Komisyon Adı | : | BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU |
Konu | : | Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman ve 76 Milletvekilinin Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2002) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 14 .02.2024 |
SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Madde 1'in (c) bendine göre, uzmanlık değerlendirmesinin kim tarafından, nasıl ve hangi kriterlere göre yapılacağı belirsiz bırakılmıştır. Bu cümlede en azından "turizm fakültesi bulunan üniversiteler" veya "Bakanlık tarafından" gibi açıklayıcı bir niteleme yapılması gerekmektedir.
(ç) bendinde, kanunla kurulan bir meslek birliğinin anayasal bir hak olan kendi mesleğinin ihtiyaç analizini yapma yetkisi, hatta önerisi bile elinden alınmaktadır. Kanunla kurulan bir meslek birliğinin, Anayasa'nın 135'inci maddesine göre anayasal bir hakkı olan "mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak" görevi bu maddede elinden alınmaktadır.
(e) bendinde, konusu suç teşkil eden, Türk Ceza Kanunu'nda tanımlanmış bu suçların maddeye ayrıca ilave edilmesindeki maksat, gerekçesinden de anlaşılamamıştır. Bu husus, söz konusu suçluların affa uğramaları hâlinde dahi rehber olmamalarına ilişkin bir düzenleme midir?
(2)'nci fıkrasında, bu madde hükmü, rehberlik mesleğinin vasfını esastan değiştirecek mahiyettedir. Bir mesleği yabancı dilde de icra edebilen bir meslek mensubunun kendi ana dilinde bu işi yapamayacağını mı düşündünüz? Sizce de bu büyük bir mantıksızlık içermiyor mu, yoksa bilmediğimiz bir başka gerekçe mi var burada?
(3)'üncü fıkrasında, öncelikle, bu madde metninde vurgulanan acil ihtiyaç gerekçeleri açıklanmalıdır. Ülkemize gelerek kendi dillerinde rehberlik hizmeti talebinde bulunan Çinli ya da Uzak Doğulu turist sayısının -biraz önce de belirtmiştim- incelenmesi lazım. Kanunlar uzun vadeli ve kalıcı olacağı öngörüsüyle yazılan metinlerdir. Bu tür acil ihtiyaç vurgusu yapılacak düzenlemeler en fazla geçici madde olarak düzenlenebilmeli. Önümüzdeki sezonda, örneğin, Polonya ya da benzeri kendine özgü dil kullanan ülkelerden turist sayısı artacak olursa ihtiyaç kapsamında bu nasıl değerlendirilecektir? Çince diyoruz, Uzak Doğu dilleri diyoruz ama kalıcı ve iş görür bir metin için daha genel bir kavram tanımlanmalı.
(4)'üncü fıkrasında, bu surette yine kalıcı bir ayrıcalık tanımlanmaktadır. Bu fıkra ile (1)'inci fıkranın (ç) bendi birlikte düşünüldüğünde, bu bölümden mezun olanların kısa süreli bir eğitimle Türkçe turist rehberi olmalarının önünde bir engel zaten bulunmamaktadır. Burada zannediyoruz ki TÜİK'le iş birliği yapılarak genç nüfusun işsizlik oranı azaltılmaya çalışılıyor. Bu konuda yapılmış bir etki analizi var mı?
(5)'inci fıkrasında, yabancı dil belgesinin var olup olmaması ya da güncellenip güncellenmemesine göre rehberlik mesleği derecelendirilmektedir. Yani güncel yabancı dil belgesi olanlar 1'inci, olmayanlar 2'nci derece rehber olarak mı sınıflandırılmaktadır? Böylece yabancı dil belgesini güncelleyemeyenler de sınıf düşürülerek Türkçe rehber sınıfında değerlendirilmektedir. Teklifin bütününe baktığımızda ücretlerin de bu sınıfa göre belirlenmek istendiğini görmekteyiz.
(6)'ncı fıkrasında, bu düzenlemeyle yine bir arada düzenleme yapılmaktadır. Kamudan kaynaklanan nedenlerle yabancı dil sınavının yapılmaması hâlinde beş yıllık belge yenileme süresinin istisnai uzatılması gerekmektedir. Bu düzenleme de istismara açık mahiyettedir. Aynı kanun metninde hem yeni düzenlemeler getirip hem de bunlara istisnalar getirmek, tam anlamıyla, yasama yetkisinin, iradesinin hükûmet edenlere terk edilmesidir.
(9)'uncu fıkrada, bu hükümle, meslek birliği tümüyle Bakanlığın tahakkümü altına alınmakta, hatta onun bir birimi gibi emir komuta zincirine tabi tutulmaktadır.
Maddenin geneline ilişkin olarak da madde bütünlüğünde yapılan değişikliklere bakıldığında, Bakanlığın, sınav açılacak eğitim dili için de eğitim gezisinin düzenlenmesinde de piyasa düzenleyiciye müdahil olup kendi talepleriyle rehber yetiştirilmesini arzu ettiği anlaşılmaktadır. Bu tekelci, belirleyici rehberlik mesleğine duyulan talep ve arz verilerini nasıl temin edip edilmeyeceğinin değerlendirilmesine ilişkin hiçbir objektif kriter bulunmamaktadır. Meslek birliğini bu kadar dışlayıcı bir tavır alınmasındaki sebebi araştırmak lazım. Oysaki bu husus maddelerle belirtilen birçok husus gibi meslek birliğinin varlık nedenidir. TCK'ye göre açıkça suç olarak düzenlenmiş -TCK 299, 300, 301- fiil ve eylemlerin bu maddeye dercedilmesine ilişkin herhangi bir gerekçe sunulmamıştır. "Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi -TCK 301'den bahsediyorum- altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." Fikir özgürlüğü kapsamında eleştirenlerin de bu minvalde kullanıldığını biliyoruz. Suçlar nedeniyle fazlasıyla ucu açık bir hüküm olduğunu düşünüyoruz.
Diğer taraftan, ülkenin kültür ve turizm, tarih, çevre, doğa, sosyal veya benzeri değerler ile varlıklarının kültür ve turizm politikaları doğrultusunda tanıtılarak gezdirilmesi görevini yabancı bir dilde yerine getirebilen ve buna ilişkin tüm şartları sağlayan ve belgeleyen rehberlerin kendi ana dillerinde rehberlik yapabileceklerinden kuşku duyulduğu gözlenmektedir. Bu durumda hangi talep hangi ihtiyaca binaen "Türkçe turist rehberi" başlığı açıldığı da yasama organı Türkiye Büyük Millet Meclisine saygı gereği izah edilmeli ya da gerekçelendirilmelidir.
Teşekkür ederim.