VELİ AĞBABA (Malatya) - Şimdi, ben burada tekrar soruyorum -biraz da hanımefendiler laf attığı için sesimizi yükselttik- diyorum ki: Eski vekillerden kaç tane danışman var sarayda?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hükûmet duydu bunu.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Danışman listesini bir alalım, sarayda kim danışman, kimler danışman bir bakalım ya da bu kamu kurumlarında, kamu ortaklıklarında kimler danışman, kimler yönetim kurulu üyesi bilelim. Örneğin, Vakıfbankta, Ziraat Bankasında kimler yönetim kurulu üyesi? Ben buradan iftira etmiyorum ki... Ömründe bankaya para çekip yatırma dışında bankayla ilgisi olmayan adamlar, ilgisi olmayan insanlar, eski vekiller bankaların yönetim kurulu üyesi, bankaların yönetim kurulu başkanı. İstanbul'da belediye başkanlığı yapan birisi bir bankanın yönetim kurulu üyesi, AK PARTİ'de yöneticilik yapan arkadaşlarınız bankanın yönetim kurulu üyesi; bunların bankayla uzaktan yakından ilgisi yok. "Liyakat" dersiniz anlarım ama bunlar ömürlerinde bankaya para çekme, yatırma dışında bir şey yapmamışlar ya da TÜRK TELEKOM gibi, diğer kurumlar gibi... Örneğin, o jölelinin ismi neydi? Sizin çok sevdiğiniz bir jöleli var ya... Örneğin, jöleli, TÜRK TELEKOM'un yönetim kurulu üyesi. Bazı yönetim kurulu üyeleri var, ömürlerinde TÜRK TELEKOM'la, telefonla ilgisi... Telefon geldiği zaman açıyorlar, telefon geldiğinde de kapatıyorlar. Bunlar niye bu kurumların yönetim kurulu üyesi? Bunları sormayacak mıyım ben değerli arkadaşlar?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ya, sizin belediyelerinizdeki yönetim kurulu üyeleri...

AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Onları da sen söyleyeceksin.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Onu da araştıralım, onu da sen söyle! Hodri meydan!

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Söyleyeceğim ama sizin dilinizi biz kullanamıyoruz, beceremiyoruz diyalektik dilini. Biz gerçeklerle ve belgelerle konuşuyoruz.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Söyle Yaşar Bey, hodri meydan! Kim liyakatsiz bir yere gelmişse...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Sayın Kırkpınar, bırak konuşsun. İstiyorsan sonra konuşursun.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Beni bırakmadı, konuşayım.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Hayır, konuştun sen.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Böyle ben memnunum, Yaşar Bey laf atsın, ben memnunum.

Şimdi, kim liyakatsiz bir yere gelmişse -CHP'li, MHP'li, AK PARTİ'li- kim bu fakir fukara işsizken haksız yerde bir görev yapıyorsa hepsi araştırılsın, hiç sorun yok.

Bir başka konu; "İletişim Başkanlığı" diyordunuz ama biz "trol başkanlığı" diyoruz ona. Bakın, o kadar ahlaksızca işler yapıldı ki hepinizin vicdanının yaralanması lazım. Bir siyasi partinin lideri terör örgütüyle aynı videoda, aynı karede gösterildi. Bunları yapan alçaklardır, bunları yapan şerefsizlerdir; bunu kimse savunamaz. Ya, siyaset... Rakip olabilirsin ama Kemal Kılıçdaroğlu ile PKK'nın militanlarını aynı videoda montaj yaparak göstermek siyasi tarihimizin gördüğü en büyük ahlaksızlıktır. Bunu da söyleyeyim. Bu nereden yapılıyor? Bizim bütçemizden yapılıyor. Bu, âdeta bir trol ordusu kurmuş, trol ordusu muhaliflere saldırıyor.

Şimdi, Cumhuriyetin 100'üncü yılı... 100'üncü yıl bir başka ülke için de bizim için de önemli. 100'üncü yıl kutlamaları için İletişim Başkanlığı görevlendirildi, maalesef yalan haber yayma, kurgu videolardan fırsat bulup cumhuriyetin kuruluşuyla ilgili hiçbir şey hazırlamadılar, üç yıl boyunca bir şey yapmadılar; 100'üncü yıla, 29 Ekime bir hafta kala akıllarına geldi, çeşitli etkinlikler yapmaya çalıştılar ama geçmişe bakalım; geçmişte, 50'nci yıl ve 75'inci yıl kutlamalarında ne yapılmış bakalım. Cumhuriyetin 50'nci yılında Meclis Başkanı tüm partilerin katılımıyla komiteler oluşturmuş, ayrıca bir kanun çıkararak 26-30 Ekim 1973 tarihinde Türkiye'de yapılacak kutlamaları organize etmiş, çocuklar ve gençler için TRT programlar organize etmiş, çok çeşitli şeyler yapılmış. Cumhuriyetin 75'inci yılı etkinlikleri nedeniyle dönemin Devlet Bakanı Cavit Kavak koordinatör olarak atanmış, 450 proje ele alınırken 152'si hayata geçirilmiş. 1998 yılında yaklaşık 40 milyon dolar kutlama için ayrılmış ve çok çeşitli ve etkinlikler yapılmış. Ayrıca, Dışişleri Bakanlığınca Körfez ülkeleri, Avrupa, Afrika, Amerika, Kanada'da etkinlikler yapılmış ama maalesef, cumhuriyetin 100'üncü yılını kutlamak son üç güne sığmış oldu.

Şimdi, bir başka önemli konu; biraz önce Sayın Yaşar Kırkpınar Türkiye'de herkesin ne kadar güvence altında olduğunu söyledi, ben de birkaç örnek vermek istiyorum: Zorla çalıştırılan, sokakta satıcılık ve dilencilik yaptırılan çocukları korumak, ailelerini desteklemek, çocukların okula devamını sağlamak üzere her ilde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı olarak çocuk koruma mobil ekipleri oluşturulmuştur. 375 ekiple müdahale edilen çocuk sayısı son dört yılda 43.873 olmuştur, 43.873; bizim Hekimhan ilçemizin 2 kat büyüklüğünde. Çocuk sokakta ne yapıyor? Sokakta dileniyor. Bu, resmî rapora göre bir rakam. Çocuk yaşta ve zorla evlilikleri önlemeye yönelik çalışmaların da çocukların yoksulluk, göçmen olma gibi özel durumları ve salgın, deprem, benzeri riskler de dikkate alınarak geliştirilmesi gerekmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, lütfen toparlayın sözlerinizi. Bir dakika vereceğim.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Başkanım, bir dakika olur mu? Bir sürü alacaklarım var sizden.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ya, tahsilat bitti ama. Tamam, iki dakika veriyorum.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Başkanım, hemen birkaç şeyim var.

2022 yılında resmî evlilikler içerisinde -cinsiyete göre, 16-17 yaş grubunda, yıllara göre azalmakla beraber- 11.520 kız çocuğun, 688 erkek çocuğun evlendiği görülmekte, 12 bin çocuğun evlendirildiği resmî raporda yer almıştır. Bu daha resmî bilinen, bir de gayriresmîler var, bunlar kayıtlı değil. 2020 yılında sosyal yardım alan hane sayısı 3,7 milyon, 2021'de 4,3 milyon, 2022'de 4,4 milyon hane sosyal yardım alıyor. Bu da yoksulluğun ne kadar derinleştiğini gösteriyor.

Diyanet İşleri Başkanlığıyla ilgili bir iki cümle söyleyeyim. Maalesef, Diyanet İşleri Başkanlığının âdeta bir Atatürk nefreti var, Atatürk'ün kurmuş olduğu Diyanet İşlerinde Atatürk anılmıyor.

Şimdi, MİT Başkan Yardımcısı da burada. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar Hâkimler ve Savcılar Kuruluna bir dilekçe gönderdi, yargı ve mafya ilişkilerinin kamuoyunun gündemine gelmesini sağladı. Sonrasında Tolga Şardan, Millî İstihbarat Teşkilatının İsmail Uçar'ın dilekçesinden birkaç hafta önce Cumhurbaşkanına konuyla ilgili bir rapor hazırlamış olduğunu yazdı. Bu yazıya erişim engeli kararı verildi, Tolga Şardan tutuklandı, sonra serbest bırakıldı. Bununla ilgili durum nedir? Onu da bilmek istiyoruz.

Bir de TRT'de neler oluyor? TRT Genel Müdürünün ve TRT'den sorumlu İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un cevap vermesi gereken konular... TRT -kamu kaynağı kullanan ama- kamu adına yayın yapmak şöyle dursun, iktidarın borazanı hâline gelmektedir. Muhalefete maalesef yer vermemeyi bir ilke hâline getiren TRT yönetimi, kullandığı kamu kaynaklarını har vurup harman savurmaktadır. Burada da bizim yani muhalefetin, tüm muhalefetin, televizyona çıkarılmayan tüm muhalefetin vermiş olduğu vergi o TRT'ye de, o TRT'yi yönetenlere de zehir zıkkım olsun, haram olsun onlara aldıkları maaşlar. Bizim paramızla bize kapatıyorlar ekranı, onu söylemek istiyorum. Ayrıca...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, doldu.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Başkanım, bugün son zaten.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Beddua ediyor Başkanım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye değerli arkadaşlar...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Dün de gelmedim Başkanım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Yani Sayın Ağbaba'nın beddua etmesiyle her şey kabul olacaksa...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Bugün cuma ya, ondan.

VELİ AĞBABA (Malatya) - İnşallah olur, zehir zıkkım olsun!

Hemen, iki dakikada bitiriyorum Başkanım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, buyurun, bir dakika verdim.

VELİ AĞBABA (Malatya) - İki dakika...

TRT Genel Müdürü Zahid Sobacı TRT'nin kötü yönetimine dair açığa çıkan konularla ilgili soru önergelerine cevap vermiyor; amcasının oğlu istisnai kadroda özel kalem müdürü görevi yapmış, diğer amca oğlunu mesaide çalışma düzenine uzak tutup gölge genel müdür gibi çalıştırmış, memleketi Tokat'tan onlarca kişiyi özel hükme tabi personel olarak işe almış. TRT'yi Tokatlılar radyo televizyonu hâline getirdiği söyleniyor. Maalesef burası da bir çiftlik durumunda. TRT'de 80 bin TL maaş verilen genel müdür danışmanlarının olduğu söyleniyor. TRT maalesef 80 bin lira danışmanlık ücreti veriyor, asgari ücret 11.500 TL iken danışmanlarına veriyor. Eş dost-akraba çiftliğine dönüşmüş durumda, bunu da kamuoyuyla paylaşmak istiyorum.

Son olarak... Dün Ulaştırma Bakanı bir şey söyledi, dedi ki: "Parası olan otoyoldan geçer, parası olmayan amcamız da devlet yolundan geçer." Memlekette her taraf ayrımcılık. Ya, Malatya'da, Sivas'ta ömründe geçmeyi hayal edemeyeceği köprüye insanlar ücret ödüyor. Sayın Bakan da "Parası olan otoyoldan geçer, parası olmayan otoyoldan geçmez." diyor ama parası olmayan, o köprüden geçmeyen, o yoldan geçmeyen amcalar, teyzeler müteahhitlere para ödemeye devam ediyor. 84 milyon vatandaş otoyolların parasını ödüyor, ulaştırmadan sorumlu Bakan da "Parası olan geçsin, olmayan geçmesin." diyor. Memleketin özeti bu.

Ben -yirmi bir gün boyunca- Sayın Başkana teşekkür ediyorum. Yirmi bir gün oldu, değil mi?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir de bütçe yaptık, kalkınma planı yaptık.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Size teşekkür ediyoruz, arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.

Tekrar, bütçenin memleketteki fakirin fukaranın dertlerine derman olmasını diliyorum.