KOMİSYON KONUŞMASI

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Sayın Başkan, Komisyon üyeleri, burayı takip eden değerli milletvekilleri ve bu Komisyona emek veren değerli çalışma arkadaşlarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Vekili bulunduğum İzmir ilinde geçtiğimiz hafta ev baskınlarıyla 6 gazeteci gözaltına alındı. Gazetecilerle ilgili bir günlük gizlilik kararı ve üç günlük bir gözaltı süreci vardı. Ve öğrendik ki gazeteciler tam olarak gazetecilik yaptıkları için gözaltına alınmışlar. Bir açık tanığın "Bunlar emir alarak haber yapıyor." beyanı üzerine gözaltına alınmışlar ve kendilerine... Bu arada, bu açık tanık, kiminle ilgili isterseniz ifade verebilir -ihtiyacınız olursa isim bilgisini de veririm- çok kullanışlı bir aparat.

Ekoloji haberlerini sormuşlar, yaptıkları ekoloji haberlerini sormuşlar gazetecilere; mahpus haberlerini sormuşlar, baro haberlerini sormuşlar, kadın haberlerini, basın açıklaması takiplerini, işçi takiplerini... Bir gazeteciye DEM PARTİ Eş Genel Başkanlarını nereden tanıdığını sormuşlar; bir gazeteciye ilin milletvekili olan beni nereden tanıdığını sormuşlar, haber kaynaklarıyla ilgili telefon görüşmeleri "tape" olarak kaydedilmiş. Ve bu gazetecilerin 4'ü tam da seçim döneminde ev hapsi aldılar, 2'si de haftada iki gün -imza- adli kontrolle bırakıldı. Tabii, biz, tutuklanmadıkları için sevindik çünkü düşünün, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eş Başkanı, Gazetecilik Örgütü Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu tutuklu, aylardır tutuklu, yıllar oldu ve kendisi bırakılmıyor, benzer şekilde tutuklanmıştı kendisi de.

Ve bu ev hapsi meselesinde bir şeye temas etmek istiyorum. Ev hapsi kimlere verilecekti, nasıl girmişti yasalara ya da işte elektronik kelepçe kimlere takılacaktı? Kadına yönelik suç işleyenlere takılacaktı. Kime takıldı? Kadına yönelik şiddetin haberini yapan gazetecilere takıldı, bu da hep aklımızda bulunsun deriz.

Türkiye'de hapishanelerde, iddia odur ki, gazetecilikten değil ama sürekli olarak iddianamelerinde, Emniyet sorgularında, savcılık sorgularında, mahkemelerde yaptıkları haberler sorulan ve bu haberler üzerinden suç isnat edilen gazeteciler tutuklu. Mesela Kemal Kurkut'un öldürülme anını çeken gazeteci tutuklandı, helikopterden atılan köylülerin haberini yapan gazeteci tutuklandı; orada helikopterden atılan köylülerden Osman Şiban da ceza aldı tabii. Kolluğun kadına ve çocuğa yönelik suçlarını haberleştiren gazeteciler tutuklandı. Kadına yönelik şiddet haberi yapan gazetecilerin bol bol tutuklandığını söylemek istiyorum. Herhangi bir işkence ve şiddet haberi yaptığınızda tutuklanıyorsunuz, ilginç bir denklem. Hasta ve infazı yakılmış mahpuslara ilişkin haberleri yaptılar, yolsuzluk haberleri yaptılar ve elbette, meslektaşlarının tutuklanmasına dair haberler yaptılar ve bunlarla ilgili gözaltına alındılar, sorgulandılar, bir kısmı hapsedildi bir kısmı da işte İzmir'de olduğu gibi ev hapsi aldı. Gazeteciye verilebilecek en ağır ceza herhâlde ev hapsi ki çıkıp haber yapamasın ama bu gazetecilerden Tolga Güney bir ekoloji haber yaptı ve dedi ki: "Bana gözaltında sürekli ekoloji haberlerini sordular, ben ekoloji haberi yapmaktan vazgeçmiyorum, şu an ev hapsinde de ekoloji haberi yapıyorum." Yasalarda suç isnat edilmesini bu kadar kolaylaştıran ifadelerin olmasını anlaşılır bulmuyoruz. Basının, ifade özgürlüğünün engellendiğini düşünüyoruz. İzmir'deki ve tüm Türkiye'deki bütün mahpus gazetecilerin haklarının iade edilmesi gerekmektedir.

Teşekkürler.