Komisyon Adı | : | (10/983,984,985,986,987,988) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Komisyonun çalışma takvimine, Komisyonda görevlendirilecek uzmanların belirlenmesine ve Komisyona davet edileceklerin tespitine ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 24 .04.2024 |
ŞAHİN TİN (Denizli) - Deniz Bey, bakın, bazı söylemleriniz doğru, güzel, haklılık var. Şimdi, Deniz Bey, bakın, biz sizinle bu konularla ilgili, daha önceki komisyonlarda da... Bizim Komisyona da geliyorsunuz, biliyorsun, Sanayi Komisyonuna...
BAŞKAN ATAY USLU - Komisyona konuşalım, birbirimize de konuşmayalım.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ben de KİT Komisyonuna bekliyorum sizi.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Ben sizin kadar yapamam, sadece teşekkür eder çıkarım.
BAŞKAN ATAY USLU - Karşılıklı konuşmadan.
Buyurun Şahin Bey.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Şimdi, ben bilmiyorum, borcu silindiyse, zaten suçlu varsa cezalandırmalı. Bence o çok büyük bir hata, büyük bir vebal yani kanunsuzluk, o konularda kesinlikle acımamak lazım. Bir kere biz şirketin taraftarı değiliz buradaki insanlarla. Biz bir yerin tarafı değiliz; biz aslında kazanın sebepleri, bunun sonuçları, bundan sonraki süreçte neler yapılabilir, nasıl önlemler aldırılabilir, eksikler varsa bunun ortaya konması... Yani bir de mesela konuşmada şunu yapıyorsunuz: Basına açıklama yapar gibi. Biz basın değiliz ya, ben milletvekiliyim, sen de milletvekilisin Deniz Bey. Yani "Bazı faydalı bilgileri aktarın. Şöyle şöyle bilgiler var benim elimde, bunları size aktarıyorum." deyin, aktaralım. Buradaki toplantımızın gündemi -biraz önce arkadaşlarımız söyledi sayın vekillerimle- nedir? Çalışma takviminin belirlenmesi, çağrılacak kişilerin belirlenmesi, ondan sonra da Komisyona davet edecek kişiler ve uzmanlar, kiminle, hangi uzmanlarla çalışacağız; bitti.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ama kimi neye göre çağıracağız kısmını da açıklamanın ve birbirimizin bilmesinin de haklı olduğunu düşünüyorum.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Ya, Deniz Bey, Allah aşkına, çocuk muyuz ya" Çağırırken adamı bebek bakıcısı diye mi çağıracağız? İnsanlar belli zaten. İşte mühendisler çağırılacak, "Bakan" diyorsunuz, Bakan çağırılacak ya da Bakan Yardımcısı çağıracağız yani.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ama şimdi ben mesela burada ikinci bir şirketin daha varlığının olduğunu belirtmesem, desem ki "Çağırın," diyeceksiniz ki "Niye çağırıyoruz?" diyeceksiniz.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Hayır, iyi yaptınız, güzel. Bu konuda bir şey demiyorum, mesela burası doğru. Ben bilmiyordum, siz aydınlattınız. Bakın, doğruya "doğru" diyoruz, yanlışa "yanlış." Yani demek istediğim bu. Şimdi, biraz önce mesela çok arkadaşlarımız, sağ olsun, burada gerginlikler de oldu...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bu arada şu belgeyi de verebilirim, 7 milyon 200 bin dolar SSR Miningin kendi resmî sitesinde, raporunda; var vergi, ceza, faiz indirim tutarı uygulanmış.
BAŞKAN ATAY USLU - Arkadaşlar, her türlü belgeyi Komisyona iletebilirsiniz, Komisyon sekretaryasına.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Bakın, şimdi, teşvikler, şeyler, şimdi, bilmiyorum...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - O yüzden Maliye Bakanlığının yetkilileri gelsin dedim zaten yani gelsin anlatsınlar işte.
BAŞKAN ATAY USLU - Arkadaşlar, zaten biz bu toplantıyı onun için yapıyoruz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yazıyor burada, "tax" diyor, vergi de diyor.
BAŞKAN ATAY USLU - Bakın, Deniz Bey, bu tür belgeler varsa sekretaryaya iletirsiniz biz ilgili kurumlardan bilgi almak gerekiyorsa alırız veya çağırırız. Onun için zaten bu usulü yapıyoruz.
Buyurun.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Şimdi, burada gerçekten amacımız, az önce vekilimiz bahsetti, tabii ki farklı sesler olacaktır, değişik fikirler olacaktır. Biz buna hayır demiyoruz zaten, hayır dersek o zaman ben burada olamam yani burada bizim olmamamız lazım ama bu işin bir usulü ve yöntemi var yani konuşma sistemi var, adabı var, yöntemi var. Biz çocuk değiliz ki yani bize bir şeyler... Diyebilir ki: "Şöyle bilmediğimiz bir konu var, bunu araştıralım arkadaşlar." Ben sunarım yani altıncılıkla ilgili mesela "Bilen arkadaşlar varsa..." deyin, bilgi isteniyorsa ben veririm mesela, anlatabildim mi demek istediğimi? Vergiler uzmanlarına söylenir. Bir de uzun zaman, bir saat, yarım saat veya bazı konularda siyaseten bir de suçlayıcı... Ben tarafım sonuçta ya, Komisyonda hepimiz ayrı partilerdeniz. Şimdi ben buradan kalksam CHP'ye bir yüklensem cevap vermeyecek misiniz? Vereceksiniz. Şimdi, diyor ki: "AK PARTİ, Hükûmet, bakan..." onlar bizim bakanlarımız. Ben burada şimdi hâkim değilim, savcı değiliz biz burada bir kere.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani hatalı bile olsa savunuruz diyorsunuz.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Ya, bir dakika Deniz, bir bitireyim. Bak, bir şey dedim biraz önce? Bir şey demedim. Müsaade edin lütfen.
Hâkim değiliz, savcı değiliz; ya, biz burada yargılamayacağız bir kere. Gelen insanları dinleyeceğiz, sonra kamuoyuna duyuracağız, kamuoyu ya da gerekli devlet yetkilileri, kurumlar varsa cezası, çekecek. Sonuna kadar varım bu konuda, örtbas edilmesin, aynı görüşteyiz ama bunun...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Çeken var mı?
ŞAHİN TİN (Denizli) - Efendim?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Şu ana kadar hiç çeken var mı?
ŞAHİN TİN (Denizli) - Ya, ben orasını... Şimdi bir şey mi söyleyeceğim sana? Mahkemesi var, araştırması var, cezası yapılıyor; içeride olanlar var, tutuklu olanlar var, devam ediyor.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Öyle olmadığı için işte bu kadar araştırma...
ŞAHİN TİN (Denizli) - Yani ben şimdi bununla ilgili size niye bilgi vereyim, ne diyebilirim?
BAŞKAN ATAY USLU - Şimdiye kadarki birçok kazada yargılanan, tutuklanan, cezasını alan var; yok diyemeyiz ki, var.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Yöntem şu...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Hiçbir bakanın sorumluluğu yok mesela, sizdeki genel, ana konuya yaklaşımınız açısından.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Yani Cumhur Bey biraz önce bir şey söyledi de ben ona, hepsine katılıyorum, bunda bir sıkıntımız yok; dinleyelim birbirimizi, sabredelim ama sabrederken de usul ve yöntem de doğru olmalı arkadaşlar. O zaman ben buradan, diyelim ki sizin değerleriniz ya da şeylerle ilgili, lideriniz ya da herhangi bir şey sıkıntı...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Öyle bir ifadeyi kullanmadım Vekilim.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Bunlara gerek yok.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ben de kelimelerimi seçerek konuşuyorum yani görüyorsunuz.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Anladım da Deniz Bey ama bakın, öyle olmasına rağmen bu duruma geldik ya; etmeyin yani.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani siz biraz niye böyle savunmaya geçtiniz, anlayamadım.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Benim şeyim şu, bakın, şimdi mesela toplantı yaptık ya, bitirdik, gidin basın açıklaması yapın; böyle böyle, oturun bunu bir saat boyunca, iki saat boyunca anlatın. Bu usul bize uygun değil, ben burada çocuk değilim, ben bunu kabul etmiyorum, bu yöntemi doğru bulmuyorum, bunu anlatmaya çalışıyorum, lütfen... Ama şunu deyin: "Şu arkadaş, şu şirket çağrılmalı." Evet. "Şu adam çağrılmalı." Evet. Bu durumda, bunda hemfikiriz, lütfen yani. Açıp da ben yapıyor muyum burada, yapan var mı sizden başka? Kamerayı açıyorsunuz böyle, kime anlatıyorsunuz?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ya, açacak, bu hakkımız zaten.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Ya, Deniz Bey, ben doğru olmadığını söylüyorum sadece, yanlış olduğunu söylüyorum.