KOMİSYON KONUŞMASI

DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Genel Kurula inmem gerekiyor, o yüzden bitişi üzerine kısaca bir değerlendirme yapacaktım.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Öncelikle iki gün boyunca bize desteklerini sunan kavaslara, hocalarımıza, Türkiye Barolar Birliğinden gelen temsilci arkadaşlarımıza teşekkürlerimizi iletiyorum. Bizi sadece sabırla dinleyen milletvekillerimize teşekkürlerimizi iletiyorum.

Bakanlık tarafından Komisyonumuza tevdi edilen sekizinci yargı paketini iki gündür konuşuyoruz, tartışıyoruz, katkı ve değerlendirmelerimizi iletiyoruz. Aslında buradaki amacımız da hukuka ve adalete hizmet etmek ve halkımızın bize emanet ettiği bu vekillik görevini en iyi şekilde yerine getirebilmekti. Fakat ne yazık ki aylardır kamuoyunda pek çok kesim tarafından büyük bir beklentiyle Meclise gelmesi beklenen bu yasa âdeta büyük bir hayal kırıklığı oldu hem bizler açısından hem de aslında kamuoyunda bu beklentiyi duyanlar açısından. Yüz binlerce mahpus ve onların yakınlarının beklediği cezaevlerinde giderek artan işkence ve hak ihlallerine dair tek bir düzenleme burada konuşulmadı, hatta ve hatta konuşmak isteyen bizlere karşı da maalesef ki tahammülsüzlüklerle karşı karşıya kaldık.

Demokratik bir hukuk devletinde yani her hukuk devletinde en güçlü şekilde korunması gereken, en temel insan hakkı olan yaşam hakkının ihlal edildiği, ölüm döşeğinde tahliye edilen veya cezaevinde hayatını kaybeden hasta tutsaklara dair olumlu tek bir düzenleme maalesef ki bu kanunda, bu torba yasada yer almadı. Âdeta ikincil mahkemelere dönüşmüş olan infaz yakmalar ve idari gözlem kurullarına dair tek bir belirlilik ve kriter maalesef ki bu tasarıdan çıkmadı.

Yine, tecridin giderek tüm cezaevlerinde ağırlaşarak yayılması ve tabutluk bir hâl haline gelen Y ve S tipleri cezaevlerinde insanlık dışı koşullarla tutulan, başlı başına işkence olan bu sistemde hiçbir şekilde düzeltilen bir maddeyle karşı karşıya kalmadık. Yalnızca cezaevlerinde tutulan mahpuslar değil, yine çocuk ve aileleriyle de mağdur edilmeye devam ediliyor. Bu bağlamda, ağır hasta çocuğu olan anneler yönünden de sağlanan infaz erteleme haklarının da babaları tarafından da sağlanması anayasal eşitlik bakımından da vicdani olarak da bir talep olmasına rağmen maalesef ki bu pakette göremedik.

Yine, ağır hasta mahpuslar hakkında tüm engellere rağmen bürokratik, fiziki, siyasi, ve yasal tüm zorunluluklara rağmen ATK'den alınan "Cezaevinde kalamaz." raporları derhâl ve doğrudan icra edilmesi gerekirken tutukluların tahliyesi, hükümlülerin infaz ertelemesi mahkeme onayına sunularak engelleniyor ve engellenmeye de devam ediliyor; maalesef ki bu pakette de buna ilişkin tek bir hüküm yer almadı. Bu ve gelecek sorun devam ederken halk, hukuki güvencesizlik, belirsizlik, yapısallaşmış bir hukuksal düzenin etkisinden âdeta giderek güvenini kaybetti ve kaybetmeye de devam ediyor.

Bu yargı paketi içindeki İcra İflas Kanunu, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu, CMK -organize sanayi bölgesinde- pek çok kanun olduğu hâlde asıl amaç, cezaevlerini doldurmaya devam etmek. Anayasa Mahkemesinin verdiği kararlara rağmen bu kararları hiçe sayan, bu kararların ucundan kenarından dönerek tekrardan ve tekrardan hukuku ayaklar altına alan bir yargı paketiyle karşı karşıya kaldık.

Bu pakette Anayasa Mahkemesi kararına rağmen, hukuk ilkelerine rağmen toplumun menfaatine aykırı her türlü teklif ve yasa bulunduğumuz her yerde âdeta devam etmekte. Biz buradan tekrardan şunu ifade edelim: Her ne kadar bu Komisyondan bu yasa tasarısı Meclise gitmek için geçse bile bizler bu söylediklerimizin mücadelesini Genel Kurulda da ve Genel Kuruldan geçmesi durumunda da tekrardan ta ki bu haklar korunana kadar kadar, ta ki yaşam hakkını güvence altına almaya kadar bu mücadeleyi sürdüreceğimizi ifade etmek istiyorum.

Teşekkürler.