KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Evet, varlık fonları yaklaşık -benim bildiğim kadarıyla- yüz elli yıllık bir maziye sahip dünyada. Türkiye, 2016 yılında ilk defa Varlık Fonuyla ilgili kanun çıkararak Varlık Fonunu kurmuş oldu.

Baktığımız zaman dünyadaki varlık fonlarına, kimisi fiyat istikrarını sağlama amaçlı, emtia fiyatları arasında fiyat istikrarını sağlama amaçlı, kimisi rezerv varlıkları değerlendirme amaçlı, kimisi doğal kaynakları değerlendirme amaçlı, işte, ekonomiye daha fazla katkısını sağlamak ve gelecek nesillere aktarmak amaçlı, kimisi emeklilik fonlarıyla ilgili, kimisi de kalkınma amaçlı kurulan fonlar. Türkiye Varlık Fonu da stratejik kalkınma amaçlı kurulmuş bir fon niteliğini taşıyor.

Evet, bugün itibarıyla ya da geçen yıl itibarıyla, 2022 sonu itibarıyla 300 milyar dolar aktif büyüklüğüne ulaşmış olması da memnuniyet verici bir gelişme.

Evet, Varlık Fonu ve alt fonları ile Varlık Fonu Yönetimi Şirketi ve yeni kurulan şirketlerin denetimiyle ilgili raporu görüşüyoruz. Anayasa'mızın 165'inci maddesi, 6741 sayılı Kanun'un 6'ncı maddesi çerçevesinde hazırlanmış rapor üzerinde görüşlerimizi ifade ediyoruz. Ben bu kapsamda, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kuruluna ve raporun hazırlanmasında görev alan tüm denetçi arkadaşlarımıza, müfettiş arkadaşlarımıza, uzman arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Kanunla belirlenen usul ve esaslara göre hazırlanmış çok kapsamlı bir rapor Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuş durumda, şu anda onun üzerinde duruyoruz.

Değerli Devlet Denetleme Kurulu denetçisi arkadaşımız raporla ilgili özet bilgiler de sundu, bulgularıyla ilgili kısaca değerlendirme de yaptı.

Ben bu arada bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum eski bir denetim elemanı olarak: Yani denetim kurumlarını ve denetim elemanlarını ima yoluyla da olsa töhmet altında bırakmak doğru değil arkadaşlar. Denetim elemanları kendilerine kanunla verilmiş görevleri çerçevesinde görevlerini layıkı veçhile yapan arkadaşlarımızdır. Yani "Cumhurbaşkanına bağlı, falana bağlı..." Elbette bir yere bağlı olacak; denetim elemanları Bakana bağlıdır, Genel Müdüre bağlıdır, Cumhurbaşkanına bağlıdır. Ben buna bağlıyım diye... Kanununa göre, kendisine verilen göreve göre, uygun olmayan hususları elbette raporuna yazar, bunun örnekleri de çoktur yani ben kendi kurumumdan örnek vereyim; biz Başbakana bağlıydık, Başbakan hakkında özel inceleme raporu yazdık, hem de defalarca. Yani "Ona bağlı, o nedenle görevini yapmaz." anlayışı doğru değildir. Denetim elemanları verilen görevi neyse...

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - O eski Türkiye'deydi Mustafa Bey.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Nasıl?

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) ¬- Sizinki eski Türkiye'deydi.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Yok, şimdi de var.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - O eski sistemdeydi yani o artık Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde yok.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Yok, sistemle falan alakası yok değerli arkadaşım.

Şimdi, Değerli Genel Müdürümüz kapsamlı bilgiler verdi, gerçekten teşekkür ediyorum. Bütün gelişmeleri anlattı, yaptıkları işleri anlattı, denetim raporundaki bulguları ve buna verilen cevapları da ifade etti. Tabii, kendine güvenmek, yaptığı işe güvenmek çok önemli bir özellik ama biraz inatlaşır gibi de geldik Arda Bey yani bütün önerilere, tespitlere sanki karşı çıkarmış gibi bir şeyimiz oldu. Mesela "Genel Kurul niye yapılmadı?" demiş rapor yani "Buna mecbur değilim." gibi bir gerekçe sunmak doğru değil. Neticede, Türk Ticaret Kanunu'nda ve kendi esas sözleşmenizde bunun bir süresi var, zamanı var, bu zaman içinde yapılması lazım. Yani "Buna mecbur değiliz." değil de "Yapacağız, bundan sonra buna uyacağız." demeniz daha doğru olurdu diye düşünüyorum; bu uyarımı da yapayım.

Bir diğer konu, birkaç sorum olacak. Tabii, verilen bilgiler konsolide bilgiler; aktif büyüklük, kâr... Şeyi öğrenmek istiyorum: Varlık Fonu Yönetimi Şirketinin kendi bilançosuna göre aktif büyüklüğü nedir? Gelir tablosuna göre kâr zarar durumu nedir? Bu konuda bilgi alırsam memnun olurum.

Bir diğer konu, şimdi, sermaye desteği veriyoruz bankalara -2022'de de var, 2023 yılında da var- şu dikkatimi çekti: Sermaye payımız da artıyor yani bankalardaki sermaye payımız artıyor. Diğer ortaklar rüçhan hakkını kullanmıyor mu? Bu artış neden kaynaklanıyor? Yani diğer ortaklar -sermaye artırımına gidiliyor da- hakkını kullanmayıp onu biz kullanıyorsak tamam. Yani böyle bir durum var, o konuda bilgi almak istiyorum çünkü Halkbankta 2022'de yüzde 75'miş payımız, 2 defa sermaye desteğiyle 91,5'a çıkmış.

Bir diğer konu, tabii, önemli yatırımlarla ilgili çabalarınız var, çalışmalarınız var, biliyorum. Yani bu konuyu biraz daha açarsak, bu İskenderun'da petrokimya rafineri yatırımı ne aşamada? Ne zaman üretime geçilmesi planlanıyor? Projeksiyonlarınız nedir? Yani, herhâlde geçen yıl ÇED raporu alınmış, yatırım şeyine başlandı mı? O konuda bilgi alırsak... Aynı şekilde, yine çok önemli bir yatırım, Afşin Elektrik Üretim Tesisiyle ilgili... Ne durumda? Ne zaman üretime geçirmeyi planlıyoruz? Bu konuda bilgi almak istiyorum.

Bir de kullandığımız krediler var, Abu Dabi Kalkınma Holdingden 300 milyon dolar, girişim sermayesi fonu amaçlı ki bunun işlemleri herhâlde yeni tamamlanıyor. Bir de sendikasyon kredisi kullanmışız, 790 milyon avro. Yani bunları yeni yatırımlarda mı kullanıyoruz yoksa portföyümüzdeki şirketlere aktarmak üzere mi kullanıyoruz? Yani bu ne amaçlı ya da bu kullandığımız kredilere yönelik yaptığımız ödemeler hangi alanlarda? O konuda bilgi verirseniz memnun olurum.

Evet, benim değineceğim konular bunlar. Yani bir de sözümün başında usul hakkındaki görüşlerimizde de ifade ettim. Anayasa'mıza uygun bir denetim gerçekleştiriyoruz yani Anayasa 165'te -kamu iktisadi teşebbüslerinin diyeyim kısaca- sermayesinin yarısından fazlası devlete ait olan şirketlerin denetiminin kanunla düzenleneceğini öngörmüş, Varlık Fonu Yönetimi Şirketinin nasıl denetleneceği kanunda da belirtilmiş, buna göre de hazırlanmış raporu görüşüyoruz.

Şu bilgiyi de arz edeyim Komisyona: Kendi Genel Kurulu olduğu için Plan ve Bütçe Komisyonu olarak bizim ibra edip etmeme gibi bir yetkimiz yok çünkü kendi Genel Kurulunda bu ibra meselesi söz konusu oluyor, aynen diğer KİT'lerdeki gibi. KİT Komisyonuna giden arkadaşlarımız bilirler, anonim şirket statüsündeki KİT'lerde de KİT Komisyonunda ibraya yönelik herhangi bir oylama yapılmaz, kendi genel kuruluna havale edilir varsa tespitler.

Teşekkür ediyorum.