Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş'un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İşgücü Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1656), (TBMM İçtüzüğü'nün 77'nci maddesine göre) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 04 .06.2024 |
YUNUS EMRE (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Tabii, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'yle iş gücü anlaşması önemli çünkü kardeş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti-Türkiye ilişkilerinin derinleşmesi, bu anlaşmaların gündeme gelmesi önemli. Sorum şu: Bu kapsamda malumunuz, 1987 yılında imzalanan ve hâlâ yürürlükte bulunan bir anlaşma var. Şimdi, bir defa hangi ihtiyaçlar nedeniyle böyle bir yeni anlaşma gündeme geldi? Bunun gerekçesi yani böyle bir ihtiyacı gündeme getiren gelişmeler neydi? Bununla ilgili bir açıklamanız olursa memnun oluruz.
Bir de birkaç husus var: Örneğin, ilk anlaşmada, 5'inci maddede, işçilerin seçimi için gerekli belgeler listeleniyor ama bu anlaşmada ise bu belgeler açık bir şekilde belirtilmiyor. Bu değişiklik niçin gündeme gelmiştir? Yine, bu anlaşmayla daha esnek ve daha hızlı bir iş gücü piyasasının hedeflendiği gündeme getiriliyor ve işverenlerin özel istihdam bürolarıyla irtibata geçmesi gündeme getiriliyor. Bu, tabii, malumunuz yani "esnek çalışma" gibi kavramlar günümüzde önemli ölçüde işçilerin haklarının geriletilmesi gündemini de beraberinde getiriyor. Bu hangi ihtiyaçtan ötürü gündeme gelmiştir? Bunu sormak istiyorum.
Son olarak da ilk anlaşmada yani 1987'deki anlaşmada işverenler karşı taraftan işçi isteklerini kendi ülkelerindeki kurum kanalıyla yaparken 2017'deki yani şu anda görüşmekte olduğumuz anlaşma metninde ise işverenlerin karşı tarafın ilgili kurumlarına doğrudan başvuru yapması gündeme getiriliyor. Bu değişikliğin acaba mantığı nedir, hangi ihtiyaç nedeniyle gündeme gelmiştir? Tabii, mevcut uygulamada -bu sorumu topyekûn anlaşmanın bütününe ilişkin de yöneltmek istiyorum- hangi sorunlar var ki bu değişiklikler gündeme alınmış oluyor?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN FUAT OKTAY - Ben teşekkür ediyorum.
Sayın Bozay...
DIŞİŞLERİ BAKAN YARDIMCISI MEHMET KEMAL BOZAY - Sayın Başkanım, değerli vekillerimiz; izin verirseniz Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızın temsilcisinin konusu, sorulara cevap verecek.
BAŞKAN FUAT OKTAY - Buyurun.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI DIŞ İLİŞKİLER VE AVRUPA BİRLİĞİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AHMET NAZİF GARİBAĞAOĞLU - Sayın Başkanım, değerli milletvekillerimiz; saygılarımı sunuyorum.
Tabii ki, sayın vekilimizin söyledikleri gibi, bu anlaşma bizim için önemli, vatandaşlarımız için önemli, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşları için de önemli. 87 yılında yapılan anlaşma ile bugünkü, 2017 yılında yapılan anlaşma arasında farklar var; mevzuat değişiklikleri var.
Bunlardan önce, 1'inci sorunuza kısaca cevap vereyim. Bu değişiklikler kısaca şunlar: Her şeyden önce tabii, bu anlaşmalarda eşit muamele ilkesi söz konusu oluyor. 1987'den 2017 yılına kadar neler değişti mevzuat olarak? 2005 yılında ilk önce bizim yabancıların çalışma izinleri mevzuatı çıktı, onunla ilgili olarak Bakanlığımız yetkilendirildi. Daha önce çalışma izinleri çeşitli bakanlıkların uhdesindeydi, bir yeknesaklık yoktu. Dolayısıyla bu, 2016 yılında çıkan Uluslararası İşgücü Kanunu'yla da tadil edilmiş oldu. Çalışma izinleri de aynı şekilde bu anlaşmada yer aldı.
Onun haricinde, yine farklı olarak daha önceki anlaşmaya göre, aile birliğiyle ilgili, aile bütünlüğüyle ilgili yine bir madde var burada, aile bütünlüğünü korumayla ilgili olarak, oraya giden vatandaşlarımız veya oradan buraya gelenlerin aile fertlerinin de buraya gelmesi, onlarla birlikte olması sağlanıyor, bu teminat altına alınıyor.
Bunun haricinde, tabii, özel istihdam kurumları aracılığıyla bu işlerin yapılması söz konusu. Daha önceden, söylediğiniz gibi, sadece kurumlar arasındaydı, kurumlar doğrudan devreye giriyorlardı; bu, sizin de söylediğiniz gibi, esnekliği, günümüz şartlarında biraz daha geride gelmeyi gerektiren bir durumdu. Bunun da önlenmesi açısından onlar devreye girdi ama özel istihdam kurumları da Türkiye İş Kurumu üzerinden çalışma izni alarak, denetlenerek görevlerini ifa ediyorlar. Bunu da dediğim gibi, önemli bir değişiklik olarak, diğer sorunuza cevap olarak da söyleyebiliriz.
Tabii, esas itibarıyla iş gücü anlaşmaları düzenli iş gücünü sağlayarak özellikle işçilerimizin mağdur olmamaları yönünde tedbirler almayı gerektiriyor. Bu da bir şekilde denetim mekanizmasını çalıştırmakla mümkün olabiliyor. Biz tabii bunu maalesef çok yerde görebiliyoruz. İş gücü anlaşması olmayan ülkelerde -özellikle mesela Sırbistan'da- işte bizim vatandaşlarımız gidiyor, işverenlerimiz gidiyor, orada işler alıyorlar, buradan bir şekilde işçi götürüyorlar ve onların mağdur olduklarını görüyoruz; bize şikâyetleri sık sık geliyor.
YUNUS EMRE (İstanbul) - Sırbistan'la anlaşma yok, doğru anlıyorum herhâlde.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI DIŞ İLİŞKİLER VE AVRUPA BİRLİĞİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AHMET NAZİF GARİBAĞAOĞLU - Yoktur, yoktur. Karabağ'la aynı şekilde, dediğim gibi...
Dolayısıyla bu anlaşmalar bizim için çok önemli. Bakanlık olarak da biz özellikle işçilerimizin menfaatlerinin, haklarının korunması açısından da bu konuda bunları çok önemsiyoruz ve vatandaşlarımızın, işçilerimizin mağdur olmamaları için de gerekli önlemleri alıyoruz. Tabii, biz bunu yaparken aynı zamanda yurt dışındaki temsilciliklerimiz, büyüklelçiliklerimiz, başkonsolosluklarımız da önemli. Onlarla birlikte onlara yardımcı olmaya gayret ediyoruz.
YUNUS EMRE (İstanbul) - Çok özür dilerim, bir şey daha ekleyeceğim.
BAŞKAN FUAT OKTAY - Buyurun.
YUNUS EMRE (İstanbul) - Tabii, burası Türkiye Büyük Millet Meclisi, biz vatandaşlarımızın hukukunu korumakla görevliyiz ama doğal olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşlarını da kendi vatandaşımızdan açıkçası çok daha ayrı, farklı da görmüyoruz yani onlar bakımından da bir sorumluluk hissediyoruz. Özetle, acaba Kıbrıs Türkü'nün ve Kıbrıs'taki iş gücü piyasasının bu anlaşma bakımından yani önceki anlaşmayla karşılaştırıldığında nasıl etkileri ortaya çıkabilir? Orada kimi sorunlar oluşabilir mi?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI DIŞ İLİŞKİLER VE AVRUPA BİRLİĞİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AHMET NAZİF GARİBAĞAOĞLU - Şunu söyleyeyim öncelikle: Tabii, bu anlaşma 2017 yılında imzalandı, onların iç prosedürü tamamlandı iki ay sonra, bizde çeşitli nedenlerden dolayı bu gecikti; maalesef yedi yıl geçmiş durumda. Biz iç prosedürü tamamladıktan sonra da bu yürürlüğe girecek. Dolayısıyla her iki ülkede de aynı şekilde uygulamaya geçecek. Onlar da bunu kabul ettiler zaten. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'yle, Çalışma Bakanlığıyla bizim ilişkilerimiz var, her konuda bizim mevzuatımızla ilgili olarak...
YUNUS EMRE (İstanbul) - Onların Meclisinden geçti mi?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI DIŞ İLİŞKİLER VE AVRUPA BİRLİĞİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AHMET NAZİF GARİBAĞAOĞLU - Geçti, geçti. Biz maalesef uzattık, olabiliyor.
Dolayısıyla bilgi akışının, deneyimlerin işte karşılıklı olarak değerlendirilmesi, her türlü sorunlarla ilgili olarak görüşmeler yapılması... Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'yle ilişkilerimiz çok iyi. Sayın Başkanım da bunu çok daha iyi bilirler. Cumhurbaşkanlığındayken Sayın Başkanımız bu konuyla ilgili olarak görev ifa ediyorlardı. Dolayısıyla bizim Bakanlık olarak çok iyi ilişkilerimiz var, bunu söylemek isterim. Herhangi bir şekilde sorun olduğunda da Bakanlık olarak müdahale ettiğimizi de belirtmek isterim.
Sorularınız arasında diğer bir konu, bu 5'inci maddeyle ilgili olarak daha önceden işte "İşçilerin seçimi için gerekli belgeleri vardı, şimdi yoktur." deniliyor. Biz bunu her iki ülkenin mevzuatına bıraktık çünkü her ülkenin istemiş olduğu, isteyeceği belgeler farklı olabiliyor, bu zaman içinde de değişebiliyor. Dolayısıyla bu aynı şekilde yeni anlaşmada da yer alıyor, onu ayrıca söylemek istiyorum.
Tabii, 3'üncü sorunuzla ilgili olarak işverenin kendi ülkelerinin kurumlarının başvuruları gibi... Daha önce söyledim -biraz tekrar olacak ama- âkit taraf ülkesi kurumlardan doğrudan başvuru hakkı getiriliyor. Bu da bir yerde bürokrasiyi de azaltmış oluyor çünkü yani başka türlü bu işler uzayabiliyor, bazen işin çok kısa bir sürede tamamlanması lazım geliyor; böyle bir gecikme olması hâlinde de işler uzayıp gidiyor ve taraflar da bundan memnun olmuyorlar. İlişkilerin gelişmesi açısından da bu bir yerde önemli görülüyor. Daha önce de söylediğim gibi, özel istihdam büroları da bunlara zaten izin veriyor, dediğim gibi, onlar o şekilde bunu yapabiliyorlar bu ülkede ve bunu izin almak suretiyle yapıyorlar; bunu ayrıca belirtmek istiyorum.
Onun haricinde, başka bir sorunuz... O değişikliklerle ilgili olarak söyledim. 2009'u kısaca özetledim tabii ki, 1987 ila 2017 arasındaki değişiklikleri de söyledim.
Evet, teşekkür ediyorum.