KOMİSYON KONUŞMASI

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, Bakanlığımızın çok değerli temsilcileri, çok değerli katılımcılar; ben de hepinizi sevgi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, ben bu işin mutfağından geldiğim için biraz böyle rahat, serbest konuşacağım, örnekler vereceğim izin verirseniz. Konular biraz çok dağıldı, daha sonra maddeler hâlinde görüştüğümüz zaman görüşlerimizi söyleyeceğim.

Sayın Başkanım "Lüks restorana gitsin." dedi ya, şimdi ben bir hikâyeyle başlamak istiyorum: Adamın birisi çok lüks bir balık restoranına gider, balık ister, balık gelir ve şef bakar ki adam balığa hiç dokunmamış, der ki: "Beyefendi, niye balığa dokunmadınız?" "Ya, biraz konuşmak istiyorum balıkla." der. "Peki, siz balığın dilinden anlar mısınız?" "Anlarım." der. Biraz sonra gelir, yine balığa dokunmamış "Peki, ne konuştunuz?" "Ya, ben yirmi gün önce ayakkabımı denize düşürmüştüm, balığa sordum; balık üç ay önce denizden ayrılmış."

Şimdi, aslında biz bu fahiş fiyatlarda geç kaldık, bunu kabul etmek lazım. Altüst oldu piyasa, ondan sonra konuşuyoruz, birileri şampiyon oldu.

Bakın, dün akşam ben bir şey yaşadım arkadaşlar. Dün akşam eşim rahatsız diye Meclisten saat dokuz sıralarında ayrıldım. Şimdi, bizi bağlıyor, bu Komisyonu bağlıyor. Demin -sağ olsun- bizim arkadaşımız Antalya Milletvekili Abdurrahman Başkan dedi ki: "Biz normalde 3,5 Bakana bağlıyız." Doğru.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Buçuk kim ya? Yanlış anlaşılma olmasın. Birisine "buçuk" diyoruz diye bizi eleştirmesinler yani.

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Yani Ticaret Bakanı var, Sanayi Bakanı var, bir de Ulaştırma Bakanı var.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Sonradan gelirler, kapımıza dayanırlar "Bize 'buçuk' diyorsunuz." diye.

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Şimdi, arkadaşlar, bu çok önemli bir konu. Bir şeyin tanımını burada yaparken o tanımı doğru yapmak lazım. Şimdi, piyasada un ve unlu mamuller... Fırın un ve unlu mamullere girmiyor. Belediyeden izin alacağınız zaman fırınlara apartman altına izin verilmez "un ve unlu mamuller" diye alınır, sonra ekmek çıkartır. Dün akşam eşim bana dedi ki: "Eve gelirken bir ekmek ile su getir, başka bir şey istemiyorum." Ben, burada, izninizle bir fotokopi yaptım, size dağıtmak istiyorum Başkanım, bunu arkadaşlara dağıtırlarsa... Ekmek 10 lira değil arkadaşlar, aldığım ekmek de belli. Bakın, marketin adını söylemeyeceğim reklam olmasın diye, ben 21.39'da markete gitmişim, mecbur kalmışım. Ne diyor? "Ekşi mayalı ekmek" Samimi olarak söylüyorum yani 10 liraya satılan ekmek büyüklüğünde bir ekmek, 59 lira 90 kuruşa aldım, belgesi burada. Biz, fahiş fiyatları konuşurken aslında bunların üzerine gitmek zorundayız. Bugün, ekmeğin fiyatı...

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Ticaret Bakanlığımız bunu delil kabul eder mi?

TİCARET BAKAN YARDIMCISI MAHMUT GÜRCAN - Ederiz Sayın Bakanım zaten üzerinde var.

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Bende barkodu da var, çektim.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Katma değer katmıştır.

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - "Ekmeğin fiyatı yerel seçimlerden önce artırılsın mı artırılmasın mı?" diye konuşuldu, herkes dedi ki: "Ayağınızı gazdan çekin." Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz. Şimdi, Fransız ünlü gazetecinin çok güzel bir sözü var, der ki: "Fırtınanın şiddeti ne olursa olsun, martı sevdiği mavi denizden asla vazgeçmez." Biz, ekonomik dalgalanmanın şiddeti ne olursa olsun bu ülkede yaşamaktan vazgeçmedik, geçmeyiz; sanayicisi de taciri de tüccarı da bu ülkeye hizmet etmek için vardır. Bu ülkede yaşayan insanların hayat standardını ne kadar yükseltirsek o kadar mutlu oluruz. Biz, şimdi, tavuk mu yumurtadan çıktı, yumurta mı tavuktan çıktı; onu tartışıyoruz burada. Ben de ticaretin içinden geldim, 4 dönem de oda başkanlığı yaptım. Şimdi, bu üç yıldır perakende ticaret yasası çıkmıyor, marketler yasası... 2009'da Sayın Başkanım seçildikten sonra 2009'dan sonra, bakanlığa en az 7 tane yazım var, Türkiye Odalar ve Borsalar da dâhil. Cevdet Bey, Cumhurbaşkanı Yardımcımız Covid döneminde Zoom'dan bizim bir toplantıya katılmıştı, orada da marketler yasasını konuşmuştuk, hal yasasını konuşmuştuk. Biz, bunları halledemezsek değerli arkadaşlar, AVM lobisini, zincir marketler lobisini, faiz lobisini çözemezsek fahiş fiyatların önüne geçemeyiz.

AVM'ler ne istiyor? Türkiye'de geçen sene 435 tane falan aktif AVM vardı, ne istiyor, biliyor musunuz? Türk lirasıyla kira vermek istiyor, cirodan kira vermek istemiyor. AVM'ler lobisini bir araştırın, Türkiye'de 3 ya da 4 firma kiraya veriyor. Hakkâri'de AVM açın, İzmir'de AVM açın, kimden alacağınız bellidir. Bunları da konuşmak lazım, maliyetler artırıyor fiyatları, maliyetler artırıyor.

Şimdi, demin Ömer Bey söyledi, akaryakıta gelen zamlar bütün hepimizi etkiliyor, hepimizi etkiliyor. Hal yasasının muhakkak çıkması lazım, AVM'lerin bir gün tatil edilmesi lazım. Fırıncılar bile tatil istiyor arkadaşlar, fırıncılar bile diyor ki: "Nöbetçi fırın olsun küçük kasabalarda, bir gün tatil yapalım."

Şimdi, biz dayanıksız tüketim mallarını konuşmuyoruz; işte, sebzeydi, gıdaydı. Şimdi, Sayın Maliye Bakanı diyor ki: "Mayıstan sonra enflasyon düşecek." Evet, bunu herkes biliyor, evdeki 3 yaşındaki çocuk da biliyor. Neden düşecek? Mevsimden dolayı düşecek, bir de mevsimsel işçiler var, onlar düşecek; bunlar hep birbirinin zinciri. Biz burada doğruları konuşmak zorundayız. Sayın Başkanım ne dedi? "Doğruları konuşacağız, doğruyu bulacağız, Meclise götüreceğiz." Şimdi, biz burada tartışırken doğruları konuşmazsak doğruyu bulamayız açıkçası.

CEVAHİR UZKURT (Niğde) - Başkanım, çok özür... Doğruyu konuşalım da yükselirken Bakanın yanlış uygulaması, düşerken mevsimsel etkiyi söylersek bu da çok doğru olmaz yani.

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Şimdi, bakın, bu ülkede faiz yüksekken... Bakın, bugün bir sanayici yüzde 60'tan, yüzde 65'ten -içimize sanayiciler arkadaşlar var- bankadan kredi kullanırsa maliyetleri düşüremezsiniz, düşmediği için de enflasyon düşmez. Amerika'da yıllar önce -yanılmıyorsam- "Fisher Metodu" diye bir metot uygulanmış, hem faizler yüksek hem enflasyon yüksek; mümkün değil arkadaşlar, birbirimizi kandırırız, sadece burada tartıştıklarımızla kalırız, isterse Mecliste kanunun çıkartın. Rekabet Kurulu, çok tehlikeli. Günü niye sınırlıyorsunuz? Günü uzatın, belge istenecek, bir şey istenecek, gün uzasın. Kooperatifler tamam, karşı değilim; odaları da ortak edin, odalar da işin içine girsin, o arkadaşlar o bilgi işleme dâhil edilsin, girebilsin; bütün odalar destek verir.

Şimdi, Sayın Başkanım Türkiye Odalar Birliği Başkanını arasa bütün odaları harekete geçirir madem... Bu arkadaşlar, 91 bin kişi, altı sene yatacakmış, yatmasın; hiç kimse onlara o ceza verilsin istemez.

Şimdi bir taciri, tüccarı altı gün kapatmak ne demektir biliyor musunuz? Belki üçüncü kuşaktır ve hayatta artık o memlekette iş yapamaz.

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Niye kapatalım Müdürüm? Nail ağabey, niye kapatalım?

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Cezayı veriyoruz.

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Bir sebebi olması lazım?

AHMET ÇOLAKOĞLU (Zonguldak) - Art niyetli değilse...

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Niye kapatıyoruz?

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Tamam arkadaşlar, karşılıklı konuşmayalım, bitirsin.

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Ama bakın, Sayın Vekilim, cezaları 10 katına, 20 katına artırıyorsun; cezayı artır, cezayı ver ama altı gün kapatma; o kapatmayı bir daha hayatında silemez.

Şimdi, gıdadaki en büyük şey maliyetlerin yüksek olması, maliyetleri düşürmedikten sonra siz gıdadaki şeyi düşüremezsiniz. Şimdi, biz bugün fahiş fiyatları konuştuk. Etin fiyatı... Pirzola, geçen hafta gittim, alamadım arkadaşlar, alamadım, utandım; 970 liraydı ya! Kıymayı 580 lira, 600 liradan aşağı alamıyorsunuz. Haberiniz var mı, biz bugün bunu tartışırken sabah 04.30'da Ulus'ta insanlar ucuz et kuyruğundaydı? Bizim bunlara çözüm bulmamız lazım.

Şimdi, tamam, yabancılara gayrimenkul satıyoruz, satışı yapan firmalara teşvik veriyoruz, bu teşviki onlara vereceğimize esnafa, tacire, tüccara verelim. Sayın Bakanım, sizin zamanınızda da çok güzel teşvikler vardı. Şimdi, millet bankanın kapısından geçemiyor ya, kapısından geçemiyor. Şimdi, eğri oturup doğru konuşalım, bu ekmek doğru fiyat mı arkadaşlar? Bugün, şimdi gidelim oraya, heyet olarak gidelim...

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - İsmini söyle Sayın Vekilim, niye söylemiyorsun?

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Migros.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Migros diye söyle.

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Şimdi, demin şey dedi ki: Zincir...

AHMET ÇOLAKOĞLU (Zonguldak) - O reyonda başka ekmek var mıydı?

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Hiç başka ekmek yoktu, almak zorunda kaldım, gece saat 21.39'du

Şimdi, zincir marketlerden bahsediyorum. Çok güzel bir konuya değindiniz, ben katılıyorum size; 20 bin nüfusu olan yerde 30 tane market olmaz arkadaşlar. Marketler yasası çıkarsa o ilçenin ya da o beldenin ya da o ilin yüz ölçümü, nüfusu göz önüne alınır, yetki verilir.

Bakın, şimdi, 2022 yılı verilerine göre -bu devletin verileri- Türkiye'de gıda perakendesinin yüzde 62'si zincir marketlerin elinde. Şimdi, bir buçuk, iki sene önce Covid'den sonra bir yasa çıktı, ben o zaman milletvekili değildim, ben Oda Başkanı olarak bunu çok heyecanla bekliyordum. İşte, bu zincir marketler, 3 harfliler belli bir sayıdan sonra market açamayacaktı; ortakları aynı, farklı isimle açtılar; bunu da kabul etmek lazım. Yani biz bunların önüne geçip...

Şimdi, bakın, A101'in 12 binden fazla mağazası var; onlar akıllı da biz mi akılsızız ya, bu parayı nereden buluyor arkadaşlar ya? Covid döneminde siz elektronikçiyi kapattınız, telefon satan yeri kapattınız; onlar telefon da sattı, akü de sattı, lastik de sattı, buzdolabı da sattı. Sonra ben Kocaeli Valiliğine gittim, toplantıda dedim ki: Vali Bey, siz bunlara sınırlama getirin, bunları satamasınlar, sadece gıda ürünlerini satsınlar. Fırıncıyı kapattık, un ve unlu mamuller baklava sattı. Aslında, bunlar üzerinde çalışmamız lazım değerli arkadaşlar. Fahiş fiyatlar var, evet, bir bakıyorsun... Hani bir söz var: 2 balık kavga ediyorsa muhakkak orada uzun bacaklı bir İngiliz vardır. Şimdi, bizim ülkede hangi tatil bölgesine giderseniz gidin, o rekabet var, bilin ki o 3 artı marketler orada hazırdır. Benim yazlığın olduğu yerde 18 bin, 20 bin nüfus var, genelinde 44 bin nüfusu var; her 200, 300 metrede bir zincir market var. Bunların standardı olacak. Bakkal Ahmet'i de koruyacağız, o zaman devlet standart getirecek, diyecek ki: "Siz, şehir merkezinde, belli yerlerde örneğin 200 metrekareden büyük bir yer açamazsınız." Avrupa'da örneği var bunların. Bizim kendi aramızda bunları tartışıp bunları konuşmamız lazım. Aslında, konuşacak çok şeyler var, şimdi fahiş fiyatları konuşuyoruz; maliyete bağlı olduğunu düşünüyorum ben bunun.

2019 yılında bilmeden bir şey de oldu. Tamam, bir salgın geldi, küresel salgındı, biz hibrit çalışma modelini öğrendik iş dünyası olarak; güzel bir şeydi, hibrit eğitim modelini öğrendik, bunlar da güzel bir şeydi. Bazen bir şeylerden de bir ders çıkartıyoruz ama bir ders daha çıktı, ülkenin şampiyonları yeniden yazıldı.

Şimdi, Giyimciler Odası Birlik Başkanı dedi ki: "Ben butiklerin mağazalarının açılmasına karşıyım." AVM'ler açıldı arkadaşlar, gidin, geçmişteki arşive bakın, AVM'ler... Şimdi, bir AVM lobisi var Türkiye'de, bunu da kabul etmek lazım. Şimdi, bu AVM'ler yasasının da yeniden gözden geçirilmesi lazım, tatil günlerinin belirlenmesi lazım, şehrin belli dışında olması lazım. Şehrin en güzel yerinde... Ben Ankara'yı fazla bilmem, kız kardeşim var Çukurambar'da, hoşuma gidiyordu, geçenlerde bir gittim büyük büyük devasa yerler yapılıyor. Ne yapılıyor? AVM yapılıyor. Yanı başında AVM var, diğer tarafta AVM var. Bence bu Komisyonu en çok ilgilendiren konulardan biri bu. Nasıl Ömer kardeşim bugün fıstığın... Ben bilmiyordum mesela Urfa'da o kadar yaygın olduğunu; ben hep Siirt fıstığı ile Antep fıstığını biliyordum, bu yörenin fıstığı da varmış. Gerçekten önemli.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Urfa'ya bir gün gidelim, Komisyon olarak.

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Şimdi, Sayın Başkanım, sizin zamanınızda, biliyorsunuz, 2019 yılında Covid dolduğu zaman patates, soğan üreticilerine, depolara cezalar kesildi, depolar basıldı. Beş yıl geçti, daha aynı şeyleri konuşuyoruz şimdi, aynı şeyleri konuşuyoruz. Onun için marketler de o zamanlar artık şampiyon oldu, bunu da kabul etmek lazım çünkü ben otomotivciyim benim akü satamadığım gün o akü sattı, lastik sattı, aksesuar satamadığım gün sattı. Bunlara bir sınırlama gelmesi lazım.

Şimdi, biz ne çıkartmıştık? Marketler tütün ve tütün mamulleri satamazdı, değil mi? Satamazdı. Ekmek üretemezdi, o da var. Ne kadar ceza verildi bunlara? Tütün satılıyor, istediğin sigarayı alabiliyorsun marketten. İşte, ekmek, ben aldım, ekmek de üretiyor market.

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Ceza az olduğu için yapıyor olamaz mı?

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Market ekmek üretiyor, yasaklandı kanunla; o zaman milletvekili değildim ben.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Ticaret Bakanlığımız buna bir cevap versin arkadaşlar, not alın da.

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Evet, buna cevap istiyoruz.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Yani, "Fırın" ile şeylerin ekmek üretememesi ve tütün mamulü satamaması diye kanunda var." diyor Başkanımız.

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Özellikle Sayın Başkanım, bunu bugün göndersinler lütfen.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Perakende derneğinden temsilci var mı burada? Sanki biri vardı burada.

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Ben, maddelerine geldiği zaman konuşacağım.

Teşekkür ederim.