KOMİSYON KONUŞMASI

GİZEM ÖZCAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhur Vekilimizin ifade ettiği üzere ben de teklifin 22'nci maddesinin 5'inci fıkrasıyla Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyum atadığı şirketlerdeki yöneticilerin her türlü hukuki, idari, mali, cezai sorumluluktan muaf sayılmasının düzenlemesi üzerine söz almış bulunmaktayım.

Bir şirkete, kuvvetle suç şüphesinin faaliyetleri kapsamında tespiti hâlinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından beş yıl boyunca bu düzenlemeyle kayyım atanabilecek. "Hangi gerekçeyle?" diye baktığımızda TCK'de düzenlenen tutukluyu, hükümlüyü veya suç delillerini yetkili makama bildirmeme, silahlı örgüt üyeliği, silah sağlama ve Terörizm Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun'un 4'üncü maddesindeki suçları gerekçe gösteriliyor ve 2022 yılında çıkarılan kanun ile 6758 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 20'nci maddesinde değişiklik yapılmıştı ve bu değişiklikle "Mal varlığı değerlerinin yönetimi amacıyla atananlar, görevlendirilenler veya atananlar tarafından temsil yetkisini haiz olmak üzere görevlendirilenler ve bu kapsamda icra edilen iş ve işlemler hakkında 8/11/2016 tarihli 6755 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 37'nci maddesi uygulanır." hükmü getirildi. Peki, "Nedir 37'nci madde?" diye baktığımız zaman, 15 Temmuz darbe girişiminin ve devamındaki eylemleri bastıranların OHAL sürecinde kanun hükmünde kararnameler kapsamında karar alıp görev yürüten kişilerin cezai, mali, idari sorumluluğu olmayacağı bu 37'nci maddeyle Kasım 2016'da güvence altına alınmış. Teklifte ise atananlar tarafından temsil yetkisini haiz o olmak üzere görevlendirilenler de bu sorumsuzluk kapsamına dâhil ediliyor. Bu düzenlemeyle OHAL hukuksuzluklarına getirilen sorumsuzluk halkası giderek genişletiliyor. Anayasa'mızın 2'nci maddesindeki "hukuk devleti" ilkesi bu itibarla çiğnenmekte ve iktidarın bahşettiği sorumsuzluk zırhı siyasi saiklerle verilmektedir. Elbette, darbenin hemen ardından kısa süreli olarak hukuk yolu açık bırakılmak üzere istisnai düzenlemeler yapılması anlaşılabilir bir durumdur ancak istisnai düzenlemelerin kalıcılaştırılması demokratik hukuk devleti için tehlike arz etmektedir. Darbe girişiminin üzerinden geçmiş sekiz sene, sekiz sene önce sokağa çıkıp direnen vatandaşlara verdiğimiz sorumsuzluk zırhını TMSF'nin atadığı kayyımlara ne diye veriyoruz? FETÖ borsası tartışmaları yaşamış bir ülkede bunun izaha muhtaç olduğunu düşünüyorum.

Teşekkür ederim.