KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER İLERİ (Ankara) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, günümüzde hızla değişen teknoloji elbette finansal piyasaları da etkilemektedir. Nitekim, finansal sistemi çeşitli kanallardan etkileyen teknolojik gelişmeler merkezî sistemler üzerinden yürütülen faaliyetlerin işleyişinde de değişikliklere yol açmıştır. Gerçekleştirilen işlemlerin kayıtlarının merkezî değil dağıtık olarak tüm taraflarca tutulduğu bir mutabakat mekanizması kullanılarak ağ düğümleri arasında paylaşılan ve bunlar arasına senkronize edilen bilgi deposu niteliğindeki dağıtılmış defterlerin işletilmesini ve kullanılmasını sağlayan dağıtık defter teknolojisinin kullanımı yaygınlaşmıştır. Esasen blok zincir ve dağıtık defter teknolojilerinin dünya çapında hızlı gelişimi birçok akademisyen tarafından önemli bir teknolojik dönüşüm, internet teknolojisinin yeni bir gelişim aşaması, hatta geleneksel iş modellerini ve ticaret anlayışını dönüştürebilecek yeni bir bakış açısı olarak değerlendirilmektedir. Nitekim, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki Hükûmetimiz tarafından bu kapsamda gerek orta vadeli planda gerekse de bakanlıkların yol haritalarında bu teknoloji alanına özel bir önem atfedilmiştir. Ülkemizde bu teknoloji alanının gelişmesi noktasında gerek kamuda gerek özel sektörde çalışmalar yürütülmektedir. Dünya çapında gündeme gelen bu teknolojik gelişim doğrultusunda, dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak oluşturulan kripto varlıklar da yeni bir varlık grubu olarak ortaya çıkmıştır.

Teknolojide yaşanan değişim ve gelişim, inovasyonun ve finansal hizmetler endüstrisinin geleceği için etkili regülasyonlara olan ihtiyacı da artırmaktadır. Bu kapsamda finans dünyasına ve finansal regülatörlerin düzenlemelerine son yıllarda damga vuran konular arasında "merkeziyetsiz finans" olarak adlandırılan DeFi uygulamaları ve bu uygulamaların en çok görüldüğü yer olan kripto varlıklar göze çarpmaktadır. İlk olarak 2008 yılında yaşanan küresel mali krizden kısa bir süre sonra aynı yılın sonlarına doğru bitcoinin teknik makalesinin -yani farklı bir deyişle "white paper" de deniyor bunlara- yayımlanmasıyla ortaya çıkan, kabul edilen kripto varlıkların değerinde son on beş yıllık süreçte önemli dalgalanmalar meydana gelmiştir. Kripto varlıkların toplam piyasa değeri 2021 yılında 3,5 kat artış gösterirken piyasada 2022 yılının Mayıs ayında başlayan çalkantı sonrasında toplam piyasa değeri 2,6 trilyon dolardan 1 trilyon doların altına gerilemiştir; 2024 yılının Ocak ayında ise bu tutar yaklaşık 1,8 trilyon dolar seviyesindedir.

Gelinen aşamada kripto varlıkların finansal dünyada öyle veya böyle önemli bir yer kapladığı tartışmasızdır. Ülkemizde de kripto varlıklar oldukça ilgi görmektedir. Yurt içinde faaliyet gösterdikleri bilinen 10 kripto varlık hizmet sağlayıcıdan talep edilen bilgiler kapsamında bu platformlardaki yatırımcı sayıları toplandığında 18,2 milyon rakamına ulaşılmaktadır. Bu rakamın içerisinde birden fazla platformda hesap açan yatırımcılar da olduğu dikkate alındığında toplamda 10 milyonun üzerinde bakiyeli hesap bulunduğu değerlendirmesi yapılabilecektir; bu rakam 2020'de 1,7 milyon olarak öngörülmekteydi.

Kripto varlık ekosistemi açısından olumlu olan bu durumun olumsuz tarafları da bulunmaktadır. Örneğin, Thodex vakası ya da diğer "merdiven altı" olarak tabir edilebilecek kripto varlık hizmet sağlayıcılar, yatırımcıların yatırımlarını gereği gibi güvenli bir şekilde değerlendirmelerine engel olabilmektedir. Dağıtık defterlerin kriptografik olarak tutulması, temelinde bir bilgisayar programı olmasına dayalı olarak bu bilgisayar programlarında bilerek ya da bilmeyerek açıklar oluşması ve bu işlemlerin tamamının sanal ortamda icra edilmesi birtakım riskleri de üzerinde taşımaktadır; her geçen gün dağıtık defter teknolojisine bağlı olarak yeni bir uygulamanın çıkması da bu riskleri artırmaktadır.

Bu nedenle, Avrupa Birliğinde ve bütün dünyada olduğu gibi konu hakkında düzenleme yapma çalışmaları ülkemizde de uzun yıllardan bu yana devam etmekte, kripto varlıklarla ilgili gelişmeler ülkemiz tarafından her aşamada yakından takip edilmektedir. Mevcut durumda ülkemizin kripto varlıklara ilişkin kamuya yansımış resmî duruşunu Finansal İstikrar Komitesinin 10 Ocak 2018 tarihinde yaptığı duyuru belirlemektedir. Bu duyuruda kripto varlıkların ülkemizde yasal bir dayanağı bulunmadığı, bu kapsamda gerçekleştirilen işlemlerin herhangi bir resmî otoritenin güvencesi altında olmadığı, dijital cüzdanların çalınabilmesi, kaybolabilmesi veya sahiplerinin bilgileri dışında usulsüz olarak kullanılabilmesi gibi olumsuz özelliklere sahip olduğu, işlemlerin geri döndürülemez nitelikte olması nedeniyle kötü niyetli kişilerin suistimallerinden kaynaklanan zararların düzeltilmesinin veya iptal edilmesinin mümkün olmadığı, bunlarla işlem yapan kişilerin herhangi bir zarara uğramamaları için dikkatli olmaları ve kripto paralarla ilgili işlem yaptıklarında duyuruda bahsi geçen olumsuzluklarla karşılaşabileceklerinin farkında olmaları konusunda vatandaşlarımız uyarılmıştır. Bu durum diğer ülkelerde de görülen "bekle-gör" yaklaşımının tezahürüdür.

Öte yandan, geçen süre içerisinde Finansal İstikrar Kurulu, Mali Eylem Görev Gücü, Uluslararası Menkul Kıymetler Komisyonları Örgütü, Uluslararası Para Fonu, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü, Uluslararası Ödemeler Bankası, Avrupa Birliği gibi uluslararası çatı kuruluşlar tarafından yapılan çalışmalar ve diğer ülke uygulamaları yakından takip edilmiştir. Gelinen noktada dünyadaki düzenleyici çerçevenin de şekillenmeye başladığını söyleyebiliriz.

Ülkemizde de Hazine Bakanlığımız koordinasyonluğunda, başta SPK, BDDK, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, MASAK ve TÜBİTAK olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlar ile bakanlıklarımızın ve akademisyenlerimizin katkı ve destekleriyle bugün gündemimizde olan kanun teklifi hazırlanmıştır. Kanun teklifi çalışmalarında kripto varlıkları düzenleyen müstakil bir düzenleme yerine 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nda yapılacak ekleme ve değişikliklerle konunun düzenlenmesi tercih edilmiştir. Bu durumun sebebi dünyada da SPK'nin muadili olan kuruluşların bu konu üzerine eğilmesi ve mevcut görev ve faaliyetleri itibarıyla SPK'nin benzer nitelikte işler yapmasıdır. Nitekim dünya ölçeğinde de Avrupa Birliğinde ESMA, Amerika Birleşik Devletleri'nde SEC, Fransa'da AMF, Almanya'da BaFin'in kripto varlıklarla ilgili çalışmalar yaptığı bilinmektedir.

Teklifin özü itibarıyla kripto varlıkların dayanağı olan dağıtık defter veya blok zinciri teknolojisinin değil, bu varlıkların alım satımını ve saklanmasını yapan kripto varlık hizmet sağlayıcılarının düzenleme altına alındığının belirtilmesi gerekmektedir. Teknolojik gelişmelerle birlikte, kripto varlık çeşitliliğinin artmasına paralel bir şekilde bu varlıklara yönelik yatırımcı ilgisinin de arttığı dikkate alınarak yatırımcıların korunması ilkesinden hareketle kripto varlık hizmet sağlayıcılar belirli bir düzen altına alınmaktadır. Kripto varlıkların yatırım aracı olarak görülmesi ve özellikle alıcı ve satıcıyı bir araya getirerek borsa benzeri bir faaliyet gösteren kripto varlık hizmet sağlayıcılarının düzenleme altına alınması gerekliliği birlikte değerlendirildiğinde, teklifle, Sermaye Piyasası Kanunu'nda düzenleme yapılması ve bu kurumların SPK'ce yetkilendirilmesi gerekliliği daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu kapsamda, teklifle, öncelikle 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun "Tanımlar" bölümünde değişiklikler yapılması ve kripto varlık ekosisteminde yer alan bazı kavramların tanımlanması amaçlanmaktadır. Bu amaç çerçevesinde, uluslararası düzenlemelerle uyumlu olacak şekilde kripto varlık, cüzdan, kripto varlık hizmet sağlayıcı, kripto varlık saklama hizmeti ve kripto varlık alım satım platformu kavramları tanımlanarak bu kavramların hukuk dünyasında neyi ifade ettiği ortaya konulmuştur. Bazı kavramlar ise bilinçli olarak tanım altına alınmamıştır; örneğin, teklifin bazı maddelerinde dağıtık defter teknolojisi ve blok zinciri kavramları kullanılmışsa da teklifin tanımlara ilişkin maddesinde anılan kavramlar bilinçli olarak tanımlanmamıştır; bunun altında yatan sebep ise, bu tür teknolojilerin sürekli olarak gelişmekte olması, bir tanım yapılması durumunda düzenlemenin sınırının net çizgilerle çizilememesi ya da zamanla eksik kalması tehlikesidir. Böylece, dolandırıcılık vakalarında tanımın dışında kalan ancak kripto varlık ya da dağıtık defter olarak değerlendirilen çalışmaların düzenleme altına alınamaması ihtimali olabilir.

Bununla birlikte, belirtmek gerekir ki, teklifte "kripto varlık" kavramının tanımı ilk kez yasa düzeyinde yapılmaktadır. Bilindiği üzere, ülkemizde kripto varlıkların ilk kez tanımlandığı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının 16 Nisan 2021 tarih ve 31456 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Ödemelerde Kripto Varlıklarının Kullanılmamasına Dair Yönetmelik'in 3'üncü maddesinde kripto varlıklar, varlığın kapsamına nelerin girmeyeceği vurgulanarak tanımlanmış ve bu düzenlemeyle ödemelerde kripto varlıkların kullanılamayacağı yönünde bir prensip izlenmiştir. Buna karşın, teklifte, kripto varlığın hukuki nitelendirmesinin yapılmasına yönelik kapsayıcı ve geniş bir tanım tercih edilmektedir, söz konusu tanım da MiCA düzenlemeleriyle uyumludur. MiCA "Markets in Crypto Assets" dediğimiz ve Avrupa Birliğinin kabul ettiği, uygulamaya koyma sürecinde olduğu regülasyondur sayın vekiller. Esasen, ülkelerin kripto varlıklara ilişkin düzenlemelerini yaparken iki temel konu üzerinde odaklandıkları görülmektedir. Bunlardan birincisi, kripto varlıkların halka arzı ki -bunu "ICO" "STO" gibi tabirlerle anıyoruz- diğeri ise, kripto varlık hizmet sağlayıcılarının yeni alım satım platformlarının ve saklamacıların düzenlemesidir. Bu bağlamda, teklifte tanımlanan kavramlardan bir diğeri kripto varlık hizmet sağlayıcılardır.

Kripto varlık hizmet sağlayıcılar kavramı içinde yer alan kripto varlık platformları da teklif bakımından önemli bir tanımı teşkil etmektedir. Temel olarak, bu platformları düzenleyecek olan SPK'dir; Avrupa Birliğinde MiCA, madde 3-16 hükmünde de "Kripto Varlık Hizmeti Sağlayıcısı" üst başlığı kullanılarak kripto varlık hizmetleri sayılmaktadır. Bizim teklifimizde de belli başlı hizmetler MiCA'nın ilgili hükümleri uyarınca belirtilmekte ve gelecekte değişebilecek teknolojiyle uyumunun sağlanması amacıyla SPK tarafından belirlenecek diğer hizmetlerin de kripto varlık hizmet sağlayıcısı tarafından gerçekleştirilebileceği düzenlenmektedir.

Bu tanımlarla birlikte, ek olarak iki farklı hizmet de önlemlerine binaen teklifte tanımlanmaktadır. Bu tanımlardan ilki, MiCA madde 3-17 hükmünde yapılan tanımda da ayrıntılı bir şekilde ele alınan saklama hizmetlerine ilişkindir. Saklama en önemli hususlardan biri çünkü bir anda bu varlıklar ortadan kalkabilmekte ve başka yerlere götürülebilmektedir. MiCA düzenlemelerinde öngörüldüğü gibi, kripto varlık hizmet sağlayıcılarının, müşterilerinin kripto varlıklarının veya bu varlıklara ilişkin cüzdan transfer hakkı sağlayan özel anahtarlarının saklanması saklama hizmeti olarak değerlendirilmekte; bunun yanı sıra, kurulca belirlenecek diğer saklama hizmetleri de kripto varlık saklama hizmeti kapsamında ele alınmaktadır. Bunun nedeni, farklı farklı saklama hizmetlerinin -mesela soğuk cüzdan, sıcak cüzdan, bulut sistemlerinde saklama gibi- sürekli olarak ortaya çıkmasıdır. Bu nedenle, bu konuda SPK'yi yetkilendiriyoruz ki gelecekte farklı uygulamalar çıkarsa bunların da önü açılsın ve düzenlensin. Sadece alım satımın yapıldığı yapılar da teklifte "platform" olarak tanımlanmaktadır. Teklifte yer alan platform tanımı MİCA'nın 3-18 hükmünde tanımlanan kripto varlık alım satım platformlarının işletilmesi faaliyeti kavramına karşılık gelmektedir. Tanımlar kısmında TÜBİTAK'ta teklif genelinde düzenlenen hususlar bakımından üstlendiği görevler nedeniyle tanımlanmaktadır.

Kripto varlıklara ilişkin düzenlemelerin ikinci ayağını ise bu araçların ihracına ilişkin düzenlemelerin oluşturduğunu belirtmiştim. Kripto varlıkların birçok türü bulunmakta ve bunlar birçok şekilde ihraç edilebilmektedir. Kullanımlarına göre yapılan sınıflandırma uyarınca kripto varlıklar sermaye piyasası aracı tipi, hizmet ya da yararlanma tipi ve para tipi şeklinde ayrımlara tabi tutulabilmektedir. Teklifle sermaye piyasası aracı olarak değerlendirilebilecek kripto varlıkların ihracatına imkân tanınmasını teminen kanunun 13'üncü maddesinde yapılan değişiklikle sermaye piyasası araçlarının Merkezi Kayıt Kuruluşu nezdinde kayden izlenmesi yerine, kripto varlık olarak ihraç edilen sermaye piyasası araçlarının saklandıkları hizmet sağlayıcılar tarafından sunulan elektronik ortam nezdinde kayden izlenmesine olanak tanıyan bir düzenleme de getirilmektedir. Öte yandan, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının kendi mevzuatlarından doğan yetkilerinin saklı tutulması yaklaşımı benimsenerek diğer türdeki kripto varlıkların ihracının da önüne engel konulmamaktadır. Nitekim tüm kripto varlık türlerinin sermaye piyasası mevzuatı kapsamında düzenlenmesi mümkün ve uygun değildir. Dolayısıyla bu kanunda düzenleme yoksa Sermaye Piyasası Kanunu'nun diğer hükümleri uygulama alanı bulmayacak ama yerine göre Ticaret Bakanlığı gibi, Merkez Bankası gibi diğer kurum ve kuruluşların yetkileri de saklı olacaktır.

Teklifle kripto varlık hizmet sağlayıcılar için getirilen düzenlemelere genel olarak bakılacak olursa ilk olarak bunların kuruluş ve faaliyetleri için SPK'den izin alınması zorunlu kılınmakta, finansal kuruluşlara benzer şekilde hizmet sağlayıcılara asgari faaliyet şartları getirilmekte; bunlar, organizasyonel yükümlülükler, sermaye şartı, bilgi işlem altyapısı yükümlülükleri şeklinde olacak, faaliyet şartlarının detayları ikincil düzenlemelerle belirlenecektir. Genel şartların belirlenmesi, geri kalan hususların kamu otoriteleri tarafından saptanması, başta MİCA olmak üzere dünya ülkeleri tarafından yapılan düzenlemelerde de görülmektedir. Bu kurumların pay devirleri de SPK'nin iznine tabi kılınmaktadır. Yine platform üzerinden gerçekleştirilecek alım, satım, ilk satış ve dağıtım gibi işlemler ile takas, transfer ve saklama hizmetlerinin SPK tarafından düzenlenecek usul ve esaslarla yürütüleceği düzenlenmektedir. Platformlarda listelenecek kripto varlıklara müdahale edilmemesine yönelik politika benimsenmekte ve platformlar nezdinde işlem görecek kripto varlıkların belirlenmesine ilişkin yazılı prosedür oluşturma zorunluluğu getirilmektedir. Öte yandan, bu konudaki usul ve esasları belirleme yetkisi ve çerçevesinde SPK tarafından gerektiğinde işlem görebilecek kripto varlıklarla ilgili sınırlamalar getirilebilmesi de mümkün olacaktır.

Yine, kripto varlıkların fiyatlarının çok "volatil" olmasını da dikkate alarak piyasa bozucu eylemlere ilişkin de düzenleme yapılmaktadır. Ancak burada önem arz eden husus, bu varlıkların birçoğunun fiyatının yaygın olarak yurt dışı platformlarda oluşmasıdır. Dolayısıyla fiyatı Türkiye'de oluşan kripto varlıklar için piyasa bozucu eylemlere ilişkin düzenleme ve denetlemenin de SPK tarafından yapılması öngörülmektedir. Öte yandan, platformlarda işlem gören tüm kripto varlıklarla ilgili olarak işlemlerin güvenilir, şeffaf, etkin, istikrarlı, adil, dürüst ve rekabetçi bir şekilde gerçekleşmesinin sağlanması konusunda platformlara yükümlülük getirilmektedir. Platformlar buna aykırı nitelikteki eylem ve işlemlerin tespit edilmesi, önlenmesi ve tekrarlanmaması amacıyla bünyelerinde gerekli gözetim sistemini kurmak ve her türlü önleyici tedbirleri almakla yükümlüdür. Böylelikle, yatırımcıların bu piyasalarda işlem yaparken kötü niyetli girişimlerle mağduriyetler yaşamalarının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. Ek olarak, kitle fonlama platformlarındakine benzer şekilde yatırımcı ile platform arasındaki uyuşmazlıklarda genel hükümlerin uygulama alanı bulacağı da belirlenmektedir. Yatırımcı Tazmin Merkezi düzenlemeleri sadece yatırım kuruluşlarını kapsama aldığından gelecekte oluşması muhtemel ihtilafları ve kamuya ilave bir külfet getirilmesini engellemek amacıyla platformların Yatırımcı Tazmin Merkezi kapsamında olmadığı da açık bir şekilde belirtilmektedir.

Bir diğer düzenleme ise kripto varlık hizmet sağlayıcıların tuttukları müşteri hesaplarına ilişkindir. Saklama nasıl önemliyse bunların kaydı da bir o kadar önemlidir çünkü dağıtık defterler zaten bir kayıt dizilimidir ve bir sicil gibi görev yapmaktadır. Kayıtların tutulması ile saklama arasındaki bağlantı da önem arz etmektedir. Bu nedenle kripto varlık hizmet sağlayıcılarında, kripto varlıkları müşterilerinin isterlerse kendi cüzdanlarında, isterlerse kripto varlık hizmet sağlayıcıları nezdinde saklayabileceği bir yapı öngörülmüştür. Böylece, müşterinin kendi cüzdanında kripto varlık saklamasına izin verilmekte ve kendi tercihine göre güvenlik önlemleri alması sağlanmaktadır.

Teklifteki bir diğer düzenleme, MiCA düzenlemelerine ve klasik anlamda sermaye piyasalarının düzenleme alanına giren fon yapısına benzer bir şekilde müşterilere ait kripto varlıklar ile kripto varlık hizmet sağlayıcılarının varlıklarının ayrıştırılmasına ilişkindir. MiCA madde 75-7 hükmüyle de saklamanın bu şekilde yapılmasına ve özellikle iflas durumunda saklama hizmetinin önemine dikkat çekilmiştir. Ayrıca, getirilen düzenlemeyle, kripto varlık hizmet sağlayıcılarının borçları nedeniyle müşterilerinin kripto varlıklarının, kripto varlık hizmet sağlayıcılarının mal varlığının ise müşterilerin borçları nedeniyle kamu alacakları için olsa dahi haczedilemeyeceği, rehnedilemeyeceği, iflas masasına dâhil edilemeyeceği ve üzerlerine ihtiyati tedbir konulamayacağı hükme bağlanmaktadır.

Kripto varlıklarla ilgili birçok belirsizliğin devam ettiği bir dönemde müşterilerin gereği gibi bilgilendirilmesi ve olası hukuka aykırılıklara karşı önlem alınması önem arz etmektedir; bu nedenle, kripto varlık hizmet sağlayıcılarının hukuka aykırı işlemlerinde uygulanacak tedbirler ve yaptırımlar da teklifte ayrıca düzenlenmektedir. Ayrıca, kripto varlık hizmet sağlayıcılarının denetimi yüksek standartlara bağlanmaktadır. Teklif kapsamında mali ve bilgi sistemleri bağımsız denetimlerinin SPK tarafından ilan edilen listede yer alan bağımsız denetim kuruluşlarınca yapılacağı belirtilmektedir. Kripto varlık hizmet sağlayıcılarının bilişim sistemlerinin işletilmesi, her türlü siber saldırı, bilgi güvenliği ihlalleri gibi fiillerden veya personelin her türlü davranışından kaynaklanan sorumlulukları bir tehlike sorumluluğu olarak öngörülerek kusursuz sorumlulukları düzenlenmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Toparlayın lütfen.

ÖMER İLERİ (Ankara) - Kripto varlık hizmet sağlayıcıları mensupları içinse zararın kripto varlık hizmet sağlayıcılarından tazmin edilememesi ya da edilemeyeceğinin açıkça belli olması durumlarında kendilerine kusur atfedilmek şartıyla sorumluluk yüklenmektedir. Ayrıca, Sermaye Piyasası Kurulu Kanunu hükümlerinde tanımlanan bir kısım suçlar kripto varlık hizmet sağlayıcıları için de öngörülmekte, bankacılık mevzuatındaki zimmet, kripto varlık hizmet sağlayıcıları bakımından da düzenlenmektedir. Benzer şekilde, kripto varlık hizmet sağlayıcılığı faaliyetinin izinsiz olarak yapılmasının önüne geçilmesini teminen izinsiz kripto varlık hizmeti sağlayıcılığı faaliyeti bir suç olarak düzenlenmiş olup anılan suçun cezası üç yıldan beş yıla kadar hapis olarak öngörülmektedir.

Nihayet, hâlihazırda ülkemizde kripto varlık hizmet sağlayıcılığı faaliyetini yürütmekte olan kurumların durumlarını gözetecek bir de geçiş hükmü öngörülmektedir. Taslağın hazırlanması sırasında sıfır noktasında olmadığımız, ülkemizde hâlihazırda bu faaliyetleri gerçekleştiren kurumların ve bu kurumlar nezdinde işlem yapan vatandaşlarımızın olduğu dikkatli bir şekilde gözetilmiştir. Geçiş sürecini bazı tercihlerde bulunarak yatırım yapmış vatandaşlarımızın etkilenmemesi için aşamalı olarak dizayn ettik. Geçici maddeyle belirli bir süre içerisinde -ki bu, bir aydır- kripto varlık hizmet sağlayıcılarının SPK'ye başvuruda bulunmaları, eğer bulunmazlarsa tasfiye kararı almaları düzenlenmektedir. Dolayısıyla faaliyetlerine devam etme iradesi bulunan ve SPK tarafından talep edilecek bilgi ve belgeleri sağlayan platformlar çalışmaya devam edeceklerdir.

Kanunun yayımından sonra SPK'nin altı ay içerisinde ikincil düzenlemeleri yayınlaması gerekmektedir. İkincil düzenlemelerin yayımlanmasıyla birlikte SPK, geçiş hükmü kapsamında faaliyet gösteren kuruluşların yetkilendirilme işlemlerinin tamamlanması için bir süre belirleyerek bu süre içerisinde yetki belgesi alamayan kuruluşların faaliyetlerini sonlandırmasını isteyebilecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖMERİ İLERİ (Ankara) - Tamamlamak üzereyim, bir kez daha uzatma alabilirsem.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.

ÖMERİ İLERİ (Ankara) - Dolayısıyla geçiş sürecinin de bir sınırı olacak; bu süre içerisinde faaliyet izni alma yeterliliği gösteren platformlar çalışmaya devam edecek, diğerleri ise tasfiye olacaktır. İngiltere örneğinde de müşahede ettiğimiz üzere, yetkilendirme süreci uzayabilmekte ve ek süreler gerekebilmektedir. Bu kapsamda, SPK'nin süreleri uzatma yetkisi bulunmaktadır.

Yurt içi platformların lisanslanması sürecinde göstereceğimiz hassasiyeti yurt dışı platformlar ve bu platformlarda işlem yapan yatırımcılar için de mutlaka göstereceğiz. Taslakla Türk vatandaşlarının yurt dışı platformlarda işlem yapmasının yasaklanması söz konusu değildir. Vatandaşlarımız kambiyo mevzuatı hükümleri çerçevesinde kendi iradeleriyle yurt dışında işlem yapmaya devam edebilecekleri gibi yeni hesap açmalarında da bir engel yoktur. Öte yandan, yurt dışında yerleşik kripto varlık hizmet sağlayıcılar faaliyetlerini Türkiye'de yerleşik kişilere yöneltemeyecek olup bunu sonlandırmaları için üç aylık bir süre belirlenmiştir. Taslakta yöneltmenin kriterleri de belirlenmiş bulunmaktadır; buna göre, Türkiye'de iş yeri açılması, Türkçe internet sitesi oluşturulması, sunulan kripto varlık hizmetlerine ilişkin olarak doğrudan ve/veya Türkiye'de yerleşik kişi ya da kurumlar aracılığıyla tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinde bulunması gibi eylemler faaliyetlerin ülkemiz vatandaşlarına yöneltildiğinin kabulünü gerektirecektir. Uzun vadede vatandaşlarımızın, ülkemizde faaliyet izni almış, düzenlemelere tabi olarak faaliyetlerini sürdüren kurumların sağladığı korumalı alanı tercih edeceğine inanıyoruz. Taslakta temel yaklaşımımız kısıtlayıcı değil, belirsizlikleri ortadan kaldırmak ve olası riskleri kontrol altına almaktır. Blok zinciri teknolojisi ve kripto varlık ekosisteminin gelişmesinin önüne geçmekten özellikle kaçınıyor, taslağın kanunlaşması ve belirsizliklerin ortadan kalkmasıyla beraber ülkemizin bu alanda örnek gösterileceğini değerlendiriyoruz.