, dediğim gibi, Yönetim Kurulu üyeleri de burada, bizim soracağımız, bizim, sizin, hepimizin, hem muhalefet hem iktidar grubu olarak sorularına cevap versinler. Böyle bir tartışmanın olmasının görüşmelerin sağlığı açısından da önemli olduğunu düşünüyorum.