ŞENOL SUNAT (Manisa) - Teşekkür ediyorum.

Çok teşekkür ediyorum Devlet Su İşleri yetkililerine.

Şimdi, su kaynakları, yer altı suları ve toprak kirliliğiyle ilgili numuneler alınıyor ama bu numunelerin şeylerine baktığımızda -tabii, ne kadar, elimizde olan fazla bir veri yok ama- sınırları aşmadığı gibi yani ağır metaller veya zehirli maddeler açısından sınırları aşmadığı gibi veriler var. Şimdi, bakıyoruz, Ankalab ve FEBAS gibi bu tür analizleri yapan, belki de akredite olmuş 2 laboratuvar var. Ben Komisyona şöyle bir teklifte bulunmak istiyorum: Oradan alınacak numunelerin bir başka akredite olmuş laboratuvar tarafından da değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum yani bu konuda bir araştırma yapılsın. Hatta, bu gittiğimizde -tabii, bu bizim işimiz değil ama en azından yetkililerin, Devlet Su İşlerinin- bir başka laboratuvarda hem su örneklerinin hem de toprak örneklerinin belli yüzeylerden alınacak numunelerinin tekrar bir değerlendirilmesinin yapılmasına ihtiyaç var. Tabii, bunun kıyaslanması gerek, daha önce alınan verilerle yani olay olmadan önceki verilerle de kıyaslanması gerekiyor.

Şimdi, "heyelan" deniyor buna da bir kayma oldu; işte, fazla yüklemekten dolayı yığın liçi Sabırlı Deresi'ne doğru aktı. Hiç yağmur yağmadı mı? Sayın yetkililer, size de sormak istiyorum. Şimdi, tamam, normal liç alanında membranlar vardı, zaten devamlı damlama sistemiyle toprak ıslatılıyordu ama bir geçirgenlik olmadığı için bir şekilde toprağa ve suya fazla etkisi olmayan bir alanda cevher zenginleştiriliyordu. Şimdi, bu yığın liçinin Sabırlı Deresi'ne doğru kaymasıyla... Bu bölgede hiç yağmur yağmadı mı? Bu yağmurlar neticesinde içinde birçok ağır metalin olduğu, siyanürün olduğu yani metalik maddeler toprağa geçmedi mi, suya, yer altı sularına geçmedi mi? Bunların araştırılması önemli. Devlet Su İşlerinin de bu konunun üzerinde daha fazla değerlendirme yapmasının önemini bir kere daha vurguluyorum.

Teşekkür ediyorum.