Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
Konu | : | |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 21 .02.2024 |
ZÜLKÜF UÇAR (Van) - Sayın Genel Müdürümüze teşekkür ederim. Bir teşekkür de itiraf için çünkü ağır ceza mahkemelerinde itiraz usulünün işlemediğini söylemiş oldu, gerçekten öyleydi. Ağır ceza mahkemeleri maalesef bu itiraz usulünü doğru dürüst işletmiyordu, dosyaları doğru dürüst incelenmeden itirazlar hakkında değerli, gerekli ve olması gereken bir inceleme yapılmadan kararlar verildiği için sıkıntılıydı. Bu noktada yaklaşım ve itiraf için teşekkür ederim.
"2005'e dönmeyelim." dediniz. Evet, 2005'e dönmeyelim. Evet, 2005'te AKP tek başına iktidarken bir düzenleme yapmıştı -tek başına iktidarken altını çiziyorum bu arada- insanlığa karşı suçlarda zaman aşımı meselesini çözmüştü, olumlu bir düzenlemeydi. Her ne kadar pratikte biz bunun karşılığını görmemiş olsak da son zamanlar için söylüyorum çünkü son zamanlarda neredeyse bütün kötü muamele ve işkence dosyaları ya da zorla kaybetmeler ya da geçmişte yaşanan bütün faili meçhuller cezasızlıkla sonuçlanmaya başlandı. İşkence suçları yine maalesef zaman aşımına tabi tutuldu, yakın süreçte de bunun örneklerini gördük ama 2005'teki düzenleme önemliydi, keşke pratiğe de yansımış olsaydı. Yine, dediğiniz gibi bu düzenleme 2005'te yasaya girdi. Peki, o dönemdeki olumlu yaklaşımı esas alarak şimdi müsadereye ilişkin -hani ona ilişkin de bir şey söyleyeceğim ama- kanunda bir düzenleme yapıyoruz ve diyoruz ki: "Hükmün açıklanmasının bırakılmasına ilişkin verilen kararlar sonuç doğurmaz." diyoruz ama müsadere usulleri hariç. Peki, biz bunun ilgili bir düzenleme yaparken hani işkence ve kötü muamele yönünden "Zaten istinaf yolunun açılması aslında bu yönüyle de bir incelemenin yolunu açmış olacak." diyorsunuz. Peki, neden böyle bir hani "Müsadere hükümleri hariç." gibi bir yazımı "İşkence ve kötü muamele suçlarında hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesi ya da kararı uygulanmaz." şeklinde bir düzenleme yapamıyoruz? Bunla ilgili bir düzenleme yapılması sizce doğru olmaz mı? Eğer bu hükmü tamamen kaldıramıyorsak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının yerine bir şey bırakamıyorsak, o zaman böyle bir sıkıntı varsa "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesi, işkence ve kötü muamele suçları ya da -atıyorum- çocuk istismarı, istismar dosyaları ya da benzer şeyleri de uygulanmaz." şeklinde bir yeni bir madde ihdas edemez miyiz? Önümüze ağustos ayına kadar süre var, acelemiz de yok diye düşünüyorum yani dünkü 226 haricînde henüz vaktimizin olduğu bir süreç. Acaba bu geri çekilip yeniden gerçekten toplumun, halkın ve kanunun beklentisine cevap verecek nitelikte bir düzenleme yapılması söz konusu olamaz mı?
Son olarak da müsadereyle ilgili sadece ne zaman uygulanıp uygulanmayacağı yönünde Anayasa Mahkemesinin bir değerlendirmesinin olduğunu söylediniz. "Mülkiyet hakkıyla ilgili bir değerlendirmesi yok." dediniz, ben mi yanlış anladım?
ADALET BAKANLIĞI MEVZUAT GENEL MÜDÜRÜ MEHMET ÖKMEN - Mülkiyet hakkıyla alakalı bir değerlendirmesi var tabii ki ama müsadere kararları mutlaka bekletilsin ya da infaz edilmesinin yönünde bir iptali gerekli değil. Bu kanunda açıkça düzenlenmediği için belirsizlik var, bu belirsizlikle de mülkiyet hakkına aşırı müdahale ediliyor, o nedenle iptal ediyor. Belirsizliği giderince kanun koyucu tercihini şöyle yapabilir...
Şunu da arz edeyim: Müsadere kararlarının infaz edilip edilmeyeceği tabii ki yasama Meclisinin takdiridir. Şunu da diyebilir: Oradan o hüküm çıkarılabilir, "Müsadere edilmez, iade edilebilir." de denilebilir. Bu tamamen yasama Meclisinin takdirindedir. Şu sonuç ortaya çıkıyor: Suçta kullanılan ya da suçtan elde edilen... Örneğin, kaçak eşya... Şu an Gaziosmanpaşa Adliyesinin emanetinde kilolarca altın var yurda kaçak sokulmaya çalışılan. Ormana girmiş tırla, ormanı götürmüş. Gümrük Kanunu'na muhalefetten birçok örnek var. Bunun gibi öngöremediğiniz emanetlerde birçok eşya var. HAGB verilince "Bunlar vatandaşa iade edilsin." yönünde de bir düzenleme yapılabilir. Bu tamamen yasama Meclisinin takdirindedir. Yasama Meclisi takdirini bu yönde de kullanabilir, bu yönde de der ki: "Burada bir suç işlenmiştir. Her ne kadar ben kişiyi cezaevine almayacaksam da, sonuçlarını doğurmayacaksa da..." Özel kanundan kaynaklanan aslında memur olması gerekirken "Kanunla olamaz." diye hüküm var. Burada da müsadere yönünden aslında Anayasa Mahkemesinin gerekçesine dayanarak iade etmesi gerekirken yasama Meclisi "Hayır, ben bunu iade etmeyeceğim, infaz edeceğim, müsadere edip devlet hazinesine alacağım." yönünde bir irade ortaya koyabilir. Bu tamamen takdire taalluk eder.
ZÜLKÜF UÇAR (Van) - Çok kısa bir...
BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Buyurun.
ADALET BAKANLIĞI MEVZUAT GENEL MÜDÜRÜ MEHMET ÖKMEN - Sayı bakımından Sayın Başkanım, sayın vekilimizin buyurduğu suçlar zaten ceza miktarı bakımından HAGB'nin uygulanmayacağı suçlar, onun için buraya yazmaya gerek olmadığı düşünüyoruz. Gerek olan suçlar var mıdır? Tabii ki vardır belki ancak onun da istinaf denetiminde sağlıklı şekilde işleyeceğini düşünüyoruz efendim.