KOMİSYON KONUŞMASI

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Tabii, anlaşma Komorlar'la ilgili ama ben TİKA Başkan Yardımcısı Sayın Rahman Nurdun Bey burada olduğu için bir hususu -hem yorum olarak- dile getirmek istiyorum, bizimle paylaşacağı bilgiler varsa da alabilirsem memnuniyetimi ifade edeceğim. O da şudur: TİKA kuruluş itibarıyla, evet, doğru kurulmuş bir kurum ama zaman içinde belki de odağından uzaklaşmış, Dışişleri Bakanlığıyla sanki Bakanlığa paralel, dışarıda başka bir örgütmüş gibi çalışan, çalışmakta olan bir kurum. Ama bunun yeri... Tabii, TİKA'yı burada uzun uzun belki tartışmamız lazım ama şu an değil onun zamanı ama mutlak surette konuşulması lazım.

Ben şunu söylemek istiyorum: Tabii ki TİKA'nın kuruluş amaçlarından biri Türkiye'nin dünyayla, özellikle de ilk kurulurken "Türki Bölge" dediğimiz... Ama sonrasında da baktığınızda, yanılmıyorsam 170 ülkeye ofisler falan yapıyor yani sanki bir Dışişleri teşkilatı gibi çalışıyor. Önemli projeler var, oralarda faydası da var ancak bizlerin -en azından milleti temsil eden bir vekil olarak benim diyeyim- bir beklentisi var hem TİKA'dan hem Dışişleri Bakanlığından. Yani Afrika'ya elçilik açıyorsunuz, "1 oy 1 oydur." diyorsunuz, proje yapıyorsunuz, şey yapıyorsunuz vesaire ama aynı zamanda şunu da bekliyoruz... Yani, evet, doğrudur, gerçekten ihtiyaç duyulan yerlerde önemli şeyler ama bu iş birliğinin kuruluş amacı şu: Bize bir faydaya dönmesi de lazım. Anlatabiliyor muyum? Bu faydayı özellikle dünyaya anlatmak için öteden beri büyük çalışma yaptığımız -sadece bu iktidar anlamında demiyorum- bazı meselelerimizde bunların, yaptığımız faaliyetlerin bize dönüyor olması lazım. Neden bahsediyorum? Ermeni meselesinden. Neden bahsediyorum? Kıbrıs davamızdan. Ben baktığımda, size sorsam, TİKA'nın irili ufaklı yardım yaptığı ülkelerden bana Kıbrıs davasında bize destek vermiş 5 tanesini sayın desem, Ermeni davasına bize destek vermiş 3 tanesini sayın desem sayarsanız teşekkür ediyorum diyeceğim şu anda; sayamazsınız. Benim bu konuda bir eleştirim var, daha önce Meclis Genel Kurulunda da bunu dile getirdim. Bunu ne kadar ciddiye alır bilmiyorum kurumlarımız ama bunu milletin vekili olarak beklemek benim hakkım. Buradan bütçeyi veriyorsak biz oraya kuyu açın, oraya şunu yapın, bu insani yardımı yapın diye -tabii ki bu yardımları yapın bizim vergilerimizle- ama aynı zamanda bunlar için destek bekliyoruz. Maalesef, "Kıbrıs davası" dediğimizde, döndüğümüzde bu 170 ülkeden hiçbirinden bir ses çıkmıyor. "Ermeni davası" dediğimizde yani mesela kaç tanesinde parlamentodan alınmış bir kararı geri çektirecek bir ortamı yaratabildi TİKA ya da Dışişleri Bakanlığı ya da ortaklaşa, ki ortaklaşa çalışmanız gerekir, çalışmıyorsunuz. O yüzden, bunu bir şey gibi almayın lütfen -tabii ki hazırlığınız olmayabilir, bir sınav değil ama- bunu yapıcı bir eleştiri olarak alın. Yani rakamlar konuşurken çok seviyoruz "8 milyar dolar yardım yapıyoruz dışarıya." diye, çok seviyoruz. Peki, karşılığı nerede? Yani "1 oy 1 oydur." yetmez, zaten o oyu da uzun süredir alamıyoruz, o ayrı bir tartışma. Ama ben bazı önemli meselelerde, Türkiye'nin iktidarıyla muhalefetiyle burada ortaklaştığımız... Bazen farklı düşünüyoruz ama bazı konularda ortağız. Haksızlığa uğradığımızı düşündüğümüz Kıbrıs Türkü'nün davası... Mesela, TİKA kaç tane ofis açtığı yerin yanına bir de KKTC ofisi açtırmayı başardı? Bize bunları anlatmanız lazım geldiğinizde, burada ya da Plan ve Bütçede ya da Genel Kurulda.

Bunu söylemek istedim, eğer bir izahatınız olursa da sevinirim.

BAŞKAN FUAT OKTAY - Teşekkür ediyorum.

Sayın Bozay...

DIŞIŞLERİ BAKAN YARDIMCISI MEHMET KEMAL BOZAY - Sayın Vekilim, bazı şeyler emek ve zaman istiyor malumunuz. Afrika açılımımız da böyle bir açılım. Bu dedikleriniz, evet, Kıbrıs davası zaten hepimizin millî davası ama bunu kamuoyuna, dünya kamuoyuna mal etmek çok kolay değil. Ama en son Gambiya'daydım, KKTC Sayın Cumhurbaşkanını da... Gambiya'ya 91'de yolladığımız 6 jandarma eğitmenimiz sayesinde... Bugün, orada ülkenin üçte 1'inin elektriğini biz veriyoruz, madenlere erişimimiz var. TİKA'nın yaptığı su projeleriyle de açtığımız kanallardan dolayı Banjul Belediye Başkanı seçim sırasında bizim bir belediye başkanımıza bütün Afrika oylarının gitmesini sağladı. Haklısınız, daha iyi iş birliği olabilir fakat bu hakikaten uzun soluklu bir süreç Kıbrıs konusunda ya da Ermeni meselesinde. İnanın, Ermenilerle şu anda açılım yapabilmek için Azerbaycan'ın ve Ermenistan'ın diyaloğunu en ziyadesiyle destekleyen ülkelerden biriyiz. O açılım olduğunda bizim o konudaki yaklaşımımızda da bu ülkeleri yanımızda bulacağız.

Kendi millî davalarımızda Afrika'da Komorlar'ı angaje etmek çok kolay değil, onları da ürkütebiliriz "Ya, geldin, burada bunu yaptın. Bunun için mi yapıyorsun?" Biz bunları dikkatle takip ediyoruz ama öbür taraftan Moritanya'ya bir borcumuz var. İşte, 1915'te, orayı yöneten kabile hacca gidiyorken yolda Çanakkale Savaşı olduğunu öğrenip, yolunu değiştirip "Türklerin yanında bu savaşa girmek farzdır." diyen ve şu anda Moritanya'nın bulunduğu bir yer... Biz Moritanya'ya giderken "Oradan illa maden alacağız." ya da "Biz burada bir açılım yapacağız." diye değil, tarihimizden gelen bazı yükümlülükleri de yerine getiriyoruz. Bunları yaparken bir de stratejimiz var. Şimdi, TİKA gittikten sonra -biraz bu daha farklı, biz de öğrendik- bir süre sonra Türk Hava Yolları gidiyor. Türk Hava Yolları da gidince -ya Türk Hava Yolları önce gidiyor ya büyükelçiliği önce açıyoruz- sonra iş insanları gidiyor. Öyle şeyler var ki oraya bavulla, çorapla gidip, hesap makinesiyle "3 çorap bu kadar." deyip dili konuşmadan giden şahsın oğlu orada şu anda altın madeni işletiyor.

Biz bu eleştirilerinizi -hani yapılabilecek çok şey var, çok haklısınız- sizin bu konudaki yapıcı yaklaşımınızı da biliyoruz fakat burada bunun ölçülü ve ayarlı bir şekilde götürülmesinde TİKA'yla eskisine nazaran son yıllarda çok daha yakın bir strateji içinde gidiyoruz. Eskiden biraz daha -dediğiniz gibi- biz de tam stratejilerimizi oluşturuyorduk. Bu bahsettiğimiz anlaşmalar da -bir yerde Karayipler diyoruz, birazdan Benin'e geçeceğiz, Afrika'nın öbür köşesine- bu çerçeveleri biraz daha hızlandırıp zemini hazırlamak. Yüce Meclisimizin buradaki desteği, bizi yönlendirmesi hakikaten çok önemli. Yürütme olarak her açıdan da bu eleştirileri de alırız, bakarız, dediğiniz gibi daha fazla şey de yapabiliriz ama mesela TİKA Başkanıyla oturup konuştuğumda diyoruz ki: "Şimdi hakikaten kalkınma projelerine yönelelim." Yani bina yapıp ondan sonra bina... O aşamayı aştık. Kalkınma projelerine yönelerek gittiğimiz yerlerde de daha fazla zemin kazanıyoruz. Biraz daha sabır, biraz daha böyle bir... Bizim Türk diplomasisinin en büyük özelliklerinden biri sabırlı inattır. Biz sabırlı inatla bu politikalarımızı yürüteceğiz. Sizlerin yönlendirmesi, bunlar millî davalarımızda zemin kazanmamızda bize moral ve güç veriyor.

Saygılarımla.