Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
Konu | : | Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un, hapis cezasının infazının hastalık nedeniyle ertelenmesi taleplerine ilişkin konu hakkında sunumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 12 .06.2024 |
ALİ BOZAN (Mersin) - Sayın Başkan, kendime kronometre başlatıyorum, süremi kendim şey yapayım.
Sayın Başkan, Sayın Bakan; öncelikle hem Sayın Bakanın hem Genel Müdürün sunumundan kaynaklı teşekkür ediyorum ama yani hem Sayın Bakanı dinlerken hem Sayın Müdürü dinlerken bir an "Ya, Komisyona gerek yok. Biz niye buradayız? Ben kalkıp gideyim." dedim yani hiçbir sıkıntı yok, her şey güllük gülistanlık. Yani kendi gördüğüm somut, bildiğim birkaç örneği vereceğim, özellikle mesele sadece eleştirmek değil, çözüm olması gerçekten.
Şimdi, arkadaşlarımız bahsetti, bu yeni cezaevleri yapılması ve yeni cezaevlerinin "modern cezaevi" olarak tanıtılması meselesi. Şunu biliyoruz yani biz bunu söyledik, eleştirdik, itiraz ettik diye vallahi o cezaevleri yani herhâlde değiştirilmeyecek ama en azından cezaevinde kalan tutuklu ve hükümlülerin günde sadece bir buçuk saat havalandırmaya çıktığı cezaevlerini bence topluma "modern cezaevi" olarak anlatmayalım yani bir düşünün suç tipi ayrımı olmaksızın, tutuklu hükümlü ayrımı olmaksızın bu cezaevlerinde insanlar kalıyor ve sadece günde bir buçuk saat havalandırmadan yararlanıyor ve biz buna "modern cezaevi" diyoruz. Sayın bürokrat arkadaşlar not alırsa veya arkadaşlar, şöyle söyleyeyim, Kürkçüler Cezaevi kampüsü, Tarsus Cezaevi kampüsü, bu yeni yapılan cezaevleri arasındadır kuvvetle muhtemel, her 2 cezaevinde de içme suyu sorunu var ve içme suyu sorunundan cezaevindeki personel dahi şikâyetçi. Bu konuda da naçizane önerim şu: Yani buna dair bir denetim yaparken herhangi bir cezaevindeki suyun ölçümü yapılmasın, cezaevinde kalan tutsakların diğer cezaevlerine göre kantinden satın aldıkları su miktarına bakılsın. Yani eğer Tarsus Cezaevi ve Tarsus kampüsü ve Kürkçüler kampüsündeki kalan tutuklu hükümlüler başka cezaevlerine göre ki yani zor koşullarda kalıyorlar...
BAŞKAN DERYA YANIK - Sıcak bir de orası.
ALİ BOZAN (Mersin) - Sıcağın dışında yani şeyden kaynaklı, kimi zaman ölçümler yapılıyor, sıkıntılı olduğunu düşünüyorum.
Şimdi kameralı görüşle ilgili hep birlikte izledik, gerçekten hem sevindik hem duygulandık bu kameralı görüşe dair ama cezaevlerinde kameralı görüş hakkından yararlanamayan binlerce tutuklu hükümlü var. Şimdi, neden suç tipine göre böyle bir ayrım yapılıyor? Hani klasik bir şeyimiz var, hani şey denir ya; "Kürt anasını görmesin." Valla Kürt, cezaevinde de anasıyla görüntülü görüşemiyor yani cezaevinde hani "Kürt" derken ben "politik tutsaklar" boyutuyla bunu söylüyorum. Gerçekten önemli bir proje -dediğim gibi- duygulandım, etkilendim, sevindim ama kameralı görüş hakkı neden suç tipi ayrımı olmaksızın cezaevinde kalan herkese tanınmıyor? Bakanlığın bu yönlü herhangi bir çalışması var mı?
Şimdi, başlığımız "Türk Ceza İnfaz Sistemi"ydi ama 2021 yılında infaz sistemimize giren idare ve gözlem kurullarına dair herhangi bir şey görmedim -eğer sunumda kaçırdıysam o benim eksikliğim- Bakanlığın idare ve gözlem kurullarıyla ilgili, idare ve gözlem kurullarının kaldırılmasına dair herhangi bir hazırlığı var mı, yok mu? İdare ve gözlem kurullarına dair herhangi bir denetim mekanizması oluşturmayı düşünüyor musunuz? Buna kendi yaşanmışlığımdan bir örnek vereyim: Arkadaşlar, ben kendim hükümlü olarak cezaevinde kalmış bir arkadaşınızım. Şimdi, idare gözlem kurulları şunu soruyor, diyor ki: "Pişman mısın?" Kişi "Pişman değilim." dediğinde altı ay, bir sene uzatıyor. Şimdi, ben infazı durdurulmuş, paketlerde tahliye olmuş bir arkadaşınızım. Eğer -ki daha sonra beraat ettim- şimdi infazım durdurulmasaydı bana sorulacaktı, "Pişman mısın?" denilecekti, ben "Hayır, pişman değilim" diyecektim ve benim infazım ertelenecekti ve ben dörtte 3 değil, dörtte 4 yatacaktım ama ben daha sonra beraat ettim. O zaman, bana sorulan o pişmanlık sorusunun bir kıymetiharbiyesi kaldı mı? Bakın "Pişman değilim." diyecektim ben çünkü zaten beraat ettim sonra. Hani, bu açıdan, özellikle idare ve gözlem kurulu kararlarıyla tahliyesi ertelenen hükümlü sayısı kaç ve tahliyesi ertelenen hükümlülerin suç tipine göre Bakanlığın herhangi bir çalışması var mı, yok mu?
Son olarak -yani beş dakikaya yaklaştım, bitireceğim- arkadaşlar, şöyle bir liste var: 20 ağır hasta mahpus arkadaşın şeyi var. İnsan Hakları Derneğinin verilerine göre 651'i ağır 1.517 hasta tutsak var. Şu 20 kişiyi belirlerken o kadar zorlandık ki gerçekten çok zor hatta şuraya yazacağımız yazıda dahi zorlandık; "durumu ağır hasta mahpuslar" mı yazalım, "öncelikli" mi yazalım? Öncelik-sonralık neye göredir? Çünkü bu 651 durumu ağır hastanın tamamı ailesi için kıymetli, tamamının durumu kendileri için öncelikli. Bakanlığın, özellikle durumu resmî verilerle, bağımsız kurumların raporlarıyla tespit edilmiş hasta tutsaklarla ilgili bir çalışması var mı, yok mu? Burada sadece bir örnek vereceğim: Arkadaşlar, -şey konuşuldu ya- Adli Tıp Kuru diyor ki "Cezaevinde kalamaz." Serdar Yıldırım 31 yaşında; Adli Tıp Kurumunu demiş ki: "Öz bakımını kendi başına yapamaz." ama Mardin İl Emniyet Müdürlüğü demiş ki "Toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturacak." yani öz bakımını yapamayacak bir kişi toplum güvenliği açısından nasıl bir tehlike yaratabilir? Buna yine bir örnek: Özellikle son yıllarda avukatlık yapmış arkadaşlarımız bilirler, dosyalarda sosyal ekonomik durum araştırması için kolluğa yazı yazılıyor. Siz hiç kolluğun gerçekten gizli bir şekilde sosyal ekonomik durum araştırması yaptığını gördünüz mü? Yapmıyor; vatandaşı arıyor, hakkında sosyal ekonomik durum araştırması yapılacak kişiyi arıyor, diyor ki: "Senin araban var mı, gelirin ne kadar?" Şimdi diyorum ki: Bu araştırmayı, tahkikatı da aynı kolluk yapıyor. Bundan kaynaklı, özellikle "toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike" meselesine dair yasal bir düzenleme yapılmasına dair Bakanlığın herhangi bir çalışması var mıdır diyorum.
Süremi sanırım çok... Kendim beş-altı dakika belirlemiştim, bu beş-altı dakikalık süre içerisinde düşüncelerimi ifade etmek istedim.
Teşekkür ediyorum Başkanım.