KOMİSYON KONUŞMASI

ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri, değerli Bakanlık yetkilileri, çok kıymetli basınımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle sözlerime bir hakkın teslimiyle başlamak istiyorum: Bu zamana kadar eleştirilerimiz kanun tekliflerinde bir virgülü dahi değiştirememe konusundaydı. Sayın Hulusi Akar'ın bu konudaki olumlu yaklaşımıyla dün bir ön toplantı yaptık ve belli değişiklikleri de yapma neticesi elde ettik -bu hakkı teslim ediyoruz- bu, bizi mutlu etti.

BAŞKAN HULUSİ AKAR - Teşekkür ediyoruz, sağ olun.

ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - Ama tabii, yeterli değil Sayın Bakanım. Bizim esas talebimiz, bunların hazırlanması sürecinde de yani mutfakta yemek pişirilirken de görüşlerimizin alınıp burada görüşülecek kanun teklifleri konusunda bizim de tekliflerimizin olması çünkü millî savunma -sizin de belirttiğiniz gibi- ortak bir alan, millî birliğimiz, ordumuz göz bebeğimiz, bu alanda biz de ülkemizin daha ileriye gitmesi için bize yansıyan şeyleri aktarma niyetindeyiz.

Az önce Murat Vekilimiz gayet güzel şekilde bahsetti. Mesela, olsaydı, biz bu konuda astsubaylarla ilgili bir teklif ilave etmek isterdik. Astsubaylarımıza verilmiş bir söz var, bu söz tutulmamış, 2023'te bununla ilgili bir çalışma vardı, olmadı, hâlâ daha devam ediyor, yılan hikâyesine döndü. Gerçekten, şu anda astsubaylarımız, özellikle emekli astsubaylarımız çok zor durumda. Bunların bir an önce durumunun çözüme kavuşturulması lazım. Ha, bu tasarruf önlemleri gibi bir gerekçe olabilir, "Şu anda elimiz darda." diyebilirsiniz ama inanın ki yani bu tasarruf edilmeyecek bir nokta. Astsubaylarımızla ilgili bu gelişmenin bir an önce yapılması bütün astsubaylarımızın beklentisi ve Meclisimizin de sözü; bunu bir an önce yerine getirmeliyiz.

Aynı şekilde, mesela, emekli binbaşılarımızın bir mağduriyeti var. Bunların şu anda çok çok düşük miktarda emekli aylığı aldığını biliyoruz, kendileri defalarca bize ulaştı. Bunlarla ilgili yapılacak bir düzenleme çok da bir maliyetli bir düzenleme değil, aciliyetle bunların yapılmasında fayda gördüğümüzün tekrar altını çiziyoruz.

Tasarruf önlemleri, dediğim gibi, askerî önlemlerde bir nebzeye kadar absorbe edilebilmeli. Mesela, özellikle, lojmanlarla ilgili bana şu anda çok bilgiler geliyor. Lojman kullanımında rayiç bedel uygulamasına dönüldü tasarruf genelgesi kapsamında ama rayiç bedel uygulamasının özellikle büyük şehirlerde ve yazlık büyük yerlerde, tatil yerlerinde aşağı yukarı maaşın büyük bir bölümünün kiraya gitmesine yol açtığını, bu konuda bir düzenleme olması gerektiğini bize iletiyorlar. Bu konuyu da gündeminize sunmak isterim.

Aynı zamanda, biz isterdik ki mesela, bugün bu görüşmede kangren hâline gelmiş askerî hastaneler konusunun... Yani artık bunun çözülmesi gereken bir konu olduğunu hepimiz kabul ediyoruz. Bakın, kanun teklifinde de pek çok yerde sağlık raporuyla ilgili bir güvensizlikten doğan ekstra önlemler mevcut, kaldı ki şu anda bizim askerî hastanelerimiz olsaydı, bu sağlık raporlarını kendi elimizle alabilseydik belki burada yapacağımız düzenlemelerin bir bölümüne gerek dahi kalmayacaktı. Yani tekrar tekrar anlatıyoruz, savaş cerrahisi ayrı bir şeydir, savaş doktorluğu, cephe doktorluğu ayrı bir şeydir, bu aynı zamanda askerliktir; bu alanın tekrardan oluşturulmasında ivedilikle fayda var, bunun üzerinde ısrarla durduğumuzun belirtilmesini istiyoruz.

Evet, kanun teklifinin geneline baktığımızda, az önceki konuşmacılar da ifade etti, genelde 15 Temmuz sonrası alelacele refleksle yapılan değişikliklerin düzeltilmesi ve başkanlık sistemine uygun şekle getirilmesiyle ilgili çalışmalar var. Açıkçası, ben 15 maddede yalnızca Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği kararların yeniden kanun teklifi hâline getirilmesini yadırgadım yani şu görüştüğümüz kanun teklifinin dörtte 1'i daha önce yapılmış bir işin tekrardan yapılması anlamına geliyor. Bu da tamamen duygusal reflekslerle kanun oluşturulduğunu veya -buradakileri tenzih ederek söylüyorum- bürokraside liyakatsiz bir kanun yapım tekniği olduğunu gösteriyor bize. O anlamda, kimsenin boşa harcayacak vakti yok. Kanun tekliflerinin hazırlanmasında Anayasa Mahkemesinin kuralları belli, eşitlik, adalet, özgürlük, hepsiyle ilgili ulusal, uluslararası hukuk normları belli yani bence buna uygun yapılmalı. Bu davaların bir bölümünü de biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak götürmüşüz ve bizim davalarımız neticesinde zaten bunlar iptal olmuş. Biz bunlara muhalefet ederken burada da Meclis kürsüsünde de söylüyoruz, bunların daha dikkate alınması, bundan sonraki süreçte de en azından bu işlerle tekrar tekrar uğraşmamamıza neden olacaktır.

Sözleşmeli erler ve uzman çavuşlarla ilgili önemli gelişmeler var, bundan memnunuz ama yetmez, özellikle şu atanma konusunda önemli bir beklenti var. Şimdi, bir atama oldu ancak yani tatmin etmedi kimseyi. Bununla ilgili bizdeki beklentinin de bir an önce karşılanması lazım, sözleşmeli erler ve uzman çavuşlarla ilgili biraz daha adım atmamız gerekiyor.

Evet, bu sözleşmeli er ve uzman çavuş konusu açılmışken orduda aslında uzman çavuş ve sözleşmeli erlerin konumundan yola çıkarak söyleyebilirim ki şimdi bu askerlerimiz alınırken büyük bir iştahla alınıyor ama sonrasında sahipsiz kalıyor. Bunun nedeni de... Bence bizim önümüzdeki elli yılı hep beraber planlayacağımız komple, toplu bir personel rejimine ihtiyacımız var. Yani bu sözleşme erlerin, uzman çavuşların, astsubaylarımızın, subaylarımızın bu askerî liselerle ve askerî eğitimle birlikte harmanlanarak bir reforma ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum çünkü şu anki sistemde biri bir yere çekiyor, arkasından öbürü başka yere çekiyor; kanun, değişik yani tabiri caizse deve kuşu gibi bir şey oluyor, neresinden bakarsanız başka bir şey görüyorsunuz. Bence bu çok önemli bir reform, askerin bundan sonra nasıl yapılanacağı, millî savunmanın nasıl yapılacağı şeklinde hep beraber oturup millî bir konuda elli yıllık bir plan yapmamız gerekiyor. Mesela, özellikle öğrencilerin askerî okullardan ve işte, harp okullarından atılması, meslek yüksekokullarından atılmaması. Baktığım kadarıyla, hep disiplin cezası artışıyla, disiplin cezaları 2 katına, 4 katına çıkarılarak öğrenciler bir şekilde içeride tutulmaya çalışılıyor. Bizim bunun temeline inmemiz lazım yani bu mesleği biz daha cazip hâle nasıl getirebiliriz, bu çocukları burada nasıl tutabiliriz? Çünkü ben şuna inanıyorum ki ceza bir yere kadar, bu çocuğu cezayla tutarız ama yarın öbür gün mutsuz, işini sevmeyen insanlardan oluşan bir ordumuz olur. Bizim bunun temeline inmemiz lazım, bunun için de hem personel rejimimizi hem de askerî eğitim sistemimizi...

BAŞKAN HULUSİ AKAR - Onları özel bir oturumda, dediğiniz gibi, oturur enine boyuna toparlarız, çalışırız.

ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - Evet, bunlarla ilgili bir çalışma yapmak lazım.

BAŞKAN HULUSİ AKAR - Çalışırız.

ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - Aynı zamanda, bu disiplin olayının da bir çekiç gibi, bir balyoz gibi askerî personelin üzerinde olmaması lazım. En son, Tuzla Piyade Okulunda yaşanan, askerî öğrenciler arasında çıkan tartışma hepimizi üzdü, hepimizi yaraladı. Oradaki teğmenlerin son durumuyla ilgili soruşturma hakkında da bilgi verirseniz ben bu konuda memnun olurum. Bizim bilgilerimiz doğru mu, karşılaştırmış oluruz.

Yüksek Askerî Şûra kararlarının özellikle yargı denetimine kapalı olması şu anda bizim düşüncemize göre bir silah olarak kullanılıyor. Kendisine benzemeyen veya fikir ayrılığı yaşanılan insanların tahliye edildiği bir süreç söz konusu diye düşünüyoruz. Bakın, bu anlamda, uyarıyoruz: Daha önce FETÖ'de böyle bir şey yaşadık, yeniden böyle bir şey yaşamak istemiyorsak mümkün olduğunca bu süreçlerin şeffaf, adaletli ve liyakate dayalı ilerlemesi gerekmektedir. Bu konuya da dikkatinizi çekiyorum.

Kanun teklifinde -bir de şu mülakat sevgisi devam ediyor- 15'inci maddede mülakatla ilgili, teftiş kurulunun müfettiş seçiminde... Dün de biz bu konuyu görüştük ama... Mülakatın her alanda devlette kaldırılması bizim isteğimiz. Mülakat kayırmacılığa, mülakat kadrolaşmaya ve mülakat belli cemaatlerin bir yerlere gelmesine yol açacak çok tehlikeli bir yol. Bunun kaldırılması talebimizi maddede de sizlere ileteceğiz.

Bir serzenişim de Seferberlik Kanunu ve meslek yüksekokulunun kuruluşuyla ilgili. Biliyorsunuz, Seferberlik Kanunu'nun yönetmeliği çarşamba günü yayımlandı, biz şimdi kanunu yapıyoruz. Meslek yüksekokulu zaten bir yıldır açık -dil okulu- biz şimdi kanununu yapıyoruz. Bu, Meclis iradesine saygısızlıktır arkadaşlar; önce biz burada yasalaştıralım, faaliyete ondan sonra başlasınlar. Bu şekilde ilerlenmesi devlet yönetiminde doğru değil diye düşünüyorum.

Kamulaştırma maddeleri var; 26, 27 -maddede de görüşeceğiz- bize göre burada olmaması gereken maddeler ama Millî Savunma Bakanlığının çok alacağı, çok davası olduğu için konulmuş. Ben yine de... Az önce Bakanımız söyledi, dedi ki: "Reddedildi komisyonlarda." Bence diğer komisyonların da görüşmesi ve bu konuda kesinlikle bize onay vermesi gerekiyor; tek başına Millî Savunma Komisyonunun alanı olan bir şey değil, komple bir Kamulaştırma Yasası'nda 2 tane değişiklik yapıyoruz. Bunun üzerinde düşünülmesi gerekir.

Son söz, ordumuz göz bebeği, hepimizin değeri, hepimizin kıymeti. Ordumuzun kuruluşu olan OYAK'ta yaşanan gelişmeler de bizi üzüyor. Dört yıldır enflasyonun üzerinde kâr eden OYAK, son dönemde ne hikmetse yalnızca enflasyon ve enflasyonun çok az üzerinde kâr ediyor. Burada anlaşılmayan ne var? Burada idare edemediğimiz ne var? Acaba kaynaklar başka yere mi aktarılıyor? Bu yönetimle ilgili bir zafiyet mi var? Çünkü OYAK bütün ordumuzun malı, bütün askerlerimizin orada payı var. Bu anlamda da bu emanete düzgün sahip çıkılması gerektiğini Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir kez daha dile getiriyor ve altını önemle çiziyoruz.

Ben görüşülecek olan kanun teklifinin vatanımıza, milletimize, Komisyonumuza, herkese hayırlı uğurlu olmasını diliyor, sözlerimi noktalıyorum.