KOMİSYON KONUŞMASI

CEMALETTİN KANİ TORUN (Bursa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, öncelikle bu vakıf kurma gerekliliği nereden ortaya çıktı, onun üzerine bir spekülasyonda bulunayım; şöyle: Anladığım kadarıyla yaklaşık son altı yedi yıldır Türkiye'ye çok vize başvurusu yapılan ülkelerde biliyorsunuz vize merkezleri açılıp özel şirketler eliyle vizeler verildi ve burada ciddi bir rant birikti ve bu rantlar özel şirketlere aktı açıkçası. Anladığım kadarıyla yeni gelen Bakan bu konuda bu rantın, bayağı ciddi bir yekûn tutan bu rantın kamuya aktarılmasını istiyor. Dolayısıyla, aslında niyet halis, o açıdan takdir ediyorum. Yalnız yöntem konusunda söyleyeceğim şey şu: Vakıf kurup da yeniden -o kelimeyi kullanmak istemiyorum ama bir gün bu kelime kullanılır- arpalık hâline gelecek vakıflar, vakıf türü şeyler kurmak yerine, o vize merkezlerinin şeffaf ve gerçekten açık bir yarışmayla ihale edilip tam anlamıyla gelirin tamamının hazineye aktarılması daha uygun olurdu ancak o yol tercih edilmemiş, vakıf kurmak düşünülmüş.

Madem öyle, mevcut gelen vakıf teklifi üzerine birkaç şey söylemek istiyorum. Birincisi, Vakfın yönetimiyle ilgili birkaç şey. Mütevelli heyeti konusunda arkadaşların getirdiği eleştiriye ben de katılıyorum yani tüm heyetin, tamamının Bakan tarafından belirlenmesi bence doğru değil. Bu bir kamu vakfı olduğuna göre -sonuçta herhangi bir vakıf değil yani kamu vakfı- dolayısıyla kamunun en üst mekanizması olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Dışişleri Komisyonunun bu Vakfın mütevelli heyetinin belirlenmesinde en azından belli sayıda söz sahibi olması gerekir diye düşünüyorum; bu bir.

İkincisi, Vakfın denetimiyle ilgili bir sorun var. Yönetim kurulunda sadece bir finansçı tarifi yapılmış, onun haricinde diğer şeyler tarif edilmemiş yani bunlar keyfîliğe yol açacak şeyler. Şimdiki Bakanımız kendisine güveniyor, bu konuda kararlarının doğru olacağına ben de inanıyorum ancak bu uzun süreli kurumlarda bir süre sonra bunların hangi amaçla açık uçlu olduğunda, yoruma açık olduğunda hangi amaçla kullanıldığını bilemezsiniz. O açıdan, ben bu mütevellide, yönetim ve denetimdeki üyeliklerin daha tanımlı olması gerektiğini düşünüyorum. Denetleme kurulu tanımlı olmuş; 2'si Bakanlıktan, 1'i Hazine ve Maliye Bakanlığından.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sanırım AK PARTİ Grubundan bir önerge hazırlığı var herhâlde bu konuyla ilgili.

CEMALETTİN KANİ TORUN (Bursa) - İyi olur.

Denetleme kuruluyla ilgili benim o konuda da bir şeyim var. Bakanın Başkanı olduğu bir mütevelli heyetinde Bakanlık memurları denetleyemez arkadaşlar yani böyle bir vakfı onların denetlemesi mümkün değil. O yüzden, denetleme kurulunda diğer 2 üyenin -Hazine ve Maliye Bakanlığı "okey"- diğer 2 üyeden 1'inin Sayıştaydan olması hesaplar açısından önemli; 1'inin de Bakanlığı bilen ama Bakanlıkta çalışmayan -emekli büyükelçi olabilir ya da geçmişte Bakanlıkta çalışmış biri- yani Bakanlık tecrübesi olan, Bakanlıktaki işleyişi bilen ama Bakanlık memuru olmayan birisinin olması daha uygun olur diye düşünüyorum.

Bir başka konu, harcamaların net ve açık bir şekilde denetlenmesi konusu var yani daha doğrusu harcama konuları çok daha ucu açık değil, ana başlıklar hâlinde belirlenmeli, bir anlamda bir örtülü ödenek durumuna düşmemeli bu vakfın harcamaları yani Bakanlığın zaten örtülü ödeneği var, buna ihtiyacı yok bence.

Bir başka konu, üniversite kurma işi. Üniversite kurma işinde de yine, aynı şekilde, ben hâlihazırda üniversiteler...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Süreniz tamamlanmıştır, ilave süre veriyorum size.

Buyurun, toparlayın lütfen sözlerinizi.

CEMALETTİN KANİ TORUN (Bursa) - Arkadaşlar, üniversite konusunda da Türkiye'de çok kaliteli üniversiteler vardı ya da var, hâlâ da var; bu üniversitelerin kapasiteleri kullanılabilir, yeni bir kurum kurmak ayrıca ekstra büyük maliyet demektir. Üniversite dışında zaten Diplomasi Akademisi var, onun da dışında Türkiye'de dış işleri konusunda çalışan birtakım vakıflar var, sivil toplum kuruluşları var, bunlar eğitim veriyorlar. Bu kurumların desteklenmesi mümkün yani eğitim anlamında, dolayısıyla bu tür hâlihazırdaki kapasiteyi artırmak yerine yeniden, sıfırdan üniversite kurmanın çok doğru olmadığını düşünüyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CEMALETTİN KANİ TORUN (Bursa) - Son cümlem.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun, lütfen toparlayın sözlerinizi.

CEMALETTİN KANİ TORUN (Bursa) - Bunun dışında sadece söyleyeceğim şey şu: Bu tür kurumlar kurulurken çok iyi niyetle kuruluyor ama bir süre sonra son derece -dediğim gibi- yanlış işlere kullanılır hâle gelebiliyor. O açıdan sadece gelirlerinin değil, giderlerinin de çok net, açık bir şekilde kanunda belirlenmesi ve keyfî uygulamaların önüne geçilmesi gerekiyor.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.