Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
Konu | : | |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 21 .02.2024 |
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Diyarbakır) - Sayın Başkan, gerçekten biraz önce baktım yani ben bu kanun teklifinin daha çok ilgili olduğum yerlerine bakmıştım ama şimdi bu maddeye de bakınca gerçekten çok vahim yani. Ben hep böyle bir yasal metni okurken avukatken "Acaba neyi saklamaya çalışıyor, neyi gizliyor?" diye 2-3 sefer okurdum gerçekten. "Mutlaka bunun içinde bir şey var." derdim. Şimdi, arkadaşlarım uyarınca baktım, neyi saklıyor, neyi gizliyor? Şimdi, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun işte "6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler..." falan filan demiş, "19'uncu ve 20'nci maddesi uygulanır." demiş. Şimdi, normalde 19 ve 20'ye bakarsınız, buna ilişkin bir şey olması lazım. 19-20'ye gidiyorsunuz, 19-20 de başka bir şeye atıfta bulunuyor yani olağanüstü hâl döneminde çıkmış bir kanun hükmünde kararnameye atıfta bulunuyor ve düzenleme -biraz önce milletvekilimiz açıkladı- gerçekten vahim yani şöyle vahim: Hukuk tekniği açısından da vahim.
Şimdi, düzenleme aynen şu: "İcra edilen her türlü adli ve idari önlemler kapsamında görev alan kişiler ile olağanüstü hal süresince yayımlanan kanun hükmünde kararnameler kapsamında karar alan ve görevleri yerine getiren kişiler, bu karar, görev ve fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz." diyor. Ya, Sayın Başkan, tamam da TMSF'den kayyum atansın, tecrübeli falan filan. Peki, bu "Atanan kayyumların idari, mali, cezai sorumluluğu olmaz." ne demek Gerçekten hangi dönemde yaşıyoruz? 2024'teyiz, darbeden geçmiş sekiz yıl. Bakın, olağanüstü hâl Anayasa'nın 119, 120, 121'inci maddeleri uyarınca geçici süreyle olağanüstü hâlin ilan edildiği nedenle sınırlı olarak ilan edilir ve kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi de olağanüstü hâl dönemiyle sınırlıdır. Olağanüstü hâlin ilan edildiği nedenle sınırlıdır. Şimdi, o döneme özgü olarak bir kanun hükmünde kararname çıkarılmış. Türkiye bir darbe girişimiyle karşı karşıya kalmış. Ben o darbe Komisyonunun da üyesiydim Parlamentoda ve sonuçta "müthiş" bir yapılanma var, tırnak içerisinde ifade ediyorum cemaate ait, FETÖ'ye ait neyse adı nasıl adlandırılacaksa büyük mali gücü var ve bunun tasfiye edilmesi lazım. Nasıl tasfiye edildiğini biliyoruz, ne türlü yolsuzlukların yapıldığını biliyoruz, nasıl ganimet diye bakıldığını biliyoruz o mallara, o mal varlıklarına ve dolayısıyla o ganimet paylaşılırken bunda görev alanlara bir sorumsuzluk getirilmiş. Bunda görev alanlara o dönemde paylaşılırken veya devlete işte geçirilirken, tasfiye edilirken, birilerine satılırken falan hepimiz biliyoruz arkadaşlar. Yani o dönemdeki satılan mal varlıklarının nasıl bir yağmaya dönüştüğünü biliyoruz. Neyse. O görev çerçevesinde verilen bir düzenleme var. Şimdi gelmişiz 2024'e Sayın Genel Müdürüm, 2024'e gelmişiz. "TCK çerçevesinde işte bir düzenlemeyle ilişkili olarak kayyum atanacak." diyorsunuz. Atanır tamam, mahkeme karar verir ama kimin atanacağına karar veriyorsunuz burada, hangi kurumdan? Aşağı yukarı bellidir o insanlar 10-15 kişiyi geçmez, bir de onlara özel bir koruma veriyorsunuz. Peki, şimdi, yani Türkiye'de hukukun yargının tamamen bağımsız, tarafsız olduğunu düşünebiliyor muyuz? Bu ceza yasası kapsamında herkes terörist olabilir, bu maddeler kapsamında herkes istisnasız, bu kapıdan çıkınca sizler de olabilirsiniz dönem değişir, herkes olabilir bu tanımlar uyarınca. Ya, beğenmediğiniz bir muhalifi, beğenmediğiniz bir iş adamını bu kanun çerçevesinde daha soruşturma açılırken, kovuşturma açılırken mal varlığına el koyarsınız, gönderirsiniz TMSF'ye. TMSF'den bir tane kayyum atarsınız dersiniz ki: "Bak güvencen de var, istediğin gibi bunu mağdur et." 2024'teyiz, bizim böyle bir güvencemiz yok, milletvekiliyiz, hangi güvencemiz var bizim? İfade özgürlüğü konusunda bile bir güvencemiz yok. Atanan bakın, bir şirketi yönetmek için atanan bir malı varlığını idare etmek için atanan bir kayyuma neden cezai, adli, yani önceden diyorsunuz ki: "İstediğin hukuk dışılığı yapabilirsin, istediğin her şeyi yapabilirsin. Senin hakkında idari soruşturma açmayacağız, mali soruşturma açmayacağız, cezai soruşturma açmayacağız." Böyle bir düzenleme nasıl ya, gerçekten de insan çıldırıyor gerçekten ya bu dönemde. Ya, nasıl bu, yani bu maddeye nasıl konmuş gerçekten yani bu düzenlemenin içerisine? Niye ihtiyaç duyulmuş buna, neden yani? Önceden diyorsunuz ki hani darbe döneminde anladık, anlamıyorum da hadi diyelim ki onun bir izahı var, o dönemle sınırlı olmak üzere, 2024'te, bundan sonraki bütün dönemler bakımından, el konulacak mal varlığı bakımından atanacak 5-10 tane kayyum var, onlara güvence veriyorsunuz Hükûmet olarak. "Hiçbir şey yapmayacağız sizin hakkınızda." Böyle bir şey var mı gerçekten ya? Ya bakın, yani bu düzenin adı hukuk devleti değil, bu faşizm ya başka bir şey değil. Cumhurbaşkanı emredecek mal varlıklarına el konacak bir soruşturma açılacak mal varlıkları talan edilecek ya bu maddeyle ve o kayyumlara güvence veriyorsunuz. Bunun da anlamı bu. Bunu yapamazsınız ya, bu kadar kötülüğü kendinize yapamazsınız. Bu kötülük, yani bunun arkasında bir iyi niyet falan filan aranamaz yani mümkün değil. Bu bir kötülük hâli gerçekten. Bu, önceden insanları suça teşvik etmek, suç ortağı olmak, ya Parlamento nasıl suça ortak olur? İnsanlara diyorsunuz ki: "Biz sizi cezasız bırakacağız." Önceden bu bir cezasızlık hükmü arkadaşlar. Ve Parlamento bunu yapacak. Nasıl yapar bir cezasızlık hükmünü buraya koyar? Darbe dönemiyle sınırlı olması gereken bir düzenlemeyi kalıcı hâlde nasıl koyarsınız? Bir mal varlığını idare edecek olan insanlara nasıl güvence verirsiniz; mali, idari ve şey güvencesi verirsiniz? Bence ara verelim bunu bir daha düşünün gerçekten, bu yani felaket bir şey yani. Bu, bakın, eğer Türkiye'nin gündemi böyle bir şey olmazsa kıyamet kopar gerçekten ya, hukuk devleti olan başka bir devlette bu kıyamet kopar ya. Sizin açınızdan da kötülük, kim buraya koymuşsa, neyi düşünmüşse veya şimdiden hangi malı kestirmişse, kimin malını, hangi holdingin malını kestirmişse buraya bunu koymuş. Ara verelim, bir yemek arası verelim, yemekten sonra devam edelim Sayın Başkan. Yani bunu oylamayın bence bu şekliyle, bu hâliyle ve izahat versin.