ERTUĞRUL GAZİ KONAL (Giresun) - Olur Sayın Bakanım.

Teşekkür ederim Sayın Bakanım.

Kıymetli Komisyon üyelerimiz, değerli hazırun; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanımız dört yılı aşkındır bu kanun teklifinin hazırlığının yapıldığını belirtti ama biz, tabii, yeni dönem olduğumuz için pazartesi günü bu kanun teklifi önümüze geldi ve iki günlük bir araştırma fırsatı bulduk Sayın Vekilim. Bu bağlamda, araştırma sonuçlarında gördüğümüz üzere paydaşların birçoğuyla görüşülmediğini ve görüşülse de bir anlaşmaya varılmadığını hissettik ve anladık. Tabii, bizim de eksiğimiz olabilir. Dediğim gibi yani üç gündür bu işin içindeyim, ben turizmci değilim.

Sayın ilk hatibimizin, vekilimizin de değindiği bir konu var, bizim de dikkatimizi çekiyor Milliyetçi Hareket Partisi olarak. Dışarıdan ithal rehber -kesinlikle- evet, yasa teklifinde de yok ancak şöyle bir tehlike gördük biz: "Tur araçlarında rehber zorunluluğunun kaldırılması" ibaresi var ve akabinde "tur liderliği" ibaresiyle beraber bir de "denetimlerin kaldırılması" tarzında bir şey gördük. Şimdi, denetim kaldırıldığında ve bir rehberimizin olmadığı otobüste, Yunanistan'dan bir otobüs geldi, kendi turunu yapıyor, bir tur lideri buldu Yunanlı ve geldi bizim işte Giresun'da, benim kendi şehrimde anlatıyor. Yani yüz yıl önceyi anlattığını ben kabul edemiyorum şu anda yani Giresun'da infial olur. Keza Çanakkale için böyle, Türkiye'nin her yeri için böyle. Büyük bir probleme neden olacağını düşünüyoruz, biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu dönem olmasa bile önümüzdeki dönemlerde çok büyük probleme yol açacağını düşünüyoruz. O tur araçlarındaki rehber zorunluluğunun kaldırılması ve rehberlere verilmiş olan yetkilerin elinden alınması hakikaten büyük sorunlara neden olacak yani turist rehberliği aslında sadece bir bilgi vermek değil, o bölgenin tarihini anlatmaktır, o şehri anlatmaktır diye düşünüyorum.

Bunu bir örnekle açıklamak istiyorum. Vehbi Koç Vekilim de burada herhâlde, Balıkçılık ve Su Ürünleri Araştırma Komisyonundayız biz, Türkiye'deki biten balıkçılıkla alakalı üç buçuk aydır araştırma yapıyoruz. En büyük problem, maalesef, denizlerdeki, teknelerdeki tayfaların balıkçılıkla çok alakası olmaması ve yine, keza, kenarlarda ve sahadaki yetkililerin, denetim yapanların da balıkçılıkla çok alakası olmaması yani su ürünlerinden mezun insanların sektörde olmadığı konusunda büyük bir görüş var. Aslında turizmde -evet, otelcilere, turculara, hepsine saygımız var, hakikaten Allah hepsinden razı olsun ama- bu işte uzmanların rehberler olduğunu düşünüyoruz yani rehber anlatmazsa bu işi kim anlatacak? Ben hakikaten bunun bir problem olduğunu düşünüyorum. Turistler gelsin, Çinliler gelsin, Yunanlılar gelsin, Japonlar gelsin, hepsinin başımızın üstünde yeri var ancak turist gelecek diye de bizim kendi soyumuzdan sopumuzdan, geleneğimizden vazgeçmememiz gerektiğini düşünüyorum. Dünyada en önemli şey, o kültürü yaşatabilmek diye düşünüyoruz. Biz bu konulara dikkat çekilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Yine, aslında rehber arkadaşlarla konuştuğumuzda, bu sanat tarihi ve arkeoloji mezunu arkadaşlara rehberlik hakkı veriliyor. Aslında onlar çok da işin orasında değiller, tabii ki gerekli belgeleri alır gelirler, bizimle çalışırlar hiç problem yok ama yıllık da 4.500 civarında mezun var ve 94 tane üniversitede bölüm olduğu söyleniyor. Bölüm hocalarımızın da birçoğunun bu işe sıcak bakmadığını öğrendik. Şimdi, bu işin bilimsel olarak tam nedeni açıklanmadığı zaman önümüzdeki dönemlerde ben yine sıkıntı yaşayacağımızı düşünüyorum.

O yüzden, az önce dediğim gibi, bu yasa teklifi bizim önümüze geleli daha üç gün oldu. Tekrardan paydaşların dinlenerek, buraya davet edilerek... Buraya kıymetli hocalarımız gelsin. Bakın, biz Balıkçılık Komisyonunda en ufak 4 metrelik teknesi olan balıkçıyı da dinledik, Türkiye'nin en büyük, milyon dolarlık ithalatını yapan büyüklerle de görüştük, kafes balıkçılarıyla da görüştük, havuz balıkçılarıyla da görüştük. Ki turizm bizim için siyasetüstüdür yani hepimiz için öyledir çünkü bacasız bir fabrikadır. Ben, o yüzden, bir öneri olarak -bütün paydaşları buraya davet edelim, gelsinler, dinleyelim- ortak akılla daha güzel bir düzenleme yapılıp buraya getirilmesini teklif ediyorum. Biliyorum ki kimsenin niyeti kötü değil, sizlerin de niyeti kötü değil, bizlerin de niyeti kötü değil; hiçbir vekilimizin ben burada art niyetli olduğunu düşünmüyorum. Ancak bugün yaptığımız bir şeyle on yıl sonra, yirmi yıl sonra tekrar problemi çözmek kolay olmuyor. O yüzden, biraz daha dikkatli bir şekilde yapmamız gerektiğini düşünüyorum.

Ben teşekkür ediyorum.