KOMİSYON KONUŞMASI

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Değerli Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Ben öncelikle bu kanun teklifinin ilk imza sahibi arkadaşlara şunu sormak isterim: Böyle bir düzenlemeye neden ihtiyaç duyduk? Yani ben açıkça söylüyorum, daha bu santral devreye girmeden ha bire böyle torba kanunlarla ya da Resmî Gazete'deki bazı düzenlemelerle ana sözleşmede birtakım değişiklikler yapıyoruz. Yani daha devreye alınmamış bir santralden bahsediyoruz. Birincisi, evsel atık ile nükleer atığın farkına hep beraber varmak zorundayız. Bakın, evet, nükleer santraller de yenilenebilir enerji kapsamında. Teknolojisi keşke bizde olsa biz kursak, keşke bu alım garantilerini bu kadar yüksek fiyatlarla biz vermemiş olsak ama sonuç itibarıyla hem ekonomik olarak külfet hâline geleceğini hep beraber gördüğümüz... Çünkü alım garantisi verdiğimiz fiyatlar yüksek; 12,35 sent alt sınır; 15,33 sent üst sınır, ciddi bir ekonomik külfet ve altmış yılları, yüz yılları bulacak bir iş bu. Hâl böyleyken peyderpey bu Rosatom'un biz sorumluluğunu azaltıyoruz. Şimdi, bizim karşımızda bir uluslararası anlaşma var mı, iki devlet arasında bir anlaşma var mı? Var. Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya devleti arasında yapılmış bir anlaşma var mı? Var. Peki, biz bu Rosatom'un ya da bu Rusya devleti şirketinin sorumluluklarını üçüncü şahıslara devrederek neyi amaçlıyoruz? Bizim muhatabımız bu saatten sonra, o yetkiyi devrettikten sonra nerede olduğunu bilmediğimiz, kim olduğunu bilmediğimiz üçüncü şahıslar mı olacak? Yani, biz, iki devlet bir proje yapıyoruz; ben başından sonuna hatalı olduğunu düşünüyorum bu projenin, ona rağmen bir sürü şey yapıyoruz daha faaliyete geçmeden. İşte, ana sözleşmesini değiştiriyoruz; önceden, hisselerin değişmesiyle, sahiplik yapısının değişmesiyle ilgili EPDK'den izin alması gereken şirket, Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayımladık, artık bizden izin almadan hisselerini istediğine devredebiliyor. Şimdi de geliyoruz, bu "Nükleer atıkların taşınma işini üçüncü şahıslara verebilir." diyoruz. Bir devlet eğer bir devletle anlaşma yaptıysa o devletin sorumluluklarını, karşı devletin sorumluluklarını azaltacak birtakım taahhütlerin altına girmemelidir. Yani parayı kazanacak olan Rusya yap-işlet-sahip ol modeliyle, sorumluluk sıfır; benim Anadolu'mda nükleer atıklar bertaraf edilecek ama bunun taşıma sorumluluğunu dahi biz bu şirkete vermeyeceğiz.

Bakın, bu füzyon işi değişik bir şey, bir cama taş atmak gibi yani aynı cama aynı yerden taş atsanız da onun kırılması, parçalanması, dağılması çok farklı olur. Bir bakarsınız, ortaya yararlı izotoplar çıkar; bir bakarsınız, ortaya binlerce yıl yarılanma ömrü süren zararlı izotoplar çıkar. Bunların öyleleri vardır ki üç bin yıl ışıması devam ediyor, binlerce yıl ya. Siz bunu Anadolu topraklarına gömeceksiniz, bu adamlar parasını alacak, gidecek; siz bunun başında yüzlerce yıl bekçilik yapacaksınız ama ne hikmettir, onun, taşıma sırasında, bir yerden bir yere gidip gelme sırasında herhangi bir şey olursa, herhangi bir sorun ya da sıkıntı çıkarsa -ki Allah korusun en son isteyeceğimiz şey bizim bu- ee, muhatap kim? Ahmet'in, Mehmet'in kurduğu üçüncü şahıs şirketi. Ya, böyle bir şey olmaz, yapmayalım arkadaşlar biz bu işi.

Yani, bu şekilde, bunun metinden çıkarılması gerekiyor. Taşıdığımız evsel atık değil nükleer atıktır. Bunun bilincinde olarak... Bakın, biz hâlâ... Burada, yani bu Rosatom ile Akkuyu Nükleer AŞ'nin bu konudaki yükümlülükleri bile belirsiz. Daha yükümlülükleri bile belirsizken yetki devirleri yapmayalım. Bu Rusya'nın şirketi bu işi kârlı bir şekilde yaparken sorumluluklarını azaltmayalım, yarın hepimiz vebal altında kalırız diyorum.

Bu teklifin içerisinden bu maddenin çıkarılmasını teklif ediyoruz.