SELİM TEMURCİ (İstanbul) - Çok teşekkür ediyorum.

Şimdi, tabii, ben biraz piyasanın içinden bir soru sormak istiyorum: Şimdi, biz burada hem yabancı para cinsinden ihraç edilen menkul kıymetlerden sağlanan gelir noktasında, kazanç noktasında yüzde 40'a kadar bir vergilendirme öngörüyoruz hem de bir vatandaş gitti, dövizini bankaya yatırdı, buradan elde edeceği gelirden veya kazançtan yüzde 40'a kadar vergilendirme düşünüyoruz. Ya, bu direkt olarak şu anlama gelir: "Ey vatandaş, paranı çek, yastıkaltına koy." Bu anlama gelir bu. Bunun hele hele menkul kıymetlerde de bu şekilde yapılması yani yüzde 40'a kadar çıkması... Elbette Türkiye'de çok ciddi bir dolarizasyon var, bunu engellemeye çalışıyoruz yani maddenin belki ana gayesi budur ama yani pratikte bunun uygulaması... Yani benim dövizden elde edeceğim gelirden devlet yüzde 40 vergi alacaksa ben onu aynen daha önce olduğu gibi, altında olduğu gibi götürüp yastıkaltı yapacağım. Hele hele menkul kıymetlerde bunun yapılıyor olması yani yabancılara "Gelip Türkiye'de borsaya girmeyin." demek olur ya da "Girecekseniz TL'leştirerek bunu yapın." demek olur. Benim, bunun faydadan çok zarar getirebileceği endişem var. Bakın, Türkiye'de şu anda DTH'lara bir bakalım yani kur korumalı mevduatla birlikte toplam döviz, dolarizasyon Türkiye'de yüzde 70'lerde, hadi kur korumalıyı düştük, yüzde 50-55'lerde. Siz şimdi yüzde 50-55'i olan, dolarlaşmış olan bir ülkede böyle bir madde getirirseniz hakikaten kayıt dışılığı arttıran bir şey olur. Burada devlette görev yapan dostlarımız, milletvekillerimiz de var; hakikaten bu konu çok tehlikeli bir konu aynı zamanda. Ben dikkatinize sunmak istiyorum, tabii ki değerlendirmeleriniz varsa da dinlemek isterim.