SEMA SİLKİN ÜN (Denizli) - En sona kalınca, aslında bütün notlarımın aşağı yukarı konuşulduğunu fark etmiş oldum ama yine de bir selam vermiş olayım bu vesileyle.

Vekillerimizin aktardıkları çok kıymetli. Yetki alanlarımız ne yani nerede başlıyoruz nerede bitiriyoruz, bunu aslında biraz çerçevelendirmek lazım. Mesela, işte, kırılgan gruplar var. İşte -önümüzde- yaz ayları geliyor ve mevsimlik işçilik var ve mevsimlik işçilerde bunların en mağduru kadınlar ve çocuklar oluyor. Ciddi bir kırılgan grup var karşımızda, onlarla alakalı bir çalışma yapabilmek bizim alanımıza giriyor mu? Daha fazla sahada olabilmemiz mümkün olabilir mi? Çünkü ister istemez, salon toplantılarını saymazsak daha çok Meclis üzerinde bir çalışma yapıyoruz. Buralardaki hareket kabiliyetimiz nedir, bunu bir değerlendirmemiz gerekiyor. Küçük gruplar olması... Yani siz Ayşe Vekilimin söylediğine bir açıklama getirdiniz ama benim zaman zaman polis gruplarıyla, küçük gruplarla görüştüğüm zamanlar oluyor, "Vekilim, kayıt almıyorsunuz değil mi?" diye hemen -yani tabii ki almıyorum da yine de- uyarma ihtiyacı duyuyorlar. Şimdi, böyle 30 kişinin olduğu bir toplantıda... Diyanet İşleri Başkanını kastetmiyorum ya da bir bakanı kastetmiyorum ama daha alt görevlerdeki isimleri, direkt sahadaki muhatap olan isimleri dinlemek çok değerli ama konuşamazlar yani karşısında 4-5 kişiden fazla olduğunda maalesef konuşmazlar; bu da bizim çözüme giden yollarımızı olumsuz etkiler. Bu şekilde grupların, 5-6 kişilik grupların... Gerekirse kurayla da olabilir yani birçoğumuz isteyeceğiz tabii ki hani bu alanlarda araştırma yapmayı, çalışma yapmayı ama bunun bir formülünün mutlaka bulunması gerekir. Yoksa biz burada yani bakanlarımız güzelce gelirler, anlatırlar, birtakım istişareler olur ama çok derinine inemeyebiliriz. Yani Diyanet İşlerindeki bir vaizenin orada yaşadığı... Ben bu arada ailesi tamamen Diyanet İşlerinde olan birisiyim. Sayın vekillerimizin haklı birtakım endişeleri olabiliyor, bunu Mecliste de yaşıyoruz ama bunun biraz bilgi eksikliğinden olduğunu da düşünüyorum, onların da kendilerini anlatmaya ihtiyacı var yani orada nelerle karşılaştıkları, nasıl mücadele ettikleriyle alakalı onların da kendilerini anlatmaya ihtiyaçları var. Bu daha küçük gruplar oluşturma meselesine bu heyetin bir çözüm bulması gerekir. Aksi hâlde burada, bu kadar kalabalık bir ekiple bizim çalışmalarımız iyi niyet temennilerinden ibaret bir çalışma olur, o da ne sizin ne bizlerin emeklerinin tam karşılığı olmaz diye düşünüyorum. Daha fazla sahaya inebilme noktasında da birtakım çalışmalar yapmamız lazım.

Bakanlarla alakalı ya da işte, bu konularla alakalı muhataplarımızla, sunum yapacaklarla alakalı bir takvimlendirme herhâlde henüz oluşmadı. Aslında öncesinde biz bunları bilirsek yani bir süre öncesinden bilirsek o alanlarda yapılabilecek çalışmalarla ilgili -benim de bir kanun teklifim olacak mesela- önerilerimizi de onları bulmuşken dile getirmiş oluruz. Ama meselenin asıl çözümü, evet, bakanın iradesidir ama aşağıda çalışan, alt kadrolarda çalışan yetkili arkadaşlarımızla istişare daha önemli bu meselelerde.

Tekrar teşekkür ediyorum.