KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, Anayasa Mahkemesi kararlarının hiçe sayıldığı bir ortamda idari komisyon kararlarıyla bir yere varılmaya çalışılıyor ve yargı kurumu baypas edilmeye çalışılıyor; bu da bir Adalet Komisyonunda yapılıyor, olacak bir iş değil.

Yine, Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği terör örgütüne üye olmamakla birlikte terör örgütü mensubu gibi bir maddeyi tekrar yasalaştırmaya çalışıyorsunuz, Komisyondan geçiyor. Yani bu, bana böyle bir şeyi hatırlatıyor. Hepimiz çocuklukta böyle top oynardık, 3 korner 1 penaltıydı; bu da böyle. Yani bir propaganda, iki propaganda, üç propaganda; haydi, terör örgütüne üye olmamakla beraber işte terörist oldun. Ya, böyle bir şey olabilir mi? Allah aşkına, Anayasa'ya aykırı olduğu apaçık ortada. Bunu anlamak için hukukçu olmaya gerek yok, anayasa hukukçusu olmaya gerek yok, Anayasa Mahkemesi ihlal vermiş. Şimdi, insanı korumak gerekir. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." diye ha bire söylersiniz değil mi? Şeyh Edebali'nin ünlü sözüdür. Yine, Mehmet Akif'in önemli bir sözü Sayın Erdoğan ve AK PARTİ milletvekilleri tarafından çoğunlukla söylenir ama uyulmaz. Nedir o meşhur şiir, dizeler? "Kenar-ı Dicle'de bir kurt aşırsa koyunu/Gelir de adl-i İlâhî sorar Ömer'den onu!" değil mi? Şimdi, buralarda ne anlatılıyor arkadaşlar? İnsan ve adalet ilişkisi anlatılıyor değil mi? Bunun örneğini veriyorsunuz, fiiliyatını yapmıyorsunuz.

Şimdi, bakın, cezaevinde insanlar bu adil olmayan yargılamalardan ve cezaevi ihlallerinden dolayı yaşayamıyor, hayatını kaybediyor. Bakın, yakından takip ediyorum. Adalet Bakanlığı görevlileri, bürokratları burada, onlar saklamaya çalışıyorlar, biz buluyoruz; onlar kaçıyor, biz buluyoruz. Cezaevlerindeki ölümler, intiharlar dünyada bizi 1'inci yapıyor şu anda. 2022 yılındaki rakamları vereyim: 73 ölüm var 2022 yılında, hepsini de araştırıyorum. Geç tanı, geç teşhis, geç tedaviler sonucu insanlar ölüyorlar, hasta mahpuslar; yine, psikolojik sıkıntıları yüzünden de intihar ediyorlar. Çok yüksek rakamlar bunlar, dünyada bizi 1'inci yapıyor. 2023 yılında 50 civarında. Tabii, bu, Adalet Bakanlığının gizlemesine rağmen bizim bulduğumuz, insan hakları savunucuları ve derneklerin bulduğu rakamlar. Gerçeği daha da fazladır sanırım çünkü Bakanlık bu noktada açıklama yapmamakta ısrar ediyor.

Şimdi, neden bunlar oluyor? Bizim için insan önemli değil mi? Millet önemli. Biz Millet Meclisindeyiz, millet için varız. Adımız ne? "Milletvekili" yani millet olmasa biz olmayacağız. Peki, bu yasaları, bu teknik maddeleri konuşurken insanı kaçırmayalım arkadaşlar. Bakın, bütün bu hatalardan dolayı insanlar ölüyor, vebaldir bu. "Bu dünyada bu işi atlatırız." dersiniz ama ben öte dünyaya inanıyorum, öte dünyada yakanıza yapışırlar; vebaldir, ağır bir suçtur.

Bakın, o onlarca ölümden ben size bir tanesinin örneğini vermek istiyorum. Bir intihar vakası; bu adil olmayan yargılamalar ve cezaevi ihlalleri yüzünden bir genç hanımın intiharı. Daha 30 yaşlarına varmamış, 20-30 yaşları arasındaki bir kadın, Garibe Gezer; çok konuşuldu bu Mecliste, çok sözler verildi. Sayın Abdulhamit Gül "Ben bunu çok kısa sürede araştırıp açıklamalar yapacağım." dedi, neredeyse üç yıl oldu, tek bir açıklaması yok ve takipsizlikle sonuçlandı mesele ama ben hikâyeyi biliyorum. Garibe Gezer âdeta çıldırtılarak, ağır ihlallere uğratılarak, bir anlayış gösterilmeyerek, ateşin üzerine benzin dökülerek âdeta katledilmiş bir kadın biliyor musunuz? Yani bakın, bu tür adil olmayan yasalar, cezaevi ihlalleri sonucunda insanlar intihar ediyor. Ya, bizim görevimiz ne arkadaşlar? Milletvekili olarak biz insanımızı yaşatmak istiyoruz değil mi? Millet için varız, insanlarımız yaşasın istiyoruz. Garibe Gezer Kürt meselesinden dolayı cezaevine giren genç bir kadın ve Kayseri Cezaevindeydi. Bu kadın Kayseri Cezaevinde ağır ihlallere uğradı ve orada ağır disiplin cezaları gördü, en sonunda koğuşunu yaktı ve oradan alınıp Kandıra Cezaevine gönderildi, Kandıra 1 No.lu F Tipi Cezaevine gönderildi. Hem Kayseri Cezaeviyle görüştüm hem Kandıra 1 No.lu F Tipi Cezaeviyle. Bakın, bir insanın hayatından bahsediyorum, lütfen dikkatle dinleyin. Yani "Ne gerek var bir insanın ölümünden bahsetmeye?" falan demeyin, vicdan sızlatıcı laflar etmeyin lütfen. Bir kadın ölmüş. Şimdi, bu kadın Kayseri'den Kandıra'ya gönderilirken psikolojik sıkıntıları olduğu belli. Bir hekim olarak ben dosyaları araştırdığımda psikolojik sıkıntıları had safhada ve anlayış gösterilmeyen bir insanı görüyorum. Bu insanı Kandıra Cezaevine gönderdiğiniz zaman orada da aynısı olmuş; defalarca disiplin cezaları, darplar, hakaretler, aşağılamalar ve bir keresinde bana mektup gönderdi. Bakın, benim için manevi açıdan bir ağırlığı var, o yüzden anıyorum burada yani ölen bir insandan, intihar eden bir insandan mektup aldım arkadaşlar. O insan mektubunda ağır şeylerden bahsediyordu, hapishanede uğradığı ihlallerden bahsediyordu. Adil olmayan bir şekilde yargılamadan dolayı terörist ilan edildiğinden, cezaevinde ağır hak ihlallerine uğradığından bahsediyor ve bundan dolayı bir gün hücresinde asılı hâlde bulundu. Tek başınaydı, aslında onu, intihar riski çok yüksek olan birisini de hücrede tek başına koymamak gerekiyordu ama tek başına tuttular ve âdeta "Buyur, intihar et." dediler, o da intihar etti.

Şimdi, bakın, bunlara işte aslında bu yüzden itiraz ediyoruz. Ya diyorsunuz ki: "Terör örgütüne üye olmamakla beraber... Ne var kardeşim, geçireceğiz bu yasayı." ama işte insanları kolayca terörist ilan ederseniz...

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Mesela Emrah Yayla, ne diyorsun ona?

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - ...daha sonra da cezaevinde ağır bir şekilde onlara hak ihlali yaparsanız, sonuçta bu oluyor işte, intihar ediyorlar. Biz insanımızı yaşatmak için varız.

Şimdi, Garibe Gezer'le ilgili Sayın Abdülhamit Gül -hatırlarsınız, geçtiğimiz dönemde de burada olan vekil arkadaşlar var- bize söz vermişti. Biz grup olarak çok baskı yapmıştık "Söz size." demişti. Ben çok ayrıntılı bir açıklama yapacağım. Abdülhamit Gül'ün bu sözü maalesef gerçekleşmedi...

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Sayın Gergerlioğlu, bir şey söyleyebilir miyim?

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli ) - ...ve dosya takipsizlik alıp kapatıldı fakat vicdan bunu kabul etmiyor arkadaşlar. Anayasa Mahkemesine gitti. Ve onun gibi onlarca insan... Şimdi, burada, bizim görevimiz insanı korumak, insanı yaşatmak.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Emrah Yayla'ya da böyle dediler, sonra terörist çıktı, Çağlayan...

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli ) - Boşu boşuna Şeyh Edebali'nin sözlerini etmeyelim Sayın Vekil. Bakın, bir insanın ölümünden bahsediyorum.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Öbürüne "coronavirüs" dediniz.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli ) - Yani bir insanın ölümünden bahsediyorum, sizin de başınıza gelebilir...

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Gelebilir ama bakın, buraya geldi, sizleri ziyaret etti, basın açıklamasına çıkardınız, sonra gitti Çağlayan Adliyesini bastı.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - ...yarın öbür gün siz de cezaevine girebilirsiniz, adil olmayan yargılamalara uğrayabilirsiniz ama bakın, burada, biz bundan dolayı adil olmayan yasaların çıkmasını istemiyoruz.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Mesela, bu konuda bir öz eleştiri yapmak ister misiniz?

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Sayın Vekilim, bakın, bir insanın sonradan ne yapacağına karar verebilir misiniz, kalbini okuyabilir misiniz? Cezaevinde yüz binlerce insan var, çıktıkları zaman bu insanların hangi suçu işleyeceğini biliyor musunuz? Sizin öyle bir yetiniz var mı? Öyle bir yetiniz yok, hiçbirimizin öyle bir yetisi yok. Siz hâlâ... Herhâlde hukukçusunuz ama insan hakları kavramından haberiniz yok.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Bir öz eleştiri yapmak ister misiniz?

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Bir insan cezaevinde ağır ihlallerle karşı karşıya bulunabilir.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Oradaki insanların da hakkını, hukukunu savunmanızı istedim ben sizden.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Ağır ihlallerle karşılaştığı zaman o insanın kimliğine bakılmaz.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Oradaki masum insanın, tamamen masum olan, ölen insanın hakkını kim savunacak?

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Bakın, size kaç defa diyeceğim.

BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Sayın Gergerlioğlu, toparlayalım. Meramınızı anlattınız.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - İtiraz ediyor, efendim. İtiraz ediyor, ben de ona söylüyorum.

BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Karşılıklı konuşmayalım.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Karşılıklı... O zaman lütfen bana itiraz etmeyin.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Orada ölen masum insanın hakkını kim savunacak?

BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Sayın Öztürk, karşılıklı konuşmayalım.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Lütfen konuşmamı dinleyin. Eğer söz almak istiyorsanız buyurun konuşun.

BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Sayın Gergerlioğlu, toparlayalım; vakit geç oldu, toparlayalım.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Toparlıyorum ama bakın, şimdi, Garibe Gezer'in cezaevinde ölümünü mü savunuyorsunuz Sayın Halil Öztürk? Yani bakın, bu kadar ağır ihlaller...

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Sayın Gergerlioğlu, adliyenin bahçesinde öldürülen masum vatandaşa ne diyorsunuz?

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Onları lanetliyorum, fakat cezaevinde ihlale uğratanı da lanetliyorum. Anladınız mı? Sonuna kadar o saldırıyı da lanetliyorum ama sizin şu cezaevindeki ihlali meşru gören anlayışınızı da lanetliyorum. Anladınız mı?

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Reddediyorum, bizim öyle bir tavrımız yok. Cezaevlerindeki hiçbir ihlali biz mazur görmeyiz.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Siz çünkü... Bakın, cezaevindeki ihlalleri anlatıyoruz, burada adil olmayan yasalar çıkıyor, cezaevlerinde ihlaller oluyor diyorum, siz bunu anlamıyorsunuz.

BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Sayın Gergerlioğlu, karşılıklı konuşmayalım.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Sayın Başkan, ben sözümü bağlamaya çalışıyorum ama sayın vekil bana itiraz ederek...

BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Lütfen buyurun, sözünüzü bağlayın.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Ben umuyorum ki Sayın Öztürk, sizin başınıza gelmeden bu meseleyi anlarsınız. Yarın öbür gün siz de bir yerde kötü muameleye uğramayın inşallah, uğramanızı istemem. Bana çok kişi zamanında birtakım insan hakları ihlallerini söylediğim zaman itiraz ediyordu.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Sayın Gergerlioğlu, biz herkes kötü muameleye uğrasın demiyoruz, böyle bir şey demiyoruz zaten.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Yarın öbür gün... Bakın, aynı şeyler başlarına geldiğinde bana gelip dediler ki: "Ya, dün itiraz ettiklerimiz konusunda çok pişmanız." Kürtlere yapılanlar, Ermenilere yapılanlar hakkında ben bir şeyler söylediğim zaman bana çok kızıyorlardı ama sonrasında kendilerine terörist muamelesi yapıldı "Ya, Gergerlioğlu çok haklıymışsın." demeye başladılar Sayın Öztürk. Ya, inanın ki siz de bir gün anlarsınız, sizin de başınıza gelir, size de bir terörist muamelesi yapılır.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Arkadaşlar, kişisel, karşılıklı konuşmayalım.

BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Karşılıklı konuşmayalım lütfen.

Sayın Gergerlioğlu, toparlayalım, meramınızı anlattınız.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli ) - Tamam, bitiriyorum, son iki cümleyle bitireyim.

BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Toparlayalım lütfen.

Buyurun.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli ) - MHP'li vekillere anlatıyorum. Bakın, diyorum ki Uygur Türklerine yapılanı sonuna kadar lanetliyorum. Çin'de de o insanların en masum hak arayışları teröristlik olarak nitelendiriliyor. Biraz da buradan düşünün, kıyas yapın, empati yapmaya çalışın, anlayın diyorum. Bizim için tüm hak ihlalleri aynıdır; Kürt'e yapılan da Ermeni'ye yapılan da Uygur Türkü'ne yapılan da solcuya yapılan da sağcıya yapılan da Alevi'ye de Sünni'ye de Garibe Gezer'e de başkasına da hiç fark etmez, bunu anlamaya çalışın.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.